#hivbilgisi arama sonuçları
134 sonuç bulundu
- Arkadaşınız HIV pozitif olduğunu söylerse? I www.kirmizikurdele.org
www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey Sıkça sorulan HIV soruları Sosyal yaşam - Soru 11 Bir arkadaşınız size HIV pozitif olduğunu söylersene yapmalı, nasıl davranmalısınız? HIV, H harfiyle (human - insan) işaret edildiği gibi her insanın karşılaşabileceği bir virüs olduğu için ömrünüzün herhangi bir noktasında bir HIV pozitif ile karşılaşmanız, en az pozitif HIV tanısı almanız kadar olasıdır. Eğer bir dostunuz, çalışma arkadaşınız, akrabanız vb. size HIV pozitif olduğunu söylerse, bizce bu her şeyden önce size olan sevgisinin ve yüksek güveninin kanıtıdır. Çünkü sizin bu mahrem bilgiyi başka hiç kimseyle paylaşmayacağınıza inanıyordur. Bir insanı aynı anda hem çok sevmenin hem de çok güvenmenin ne kadar zor be değerli bir şey olduğunu eminiz siz de çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla her şeyden önce arkadaşınıza bu güveni için teşekkür etmek ve size verilmiş sırra ihanet etmeyerek bu güveni boşa çıkarmamak oldukça önemli başlangıç olacaktır. Arkadaşınıza tam manasıyla destek olabilmek için yapabileceğiniz bazı şeyleri şöyle sıralayabiliriz; Güncel #hivbilgisi ve #hivindogrusu'nu öğrenin HIV hakkında sahip olduğunuz doğru bilgi miktarı arkadaşınıza desteğinizin de belirleyicisi olacak. Dolayısıyla Kırmızı Kurdele İstanbul ve özel olarak bu konuya odaklanmış farklı STK ve kurumlar gibi güvenilir kaynaklardan #hivbilgisi edinmek arkadaşınıza destek olurken onu daha iyi dinlemenize ve anlamanıza yardımcı olacaktır. Çalışmalarımızın temeline konumlandırdığımız ''Bil. Önemse. Korun. '' sloganının ''Bil'' önermesi ile başlamasının sebeplerinden biri de budur. Güncel #hivbilgisi ve #hivindogrusu sadece arkadaşınıza doğru biçimde destek olmanızı sağlamaz, ayrıca sık sık tekrarladığımız "HIV'e karşı en etkili araç bilgidir'' sloganında söylendiği gibi bu bilgiyle kendinizi de güçlendirmiş olursunuz. Öncelikle arkadaşınıza bu çok önemli bilgiyi sizinle paylaştığı, size güvendiği için teşekkür edin. Çünkü inanın bunu yapmak o kadar da kolay olmayabilir ve bu güven kesinlikle aranızdaki güçlü bir arkadaşlık bağının işareti. Sorularınız yargı ya da suçlama içermesin. Anlamak, öğrenmek ve destek olmak amaçlı sorular sorun. HIV hakkındaki doğru bilgi oranınız arkadaşınıza sağlayabildiğiniz desteğinizin de belirleyicisi olacak. Dolayısıyla arkadaşınızın sizden istediği/isteyebileceği desteği netleştirmeye çalışın. Bazı insanlar sadece iyi ve kendilerini yargılamayacak, bu bilgiyi hiçbir şekilde aleyhlerinde kullanmayacak bir dinleyiciye ihtiyaç duyarlar. Bazıları ise hem dertleşecek hem de süreçte hastane/ilaç/tedavi vb. konularda kendilerine destek olabilecek bir arkadaşa ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla, arkadaşınıza destek olmak istiyorsanız, ona nasıl destek olabileceğinizi iyi anlamanız, en önemli ilk adımlardan biridir. Ona destek olmak için yapabileceğiniz bir şey olup olmadığını en uygun dille sorun . Durumlarını size açıklamayı seçmelerinin bir nedeni, bir sırdaşa, destekçiye ihtiyaç duymaları veya belirli bir sorun veya zorlukla ilgili yardıma ihtiyaçları olabilir. Bazı insanlar bu bilgilerle halka açıktır, yani HIV pozitif olduklarını herkese söylerler ve bunu dert etmezler; bazıları is bu bilgiyi gizli tutar. O yüzden, başkalarının bu bilgiyi bilip bilmediğini ve HIV durumları hakkında ne kadar gizli olduklarını sorun. Bu onunla HIV hakkında yapağınız konuşmalar için sağlıklı bir çerçeve çizecektir. Önce kendinizi, sonra yakın çevrenizi HIV konusunda eğitin . Dedikodu ve safsatalara kapılarak varsayımlarda bulunmayın. Doğru ve güncel #hivbilgisi edinin. Günümüzde düzenli HIV ilaç tedavisi (ART) ile kanlarındaki virüs yükü B (belirlenemeyen) seviyeye baskılanan HIV pozitifler, ilaç tedavisine TAM UYUM ve TAM SADAKATLE devam ettiği ve bu seviyeyi koruduğu sürece -kondomsuz ilişkilerde bile- partnerlerine HIV bulaştıramazlar, yani HIV geçişi riski SIFIRdır. (Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan ) Bu kapsamda arkadaşınızın ne yakın zamanda HIV yüzünden öleceği ne de virüsü başkalarına bulaştıracağı gibi yanlış fikirlere kapılarak, kaygı temelli ve ön yargıları besleyecek, arkadaşınızın kendisini dışlanmış/anlaşılmamış hissetmesini sağlayacak bir iletişim kurmayın. Unutmayın; HIV sadece bir virüstür ve hiç kimsenin tüm hayatını ve karakter yapısını belirlemez. Günümüzdeki etkin HIV ilaç tedavisi sayesinde HIV ile yaşayanlarda herkes kadar uzun, sağlıklı, neşeli ömürler sürebilir, çalışabilir, evlenebilir, HIV negatif çocukları olabilir, özetle HIV negatiflerle aralarında hiçbir sosyal/yasal fark olmaksızın yaşayabilirler. HIV pozitif arkadaşınızı daha iyi anlamak, daha doğru bir iletişim inşa etmek ve HIV hakkında daha doğru bir perspektife sahip olmak için aşağıdaki ilgili bağlantıları incelemeyi ihmal etmeyin. -- İlgili bağlantılar: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B) hakkında 9 soru-cevap HIV pozitiflerin duymaktan hiç hoşlanmadıkları 6 soru HIV pozitif bir bireyle flört ya da ilişki HIV hakkında her şey sayfaları #HIVbilgisi sayfaları www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu
- HIV ilaçları ve PrEP (Temas Öncesi Profilaksi) I www.kirmizikurdele.org I www.kirmizikurdele.org
PrEP. Türkiye'de PrEP var mı? I www.kirmizikurdele.org Sıkça sorulan HIV soruları Önleme - Soru 9 Arkadaşımın HIV tedavisi ilaçlarını PrEP/TÖP olarak kullanabilir miyim? Soruya iki cevap vermek gerekiyor. Birincisi; Siz arkadaşınızın HIV'i baskılamak, B (belirlenemeyen B=B) seviyeye ulaşmak ve sağlıklı bir ömür sürdürmek için düzenli olarak kullanması gereken HIV tedavisi ilaçlarını PrEP/TÖP olarak kullanırsanız arkadaşınız ne kullanacak? Onun ilaçlarını kullanmanız onun tedavisini şimdi ya da (eğer yedek ilaçlarını kullanmayı planlıyorsanız) gelecekte onun tedavisini aksatmaz mı? Yok eğer onun ilaçlarını ikiye bölerek kullanmayı soruyorsanız; lütfen yapmayın. Çünkü bu da aynı şekilde arkadaşınızın tedavisinin aksamasına, B (belirlenemeyen B=B ) seviyeyi kaybetmesine hatta ilaç direnci geliştirmesine sebep olabilir. Bilimsel cevaba gelirsek; Bazı HIV tedavisi ilaçları ile PrEP tabletleri aynı molekülleri içerirler ancak tüm HIV tedavisi ilaçlarının PrEP olarak kullanılması önerilmez. Çünkü HIV tedavisi ilaçları -genelde- 3 molekülden oluşan bir kombinasyondur. PrEP'te ise bu sayı değişiklik gösterebilir. Yani hali hazırda PrEP olarak kullanılan tabletler HIV tedavisi için kullanıldığında yanına başka ilaçlar (moleküller) eklenir, ki kombinasyon tedavisi denilen bu uygulama HIV ilaç tedavisinin başarılı olmasının temellerinden biridir. Tedavi başarısının bir diğer sırrı ise HIV tedavisi ilaçların tam olarak reçete edildiği şekliyle, tabletleri bölmeden, aksatmadan, tam uyumla kullanılmasıdır. Yani arkadaşınızın HIV'i baskılamak, B (belirlenemeyen B=B ) seviyeye ulaşmak ve sağlıklı bir ömür sürdürmek için düzenli olarak kullanması gereken HIV tedavisi ilaçlarını PrEP olarak kullanmanız tavsiye edilmez. Doğru PrEP/TÖP kullanımı ve temini ile ilgili olarak PrEP sayfamızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. İlgili bağlantılar; *Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B = B) hakkında en çok sorulan 9 soru, 9 cevap *PrEP/TÖP nedir? HIV hakkında her şey | Sıkça sorulan HIV soruları * www.kirmizikurdele.org/prep *PrEP kılavuzu yayında www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu
- Kırmızı Kurdele İstanbul I HIV ve İnsan Hakları I HIV hakkında her şeyHIV ve İnsan Hakları https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/hiv-ve-insan-haklari
HIV ve insan hakları I HIV hakkında her şey I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı ve kaynağı Kırmızı Kurdele İstanbul Viral sıçrama (blips) nedir -HIV ve insan hakları- HIV, ilk kez görüldüğü andan itibaren insanlığın karşılaştığı en zor sorunlardan biri olarak kaydedildi ve 84.2 milyon insan virüsten doğrudan, en az bir o kadarı ise dolaylı olarak etkilendi. Birleşmiş Milletler'in AIDS ile mücadele ortak programı olan UNAIDS, HIV'i durdurma hedefinde bugüne kadar görülen büyük ilerlemelerin, insan haklarına saygılı olunan bölge ve alanlarda görüldüğünü söylüyor. HIV alanının pek çok farklı ve saygın otoritesi, HIV olgusuna verilecek küresel ortak cevabın insan hakları temelli yaklaşımlara dayalı olması gerektiği konusunda hem fikir. Devletlerin HIV ile ilgili insan haklarını destekleme ve koruma yükümlülükleri mevcut uluslararası anlaşmalarda tanımlanmış durumda. HIV ve AIDS ile ilgili olarak değerlendirilebilecek insan hakları, yaşam hakkı, bireyin özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ulaşılabilir en yüksek zihinsel ve fiziksel sağlık standardı hakkı, ayrımcılık yasağı, eşit koruma ve yasa önünde eşitlik hakkı, hareket özgürlüğü hakkı, mahremiyet hakkı, serbestçe bilgi alma ve verme hakkı, örgütlenme hakkı, evlenme ve aile kurma hakkı, çalışma hakkı, eğitime eşit erişim hakkı, yeterli bir yaşam standardına sahip olma hakkı, sosyal güvenlik, yardım ve refah hakkı, bilimsel ilerleme ve faydaları paylaşma hakkı, kamusal ve kültürel hayata katılma hakkı ve işkence ve diğer zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezalardan arınma hakkı gibi temel hakları ve fazlasını kapsar. Türkiye'nin *en çok başvurulan ve güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı #kirmizikurdeleistanbul olarak HIV olgusuna verilecek yerel ortak cevabın insan hakları temelli yaklaşımlara dayalı olması gerektiği konusunun altını her fırsatta çiziyor ve Türkiye'de HIV kaynaklı damgalama ve ayrımcılığın olmadığı bir gelecek inşa etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. (*Karşılaştırmalı analizlere göre) #hivhakkindahersey #hivcokdegisti #hivindogrusu HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın
- Sivrisinekten HIV bulaşır mı? I www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi
Sivrisinek ısırığı ve HIV I www.kirmizikurdele.org I Herkes için #hivbilgisi Sıkça sorulan HIV soruları Bulaş yolları - Soru 10 Sivrisinekten insana HIV bulaşır mı? Sivrisinekler Zika ve Sarı Humma gibi bazı virüslerin insandan insana aktarılmasında taşıyıcı rol oynayabilirler fakat aynı şey HIV için geçerli değildir. Zaten HIV kısaltmasının başındaki H human yani insan demektir ki bu da bu virüsün sadece insan vücudunda barınabildiğinin en basit kanıtıdır. Bir sivrisinek, kanında HIV bulunan bir kişiden beslendiğinde, HIV sivrisineğin insan T hücresi içermeyen bağırsağına girer. Dolayısıyla virüsün çoğalacağı bir konak hücre yoktur ve sivrisineğin sindirim sistemi tarafından hızla parçalanır, yapısı bozulur ve işlevsiz hale gelir. Buna karşın sıtmaya neden olan tek hücreli parazit, sivrisineğin bağırsağında hayatta kalıp çoğalabilir ve bulaşıcı bir forma dönüşebilir. Ortaya çıkan sporozoitler daha sonra böceğin tükürük bezlerine göç eder. Sivrisinekler ısırdıklarında tükürüklerini enjekte ettiklerinden, parazit böceğin beslendiği bir sonraki insana geçer. Bu durumda bulaşma için enfeksiyöz ajan ile vektör (sivrisinek) arasındaki karmaşık etkileşim gereklidir. Ancak HIV, sivrisinek bir başkasını tekrar ısırmadan önce bağırsakta parçalanarak bozulur ve bu nedenle sineğin ısırdığı bir sonraki kişiye asla bulaşmaz. Eğer sivrisineklerden insanlara HIV bulaşabiliyor olsaydı dünyadaki hemen hemen herkes HIV pozitif olmuş olurdu. İlgili bağlantılar: Türkiye'de ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden yani anonim olarak HIV testi yaptırabileceğim merkezler var mı? Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B hakkında 9 soru, 9 cevap Şüpheli temastan ne kadar süre sonra HIV testi yaptırmalıyım? www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey
- HIV hakkında her şey | İlaç temini...İlaç temini/Sosyal hayat, Soru 1 https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/sss-i1
HIV hakkında her şey I Sıkça sorulan sorular I İlaç temini I Türkiye'nin güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Sıkça sorulan sorular İlaç temini ve sosyal yaşam - Soru 1 Özel sektörde çalışıyorum. Tedavim devlet tarafından karşılanır mı? Türkiye'de ilgili yasalar gereği, özel sektörde çalışan her birey, çalıştığı iş yeri tarafından sigortalanmak zorundadır. Eğer özel sektörde çalışıyorsanız, normal koşullarda otomatik olarak SGK’lısınızdır. Yani çalıştığınız işletmenin başvurusu ile devlet tarafından sağlık, emeklilik ve işsizlik primleriniz güvence altına alınmış oluyor. İş yerinizin sizin adınıza yatırdığı primler, HIV tedavisi ile ilgili tüm HIV ilaçları (ART) ve tedavi testleri devlet tarafından %100 olarak karşılanmasını sağlar. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu Sıkça sorulan sorular sayfasına dönmek için tıklayın
- Fonksiyonel HIV tedavisi nedir? I www.kirmizikurdele.orgTedavi, Soru 16 https://www.kirmizikurdele.org/fonksiyonel-hiv-tedavisi-ne-demek
HIV hakkında her şey I Sıkça sorulan HIV soruları I Fonksiyonel HIV tedavisi nedir? I Türkiye'nin güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Sıkça sorulan HIV soruları Tedavi - Soru 16 Fonksiyonel HIV tedavisi ne demek? Dünyada şu anda sürmekte olan HIV kesin tedavisi çalışmalarının yanında bir de fonksiyonel HIV tedavisi çalışmaları var. Yani bu yaklaşım şu anda sadece test edilmekte. Henüz bir seçenek olmadığı için, hastaneye/doktora gidip, ''ben fonksiyonel HIV tedavisi'' istiyorum demek şimdilik mümkün değil. Kavramı ilk kez duyanlar için Fonksiyonel HIV tedavisini HIV tedavisi yolunda yeni ve umut veren bir ilaç çalışması insan denemeleri için onay aldı! başlıklı yazıda şöyle anlatmıştık; ''HIV’in tedavisine yönelik çeşitli arayışlardan bir diğerinin adı olan fonksiyonel HIV tedavisi şu anlama geliyor; Fonksiyonel tedaviyi amaçlayan ilaç/lar alındıktan ve başarılı olduktan sonra ilaç tedavi kesilir. Bu aşamada vücutta hala bir miktar HIV kalır. Fakat az miktardaki bu HIV tamamen etkisiz/uyur durumdadır, taşıyıcıya herhangi bir olumsuz etkisi olmaz, HIV hiç kimseye hiçbir şekilde bulaştırılamaz ve bu tedaviyi alan kişi testlerde HIV pozitif çıkmaz''. Yani fonksiyonel HIV tedavisinde şu anda her gün düzenli olarak kullanılmakta olan mevcut HIV ilaç tedavisinden farklı olarak, sadece belirli bir süre ilaç kullanılır. Bu sürede virüs tamamen baskılanır ve HIV pozitif kişiler bu aşamadan sonra ilaç kullanımını doktor kontrolünde bırakırlar. Ancak bu tedavi yaklaşımı şu anda sadece test edilmekte. Henüz bir seçenek olmadığı için, hastaneye/doktora gidip ''ben fonksiyonel HIV tedavisi'' istiyorum demek şimdilik mümkün değil. Türkiye'nin en çok başvurulan #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı olarak Dünyanın her yerinde, HIV bilimi alanındaki çalışmaları yakından takip etmeye ve gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz. İlgili bağlantılar; HIV tedavisi yolunda yeni ve umut veren bir ilaç çalışması insan denemeleri için onay aldı! COVID19, HIV kesin tedavisini bulmayı kolaylaştırır mı? www.kirmizikurdele.org/art www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Sıkça sorulan sorular sayfasına dönmek için tıklayın
- HIV tedavisine erişim I www.kirmizikurdele.org
HIV tedavisine erişim hakkında bilinmesi gerekenler, herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org'de - HIV ve tedaviye erişim - Yayına hazırlayan: Av. Fırat Can Güngör Güncelleme tarihi: Haziran 2024 Yayın tarihi: Mart 2020 HIV ve haklar yazı dizisinin bu bölümünde tedaviye erişim ile ilgili kısa bilgiler vermeye ve karşılaşılabilecek olası sorunlar ile ilgili çözüm yolları önermeye çalışacağız. Tanı Her birey herhangi bir devlet/üniversite/eğitim araştırma vb. ya da özel hastanelerde ya da özel klinikler/laboratuvarda HIV testi yaptırma hakkına sahiptir. Bu testler, Türkiye genelinde uygulanan sağlık hizmetleri sunumu modeline göre standart muayene prosedürü kapsamında, geçerli kimlik belgesi ile yapılıyor. İstisnai olarak ülke genelinde bir kaç noktada anonim testler de düzenlenmekte. Bu noktalara ilişkin bilgiyi şu sayfamızda bulabilirsiniz. Bu testler sonucunda HIV tanısı alındıktan sonra tedavi süreciniz resmen başlamış olur. Tedavi Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için HIV tedavisi ile ilgili ciddi sorunlar yaşanmamakta, sisteme kayıtlı her yurttaş tedaviye büyük oranda sorun yaşamadan erişebilmektedir. Ancak burada temel sorun farklı hastalıklar veya tetkikler için sağlık kuruluşuna yapılan başvurularda meydana gelebiliyor olmasıdır. Tedaviye erişimin tamamen engellenmesi HIV tanınız nedeniyle başkaca hiçbir tedavinizin aksamasına ya da aksatılmasına dönük müdahalelere izin vermemelisiniz. Bu tür durumlar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. ve 56. maddelerine açıkça aykırıdır. Ayrıca Anayasa hiçbir yurttaşın hiçbir kurumda ayrımcılığa maruz kalmaması için ayrımcılık yasağı öngörmüştür. Bu nedenlerle, HIV bahane edilerek şu ya da bu tedaviye erişmenizin engellenmesi kabul edilemez. Böyle bir durumda derhal hastanenin hasta hakları masasına ve ilgili yargı mercilerine başvurmanızı öneririz. Bazen bazı sağlık kuruluşlarında başka hastalara uygulanan tedavilerin HIV pozitiflere uygulanmadığını yeterli ekipman olmadığı vb. bahanelerle duyabilirsiniz. Bu durumda, herkese uygulanan tedavinin aynısını en hızlı şekilde isteme hakkına sahipsiniz. Eğer bu tedaviye erişiminiz engelleniyorsa, bu hususları açıklayan yazılı bir belge talep etmelisiniz. Dilerseniz, tedaviye o kurumda erişmek için başvurularınızı da yaparak, ayrıca mağduriyetiniz nedeniyle hukuki yollara başvurabilisiniz. Tedaviye erişimin kısmen engellenmesi, zorlaştırılması Yine HIV tanınız nedeniyle, farklı bir sebeple başvurduğunuz sağlık kuruluşunda size özel farklı uygulamalar, zorluklar veya uygulanması gerekenden tamamen farklı bir prosedür uygulanmaya çalışılabilir. Bu yine anayasanın ilgili maddelerine ve temel sağlık haklarını düzenleyen mevzuatlara aykırıdır. HIV nedeniyle, tedaviye erişimde sürecin uzatılması veya zorlaştırılması gibi angaryalara katlanma zorunluluğu mevcut değildir. Devletin sağlık hizmetlerini en steril ve en teknolojik şekillerde sunma görevi yasalarla tanımlanmıştır. Bu nedenle, kullanılacak makineler, tetkik tıbbi malzemeleri ve ya diğer tüm ünitelerin zamanında hazır edilmesi veya sterilizasyonu sorumluluğu da devlette olup; tarafınıza bu konuda bir yük yüklenemez. Sizin beklentiniz, en ucuz, en hızlı ve makul şekillerde sağlık hizmetine erişmek olmalıdır. Bu konuda bir taviz vermemelisiniz. Yine tüm bu zorlamalar nedeniyle maruz kalınan mağduriyetlerin giderilmesi adına hasta hakları masasına ve adli-idari yargı mercilerine başvuru hakkınız saklıdır. Sosyal güvence hakkı Tedaviye erişim için bir diğer husus ise sosyal güvencenin varlığıdır. Mevcut faal bir sigortası olan her yurttaş tedaviden faydalanabilecektir. Bağ-Kur’lu olup primlerini iki aydan uzun süre ile yatırmayan kişilerin sosyal güvence hakkından faydalanılamayacağına dair hüküm HIV tedavisi için geçerli değildir. Bu durumlarda dahi sağlık hizmeti almak isteme hakkına sahipsiniz. Sosyal güvenceniz yok ise belirlenmiş aylık primi ödeyerek genel sağlık sigortası sistemine dahil olmanız da mümkündür. Bu sayede de yine HIV tedavisine ulaşmanız sağlanacaktır. Sonuç olarak; Devletin ve haliyle ilgili bakanlığın her vatandaşına ve vatandaş olmasa da ülke sınırları içinde dökümanlı/kayıtlı olarak bulunan tüm bireylere, en hızlı ve gelişmiş sağlık hizmetini hiçbir ayrımcılığa maruz bırakmadan sunma görevi, uluslararası sözleşmelerle ve anayasa ile tanımlanmıştır. Bu konuda herhangi bir cayma kabul edilemez. Dolayısıyla birey olarak yine sizlere, sağlık hakkınızın engellenmesine izin vermemenizi ve aksi bir durumda hukuki girişimlerde bulunmanızı tavsiye ederiz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey HIV ve haklar, hukuki boyutuyla HIV sayfalarımıza dönmek için tıklayın
- Kırmızı Kurdele İstanbul I HIV ile yaş almak I Yaş ve HIV ilişkisiHIV ve Psikoloji https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/hiv-ve-psikoloji
HIV ve psikoloji I HIV tanısı sonrası stres bozukluğu I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul -HIV ve psikoloji- -Travma sonrası stres bozukluğu- . HIV ile yaşayan bireylerin 4’te 1’i tanı sonrası travma yaşıyor HIV ile yaşayan pek çok bireyin HIV tanısı ile başlayan süreçte yaşadığı duygusal çöküntü, uzun süre etkisini sürdüren bir psikolojik bunalıma dönüşebiliyor. Travma olarak nitelendirilen bu erken dönem HIV tanısı sürecindeki psikolojik durum, gerekli önlemler alınmaz ve destekler sağlanmazsa, psikolojik hasarın daha uzun vadeli yaşanmasına neden olabiliyor. Psikiyatrik olarak “Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) olarak adlandırılan bu psikolojik hasar, bir ya da birden fazla travmatik olaya maruz kalma sonrasında ortaya çıkan ve bu olaya (ya da olaylara) ilişkin verilen bir dizi belirtiler olarak tanımlanıyor. (* Post Traumatic Stress Disorder) Bu bozukluğa ilişkin tablo, klinik açıdan her bireyde farklı şekilde vücut buluyor. Travmatik yaşantının deneyimlenmesinden sonra (travmaya sebep olan) olayın önemli bir bölümünü hatırlayamama, olumsuz inanışlar ve belirtiler (kimseye güvenememe, kötü biri olduğunu düşünme vb.), duygu durumlarına ilişkin olumsuz bir tablo (korku, utanç, öfke), önemli etkinlik ve diğer bireylerden kopuş şeklinde ortaya çıkabiliyor ya da var olan bir psikolojik tablo daha da kötüleşebiliyor! Başlıca belirtileri arasında uyaranlara karşı aşırı tepki, duyarlılık, tetikte/diken üstünde olma; olayı anımsatan, simgeleyen uyaranlara karşı artan tepkiler; sık sık olayı anımsama ve her anımsayışta olayın yeniden deneyimleniyor gibi hissedilmesi gibi davranış ya da duygular yer alan travma sonrası stres bozukluğunda; hayaller, kabuslar, işgalci düşünceler, olay örgüsünde kopukluklar, unutma, kimlik karışıklığı, yabancılaşma, travmatik olayla bağlantılı kaçınma davranışları (Örn: cinsellikten uzak durmak), uyku problemleri, depresyon vb. gibi ikincil psikolojik rahatsızlıklar da görülebiliyor ve bazen HIV ile yaşayan bireylerin hayatını daha da zorlaştırabiliyor. Nisan 2020’de alanda en kapsamlı ve sistematik meta analizi* olarak yürütülen çalışmanın BMJ Open Dergisi’nde yayınlanan sonuçlarına göre, HIV ile yaşayan bireyler arasında Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaygın bir şekilde görülüyor. TSSB’nin tıbbi ve psikolojik tanımlarına uygun çerçevede olmak kaydıyla 2000 yılı sonrası yapılan 38 ayrı çalışma üzerinde yapılan meta analiz çalışmasının sonucuna göre, HIV ile yaşayan bireylerin %28’inde, tanı aldıktan sonra TSSB gözlemleniyor. Çalışmaların gerçekleştirildiği örneklem gruplarındaki TSSB yaygınlığı ise kadınlarda %35’ken, MSM’lerde %33 ve heteroseksüellerde %20 seviyelerinde görülüyor. Tanı sonrası travmaya dikkat! Yayınlanan çalışma sonuçlarını hakkında görüşlerine başvurduğumuz Klinik Psikolog Gizem Gülmez: “Günümüzde dünya çapında 40 milyona yakın insanın HIV ile yaşadığı biliniyor. Bu sayı ülkemizde de resmi olarak 25 bine dayandı. HIV’in günümüzde her ne kadar etkin bir tedavisi olsa da, HIV’e yönelik damgalamanın hala çok fazla oluşuyla, aslında pek çok başka daha ölümcül ve bulaş riski taşıyan hastalığa göre, daha zorlu tanı sonrası ortaya çıkan Travma Sonrası Stres Bozukluğu tablosu gözlemliyoruz.” diyor ve ekliyor; “Tanıyla beraber sağlığın geri dönüşü olmayan şekilde kaybedildiği inancı, hayat boyu HIV ilaç tedavisi (ART) kullanımı ve bu statüye sahip olmak, bazı kişilerce travma deneyimi olarak yaşanabilir'' HIV tanısı alan bireyin daha önce ne ölçüde HIV’e yönelik yanlış inanca sahip olduğu, tanı sonrası yaşayacağı travma şiddetini de arttırabilir. Bu meta-analiz çalışmasına göre HIV’le yaşayan bireylerin %28’inde tanı sonrası tanı sonrası TSSB belirtileri gözlemleniyor ve Türkiye gibi gelişmekte olan, orta-düşük gelir düzeyli ülkelerde bu oranın daha da fazla olduğu tahmin ediliyor. Özellikle tanı alan bireyin cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği toplum tarafından kabul görmüyorsa ve dolayısıyla bir azınlık olarak sosyal haklara erişememesi ve damgalanmayı arttıran faktörler söz konusuysa, bu durumda TSSB riski hızla artıyor. Doğru bilgi ve destek, travma şiddetini kesinlikle azaltıyor! Kırmızı Kurdele İstanbul tarafından European AIDS Treatment Group işbirliği ile düzenlenen ve Türkiye’nin ilk kapsamlı HIV aktivist eğitim programı olan Pozitif Akademi 'nin ilk dönem mezunlarından biri olan Klinik Psikolog Gizem Gülmez , HIV ile yaşayan bireylerin, tanı sonrasında yaşayabilecekleri travmayı yönetme konusunda ise şunları öneriyor: “Öncelikle HIV’le ilgili doğru bilgiye ulaşabilir olmak çok önemli. HIV’e dair yanlış bilgi içeren, bilimsel ve güncel olmayan kaynaklardan bilgi edinmeye çalışmak, google’lamak, kaygı arttırabilir ya da damgalama, ötekileştirme, marjinalizasyon, dışlama içeren söylemlere maruz kalarak benlik algısında olumsuz yönde değişimlere ve baş etme mekanizmalarının zarar görmesine, ve sonunda HIV statüsünün güvenli kişilerle de paylaşımının önüne geçerek travmayla baş etmede önemli bir faktör olan sosyal destekten önemli ölçüde yoksun kalınmasına neden olabilir. Bu sebeple akran danışmanlığı, grup terapileri, HIV’le yaşayan diğer bireylerle temas, HIV tanısı alan bireyin yalnız ya da yanlış olmadığı inancının pekişmesinin sağlanması bakımından oldukça önemli çalışmalardır. Belirtilerle kişisel olarak baş etmenin zorlaştığı, intihar düşüncelerinin belirdiği, anksiyete gibi ikincil bozuklukların ortaya çıktığı, işlevselliğin büyük ölçüde bozulduğu durumlardaysa mutlaka bir uzmandan psikolojik destek alınmalıdır.” Kamuya büyük iş düşüyor! “Düşmanca, suçlayıcı, ötekileştiren tavırlar, travmanın şiddetini arttırabilir. Ve tam aksine destek de travmanın izlerini silebilir. Başkalarına karşı güvenlik algısı parçalanmış kişilerin, bu algıları yeniden tesis etmesinde “diğerlerinin” rolü önemlidir.” diyen Gülmez, ekliyor: “Bu bağlamda HIV’e yönelik damgalayıcı ve nefret içeren söylemlerle mücadele, HIV’e yönelik farkındalık kampanyalarının görünürlüğünün arttırılması, HIV’le yaşayan bireylerin yalnız olmadığının gösterilerek, travmaya karşı korunmasında ve travmanın tedavisinde oldukça önemli çalışmalar olacaktır. Yine HIV’le yaşayan bireylerin temas ettiği sağlık çalışanlarının damgalanma, HIV’e dair mitler, tanı kişiye nasıl söylenmelidir gibi konularda eğitilmeleri, koruyucu önlemler olarak oldukça önemlidir.” Meta analizin gerçekleştirildiği çalışmanın orijinal sonuç metnine burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz. --- *Meta analizi, aynı konularda fakat birbirinden bağımsız çalışma sonuçlarının niceliksel gözden geçirilmesi ve sentezi olarak tanımlanmaktadır.. --- www.kirmizikurdele.org #kanittemelliaktivizm #hivhakkindahersey #hivindogrusu HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın
- www.kirmizikurdele.org I Kondom HIV'i önler mi?
Herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org I Kondom HIV'i önler mi? Sıkça sorulan HIV soruları Önleme - Soru 8 Kondomlar HIV'i önlemede gerçekten etkili midir? Evet. Kondom doğru ve düzenli kullanıldığında, HIV ve cinsel yolla bulaşabilen/aktarılabilen enfeksiyonların (CYBE) önlenmesinde oldukça etkili olur. Araştırma lar, doğru şekilde kondom kullanımı ile gonore, klamidya, sifiliz, HIV, hepatitler gibi enfeksiyon risklerini ciddi oranda azalttığını dair kanıtlar sunmaktadır. Temelde iki tür kondom vardır: erkek kondomu (harici kondom), kadın kondomu (dahili kondom). Erişimi en kolay olan erkek kondomu, cinsel ilişki öncesinde erekte olmuş penisin üzerine geçirilmek suretiyle kullanılmakta ve korunma sağlamaktadır. Çok fazla bilinmeyen ve piyasada bulunması oldukça zor olan kadın kondomu ise üzerini de kaplayacak şekilde vajina içerisine yerleştirilerek kullanılan ve vajinal ile ilişkili olan her türlü cinsel eylem sırasında korunmayı sağlayan bir araçtır. Doğru kondom kullanımı ile ilgili ipuçları, tavsiyeler ve güvenilirlikle ilgili bilimsel kaynaklar/referanslar için aşağıdaki ilgili bağlantılar bölümünden ya da görsele tıklayarak kondom hakkında her şey sayfamıza erişebilirsiniz. İlgili bağlantılar; www.kirmizikurdele.org/kondom www.kirmizikurdele.org/besittirb www.kirmizikurdele.org/tasp www.kirmizikurdele.org/art www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu Sıkça sorulan sorular sayfasına dönmek için tıklayın
- HIV pozitif olduğum iş yerime bildirilir mi? | www.kirmizikurdele.orgİlaç temini/Sosyal hayat, Soru 6 https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/hastaligim-is-yerime-bildirilir-mi
Pozitif HIV tanısı ve hasta mahremiyet hakkı I www.kirmizikurdele.org Sıkça sorulan HIV soruları İlaç temini ve sosyal yaşam - Soru 6 HIV baskılayıcı tedavi ilaçları kullanıyorum. İş yerim kullandığım ilaç bilgisini görür mü ya da hastane iş yerime bilgi verir mi? Hastan mahremiyeti hakkı, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) gibi bağlayıcı hükümler gereğince bu kayıtlar sadece bireyin kendisi ile paylaşılmaktadır. HIV tedavisi süresince yapılan tüm muayene ve tahlillerin kayıtları sadece tedavi gördüğünüz hastanenin bilgi sisteminde ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bilgi merkezinde kayıtlı tutulmaktadır. Bu kayıtlar, hastanenin tedavi sürecinizi takip edebilmesi, SGK'nın ise ilgili ödemeleri yapabilmesi için gereklidir. İlaçlarınıza ait detayları ise sadece reçeteyi yazan hekim(ler)iniz ve eczaneniz görüntüleyebilmektedir. Dolayısıyla herhangi bir hastane ya da eczane dışında tedavinize ait bilgiler üçüncü şahıslarla paylaşılmamalıdır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu
- Kırmızı Kurdele İstanbul All about HIV I Red Ribbon Istanbul I HIV TurkeyWhy The RRI is founded.. https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/why-the-rri-is-founded
Turkey's most trusted HIV information source I Online counselling I Red Ribbon Istanbul I UequalsU I Why The Red Ribbon is founded in İstanbul? Why The Red Ribbon is founded in İstanbul? “Turkey has solved the immense issue of HIV/AIDS, since the first case was seen in 1985…” — We wish we could say this but, unfortunately, we are a long way off from solving the current situation. It would, however, be unfair to say that there has been no progress or improvement, when evaluating the current situation. It would be especially unfair to the number of qualified activists, including ourselves at Red Ribbon, and to the healthcare officials that have been making great progress on HIV issues for many years already. This is exactly the reason why it is, not only very important, but also much needed, to make an adequate evaluation of the current situation before we start our new journey. In countries like Turkey, where social acceptance is a high determining factor, progress on so-called ‘marginal’ issues, including sexuality and HIV, takes much longer. That said, on the other hand, we’ve witnessed quite a few “big leaps” on taboo issues in a very short time, sometimes even overnight. When taking a look at projects run by the state and CSOs on HIV issues, we see that most of these focus only on responses after diagnosis of HIV seroconversion. In comparison to numerous good examples from different countries, we see that, even with very limited budgets, focusing on prevention and awareness is the more effective use of NGOs’ efforts and the state’s sources, rather than focusing only on post-seroconversion treatment. With this perspective, we see that, in addition to the basic argument of HIV activism, supporting patient groups, projects on awareness and prevention is also very much needed. Another important point to note is the lack of collaboration and cooperation between the state, CSOs, and the private sector in Turkey. As can be seen in many other better examples, collaboration and cooperation on awareness and prevention projects have had significant contributions in circulating quality information and transforming negative perception into a positive one. A main complementary factor to awareness and prevention campaigns is HIV testing. We believe that data and sources are currently aligned with governmental health policies and we are not able to obtain unbiased results that reflect the reality of the situation. HIV has its own unique set of dynamics and needs for every step — from prevention to treatment. There are still legal barriers in establishing community-based test centers, which have been used for many years in Europe with great benefit. We need to overcome these challenges immediately. They make the process more and more difficult for people, who are already socially fragile and poised to be marginalized. The fragility and marginalization makes their access to tests, information, and treatment increasingly difficult. When considering all of these points, understanding the reason why projects in Turkey have mostly focused on patient groups is not difficult. That said, however, with the increasing number of HIV cases, we clearly see the need to focus on areas other than only post-diagnosis treatment. With these points and needs in mind, Red Ribbon İstanbul was founded to promote HIV and AIDS activism with awareness, advocacy, prevention, and support. To achieve these goals, we will: *Produce reference materials necessary for diagnosis and treatment, *Encourage and develop collaboration between CSOs, the private sector, and the state to ensure correct information and promote safe sexual behavior, *Support organizations that face capacity problems, due to being the only organization working in a specific field, and * Aim to stop the spread of HIV in Turkey, as it is still possible at this stage. Turkey’s first community based HIV/AIDS organization was founded in 2005. Within a decade, with an enormous amount effort and relentless and dedicated work, they have made a great contribution to change the perception of HIV into a more positive one. As a result of these contributions, many different NGOs targeting various parts of the society have taken responsibility on addressing HIV/AIDS and have run numerous projects. At Red Ribbon Istanbul , we aim to increase the number of correct and qualified materials readily available and to also run transparent and measurable projects, benefiting from these experiences. We would like to thank those, with whom we’ve worked together in the past, those with whom we’ve grown together, and those with whom we will work jointly for the social good in the future. www.kirmiziukurdele.org #hearpreventprotect #allabouthiv Click for our #onlinehivcounselling service
- HIV nasıl bulaşır I www.kirmizikurdele.org
HIV hangi yollarla bulaşabilir I www.kirmizikurdele.org I Herkes için #hivbilgisi I HIV hakkında her şey HIV pozitiflerle, *Aynı ortamda bulunmakla, *Aynı havayı solumakla, *Dokunmak, sarılmak, öpüşmekle, sürtünmekle, *Aynı kaptan yiyip içmekle, *Giysi ve eşyaları (kesici-delici aletler hariç) paylaşmakla, *Hapşırmakla, öksürmekle, *Tükürük, gözyaşı, idrar, dışkı, ter, kusmuk, balgam gibi sıvılar yoluyla (kan içermemeleri koşulu ile) temas etmekle, *Ortak tuvalet, banyo, havuz kullanımı ile, *Cinsel sıvılarınız üzerinde olsa dahi, iç çamaşırı ve kıyafet paylaşmakla, *Kondom kullanarak cinsel ilişki ile, *Mastürbasyon ile, *Başka bir bireyi elle tatmin etmekle, *İki negatif bireyin herhangi bir şekildeki temasıyla, *Sivrisinek ısırması ile, *Hayvandan insana, *Sosyal medyada #hivbilgisi içerikli paylaşımlar yapmakla, HIV bulaşmaz. Aslında HIV istatistiksel olarak bakıldığında bulaşma olasılığı çok yüksek bir virüs değildir. Çeşitli temas senaryolarına göre HIV bulaşma ihtimalleri tablosu için tıklayın. Fakat riskin az ya da çok olmasına bakmaksızın, uygulaması çok basit olan standart tedbirleri alarak bu riskler sıfıra indirilebilir. HIV insan vücudu dışı ortamlarda uzun süreler canlı kalamaz ve oksijenle teması halinde etkinliğini çok kısa sürede yitirir. Bu noktada HIV pozitif kişinin ilaç tedavisi görüp görmediği ve belirlenemeyen (B=B) seviyede olup olmadığı, maruz kalınan sıvının miktarı gibi detaylar, sıvıdaki virüs yoğunluğunu etkileyeceği için sürenin kısalığını da etkiler. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterli olacaktır. Virüsün bulaş yolu temelde HIV pozitif kişi ile HIV negatif kişi arasında bazı vücut sıvılarının transferi olarak özetlenebilir. Virüs vücutta kendi kendine oluşmaz. Bu sebeple kan, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün bir diğer kişiye aktarımında rolü büyüktür. Hangi temas türünün daha riskli olduğu yani HIV riskinin ilk ilişki/temasta mı yoksa daha sonraki temaslardan birinde mi daha yüksek olduğu sorusu ise pek de anlamlı bir soru değildir. Çünkü riskin az ya da çok olmasına bakılmaksızın, uygulanması basit olan kondom , PrEP/TÖP gibi tedbirler alınarak HIV'e dair riskler sıfıra indirilebilir. Tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarından HIV bulaşması pratikte mümkün değildir. Öpüşmek, tokalaşmak, ortak duş-banyo, çamaşır makinesi, diş fırçası, havuz alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla da HIV bulaşmaz. -HIV bulaşma yolları- HIV nasıl bulaşabilir? HIV kondomsuz cinsel (anal ya da vajinal) ilişki, enjektör-iğne paylaşımı, **gerekli önlemler alınmadığı takdirde doğum esnasında anneden bebeğe ve/ya da bebeğe emzirme yoluyla bulaşabilir. Ancak bu bulaşının ne zaman gerçekleşebileceğini kesin bir şekilde söylemek zor. Fakat HIV bulaş sürecinin nasıl ilerlediği üç basit başlıkla açıklanabilir; *İçeriğinde çok sayıda HIV bulunan bir miktar vücut sıvısı, *Bu sıvıların paylaşımına/aktarılmasına neden olacak bir eylem, *HIV’in kan yoluna girişine neden olacak bir yol. Şimdi de bu üç başlık altında, HIV'in nasıl bulaşabildiğini anlatalım. HIV’in bir bireyden diğerine bulaşabilmesi için şu ihtimallerden en az birinin gerçekleşmesi gerekir; *İçeriğinde yüklü miktarda HIV bulunan bir miktar vücut sıvısı; -Cinsel sıvılar: semen (meni), boşalma öncesi gelen sıvı (precum), vajinal sıvılar, adet kanaması ve anal akıntı, -Kan, -Anne sütü (çok az miktarda HIV içerebilmesine rağmen, bu miktar bir bebeği enfekte etmek için yeterli olma ihtimali taşımaktadır), -Beyin ya da omurilik sıvıları. *Bu sıvıların paylaşımına/aktarılmasına neden olacak bir eylem; -Kondomsuz (anal ya da vajinal) cinsel ilişki. -Çok düşük bir ihtimal de olsa, oral seks de HIV bulaşmasına neden olabilir. Bu düşük ihtimalin gerçekleşebilmesi ağızda aktif ve açık bir yaradan kaynaklı sıvı transferine bağlıdır. Dünya genelinde kayıtlara geçmiş herhangi bir oral yolla HIV olgusu yoktur. (Konu hakkında daha detaylı bilgi için HIV ve oral seks sayfamızı ziyaret edebilirsiniz .) -Tedavi, uyuşturucu kullanımı, dövme ya da piercing için kullanılan enjektör/iğnenin paylaşılması, -Gebelik, doğum yada emzirme sürecinde anneden bebeğe bulaşı, -Mesleki maruz kalma (Örn: tıbbi personelin iğne ya da bisturi kullanımı sırasında maruz kalabilecekleri kesik ya da batmalar), *HIV’in kan yoluna girişine neden olacak bir yol: -Yeni bir kesik, yara ya da çizik yoluyla (örneğin iğne batması) -Cinsel bölgelerdeki özel hücreler yoluyla (özel hücre ile bahsettiğimiz penis, vajina ve anüs içerisinde bulunan deri düzeylerindeki hücrelerdir) -Anneden bebeğe** gebelik ya da doğum sırasında zarar oluşması koşuluyla, plasenta ya da göbek bağı yoluyla. Eğer bu üç başlıkta bahsettiklerimizden en az birine maruz kaldıysanız, HIV ile enfekte olmuş olma riskiniz vardır ve riskli teması takip eden en erken 14. gün HIV testi yaptırmanız önerilir. HIV pozitif olup olmadığınızı anlamanın tek yolu HIV testleridir. Daha fazla bilgi için HIV testleri sayfamızı ve Sıkça Sorulan HIV Soruları sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. *HIV ve hamilelik **HIV ilaç tedavisi (ART) alan ve virüs yükü Belirlenemeyen (B = B) seviyeye baskılanmış HIV pozitif kadınların HIV taşımayan çocuk sahibi olmaları mümkün ve son derece kolaydır. Bu süreçte uygulanacak prosedür de oldukça kolaydır. 2015 yılında Dünya genelinde HIV pozitif anne ya da baba ya da her ikisi de HIV pozitif olan ebeveynlerden267.000 HIV negatif çocuk dünyaya gelmiştir. HIV pozitif bir birey olarak çocuk sahibi olma planları yapıyor ve daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyorsanız, HIV ve hamilelik bölümümüzde daha fazla bilgi bulabilir, 'bebek sahibi olmak' başlıklı #hivbilgisi broşürümüzü buraya tıklayarak indirebilir ve Online HIV danışmanlığı bölümünden Kırmızı Kurdele İstanbul 'a ulaşarak, konu hakkında en doğru ve güncel #hivbilgisi' ni edinebilirsiniz. HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın Sıkça sorulan HIV soruları sayfamız için tıklayın www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #bilonemsekorun
- Kırmızı Kurdele İstanbul I Maymun Çiçeği hakkında sıkça sorulan sorularMaymunçiçeği Sıkça Sorulan Sorular https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/maymun-cicegi-sikca-sorulan-sorular
HIV ve insan hakları hakkında her şey I HIV hakkında her şey I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Viral sıçrama (blips) nedir -Maymunçiçeği hakkında sıkça sorulan sorular- 1. Maymunçiçeği yeni bir virüs/hastalık mı? Değil. Virüs ilk kez 1958 yılında maymunlarda tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştür. Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti başta olmak üzere, Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülen bu hastalığın sıklığı tam olarak bilinememekle birlikte Afrika’da her yıl birkaç yüz olgu olduğu tahmin edilmektedir. Hastalık zaman zaman Afrika kıtasından enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınmakta, buralarda az sayıda insanın etkilendiği gözlemlenmekte ve bölgesel olgu kümelenmeleri izlenmektedir. 2. Yeni değilse neden şimdi bu kadar dikkat çekti? Şimdiye kadar Afrika dışında görülen olguların tamamının Afrika’dan gelen insanlar veya getirtilen kemirgenlerden kaynaklandığı biliniyor. Ancak Afrika dışında tespit edilen olgu sayısı ilk kez, bugüne kadar Afrika dışında görülen toplam olgu sayısını aşacak kadar arttığı için Dünya Sağlık Örgütü'nün uyarısıyla birlikte küresel bilim camiasının ve medyanın dikkatini çekmiştir. 20 Mayıs 2022 itibariyle Afrika dışındaki 13 ülkeden, 90’ı kesinleşmiş 56’sı şüpheli olmak üzere, 146 olgu bildirilmiştir. Olguların büyük kısmı (130 olgu) İspanya, Portekiz, İngiltere ve Kanada’dadır. Bu olguların ortak bir kaynaktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı net olarak bilinmiyor. 3. Virüsün/Hastalığın etkeni belli mi? Evet, belli. Hastalığın etkeni Maymunçiçeği Virüsü (Monkeypox, MPX); Çiçek Virüsüne akraba bir DNA virüsü. Orta ve Batı Afrika’da iki farklı genetik alt tipinin hastalık yaptığı bilinmektedir. Batı Afrika alt tipi, Orta Afrika (Kongo Havzası) alt tipine kıyasla daha hafif seyirli hastalık yapmaktadır. Geçen hafta içinde Afrika dışında görülen olgulardan elde edilen virüslerin tam genetik analizi henüz tamamlanmamış olmakla birlikte ilk bulgular Batı Afrika alt tipi olduğuna işaret etmektedir. 4. Virüs maymunlardan mı bulaşıyor? Adında “maymun” geçmekle birlikte maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerde bulunan ve onlardan insana geçen bir hastalıktır. Maymunçiçeği hastalığı olarak isimlendirilmesinin nedeni ise ilk olarak 1958’de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir hastalık salgını yapınca farkına varılmış olmasıdır. Maymunçiçeği Virüsünün doğal döngüsü tam olarak bilinmemektedir. Virüs, şimdiye kadar doğal ortamdaki hayvanlardan iki kez izole edilebilmiştir: İlk olarak 1985 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin Ekvator bölgesinde Afrika sincabından, bir kez de 2012 yılında Fildişi Sahilleri’ndeki yağmur ormanlarında “Mangabey” isimli bir maymun türüne ait ölü bir yavru primattan izole edilmiştir. Doğal rezervuar bu nedenle belirsizliğini korumaktadır. 5. Maymunçiçeği, Çiçek ve Su Çiçeği hastalığı ile benzer bir hastalık mı? “Çiçek”li hastalıklar virüslerın neden olduğu birbirine benzer hastalıklardır. Dolayısıyla çiçek ve suçiçeğinde görülen cilt lezyonlarına benzer lezyonlar maymun çiçeğinde de görülmektedir. Ancak hem lezyonların vücuttaki yerleşimleri hem görüntüleri hem de seyirleri farklıdır. Ayrıca çiçek hastalığı aşı sayesinde yeryüzünden silinmiştir. Maymun çiçeğinde lenf düğümlerinde şişme olması önemli bir başka farklılıktır. Yakın zamanda (son bir ay içinde) hastalığın görüldüğü Afrika ülkeleri ve İspanya, Portekiz gibi Avrupa ülkelerine gitmiş olan kişilerde hastalık belirtilerinin görülmesi maymun çiçeğini düşündürmelidir. 6. Virüs nasıl bulaşabilir? Virüs insana, enfekte hayvan, enfekte insan veya virüsle kirlenmiş cansız maddeler (giysiler, havlu, çarşaf vb.) ile yakın temas sonucunda bulaşmaktadır. Virüs sağlıklı kişilere, ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar/çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz)veya solunum sistemi aracılığıyla girer. Enfekte hayvandan insanlara (zoonotik) bulaşma ısırık, tırmalama, hayvanın kan ve vücut sıvıları ile veya etiyle temas, lezyonlara direkt temas veya tüm bunlarla kirlenmiş cansız materyalden indirekt yolla gerçekleşebilmektedir. İnsandan insana bulaşmanın esas olarak büyük solunum salgısı damlacıkları ile olduğu düşünülmektedir. Büyük damlacıklar uzak mesafelere gidemediğinden insandan insana bulaşma için; yüz yüze, uzun süreli ve yakın temas gereklidir. Bu da COVID-19’a benzer büyük salgınlar yapmasını engelleyebilecek bir özelliktir. Virüs enfekte insanın vücut sıvılarına, cilt lezyonlarına doğrudan temas ile direkt olarak veya yine bunlarla kirlenmiş cansız maddelerle temas ile dolaylı olarak cilt ve mukozalar yoluyla bulaşabilir. Cinsel yolla bulaşma kesin olmamakla birlikte yakın temas söz konusu olduğundan cinsel ilişki sırasında bulaşması mümkündür. Geçen hafta içinde görülen olguların bir kısmının bu yolla bulaştığı yönünde bildirimler vardır. 7. Belirti ve bulguları nelerdir? Maymunçiçeği Hastalığı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntülere) neden olur. Yakınmalar, virüs ile temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığı ilk 5 gününde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı halsizlik görülür. Bu belirti ve bulguların çoğu birçok hastalıkta görülebilir ancak lenf bezi şişliğinin olması özellikle çiçek, su çiçeği ve kızamıktan ayırmada önemlidir. Ciltteki döküntüler, ateş başladıktan sonra 1-3 gün içinde ortaya çıkar; gövdeden çok yüzde, kollarda ve bacaklarda görülür. Avuç içi ve ayak tabaklarında, ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde lezyon saptanabilir. Lezyon sayısı değişkendir; az sayıda veya çok fazla sayıda olabilir. Lezyonlar, düz bir kızarıklık şeklinde başlayıp (makül), deriden kabarık hale gelir (papül); ardından içleri berrak sıvı ile dolarak “vezikül” görünümü alırlar. Veziküllerin içindeki berrak sıvı sarımsı renkte bir sıvıya döner ve “püstüller” oluşur. Püstüller, kabuk bağlar ve kabukların düşmesiyle lezyonlar ortadan kalkar. Bu süreç, genellikle 2-4 hafta sürer ve kendiliğinden iyileşir. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalık ağır seyredebilir. Hastalığa bakteriyel infeksiyonlar eklenebilir, zatürre, sepsis, ensefalit ve görme kaybı gelişebilir. 8. Virüsün belirti göstermeyen bir seyir izlemesi mümkün mü? Bu konu net olmamakla birlikte Maymunçiçeği'nin COVID-19 gibi belirtisiz hastalık yapmadığı düşünülmektedir. Enfekte kişilerde belirtilerin ortaya çıkması bu kişilerin fark edilmesini ve izolasyona alınmasını sağlayacağından, Maymunçiçeğinin toplumda COVID-19 veya belirtisizken bulaşan diğer enfeksiyonlar kadar yayılması beklenmemektedir. 9. Maymunçiçeği Virüsü ile temas etmiş kişiler ne kadar süre takip edilmelidir? Maymunçiçeği Virüsü taşıdığı teyit edilen hayvan veya kişilerle temas etmiş olanlar, son temastan sonraki 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmelidir. 10. Tanı nasıl konuluyor? Hastalığın tanınabilmesi için öncelikle akla gelmesi önemlidir. Hastalık belirtileri gösteren kişilerin son bir ay içinde riskli bölgelere seyahat edip etmedikleri ya da benzer belirtileri olan birileri ile yakın temasları olup olmadığı sorgulanmalıdır. Maymun çiçeği hastalığından şüphe edildiği durumlarda lezyonlardan uygun şekilde elde edilmiş ve gerekli güvenlik önlemleri alınarak paketlenmiş örneklerin ilgili laboratuvara gönderilmesi gereklidir. Tahmin edileceği gibi bu test, rutin laboratuvarlarda yapılamaz ancak gerekli malzemenin, personelin olduğu biyogüvenlik düzeyi 2 laboratuvarlarda yapılabilir. Günümüzde tanı, PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) ile virüse ait DNA’nın örneklerde gösterilmesine dayanmaktadır. Maymun çiçeği hastalığının tanısını kan örneklerinden koymak çok olanaklı değildir. Virüs, kanda çok kısa süre kaldığından PCR ile saptamak genellikle mümkün olmaz. Antijen ve antikor testleri de daha önce uygulanan çiçek aşısı vb. nedenlerle her zaman doğru sonuç vermez. 11. Ölümcül mü? Maymunçiçeği genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır hastalık görülebilmektedir. Genel olarak hastalanan kişilerin %3-6’sı, çoğunluğu küçük çocuklar olmak üzere, maalesef kaybedilmektedir. Orta Afrika alt tipinde öldürücülük %11’e kadar çıkabilmekle birlikte güncel olgulara neden olan Batı Afrika alt tipinin öldürücülüğü daha düşüktür (%1). 12. Tedavisi ve aşısı var mı? Maymunçiçeği için yaygın kullanılan bir ilaç henüz yok. Şimdiye kadar görülen olgular, sidofovir, brinsidofovir, tekovirimat (ST-246) isimli antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini uygulanarak kontrol altına alınmıştır. Tekovirimat isimli ilaç, hayvan ve insan çalışmalarından sonra 2022’de Avrupa İlaç Ajansı (EMA-European Medicine Agency) ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA tarafından onaylanmıştır ancak dünyada yaygın olarak bulunmamaktadır. ABD’de Maymun Çiçeği Hastalığı için kullanılmak üzere 2019 yılında Gıda ve İlaç Dairesi FDA tarafından onaylanmış JYNN (Imvamune ve Imvanex adları ile de bilinmektedir) isimli aşı bulunmaktadır. Bu zayıflatılmış (atenüe) aşı, çiçek ve maymunçiçeğine karşı etkili olup içinde Modifiye Vaccinia Virus Ankara suşu bulunmaktadır. Bu suş, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı Laboratuvarlarında, büyük olasılıkla at çiçeği virüsünün seri pasajlarıyla çiçek aşısı suşu olarak geliştirilmiş Vaccinia Ankara suşunun, daha sonra Münih Üniversitesi’ndeki araştırıcılar tarafından daha güvenilir bir aşı sağlamak amacıyla tavuk fibroblast doku kültürlerinde yeniden seri pasajlanmasıyla elde edilmiştir. Laboratuvarda bu tür virüslerle çalışanlara ve salgın durumunda temas edenlerde kullanılmak üzere kısıtlı sayıda mevcut olduğu bilinmektedir. Aşı temastan sonra da uygulanabilmektedir. 13. Çiçek aşısı maymunçiçeğinden korur mu? Dünya Sağlık Örgütü Afrika’daki tecrübelerden yola çıkarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden %85 kadar koruma sağlayacağını bildirmektedir. Ancak çiçek aşısı 1980’den beri uygulanmamaktadır. Bu nedenle çiçek aşısı yapılmış kişiler bugün 40-50 yaş ve üzerindeki kişilerdir. Aradan geçen bu uzun süre sonunda koruyuculuğun hangi düzeyde devam ettiğini söylemek zordur. Bununla birlikte Afrika’daki ev içi bulaşmaların çiçek aşısı olmuş kişilerde daha az olduğu ve ağır hastalıktan korundukları gözlenmiştir. Laboratuvarda maymun çiçeği şüpheli örneklerin mümkünse aşılanmış kişiler tarafından çalışılması önerilmektedir. 14. Bu virüsün yeni bir pandemiye yol açma olasılığı var mı? Maymun Çiçeği Hastalığının belirti ve bulgularının belirgin olması, şimdiki bilgilere göre belirtisiz enfeksiyon yapmaması, bulaş için uzun süreli yakın temas gerektirmesi, bir DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve kolay değişime uğramaması (COVID-19’daki gibi yeni varyantların çıkmaması) gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda COVID-19 gibi bir pandemiye yol açması pek beklenmemektedir. 15. HIV ile yaşayanların özellikle dikkat etmesi gereken şeyler var mı? Bu önemli soruyu halen farklı şehir ve hastanelerde HIV takibi ve tedavisi uygulayan pek çok enfeksiyon uzmanına sorduk. Tüm cevaplarda öne çıkan ortak noktalar ise şunlardı; *HIV ile yaşayan kişilerin paniğe kapılmalarını gerektirecek özel bir durum olmadığı, *HIV ve Koronavirüs ile mücadeleden öğrendiklerimiz ışığında, önerilen tedbirlere uymanın ve güvenilir kaynaklardan güncel bilgiler edinmenin çok önemli olduğu, *Herhangi bir sebeple hastalık şüphesi içinde olunan durumlarda, panik duygusu ya da kaygı içinde hareket etmek yerine en kısa zamanda doktora başvurmak ve görüş almak gerektiği, *Ve şartlar ne olursa olsun devam eden HIV ilaç tedavisini aksatılmaması gerektiği. 16. Türkiye’de Maymun Çiçeği Virüsü olgusu görüldü mü? Türkiye'deki ilk Maymun Çiçeği Virüsü olgusu 30 Haziran 2022 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından duyurulmuştur. HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın Yararlanılan kaynaklar: www.klimik.org, www.i-base.info
- HIV'den nasıl korunulur? I www.kirmizikurdele.org I
HIV kolay bulaşır mı? I www.kirmizikurdele.org I herkes için #hivbilgisi Sıkça sorulan HIV soruları Önleme - Soru 1 HIV geçişini/bulaşmasını kesin olarak önleyen bir yöntem var mı? Bu soruya verilecek cevabın kesinliği, sizin #hivbilgisi seviyenize, o bilgileri ne oranda önemsediğinize ve korunup korunmadığınıza bağlı. Temas Öncesi Profilaksi (TÖP/PrEP), kondomlar ve baskılayıcı HIV ilaç tedavisi (ART), HIV bulaşmasını/geçişini/aktarımını oldukça yüksek oranlarda engelleyen yöntemlerdir. HIV bulaşmasına/geçişine/aktarımına neden olabilecek ve her biri farklı oranlarda riski barındıran eylemler ise aşağıdaki gibidir. -Kondomsuz anal ya da vajinal cinsel ilişki, -Çok çok düşük bir ihtimal olsa da ağızda kanamaya devam eden bir açık yara olması durumunda oral ilişki, -İlaç ya da uyuşturucu enjekte edilirken kullanılan iğnelerin paylaşımı/tekrar kullanımı, -Vücut üzerinde yapılan dövme ve piercing gibi sanat işlerindeki iğne vb. aletlerin/parçaların paylaşılması/tekrar kullanılması, -Anneden bebeğe: (Anne HIV tedavisi ilaçları kullanmıyorsa ve belirlenemeyen (B=B) seviyede değilse) doğum veya emzirme, -Sağlık hizmetleri sunumu sırasında oluşabilecek iğne batması, tıbbi kesikler gibi kazalar, -HIV testinin zorunlu ya da yaygın olarak uygulanmadığı şartlarda organ ya da kan transferi. Bu cevapta bahsedilen tüm korunma/tedbir yöntemleri ile ilgili olarak sıkça sorulan HIV soruları sayfamızdaki ilgili cevapları ve o cevaplar altında bağlantıları verilmiş #hivbilgisi yazılarını da mutlaka okumanızı öneriyoruz. (Önemli not: Ülkemiz sağlık sisteminde uygulanan protokoller gereğince, her türlü cerrahi uygulama ya da kan bağışından önce kan ürünleri ve/ya da bağışçılara mutlaka HIV testi uygulanmaktadır. Bu yüzden Türkiye’deki kan alışverişi, organ bağışı ya da basit dahi olsa tüm operasyonlarda mutlaka HIV testi uygulanır ve bu süreçler uluslararası standartlara uygundur.) İlgili bağlantılar: Doğru kondom kullanımı hakkında bilinmesi ve dikkat edilmesi gerekenler B=B ne demek? I B eşittir B nedir ? I Belirlenemeyen = Bulaştırmayan PrEP/TÖP (Temas Öncesi Profilaksi) nedir? HIV nasıl bulaşabilir ve bulaşmaz? HIV ve oral seks HIV bulaş yolları www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu
- HIV ilk kez nerede ve ne zaman görüldü? | www.kirmizikurdele.org
HIV AIDS'in kökeni nedir? HIV nereden geldi? I www.kirmizikurdele.org I herkes için #hivbilgisi Sıkça sorulan HIV soruları Sosyal yaşam - Soru 12 HIV AIDS'in kökenine ait bilgiler nelerdir. HIV nereden geldi, nasıl ortaya çıktı? HIV'in insanlara maymunlarda bulunan Simian Immunodeficiency Virus'ün (SIV) farklı türlerinin geçişi yoluyla ortaya çıktığı tespit edilmiş durumdadır. Özellikle HIV-1'in, Orta Afrika'da yaşayan şempanzelerden insanlara geçtiğine dair ikna edici bulgular vardır. Bu geçiş, muhtemelen avcılık ve et tüketimi sırasında şempanze kanının doğrudan ve sık tekrarlarla yoğun teması yoluyla gerçekleşmiş ve sonrasında virüs kendisini insan organizmasına adapte ederek SIV'den HIV'e dönüşmüştür. Bu yaklaşımı kanıtlayan bir başka bulgu da HIV'in (geriye dönük yapılan kan analizlerinde) ilk kez 1959 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin Kinşasa şehrinde alınan bir kan örneğinde görülmesi ve çok kapsamlı moleküler analizlerin, virüsün 1940'ların sonları ile 1950'lerin başlarında insan popülasyonu arasına karıştığını göstermesidir. HIV-2 ise Batı Afrika'da bulunan Mangabey cinsi maymunlarından insanlara geçmiştir. HIV-1'in aksine, HIV-2 daha az yaygın olup, özellikle Batı Afrika ile sınırlı kalmıştır. HIV'in insana geçişi ve yayılması, büyük ölçüde 20. yüzyılın ortalarındaki sosyo-ekonomik değişimlerden ve tıbbi uygulamalardan etkilenmiştir. Enfekte şempanzelerle temas, tıbbi enjeksiyonların yaygınlaşması ve cinsel yolla aktarım, virüsün insan popülasyonunda zamana yayılan bir biçimde ve kendi doğal hızında yaygınlaşmasında etkili olmuştur. HIV'in geniş insan popülasyonlarına nasıl yayıldığı ve neden 1980'lere kadar büyük salgınlar yapmadığı konusunda da çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bu kapsamda, virüsün başlangıçta çok dar bir alanda yayıldığına ve bu nedenle erken dönemlerde fark edilmediğine ilişkin yaklaşımları doğrulayan araştırmalar vardır. 1970'lerin sonları ve 1980'lerin başlarında HIV'in sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak daha geniş bir alanda görülmesinde ve daha bulaşıcı hale gelmesinde kırsal alanların kentleşmesi, doğal alanlarla kent sınırlarının yakınlaşması ve iç içe geçmesi ile değişen toplumsal dinamikler etkili olmuştur. Tüm bu temel ve eşlikçi diğer faktörler, 1980'lerin başında ABD'de yaşansa da etkileri tüm dünyada görülen büyük AIDS krizinin altında yatan sebepler olarak, HIV'in kaynağına ilişkin tartışmalarda sıkça duyulan ve hiçbir ciddi kanıt sunulamayan HIV'in laboratuvarda yaratıldığı tezlerini bilimsel olarak çürütmüştür. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey
- www.kirmizikurdele.org | HIV ilaç tedavisi bırakılırsa ne olur?
HIV ilaç tedavisi bırakılırsa ne olur? I Türkiye'nin güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Sıkça sorulan HIV soruları Tedavi - Soru 3 Baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları (ART) kullanmayı bırakırsam ne olur? Cevaptan önce soruyla ilgili fikrimizi söylemek isteriz; doğrusu bu hiç akıllıca bir düşünce değil. Ömür boyu devam edecek bir ilaç tedavisine bağlı kalmak zor gelebilir, fakat buna alışmanın ve bunu kolaylaştırmanın yolları da var. Eğer yan etkiler söz konusu ise bu durumu doktorunla görüşüp daha uygun ilaçlara geçebilirsin. Bu konuda yapılan SMART adlı çok büyük bir araştırma, tedavinin durdurulmasının ciddi komplikasyonlara ilişkin riski artırdığını raporladı. Bu durum, tedaviyi bırakan kişilerde daha yüksek kalp, karaciğer ve böbrek komplikasyonları ile ayrıca daha yüksek bazı kanser risklerini de içeriyor. HIV ilaç tedavisi bırakıldığında viral yük -ortalama- birkaç hafta içinde yeniden yükselmeye başlar ve CD4 buna paralel olarak düşer. Bu olduğunda başka enfeksiyonların gelişmesi riski ortaya çıkar. SMART çalışmasında, tedaviye ara veren kişilerin çoğunda tedaviye yeniden başladıktan 18 ay sonra bile CD4 miktarlarını tedaviyi bırakmadan önceki düzeylere çekebilmelerin çok zor olduğu görüldü. Yani özetle; HIV ilaç tedavisine verilecek kısa bir ara bile bu etkin, kişiye sağlığını geri kazandıran, koruyan, bulaş önleyen yani kişiyi bedenen ve psikolojik olarak güçlendiren bu tedavinin kazanımlarının yitirilmesine sebep olabilir. Sanırız ve umarız, sadece bu bilgiler bile HIV tedavisi ilaçları kullanmayı neden bırakmaman gerektiği konusunda yeteri kadar ikna edicidir. İlgili bağlantılar: HIV tedavisi sürecinde kullanılan tüm testler (CD4, viral yük vb.) ve işlevleri Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B hakkında 9 soru, 9 cevap Baskılayıcı HIV ilaç tedavisi (ART) hakkında www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu
- HIV statüsünü paylaşmak I www.kirmizikurdele.org
HIV statü paylaşımı hakkında I www.kirmizikurdele.org HIV Tanısını paylaşmak HIV pozitif olduğunuzu ne zaman öğrenmiş olursanız olun özellikle de en yakın çevrenizden alacağınız desteğe ihtiyaç duyduğunuz bir an mutlaka olacaktır. Fakat bu desteği sağlamak düşüncesiyle HIV statünüzü yani HIV pozitif olduğunuzu aile fertlerinizle, en yakın arkadaşlarınıza ya da iş arkadaşlarınızla hemen paylaşmak biraz korkutucu bir düşünce olabilir. HIV statünüzü eşinize söylemek ise sadece bu desteğin sağlanması açısından önemli ve gerekli değil, ayrıca kanuni mükellefiyettir . Biz bu #hivbilgisi yazısında her zaman tartışmalara sebep olan bu konunun eş dışındaki insanlar ile paylaşılması boyutunu ele alacağız. Pozitif HIV statünüzü eş dışındaki insanlara söylemek kanuni bir zorunluluk olmadığı gibi bu konuda herhangi bir son tarih, zaman sınırlaması vb. yoktur. Bu konuda referans olarak başvurulabilecek bir Anayasa Mahkemesi kararı dahi var. Anayasa Mahkemesi Baş. No: 2014/19081 ve 1/2/2017 tarihli kararında şöyle deniliyor; "Özel hayata saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal çıkarlardan biri de bireyin mahremiyet hakkıdır... Bireyin ; kendisine ilişkin herhangi bir bilginin kendi rızası olmaksızın açıklanmaması, yayılmaması, bu bilgilere başkaları tarafından ulaşılamaması ve rızası hilafına kullanılamaması, kısaca bu bilgilerin mahrem kalması konusunda menfaati bulunmaktadır. Bu husus, bireyin kendisi hakkındaki bilgilerin geleceğini belirleme hakkına işaret etmektedir (Serap Tortuk, B. No: 2013/9660, 21/1/2015, § 32). Özel hayata saygı hakkının kapsamında olan bireylerin kişisel verilerinin korunması hakkı, Anayasa'nın 20. maddesinde açık olarak düzenlenmiştir. (Karar tam metni için buraya tıklayın) HIV tanısını eş ile paylaşma konusuna dönersek; bazı HIV pozitifler bunu tanı alır almaz yapar, b azıları ise biraz daha zamana ihtiyaç duyabilir. Çünkü herkesin koşulları, aile ortamı, psikolojik durumu vb. farklıdır ve bu önemli paylaşımın yapılacağı en uygun zamanı bulmak konusuna herkes farklı değerlendirmeler yapmak durumundadır. .: Pozitif HIV statünüzü açıklamaya karar vermeden önce mutlaka göz önünde bulundurmanız gereken 5 şey :. HIV statünüzü açıklamadan önce şu beş soruyu kendinize sorup, tatmin edici cevaplar bulduğunuzdan emin olun; -Kime? -Neyi (Hangi bilgiyi)? -Ne zaman? -Nerede? -Niçin? Bu temel beş sorunun detaylı cevaplarını bulmadan harekete geçmek, sandığınız kadar iyi bir fikir olmayabilir. Detaylı ve içinize sinen yanıtlara ulaşmak için sorulara yeteri kadar zaman ayırın ve aşağıdaki ek sorulardan da mutlaka yararlanın. *Kim(ler) sizin HIV pozitif olduğunuz bilgisine ihtiyaç duyuyor. Bu bilgi kimler için gerçekten gerekli? *İnsanlara HIV statünüzü söylemeniz onlarda başka soru işaretleri yaratacak mı? *Eğer yaratacaksa neyi, ne kadar söyleyeceksiniz? *Onlara pozitif HIV statünüzü ve diğer ek bilgileri verirken, onlardan beklentiniz nedir? *Onlar beklentilerinizin ne kadarını karşılayabilirler? *Size ne oranda destek olabilirler? *Bu konuşmayı ne zaman yapmalısınız? *HIV tanısı almış olmanın sizde yaratabileceği psikolojik problemleri aştınız mı? *Eğer tedaviye başladıysanız, karşılaşacağınız herhangi bir olumsuz tepki tedavi sürecinizi olumsuz etkiler mi? *Bu konuşmayı nerede yapmayı planlıyorsunuz? *Ortamın kalabalığı, ses düzeyi ve diğer yeterlilikler kendinizi rahat hissetmenizi sağlayacak düzeyde mi? *Sizce en uygun mekan eviniz, dış mekan ya da bir başkasının evi mi? *Bu bilgiyi (bilgileri) niçin o insan(lar)la paylaşıyorsunuz. Söyleyeceğiniz kişinin bu bilgiye sahip olması sizin için neden önemli. *Bu konuşma sizin hayatınızda ve tedavi sürecinde olumlu değişiklikler yaratacak mı? *Bu bilgiye sahip olmak onların önemseyeceği ya da taşıyabileceği bir yük mü? Unutmayın; HIV pozitif olmak sizin kimliğinizi tanımlayan ya da karakterinizi oluşturan bir şey değil. Bu virüs sizi tanımlamadığı, kimliğinizi oluşturmadığı gibi HIV pozitif olmak suçlu, l anetli, günahkar vb. olduğunuz anlamına gelmiyor. HIV pozitif olduğunuz için kimseden özür ya da af dilemeniz gerekmiyor. Pozitif HIV statüsünü paylaşmak konusunu sizin için tamamen kolaylaştıracak mükemmel yol haritası yoktur. Korkularınızı değil, içgüdülerinizi takip edin ve onlara güvenin. İnsanlarla hayat hikayenizi, tercih ya da yönelimlerinizi söylemek zorunda değilsiniz. Bunların HIV statünüzle hiçbir ilgisi yok. HIV tanısı almış olmanızla ilgili olan tek şey HIV tanısı almış olmanız. .: Elinizin altında, materyallerle besleyebileceğiniz bilgiler bulundurun :. Gerek duyduğunuzda arayabileceğiniz bir telefon numarası ya da kaynak olarak göstereceğiniz www.kirmizikurdele.org gibi güvenilir bir internet sitesi biliyor olmak her zaman yararlıdır. Bu aşamada www.kirmizikurdele.org 'deki #hivilgisi yazılarımızdan ve #hivhakkındahersey sayfalarımızdan ve #onlinehivdanismanligi servisimizden ücretsiz yararlanabilirsiniz. İnsanları güvenilir, bilimsel olarak ispatlanmış bilgiye ulaşmak konusunda cesaretlendirin ve onlara ilgili kaynakları gösterin. Bütün bu bilgiler konuyla ilk kez yüz yüze kalan insanların daha kolay anlamasına ve ön yargısız yaklaşabilmelerine yardımcı olacaktır. Eğer pozitif HIV statünüzü paylaşma girişiminiz umduğunuz gibi gitmez ve dilediğiniz sonucu alamazsanız unutmayın; herkesin bilgiyi edinme biçimi ve kabul etme süreçleri farklıdır. Bugüne kadar yüz binlerce HIV pozitif, statülerini paylaşmak konusunda birden çok deneyim yaşadılar ve bunu yapmak için kendilerine en uygun yolu buldular. Olumsuz bir ilk deneme, her deneyimin böyle sonuçlanacağı anlamına gelmez. Emin olun, siz de kendi yönteminizi geliştirecek ve HIV statünüzü paylaşmakta yarar gördüğünüz insanlarla en doğru zamanda paylaşabileceksiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #beşittirb HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın
- Kırmızı Kurdele İstanbul I PrEP nedir? Nasıl kullanılır?
PrEP/TÖP nedir? I Herkes için #hivbilgisi; www.kirmizikurdele.org Bu #hivbilgisi sayfasında PrEP (TÖP) nedir?, PrEP ile PEP (TSP) aynı şey midir?, PrEP nasıl işlev görür?, Ne sıklıkta ve nasıl kullanılır?, Kimler PrEP kullanabilir?, PrEP ve diğer CYBE'ler, PrEP işe yarar mı?, Arkadaşımın HIV tedavisi ilaçlarını PrEP olarak kullanabilir miyim?, PrEP güvenli midir? Türkiye'de PrEP var mı? sorularına #kirmizikurdeleistanbul tarafından verilmiş cevapları bulabilirsiniz. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey -PrEP (TÖP) nedir?- (Pre-exposure Prophylaxis - Temas Öncesi Profilaksi ) İlk olarak 2012 yılında, FDA (ABD Gıda ve İlaç Kurumu) tarafından onaylanan PrEP (TÖP) HIV bulaş risklerini azaltmak için cinsel temas öncesinde alınan bir ilaç rejimidir. PrEP için Türkçe'de kullanılan yaygın çeviri önerileri ''Temas Öncesi Korunma'' ve/ya da ''Temas Öncesi Profilaksi''dir. Bugüne kadar yapılan çeşitli klinik çalışmalarda, PrEP’in ciddi yan etkilerle karşılaşmadan HIV ile enfekte olma riskini önemli ölçüde azalttığına dair önemli bulgular ortaya konulmuştur. PrEP için genellikle, HIV tedavisinde yaygın olarak kullanılan Tenofovir ve Emtricitabine moleküllerini içeren tabletler kullanılmaktadır. Bununla birlikte 2022 yılından itibaren Cabotegravir isimli molekülün enjekte edilebilir uzun salınımlı (belirli aralıklarla yapılan enjeksiyon) formu da PrEP olarak önerilmeye/kullanılmaya başlanmıştır. Şu anda (Mayıs 2023 itibarıyla) PrEP kullanımı için FDA tarafından onaylanmış ilaçlar Truvada, Descovy, ve Apretude (enjeksyon) isimli ilaçlardır. Bunlar dışındakihiçbir ilaç PrEP amaçlı kullanım için önerilmemektedir. Ulusal sağlık sistemlerinin geri ödemeye (reçete ile ücretsiz tedarik) alıp almaması konusunda geniş katılımlı tartışmaların yapıldığı PrEP, henüz belirli sayıda ülkede geri ödeme sistemine dahil edilmiş durumda ve Türkiye bu ülkelerden birisi değil. PrEP aynı zamanda, HIV bulaş risklerini azaltmak ve korunma araçlarını çoğaltmak konusunda uzun yıllardır çalışan HIV aktivist gruplarının en tarihi başarılarından biri olarak da anılmaktadır. -PrEP (TÖP) ile PEP (TSP) aynı şey midir? PEP nedir?- PrEP ile PEP aynı şey değildir. P ost E xposure P rophylaxis yani T emas S onrası P rofilaksi ise mevcut HIV tedavisi ilaçlarından bazılarının HIV’e karşı riskli temas sonrası önleme kullanılmasıdır. Özünde bir acil durum uygulaması olan bu yöntem hakkında detaylı bilgiyi buraya tıklayarak edinebilirsiniz. -PrEP (TÖP) nasıl işlev görür?- En basit ifadesiyle; HIV ile karşılaşmadan önce PrEP almak, HIV’in vücutta etkin olabilmesini engelleyen bir bariyer kurmak olarak açıklanabilir. -PrEP (TÖP) ne sıklıkla ve nasıl kullanılır?- PrEP kullanımı için belirlenmiş ve önerilen dört alternatif kullanım biçimi vardır. 1- Düzenli ve kesintisiz olarak günde bir tablet kullanımı. Kinik araştırmalarda, bu tür kullanımın hem anal hem vajinal seks için koruma sağladığı görülmüştür. 2. On demand -yani amaca uygun/amaca yönelik/eylem bazlı- kullanım. On demand ya da event based denilen bu yöntem sadece planlı bir cinsel aktivite düzeni olanlar için uygundur. Özetle eğer genel olarak cinsel aktivite gününüzü bilen birisiyseniz, sadece o kapsamda PrEP kullanarak daha az ilaç kullanmış olursunuz. Ancak bu yöntem Hepatit B'si olanlar için önerilmez. Çünü PrEP için kullanılan molekül ile Hepatit B tedavisinde kullanılan moleküller benzerlik gösterebilir ve ilacı bir kullanıp bir bırakmak Hepatit B tedavisi gören kişilerin karaciğer sağlığı açısından riskler oluşturabilir. On demand kullanım için önerilen kullanım aşağıdaki gibidir. (*Cinsel ilişkiden 24 saat önce 2 tablet, ilk 2 tabletten 24 saat sonra 1 tablet, ikinci gün alınan 1 tabletten sonra 1 tablet. Yani eğer cinsel aktivite günü Çarşamba günü ise Salı 2 tablet, Çarşamba 1 tablet, Perşembe 1 tablet) 3. SPCP yöntemi Her gün yani haftada yedi gün yerine sadece Salı, Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri PrEP kullanımı öneren bu yöntemin bazı faydaları şunlardır; Ayda sadece bir veya iki kez seks yapıyorsanız, her gün hap almak istemeyebilirsiniz. Haftada 4 tablet içeren SPCP yöntemi yine de yeterli miktarda ilaç birikimi sağlar ve cinsel açıdan daha yoğun bir dönemde olduğunuz herhangi bir zaman haftada 7 tabletlik yönteme kolayca geri dönebilirsiniz. On demand (yöntem 2) PrEP kullanan bazı insanlar, ayın çoğu haftasında zaten haftada 4 tablet kullanmakta olduklarını fark ederler ve bunun yerine SPCP yöntemine geçerler. Çünkü SPCP yöntemi her ay aldığınız tablet sayısını neredeyse yarı yarıya azaltır bu da doğal olarak aylık maliyeti yarı yarıya azaltır. Yani bir kutu ilacı yaklaşık olarak iki ay boyunca kullanıyor olursunuz. 4. Tatil PrEP'i - Dönemsel PrEP Hem anal hem vajinal seks için yüksek oranda önleme vaat eden bu yöntem özetle; tatile gitmeden önceki bir hafta + tatil süresince + ve tatilden döndükten sonraki bir hafta şeklinde bir kullanımı tavsiye eder. Yani 7 tablet + tatil süresinde her gün bir tablet + 7 tablet şeklinde kullanılır. Bu yöntem genellikle aşağıdaki durumlarda tavsiye edilir; -HIV görülme sıklığının yüksek olduğu bir ülkeye seyahat/tatil planınız varsa, -Kondomların her zaman kolayca bulunamayacağı ve kullanılamayacağı durumlar ön görülüyorsa, -Belirli bir süre zarfında artan sayıda ve HIV durumunda emin olmadığınız insanlarla cinsel ilişki planlıyorsanız. Tatil (ya da belirli bir periyoddan) önce yedi gün, sonra yedi gün kullanımın önerilmesinin sebebi, yedi günlük PrEP kullanımın hem anal hem de vajinal seks için güvenilir oranda ilaç depolanmasını sağlayacak oluşu. PrEP yemeklerden önce ya da sonra günün herhangi bir saatinde alınabilinir. Tavsiye edilen kullanım PrEP'i hep aynı saatte almak ve unutmamak için göz önünde (diş macunu yanı, başucu vb.) bulundurmaktır. Bu yöntemlerden hangisinin sizin için uygun olup olmadığına ise mutlaka bir uzman hekimle birlikte karar vermeniz gerekmektedir. Konuyla ilgili sıkça sorulan HIV sorularından biri olan '' Arkadaşımın HIV tedavisi ilaçlarını PrEP olarak kullanabilir miyim? ''in cevabı için buraya tıklayın. -Kimler PrEP kullanabilir?- PrEP kullanımı kendisini HIV'den korumak isteyen herkes için önerilmektedir. Ancak uzman tarafından -çeşitli standartlara göre- bir risk değerlendirmesi yapılması kesinlikle gereklidir ve PrEP kullanım kararı tek başına değil, bu riskleri hesaplayacak bir uzman ile birlikte verilmelidir. HIV bulaş riski oranları, kişilerin çalıştıkları sektörler, cinsel davranışları ve cinsel partnerlerine bağlı olarak değişebilir. -PrEP ve diğer CYBE'ler- -PrEP cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlara karşı etkili midir?- Araştırmalar doğru şekilde PrEP kullanımının HIV bulaş olasılıklarını azaltmada yüksek ölçüde etkili olduğunu göstermektedir. Ancak, PrEP cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlara veya gebeliğe karşı tedbir olarak kullanılmaz. Cinsel yolla bulaşabilecek tüm enfeksiyon ve istenmeyen gebeliklere karşı bilinen ve önerilen en güvenli kondomdur. PrEP kullanılırken, cinsel yolla bulaşabilen diğer enfeksiyonlara karşı önlem almak ve düzenli test yaptırmak her zamankinden daha önemlidir. Diğer tedbirler olmaksızın ve düzenli testler yapılmaksızın PrEP kullanımının riskleri tamamen bireylerin kendilerine aittir. PrEP kullanırken belirli bir sıklıkta (genelde 3 ay) CYBE ve HIV testi yaptırmanız mutlaka gereklidir. -PrEP işe yarar mı?- Doğru şekilde PrEP kullanımın, HIV'e karşı cinsel ilişkide %99, enjeksiyon yoluyla uyuşturucu kullanımında ise en az %74 oranında etkili olduğu raporlanmıştır. Ancak yanlış/eksik kullanılması, önerildiği gibi kullanılamaması durumunda herhangi bir işlevinin olmayacağının özellikle vurgulamak gereklidir. İngiltere’de gerçekleştirilen PROUD isimli araştırmada PrEP kullanan eşcinsel erkeklerde HIV riskini yüzde 86 düzeyinde azalttığı ortaya konmuştur. Bu sayının içinde HIV ile enfekte olan ancak enfekte oldukları sırada PrEP kullanmayan kişiler de yer almaktadır. PrEP doğru şekilde kullanıldığında koruyuculuğunun yüksek düzeyde olduğu ispatlanmıştır. -PrEP güvenli midir?- PrEP için kullanılan ilaçlar, HIV ile yaşayan yüzbinlerce insanın kullandığı ilaçların aynısıdır. Günümüzün HIV ilaçları (ART) güvenlidir ve yan etkileri oldukça seyrek görülmektedir. Bu yan etkiler arasında mide bulantısı, baş ağrısı ve yorgunluk gibi hafif yan etkiler yer almaktadır. HIV ilaçları nadiren de olsa karaciğer fonksiyonlarını etkileyebilmektedir. Ek bir önlem olarak, PrEP kullanıcılarının karaciğer fonksiyonlarının düzenli biçimde takip altında tutulması gereklidir. -Türkiye'de PrEP var mı?- Bireysel kullanım talepleri her geçen gün artıyor olsa da, henüz ülkemizde uygulanmakta olan bir PrEP programı yoktur. Ek olarak PrEP amaçlı kullanım için geri ödeme sistemine alınmış ilaç da yoktur. Ülkemizdeki ilk PrEP kılavuzu ise ancak 2022 yılında Türkiye HIV/AIDS platformu tarafından yayınlanmıştır. (Detaylar ve kılavuz için aşağıdaki görsele tıklayın) Herhangi bir enfeksiyon uzmanına gidip istek üzerine PrEP reçetesi yazdırabilirsiniz ancak ilacı ücretsiz temin yani ilaç bedelinin sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanması gibi seçenekler maalesef -henüz- mümkün -değildir. Buna karşın, ilaç bedelini kendi bütçelerinden karşılayarak düzenli PrEP kullananlar olduğunu biliyoruz. Bu karar tamamen kişinin tercihine bağlı olsa da, PrEP uygulaması öncesinde uzman hekim görüşü ve onayı almak ve uygulama boyunca düzenli hekim ziyaretleri yaparak, gerekli testleri yaptırmak genel sağlığınız açısından şarttır ve www.kirmizikurdele.org doktor reçetesi, bilgisi ve düzenli takibi olmadan PrEP kullanımını önermemektedir. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu
- HIV testi süresi I www.kirmizikurdele.org I
Ne zaman HIV testi yaptırmalıyım? Pencere dönemi nedir? I www.kirmizikurdele.org Sıkça sorulan HIV soruları HIV testleri - Soru 2 Şüpheli temastan/cinsel ilişkiden ne kadar süre sonra HIV testi yaptırmalıyım? HIV testli süreleri hakkındaki bilgiler niçin farklı? Vücuttaki HIV’in tespit edilebilmesi için, şüpheli ilişki ya da eylemin üzerinden belli bir süre geçmesi gerekir ve bu süreye pencere dönemi denir. Pencere dönemi tanımının işaret ettiği süre hakkında farklı kaynaklarda farklı zaman aralıkları belirtilebilir. Bunun sebebi, her bireyin bağışıklık sisteminin HIV’e farklı bir biçimde tepki vermesidir. Test teknolojisindeki gelişmelerle bu süre, test tipi ve maliyetine bağlı olarak 14 güne kadar düşmüştür. Fakat en genel ve kabul edilen süre ortalaması olarak 28 gün verilebilir. Pozitif HIV tanısı alan bireylerin %95’inin en geç 28 güne kadar antikor geliştirdiği raporlanmıştır. Bir başka kişinin test süresi ve sonucu ile ilgili yaşadıkları ise genel bir veri değil, kişisel bir deneyimdir ve sizin test süreciniz, okuduğunuz ya da duyduğunuz herhangi bir yorumdaki gibi olacak diye bir beklenti yanlıştır. Dolayısıyla ''A kişisi x günde test yaptırmış. Benim doktorum bana neden x gün sonra yeniden test yaptır dedi'' gibi soruların hiçbir anlamı yoktur. Bir başka ifadeyle 14. günden sonra yapılan ilk testin çok büyük oranda güvenilir olduğu, eğer bu testte aldığınız negatif sonuç içinize sinmediyse, (bu süre içinde sizi şüpheye sokan yeni bir temasta bulunmadıysanız) 45. günden sonra yeni bir test yaptırarak alacağınız sonucun kesin olduğu söylenebilir. Pencere döneminde ya da hemen ertesinde yapılan test, test yaptırmanıza sebep olarak gördüğünüz teması takip eden 45. günden sonra tekrarlanmalıdır. Bunun sebebi, yukarıda da belirttiğimiz gibi her bireyin bağışıklık sisteminin HIV’e farklı bir biçimde tepki vermesidir. Konu hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki bağlantıları kullanarak HIV hakkında her şey sayfalarımızın 'HIV testleri' ve 'HIV test tipleri, süreleri ve güvenilirlikleri' bölümlerini okuyun. İlgili bağlantılar: HIV testi sonuçları ne kadar güvenilir? www.kirmizikurdele.org/hiv-testleri www.kirmizikurdele.org/hiv-test-tipleri www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey
- Kırmızı Kurdele İstanbul I All about HIV I Red Ribbon Istanbul I HIV TurkeyOur values https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/our-values
Turkey's most trusted HIV information source I Online counselling I Red Ribbon Istanbul I UequalsU I Our values Click here to download #RedRibbonIstanbul's summary brochure (English, Double sided, A4) Our Values at Red Ribbon Istanbul Vision Our vision is to be Turkey’s most trusted CSO (civil society organization) working in the HIV field with international recognition and representation. Our mission is: *To contribute to the awareness about HIV-prevention, by widely sharing scientifically proven and practical HIV information,through awareness campaigns that target specific demographic segments. *To produce and disseminate basic information needed by HIV-positive individuals, whether undergoing treatment or not. *To help normalize the currently demonizing taboo perception of HIV, by bringing HIV awareness to broader segments of societyvia entertainment, art and culture events, and other activities. Our values Producing credible information with practical and tangible ideas and projects and support these with responsible behavior www.kirmiziukurdele.org #hearpreventprotect #allabouthiv Click for our #onlinehivcounselling service