top of page

#hivbilgisi arama sonuçları

134 sonuç bulundu

  • HIV ve AIDS'in kesin tedavi neden yok? I www.kirmizikurdele.org

    HIV ve AIDS'in kesin tedavi neden yok I www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey Sıkça sorulan HIV soruları Tedavi - Soru 10 HIV kesin tedavisi/şifası neden yok? Kesin tedavi/şifa bulmak neden bu kadar zor? HIV'in kesin tedavisinin tıbben bu kadar zor olmasının en az iki, ciddi nedeni var. Birincisi ; HIV insan bağışıklık sistemine sızan ve orada gizlenirken çoğalan bir virüs. Bu tip sızma, saldırı vb. dışarıdan müdahalelere karşı doğal olarak hazırlıklı olan insan bağışıklık sistemi virüsü nihayet fark ettiğinde onu etkisiz hale getirmek ve vücuttan atmak için çok çalışır. Ancak bunu ne kadar çok yaparsa yapsın, HIV de o kadar çoğalabilir. Çünkü HIV ‘akıllı’ bir virüstür ve virüsün davranışları, bağışıklık sisteminin kendisine karşı müdahalelerine göre değişebilir. Yani virüs bağışıklık sisteminin müdahalelerine karşı yeni yaklaşımlar geliştirir. Bu karşılıklı etkileşimi zor bir satranç oyunu gibi düşünülebiliriz. Bu yüzden eğer bu mücadelede bağışıklık sistemini baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları - ART ile desteklemezseniz yani virüsü baskılayan günlük ilacı kullanmazsanız virüs çoğalmak için her zaman yeni yollar arayacaktır. Çünkü onun doğası bu! Bu noktada baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları - ART kullanımını saç/sakal vb. uzadığında kesmek/berbere/kuaföre vb. gitmek gibi düşünebiliriz. Her gün düzenli tıraş olununca sakal kökleriniz yerinde kalır ancak uzamazlar. İlaçlar virüsün doğasına karşına aynı işlevi görür, HIV hala oradadır ama ilaçlar sayesinde tamamen baskılanmıştır, etkisizdir yani uyumaktadır. Yani kumanda tamamen sizde olur! HIV kesin tedavisi için zorluk olan ikinci sebep ; virüsün çok yüksek bir çoğalma/üreme potansiyeline sahip olmasıdır. Eğer kişi test yaptırmadığı için HIV pozitif olduğunu bilmiyor ya da bunu bildiği halde baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları kullanmıyorsa, bağışıklık sistemi içinde her gün on binlerce yeni virüs üretebilir. Bununla birlikte reçete edildiği şekle uygun, yani doğru ve eksiksiz kullanılırlarsa mevcut ilaç tedavileri çok iyi çalışarak, vücuttaki virüs seviyesini belirlenemeyen seviyeye düşürerek yani baskılayarak, HIV'in bir başkasına geçişini/aktarılmasını/bulaştırmasını engellerler. Buna Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B denir. Ayrıca HIV ilaç tedavisi - ART HIV pozitif olarak yaşayan bireylerin de herkes kadar uzun ve sağlıklı bir ömür sürdürülmesini olanaklı kılarlar. Bunlara ek olarak; Kesin HIV tedavisi (cure - şifa) yolunda çok ciddi aşamaları geçen çok sayıda çalışmalar var ve bu çalışmalar için harcanan yıllık küresel bütçe, hatırı sayılır oranda milyon dolarlarla ifade ediliyor. Bunlar hakkında bilgi sahibi olmak için 2016 yılından bu yana #kanittemelliaktivizm yaklaşımı ile sürdürdüğü herkes için kesintisiz #hivbilgisi sağlayıcılığı ile Türkiye’nin en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı olan www.kirmizikurdele.org ’u düzenli takip edebilir ve en güncel bilimsel gelişmelerden, HIV kesin tedavisi, HIV aşısı çalışmalarından dünya ile aynı anda haberdar olabilirsiniz. .: #hivbilgisi okuma önerisi : Bilim insanları iddialı; "HIV'i hücrelerden tamamen ayıklayabiliriz! :. Ve iyi haber; dünyanın dört bir yanındaki HIV pozitifler sağlıklı yaşamlar sürdürüyorlar ve dilerlerse HIV negatif bebek sahibi olabiliyorlar. HIV ilaç tedavisine (ART) bağlı yaşam beklentisi, HIV negatiflerle (genel sağlığına ve sigara, alkol vb. kullanımına ve yaşam tarzına bağlı olarak) neredeyse aynıdır. HIV’in kedin tedavisinin bulunması beklenirken, bu esnada HIV ile sağlıklı yaşamanıza ve yaşam kalitenizi arttırmanıza yardımcı olması için hazırladığımız HIV tanısı alanlar için tedavi ve yaşam rehberi 'ni buraya tıklayarak okuyabilir, HIV kesin tedavisi ile ilgili olarak Uzm. Dr. Ahmet Çağkan İnkaya ile yaptığımız video söyleşiyi aşağıda izleyebilirsiniz. İlgili bağlantılar; #hivbilgisi yazısı: Neden hâlâ bir HIV aşısı yok ve aşıya neden ihtiyacımız var? www.kirmizikurdele.org/hiv-ilac-tedavisi www.kirmizikurdele.org/viral-baski www.kirmizikurdele.org/b-b-nedir www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu #beşittirb

  • Kırmızı Kurdele İstanbul I Maymun Çiçeği hakkında sıkça sorulan sorularMaymunçiçeği Sıkça Sorulan Sorular https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/maymun-cicegi-sikca-sorulan-sorular

    HIV ve insan hakları hakkında her şey I HIV hakkında her şey I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Viral sıçrama (blips) nedir -Maymunçiçeği hakkında sıkça sorulan sorular- 1. Maymunçiçeği yeni bir virüs/hastalık mı? Değil. Virüs ilk kez 1958 yılında maymunlarda tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştür. Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti başta olmak üzere, Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülen bu hastalığın sıklığı tam olarak bilinememekle birlikte Afrika’da her yıl birkaç yüz olgu olduğu tahmin edilmektedir. Hastalık zaman zaman Afrika kıtasından enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınmakta, buralarda az sayıda insanın etkilendiği gözlemlenmekte ve bölgesel olgu kümelenmeleri izlenmektedir. 2. Yeni değilse neden şimdi bu kadar dikkat çekti? Şimdiye kadar Afrika dışında görülen olguların tamamının Afrika’dan gelen insanlar veya getirtilen kemirgenlerden kaynaklandığı biliniyor. Ancak Afrika dışında tespit edilen olgu sayısı ilk kez, bugüne kadar Afrika dışında görülen toplam olgu sayısını aşacak kadar arttığı için Dünya Sağlık Örgütü'nün uyarısıyla birlikte küresel bilim camiasının ve medyanın dikkatini çekmiştir. 20 Mayıs 2022 itibariyle Afrika dışındaki 13 ülkeden, 90’ı kesinleşmiş 56’sı şüpheli olmak üzere, 146 olgu bildirilmiştir. Olguların büyük kısmı (130 olgu) İspanya, Portekiz, İngiltere ve Kanada’dadır. Bu olguların ortak bir kaynaktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı net olarak bilinmiyor. 3. Virüsün/Hastalığın etkeni belli mi? Evet, belli. Hastalığın etkeni Maymunçiçeği Virüsü (Monkeypox, MPX); Çiçek Virüsüne akraba bir DNA virüsü. Orta ve Batı Afrika’da iki farklı genetik alt tipinin hastalık yaptığı bilinmektedir. Batı Afrika alt tipi, Orta Afrika (Kongo Havzası) alt tipine kıyasla daha hafif seyirli hastalık yapmaktadır. Geçen hafta içinde Afrika dışında görülen olgulardan elde edilen virüslerin tam genetik analizi henüz tamamlanmamış olmakla birlikte ilk bulgular Batı Afrika alt tipi olduğuna işaret etmektedir. 4. Virüs maymunlardan mı bulaşıyor? Adında “maymun” geçmekle birlikte maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerde bulunan ve onlardan insana geçen bir hastalıktır. Maymunçiçeği hastalığı olarak isimlendirilmesinin nedeni ise ilk olarak 1958’de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir hastalık salgını yapınca farkına varılmış olmasıdır. Maymunçiçeği Virüsünün doğal döngüsü tam olarak bilinmemektedir. Virüs, şimdiye kadar doğal ortamdaki hayvanlardan iki kez izole edilebilmiştir: İlk olarak 1985 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin Ekvator bölgesinde Afrika sincabından, bir kez de 2012 yılında Fildişi Sahilleri’ndeki yağmur ormanlarında “Mangabey” isimli bir maymun türüne ait ölü bir yavru primattan izole edilmiştir. Doğal rezervuar bu nedenle belirsizliğini korumaktadır. 5. Maymunçiçeği, Çiçek ve Su Çiçeği hastalığı ile benzer bir hastalık mı? “Çiçek”li hastalıklar virüslerın neden olduğu birbirine benzer hastalıklardır. Dolayısıyla çiçek ve suçiçeğinde görülen cilt lezyonlarına benzer lezyonlar maymun çiçeğinde de görülmektedir. Ancak hem lezyonların vücuttaki yerleşimleri hem görüntüleri hem de seyirleri farklıdır. Ayrıca çiçek hastalığı aşı sayesinde yeryüzünden silinmiştir. Maymun çiçeğinde lenf düğümlerinde şişme olması önemli bir başka farklılıktır. Yakın zamanda (son bir ay içinde) hastalığın görüldüğü Afrika ülkeleri ve İspanya, Portekiz gibi Avrupa ülkelerine gitmiş olan kişilerde hastalık belirtilerinin görülmesi maymun çiçeğini düşündürmelidir. 6. Virüs nasıl bulaşabilir? Virüs insana, enfekte hayvan, enfekte insan veya virüsle kirlenmiş cansız maddeler (giysiler, havlu, çarşaf vb.) ile yakın temas sonucunda bulaşmaktadır. Virüs sağlıklı kişilere, ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar/çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz)veya solunum sistemi aracılığıyla girer. Enfekte hayvandan insanlara (zoonotik) bulaşma ısırık, tırmalama, hayvanın kan ve vücut sıvıları ile veya etiyle temas, lezyonlara direkt temas veya tüm bunlarla kirlenmiş cansız materyalden indirekt yolla gerçekleşebilmektedir. İnsandan insana bulaşmanın esas olarak büyük solunum salgısı damlacıkları ile olduğu düşünülmektedir. Büyük damlacıklar uzak mesafelere gidemediğinden insandan insana bulaşma için; yüz yüze, uzun süreli ve yakın temas gereklidir. Bu da COVID-19’a benzer büyük salgınlar yapmasını engelleyebilecek bir özelliktir. Virüs enfekte insanın vücut sıvılarına, cilt lezyonlarına doğrudan temas ile direkt olarak veya yine bunlarla kirlenmiş cansız maddelerle temas ile dolaylı olarak cilt ve mukozalar yoluyla bulaşabilir. Cinsel yolla bulaşma kesin olmamakla birlikte yakın temas söz konusu olduğundan cinsel ilişki sırasında bulaşması mümkündür. Geçen hafta içinde görülen olguların bir kısmının bu yolla bulaştığı yönünde bildirimler vardır. 7. Belirti ve bulguları nelerdir? Maymunçiçeği Hastalığı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntülere) neden olur. Yakınmalar, virüs ile temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığı ilk 5 gününde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı halsizlik görülür. Bu belirti ve bulguların çoğu birçok hastalıkta görülebilir ancak lenf bezi şişliğinin olması özellikle çiçek, su çiçeği ve kızamıktan ayırmada önemlidir. Ciltteki döküntüler, ateş başladıktan sonra 1-3 gün içinde ortaya çıkar; gövdeden çok yüzde, kollarda ve bacaklarda görülür. Avuç içi ve ayak tabaklarında, ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde lezyon saptanabilir. Lezyon sayısı değişkendir; az sayıda veya çok fazla sayıda olabilir. Lezyonlar, düz bir kızarıklık şeklinde başlayıp (makül), deriden kabarık hale gelir (papül); ardından içleri berrak sıvı ile dolarak “vezikül” görünümü alırlar. Veziküllerin içindeki berrak sıvı sarımsı renkte bir sıvıya döner ve “püstüller” oluşur. Püstüller, kabuk bağlar ve kabukların düşmesiyle lezyonlar ortadan kalkar. Bu süreç, genellikle 2-4 hafta sürer ve kendiliğinden iyileşir. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalık ağır seyredebilir. Hastalığa bakteriyel infeksiyonlar eklenebilir, zatürre, sepsis, ensefalit ve görme kaybı gelişebilir. 8. Virüsün belirti göstermeyen bir seyir izlemesi mümkün mü? Bu konu net olmamakla birlikte Maymunçiçeği'nin COVID-19 gibi belirtisiz hastalık yapmadığı düşünülmektedir. Enfekte kişilerde belirtilerin ortaya çıkması bu kişilerin fark edilmesini ve izolasyona alınmasını sağlayacağından, Maymunçiçeğinin toplumda COVID-19 veya belirtisizken bulaşan diğer enfeksiyonlar kadar yayılması beklenmemektedir. 9. Maymunçiçeği Virüsü ile temas etmiş kişiler ne kadar süre takip edilmelidir? Maymunçiçeği Virüsü taşıdığı teyit edilen hayvan veya kişilerle temas etmiş olanlar, son temastan sonraki 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmelidir. 10. Tanı nasıl konuluyor? Hastalığın tanınabilmesi için öncelikle akla gelmesi önemlidir. Hastalık belirtileri gösteren kişilerin son bir ay içinde riskli bölgelere seyahat edip etmedikleri ya da benzer belirtileri olan birileri ile yakın temasları olup olmadığı sorgulanmalıdır. Maymun çiçeği hastalığından şüphe edildiği durumlarda lezyonlardan uygun şekilde elde edilmiş ve gerekli güvenlik önlemleri alınarak paketlenmiş örneklerin ilgili laboratuvara gönderilmesi gereklidir. Tahmin edileceği gibi bu test, rutin laboratuvarlarda yapılamaz ancak gerekli malzemenin, personelin olduğu biyogüvenlik düzeyi 2 laboratuvarlarda yapılabilir. Günümüzde tanı, PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) ile virüse ait DNA’nın örneklerde gösterilmesine dayanmaktadır. Maymun çiçeği hastalığının tanısını kan örneklerinden koymak çok olanaklı değildir. Virüs, kanda çok kısa süre kaldığından PCR ile saptamak genellikle mümkün olmaz. Antijen ve antikor testleri de daha önce uygulanan çiçek aşısı vb. nedenlerle her zaman doğru sonuç vermez. 11. Ölümcül mü? Maymunçiçeği genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır hastalık görülebilmektedir. Genel olarak hastalanan kişilerin %3-6’sı, çoğunluğu küçük çocuklar olmak üzere, maalesef kaybedilmektedir. Orta Afrika alt tipinde öldürücülük %11’e kadar çıkabilmekle birlikte güncel olgulara neden olan Batı Afrika alt tipinin öldürücülüğü daha düşüktür (%1). 12. Tedavisi ve aşısı var mı? Maymunçiçeği için yaygın kullanılan bir ilaç henüz yok. Şimdiye kadar görülen olgular, sidofovir, brinsidofovir, tekovirimat (ST-246) isimli antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini uygulanarak kontrol altına alınmıştır. Tekovirimat isimli ilaç, hayvan ve insan çalışmalarından sonra 2022’de Avrupa İlaç Ajansı (EMA-European Medicine Agency) ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA tarafından onaylanmıştır ancak dünyada yaygın olarak bulunmamaktadır. ABD’de Maymun Çiçeği Hastalığı için kullanılmak üzere 2019 yılında Gıda ve İlaç Dairesi FDA tarafından onaylanmış JYNN (Imvamune ve Imvanex adları ile de bilinmektedir) isimli aşı bulunmaktadır. Bu zayıflatılmış (atenüe) aşı, çiçek ve maymunçiçeğine karşı etkili olup içinde Modifiye Vaccinia Virus Ankara suşu bulunmaktadır. Bu suş, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı Laboratuvarlarında, büyük olasılıkla at çiçeği virüsünün seri pasajlarıyla çiçek aşısı suşu olarak geliştirilmiş Vaccinia Ankara suşunun, daha sonra Münih Üniversitesi’ndeki araştırıcılar tarafından daha güvenilir bir aşı sağlamak amacıyla tavuk fibroblast doku kültürlerinde yeniden seri pasajlanmasıyla elde edilmiştir. Laboratuvarda bu tür virüslerle çalışanlara ve salgın durumunda temas edenlerde kullanılmak üzere kısıtlı sayıda mevcut olduğu bilinmektedir. Aşı temastan sonra da uygulanabilmektedir. 13. Çiçek aşısı maymunçiçeğinden korur mu? Dünya Sağlık Örgütü Afrika’daki tecrübelerden yola çıkarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden %85 kadar koruma sağlayacağını bildirmektedir. Ancak çiçek aşısı 1980’den beri uygulanmamaktadır. Bu nedenle çiçek aşısı yapılmış kişiler bugün 40-50 yaş ve üzerindeki kişilerdir. Aradan geçen bu uzun süre sonunda koruyuculuğun hangi düzeyde devam ettiğini söylemek zordur. Bununla birlikte Afrika’daki ev içi bulaşmaların çiçek aşısı olmuş kişilerde daha az olduğu ve ağır hastalıktan korundukları gözlenmiştir. Laboratuvarda maymun çiçeği şüpheli örneklerin mümkünse aşılanmış kişiler tarafından çalışılması önerilmektedir. 14. Bu virüsün yeni bir pandemiye yol açma olasılığı var mı? Maymun Çiçeği Hastalığının belirti ve bulgularının belirgin olması, şimdiki bilgilere göre belirtisiz enfeksiyon yapmaması, bulaş için uzun süreli yakın temas gerektirmesi, bir DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve kolay değişime uğramaması (COVID-19’daki gibi yeni varyantların çıkmaması) gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda COVID-19 gibi bir pandemiye yol açması pek beklenmemektedir. 15. HIV ile yaşayanların özellikle dikkat etmesi gereken şeyler var mı? Bu önemli soruyu halen farklı şehir ve hastanelerde HIV takibi ve tedavisi uygulayan pek çok enfeksiyon uzmanına sorduk. Tüm cevaplarda öne çıkan ortak noktalar ise şunlardı; *HIV ile yaşayan kişilerin paniğe kapılmalarını gerektirecek özel bir durum olmadığı, *HIV ve Koronavirüs ile mücadeleden öğrendiklerimiz ışığında, önerilen tedbirlere uymanın ve güvenilir kaynaklardan güncel bilgiler edinmenin çok önemli olduğu, *Herhangi bir sebeple hastalık şüphesi içinde olunan durumlarda, panik duygusu ya da kaygı içinde hareket etmek yerine en kısa zamanda doktora başvurmak ve görüş almak gerektiği, *Ve şartlar ne olursa olsun devam eden HIV ilaç tedavisini aksatılmaması gerektiği. 16. Türkiye’de Maymun Çiçeği Virüsü olgusu görüldü mü? Türkiye'deki ilk Maymun Çiçeği Virüsü olgusu 30 Haziran 2022 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından duyurulmuştur. HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın Yararlanılan kaynaklar: www.klimik.org, www.i-base.info

  • HIV tedavisi ilaçları temini I www.kirmizikurdele.org

    HIV tedavisi ilaçları temini I www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey Sıkça sorulan HIV soruları İlaç temini ve sosyal yaşam - Soru 2 HIV pozitifim ve baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları kullanıyorum fakat işten çıkarıldım/ayrıldım. İlaçlarımı ücretsiz almaya ne zamana kadar devam edebilirim? İşten çıkarıldığınızda/ayrıldığınızda gerekli kriterler karşılanıyorsa devreye işsizlik sigortası girecektir. Buradaki önemli detay iş yerinizin prim ödemelerinizi ve işten çıkış kaydınızı, işsizlik sigortasından yararlanmanızı sağlayacak şekilde yapmış olmasıdır. Eğer işsizlik sigortası diğer bir deyişle işsizlik maaşı alma hakkınız söz konusu ise bu haktan yararlanacağınız süre zarfında tüm tedaviniz işsizlik sigortası tarafından yine %100 karşılanacaktır. Eğer işsizlik maaşı/sigortası hakkınız biterse ya da bundan zaten yararlanamaz durumdaysanız, Genel Sağlık Sigortanızı (GSS) aktive etmek ve devlet tarafından belirlenmiş GSS *primini düzenli ödemek, HIV tedavinize ilişkin tüm sağlık hizmetlerinden tıpkı çalışırken olduğu gibi tamamen ücretsiz ve bazı diğer hastalıklardan farklı olarak katkı payı ödemeden yararlanmanızı sağlayacak. *2025 senesinde ödenecek olan GSS primi 780,17 TL olarak belirlenmiştir. Genel Sağlık Sigortası sistemine kayıt, işsizlik sigortası, işsizlik süresince sağlık hizmeti almakla ilgili tüm başvuruları, bulunduğunuz il/ilçedeki T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Sosyal Güvenlik Merkezine şahsen yapmanız ve takip etmeniz gerekmektedir. Bu süreçlerle ilgili detaylı bilgiyi SGK'nın bu sayfasından edinebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • Kırmızı Kurdele İstanbul kimdir?

    herkes için #hivbilgisi I www.kirmizikurdele.org I #hivhakkindahersey Kırmızı Kurdele İstanbul Kimdir -BİZ KİMİZ?- *Kırmızı Kurdele İstanbul (KKİ) bilgiye erişim hakkı ve tedaviye erişim hakkı temelinde, başta anahtar hedef kitleler olmak üzere, toplumun tüm kesimleri için kolay anlaşılır bir dilde ve uygulanabilir, kanıt temelli Türkçe HIV bilgisi üretmeyi ve yaygınlaştırmayı amaçlayan bir HIV bilgisi sağlayıcısı ve bilimsel kanıt temelli aktivizm odaklı bir sivil toplum kuruluşudur. Kırmızı Kurdele İstanbul ' un tamamı gönüllülerden oluşan ve dernek çalışmaları karşılığında maddi kazanç elde etmeyen ekibi; kolay anlaşılır ve doğruluğu bilimsel verilerle kanıtlanmış bilgi nin HIV yayılımına karşı en etkili araç olduğu inancıyla #hivbilgisi üretir, STK yönetimi, hukuk, sağlık, eğlence, planlama, dijital medya, politika gibi farklı disiplinlerde deneyim kazanmış kurucularının ve üyelerinin birikimleriyle, bilimsel HIV bilgisini toplumun tüm kesimlerinin erişimine sunma hedefiyle ve #kanittemelliaktivizm prensibi ile çalışır, bilginin en etkili korunma yöntemi olduğu bilinciyle, bilgiye ihtiyacı olan birey ile bilgi arasındaki zorlaştırıcı tüm faktörleri ortadan kaldırarak, bilinçli, sağduyulu ve sağlıklı bir toplum ve gelecek hedefine yüksek düzeyde katkı sunmayı, ve Dünya'nın her yerinde her seviyedeki saygın kongre, konferans, platform, çalışma grubu vb. temsiliyetiyle, Türkiye'yi uluslararası HIV çalışmaları gündeminin önemli ve saygın bir parçası seviyesine getirmeyi amaçlar. Türkiye'de kendisini #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı olarak tanımlayan ilk ve en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı olan Kırmızı Kurdele İstanbul, çalışmalarına başladığı günden bu yana pek çok ilki hayata geçirmiştir. Bu çalışmalar neticesinde 2019 yılında Avrupa Parlamentosu'nda gerçekleşen bir etkinlikte Türkiye'nin en başarılı ve örnek 11 STK'sından biri seçilen KKİ, bugüne kadar sayısız uluslararası etkinlikte yer alarak Türkiye HIV topluluğunun ve ülkenin HIV alanındaki uluslararası yüzü olmuştur. 2017 yılından bu yana her yıl Türkiye'nin 1 Aralık Dünya AIDS Günü bildirileri yazarak uluslararası toplulukla paylaşan KKİ, 2021 yılından bu yana ise #HIVİstanbul adıyla sadece Türkiye'nin değil Türkiye'nin içinde bulunduğu ve etkileştiği MENA/EECA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika/Doğu Avrupa ile Kuzey Asya) bölgelerinin tek sivil toplum/aktivist temelli HIV Konferansını düzenlemektedir. Sosyal medya hesaplarımız; @redribbontr *Resmi adı: Kırmızı Kurdele İstanbul Derneği Çalışmalarına başlama tarihi: Aralık 2015 Resmi kuruluş tarihi: Nisan 2016 Kütük no: 34-223-065 Merkezi: İstanbul

  • HIV AIDS ilaç direnci I www.kirmizikurdele.org

    HIV ilaç direnci hakkında her şey I www.kirmizikurdele.org Viral sıçrama (blips) nedir - HIV ilaç direnci nedir? Nasıl oluşur? - HIV insan vücuduna yerleştikten sonra vücutta çoğalmaya başlar. Virüsün doğası budur. HIV böyle var olur, böyle hayatta kalır ve vücutta çoğalırken bazen biçimini ya da davranış şeklini değiştirip mutasyona uğrar yani davranışlarına başka davranışlar, özelliklerine bazı başka özellikler ekleyebilir. ---HIV'in vücutta nasıl çoğaldığı, adım adım ilerleyişi ve bugün HIV tedavisinde kullanılan ilaç sınıflarının nasıl belirlendikleri hakkında detaylı bilgi için herkesin #hivbilgisi kaynağı olan #hivhakkindahersey sayfalarımızdaki HIV yaşam döngüsü başlıklı #hivbilgisi yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz--- İşte bu mutasyonlar zaman zaman HIV ile yaşayan bir kişi HIV baskılayıcı tedavi ilaçları (ART) kullanıyor olmasına rağmen gelişebilir ve bu da ilaç direnci oluşmasına neden olabilir. Mutasyona bağlı bu ilaç direncine sebep olan şey genellikle tedavi uyumsuzluğu, sıklıkla doz atlamak, ilaç alma saatlerine sadık kalmamak yani özetle ilaçları reçete edildiği biçimiyle almamaktır. Bu ilaç direnci geliştiğinde, vücuttaki HIV’i baskılayarak kontrol altına alan HIV tedavisi ilaçlarının artık yeteri kadar etki göstermiyor olmasından bahsedilebilir. Diğer bir ifadeyle, o esnada kullanılmakta olan HIV tedavisi ilaçları, virüsün kendisini kopyalayarak çoğalmasını engellemeyi başaramaz hale gelir. Bu durumda da ilaç direnci, HIV tedavisi başarısızlığına neden olur ki bu asla arzu edilmeyen bir şeydir. - İlaç direnç türleri - İki tür ilaç direnci var: tedavi ile ilişkili HIV ilaç direnci ve aktarılmış HIV direnci. Tedavi ile ilişkili ilaç direnci, kişinin vücudunda HIV ilaç tedavisine (ART) ait ilaç etken maddelerinin yetersiz ya da düzensiz seviyelerde bulunması nedeniyle virüsün tekrar CD4 hücrelerine saldırarak kendisini kopyalamaya başlama becerisi kazanması şeklinde olmaktadır. Bu sebeple, HIV tedavisine harfiyen bağlılık ve sürdürülebilir bir viral baskılama yani viral yükün sürekli B (belirlenemeyen) seviyede tutulması çok önemlidir. - Aktarılmış direnç nedir? - Günümüzdeki gelişmiş ilaç tedavisi ve seçenekleri sayesinde belirlenemeyen seviyeye baskılanan ve bu seviyede tutulduğunda cinsel yolla *bulaştırılamayan/aktarılmayan HIV, ilaç direnci söz konusu olduğunda ise yeniden insandan insana geçebilmekte/bulaşabilmektedir. Bu duruma ise “aktarılmış direnç” denir. .ıI * Detaylı bilgi için #hivbilgisi okuma önerisi; Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (B=B) hakkında en çok sorulan 9 soru, 9 cevap Iı. Aktarılmış dirençli bir HIV tip ile enfekte olan ve yaşayan bir birey, doğal olarak bir ya da birden fazla HIV tedavisi ilacına (molekülüne), belki daha ilaç tedavisine başlamadan dirençli hale gelebilir.. Yani eğer virüsün x kişiye geçişine kaynak olan y kişisi a ve b ilaçlarını kullanırken direnç geliştirmiş ise y kişisi HIV ilaç tedavisine a ve b ilaçlarını ve hatta o ilaçları da kapsayan ilaç sınıfının tamamını kaybetmiş olabilir. Dolayısıyla HIV ilaç direnç testleri HIV tedavisinin temel ayaklarından biridir. .ıI Detaylı bilgi için #hivbilgisi okuma önerisi; HIV tedavisi boyunca kullanılan testler Iı. - HIV ilaç direnç testi nedir? - HIV İlaç direnci testi, bir kişide herhangi bir HIV tedavisi ilacına direnç olup olmadığını anlamak amacıyla yapılan temel bir kan testidir. Direnç testleri ART kullanımına başlamadan önce yapılması gereken ve mevcut tüm tedavi kılavuzlarının önerdiği bir testtir. Bu test, ilaç tedavisine başlama kararı verdiğinizde, mevcut ilaç seçenekleri bakımından yol gösterici olacaktır. Bu testler aynı zamanda, tedavisi sürecinde beklenmedik virüs miktarı (viral load, virus yükü ) değişimleri olan kişilerde de kullanılmaktadır. HIV pozitif kişiler, durumu öğrendikleri yani pozitif HIV tanısı aldıkları andan itibaren mümkünse hemen HIV baskılayıcı ilaç tedavisine başlamalıdırlar. .ıI Detaylı bilgi için #hivbilgisi okuma önerisi; HIV ilaç tedavisi (ART) Iı. Ancak mümkünse HIV tedavisine başlamadan önce, ilaç direnci testi yapılması gerekmektedir. İlaç direnç testi bireye uygulanacak HIV tedavisi rejiminin işe yarayıp yaramayacağını anlamaya yardımcı olacaktır. Ancak bazı durumlarda, özellikle ilaç direnç testi kolay erişimin olmadığı durumlarda HIV tedavisi ilaçlarına hemen başlanabilir ve aynı zamanda da ilaç direnci testi yapılıp sonucu beklenebilir ve gelen sonuç olumsuzsa, sonuca göre hızlıca tedavi rejimi değiştirilebilir. HIV tedavisine bir kere başlandığında, kişinin HIV viral yükü düzenli olarak (kandaki virüs miktarı), viral yük testiyle (HIV RNA) takip edilir. Eğer tedaviye rağmen kişinin viral yükünde beklenen azalma olmuyorsa, bu durumda ara dönem ilaç direnci testi de uygulanıp, kişinin kullanılmakta olan ilaca direnci olup olmadığı kontrol edilebilir. Eğer bu ara dönem ilaç direnci testinde bir olumsuzlukla karşılaşılırsa, kişinin o ilacı ne kadardır kullandığından bağımsız olarak yeni bir tedavi rejimi uygulamasına geçilebilir. - ART’lere ilaç direnci gelişmesi - Vücutta yetersiz ART (HIV tedavisi ilacı) seviyesine neden olabilen unsurlar: *Tedaviye bağlılığın ve uyumun yeterince sağlanamaması, *Tüketilmemesi gereken beslenme ürünleri, *İlaç - ilaç etkileşimleri, Yetersiz ilaç etken madde seviyesi, tedavi başarısızlığının görüldüğü birçok kişide olduğu gibi ilaca karşı dirençli virüs mutasyonları gelişmesine neden olabilir. Aktarılmış ilaç direnci ise yukarıda bahsettiğimiz süreci deneyimleyen bir kişiden, başka bir kişiye ilaç-dirençli virüs geçişi/aktarımı şeklinde olmaktadır. - HIV ile yaşayan bir kişi ilaç direnci riskini nasıl azaltabilir? - Cevap çok basit: Doktorunuz tarafından reçete edilen HIV tedavisi ilaçlarını, doktorunuzun size belirttiği şekliyle düzenli olarak, tam uyumla ve aksatmadan kullanmak ve doktorun yaşam tarzı vb. tüm diğer önerilerine uymak, ilaç direnci riskinizi çok büyük oranda azaltır. İlaçlarınızı düzenli değil de doz atlayarak kullandığınızda, HIV tedavisi etkililiğini kaybedebilir ve bu da HIV’in vücutta tekrar kendini kopyalayarak çoğalmasına ve dolayısıyla da mutasyona uğrayıp ilaç direnci geliştirmesine neden olabilir. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Kaynak yazılar; 1 , 2

  • TKCAB | HIV bilgisi kaynağıhttps://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/tkcabTKCAB https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/tkcab

    TKCAB HIV bilgisi kaynağı Kırmızı Kurdele İstanbul Derneği ve GILEAD işbirliği ile TK CAB adıyla ilk kez düzenlenecek HIV Danışma Kurulu Toplantısının ajandasını ve katılımcı listesini aşağıdaki linkler üzerinden indirebilirsiniz. Türkiye HIV Komünitesinin HIV cevabının daha kapsamlı ve donanımlı hale getirilmesi amacıyla düzenli olarak toplanacak Danışma Kurulunun toplantı notlarını ve tüm güncellemelerini, ilk toplantı sonrası yeniden düzenlenecek olan bu sayfadan takip etmem mümkün olacak. TK CAB toplantısına katılımınız, HIV alanında sunduğunuz tüm hizmetler ve önemsediğiniz için teşekkür ederiz! Ajanda Katılımcı Listesi Konum

  • HIV hakkında her şey | Kırmızı Kurdele İstanbul I AIDSVideo bilgi https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/videobilgi

    HIV hakkında her şey I Bilgi videoları I Online HIV danışmanlığı I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul HIV’nin cinsel yolla bulaşmasından korunma yolları Prof. Dr. Volkan Korten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı HIV pozitiflik ile AIDS arasındaki farklar nelerdir? Prof. Dr. Önder Ergönül Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı HIV pozitif kişiler damgalanmadan nasıl etkileniyor? Yrd. Doç. Dr. Özlem Gökmoğol Psikiyatri Uzmanı HIV pozitif olduğunu öğrenen kişiler ne yapmalı? Prof. Dr. Volkan Korten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı HIV pozitif kişilere psikolojik destek nasıl verilir? Yrd. Doç. Dr. Özlem Gökmoğol Psikiyatri Uzmanı HIV testleri ne zaman kesin sonuç verir? Prof. Dr. Volkan Korten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı HIV pozitif olduğunu öğrenen kişiler ne tür psikolojik tepkiler verir? Yrd. Doç. Dr. Özlem Gökmoğol Psikiyatri Uzmanı HIV kolay bulaşır mı? Prof. Dr. Önder Ergönül Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı HIV pozitif kişilerde psikolojik destek neden önemlidir? Yrd. Doç. Dr. Özlem Gökmoğol Psikiyatri Uzmanı HIV pozitif tanısı için ne kadar süre geçmesi gerekir? Prof. Dr. Önder Ergönül Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı

  • www.kirmizikurdele.org I HIV, hamilelik ve emzirme

    HIV hakkında her şey I HIV ve Hamilelik I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Önemli noktalar *HIV ile yaşamak, çocuk sahibi olmaya engel değil: HIV bilimindeki gelişmeler s ayesinde, HIV ile yaşayan kişiler güvenli ve sağlıklı şekilde çocuk sahibi olabilir. Bilimsel veriler, düzenli eve tam uyumlu bir tedavi süreciyle, bulaş riskinin sıfırlanabileceğini gösteriyor. *Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B /U=U): Viral yük "belirlenemeyen" düzeye indiğinde, HIV cinsel yolla, doğum sırasında bulaşmaz, emzirme süreci ise güvenle yönetilebilir. Bu, hem HIV pozitifler hem yenidoğan hem de halk sağlığı perspektifinde çok temel bir güven ilkesidir. *Gebelik planlaması mutlaka bir uzmanla birlikte yapılmalı: Tedaviye erken başlamak, uygun doğum yöntemini belirlemek ve düzenli kontrollerle takipte kalmak, hem ebeveyn hem de bebek için en güvenli yolu oluşturur. *Emzirmek artık mutlak bir risk değil, yönetilebilir bir süreç: Yeni araştırmalar, viral yükü belirlenemeyen seviyeye baskılanmış HIV ile yaşayan kişilerin bebeklerini emzirdiği durumlarda bulaş gözlenmediğini gösteriyor. Ancak sık takip ve destek şart. *Çocuk sahibi olmak isteyen HIV ile yaşayan kişiler yalnız değil: Bu süreçte bilgiye, desteğe ve haklara erişim mümkündür. Korku yerine bilgi, yalnızlık yerine dayanışma tercih edilmeli. Bu süreçte bilim ve sivil toplum HIV ile yaşayan ebeveynlerin yanınd a. - HIV, hamilelik ve emzirme - ..: ''Temel bilgiler - Bebek sahibi olmak'' başlıklı #hivbilgisi broşürümüzü buraya tıklayarak okuyabilirsiniz :. Araştırmalar HIV pozitif kadınların da sağlıklı, sorunsuz ve mutlu bir hamilelik dönemi geçirdiklerini kanıtlıyor. HIV pozitif kadınlar, doğru tedavi ve takiple, HIV negatif bebek sahibi olabilir ve emzirebilirler. HIV ile yaşayan kişiler için çocuk sahibi olma fikri, geçmişte yoğun kaygılar ve belirsizliklerle doluydu. Ancak virüs baskılayan ve bulaş engelleyen HIV tedavi ilaçlarında (ART) sağlanan ilerlemeler sayesinde bu tablo tamamen değişti. Bugün bilimsel veriler, HIV ile yaşayan bir kişinin tedavi altında olması durumunda sağlıklı bir gebelik ve HIV negatif bir bebek sahibi olmasının oldukça mümkün olduğunu gösteriyor. 2017'de Fransa’da yayımlanan bir çalışma, HIV ile yaşayan kişilerden doğan yaklaşık 16.000 bebekte bulaş oranının sıfır olduğunu ortaya koydu (Mandelbrot et al., 2017). Gebelik sırasında HIV'in bebeğe geçiş riski, büyük oranda annenin viral yüküne bağlı. Yüksek katılımlı gözlemsel çalışmalar, viral yükü "belirlenemeyen" düzeyde olan ve tedaviye bağlı kalan kişilerde bu riskin %1’in altına indiğini doğruluyor (British HIV Association, 2022). Bu durum, "Belirlenemeyen = Bulaştırmayan" (B=B / U=U) ilkesinin hamilelik süreci için de geçerli olduğunu gösteriyor. American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG) ve US CDC, HIV ile yaşayan kişilerde gebelik planlaması öncesinde viral baskılanmanın sağlanmasını açıkça önermekte. Bu strateji sadece bulaş riskini ortadan kaldırmakla kalmıyor, gebelik komplikasyonlarını da azaltıyor. Doğum yöntemi ise viral yük seviyesine göre belirleniyor. Yapılan meta-analizlere göre, viral yük 1.000 kopya/mL’nin altındaysa vajinal doğum güvenle tercih edilebiliyor (WHO, 2023). Viral yük kontrolsüzse sezaryen doğum öneriliyor. Aynı şekilde ART rejiminin gebelikle uyumlu ve güvenli bileşenler içermesi de dikkatle planlanıyor. Örneğin dolutegravir, gebelikte güvenliği en çok araştırılmış integraz inhibitörleri arasında yer alıyor. Fizyolojik yönlerin ötesinde, HIV ile yaşayan gebelerin psikososyal destek ihtiyacı da önem taşıyor. TheBody.com’da 2024 yılında yayımlanan vaka analizleri, gebelik sürecinde danışmanlık ve sosyal destek alan kişilerin depresyon ve kaygı düzeylerinin ciddi oranda azaldığını, doğuma ve ebeveynliğe adaptasyonlarının daha sağlıklı geliştiğini vurguluyor. Psikososyal destek, sadece ruh sağlığı açısından değil, tedaviye bağlılığın da en güçlü belirleyicilerinden biri. Sonuç olarak, HIV ile yaşayan kişiler için gebelik, tıbbi olarak mümkün, etik olarak desteklenmiş ve sosyal olarak güçlendirilebilir bir süreç haline geldi. Bilimsel veriler, doğru tedavi, düzenli takip ve güçlü sosyal destekle HIV’in gebelik sürecine engel teşkil etmediğini ortaya koyuyor. Bulaş riskinin neredeyse sıfıra inmiş olması, bu alandaki en umut verici gelişmelerden biri olarak öne çıkıyor. - HIV ve emzirme - Emzirme, HIV ile yaşayan kadınlar açısından uzun yıllar boyunca mutlak risk alanı olarak değerlendirildi. Ancak günümüzde bu görüş değişiyor. 2023 yılında Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) tarafından yayımlanan yeni yönerge, virüs baskılayan ve bulaş engelleyen HIV tedavi ilaçları kullanan, düzenli olarak takip ile tedavi uyumu sağlamış ve viral yükü belirlenemeyen HIV ile yaşayan kadınların, çok çok düşük risklerle emzirebileceğini ortaya koyuyor. Bu durum, "Belirlenemeyen = Bulaştırmayan" (B=B/U=U) yaklaşımının emzirme döneminde de geçerli olabileceğini gösteriyor. ABD ve Kanada’da 2014–2022 arasında yapılan çok merkezli bir çalışma, emziren 72 HIV ile yaşayan kişinin hiçbirinde bebeklerine HIV geçişi olmadığını bildirdi (Darak et al., 2023 ). Bu veri, Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B /U=U) ilkesinin emzirme sürecine de uygulanabilirliğini destekliyor. Bununla birlikte araştırmacılar, bu süreçte daha sık viral yük takibi, meme enfeksiyonlarının dikkatle izlenmesi ve tedaviye tam uyum gibi koşulların titizlikle sağlanması gerektiğini belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, formül mama teminindeki zorlukları ve temiz suya erişim problemlerini dikkate alarak, ART altında olan ve viral yükü baskılanan kişilerin emzirmesini destekliyor. WHO'nun 2021 yönergesine göre, HIV ile yaşayan kişiler tek başına emzirme (ek gıda verilmeden sadece anne sütü) yaptığı sürece ve tedaviye düzenli devam ettikleri sürece, emzirmeye bağlı HIV bulaş riski çok düşüktür. Bununla birlikte, formül mama hâlâ sıfır bulaş garantisi sunduğundan, özellikle yüksek gelirli ülkelerde sağlık otoriteleri bu seçeneği ön planda tutmaya devam ediyor. İngiltere HIV Birliği (BHIVA), her iki seçeneği de açıklayıcı biçimde anneye sunmayı, kararı kişinin değerleri ve yaşam koşulları çerçevesinde birlikte almayı öneriyor. Tıbbi kararlarda damgalamadan uzak, destekleyici bir yaklaşımın gerekliliği vurgulanıyor. Son olarak, emzirme sürecinde HIV tedavisinin güncel bir unsuru olan uzun etkili PrEP (ör. cabotegravir) da anneler ve bebekler için umut vaat ediyor. 2025 yılında yayımlanan bir klinik faz araştırması, emzirme sırasında alınan cabotegravir dozlarının bebeğe geçen miktarının güvenli düzeyde ve farmakolojik olarak etkisiz olduğunu doğruladı (AIDSMap, 2025). Bu veriler ışığında, emzirme artık otomatik bir risk değil, Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B / U=U) yaklaşımı doğrultusunda güvenle yönetilebilen bir süreç olarak değerlendiriliyor. Tüm bu bilimsel gelişmeler gösteriyor ki, HIV ile yaşayan kadınlar ve HIV ile yaşayan çiftler, eskiden hayal bile edemedikleri bir güvenle çocuk sahibi olabilir. Tedaviye erişim, düzenli takip ve doğru bilgilendirme sayesinde artık HIV, ebeveynlik yolculuğuna engel değil. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B/U=U) ilkesi yalnızca tıbbi bir gerçek değil, aynı zamanda damgalamayı ve korkuyu da kıran güçlü bir mesaj. HIV ile yaşamak, sağlıklı bir hamilelik ve güvenli bir emzirme deneyimini kesinlikle dışlamıyor. Bugün artık evde oturup korkuya teslim olmak yerine, bilgilenmek, destek istemek ve çocuk sahibi olmayı istemekten çekinmemek zamanı. Bilime ve sivil topluma güvenerek, yalnız olmadığını bilerek ve her adımda haklara sahip olduğunu unutmadan bu konuda yol almak ve çocuk sahibi olmak mümkün. - Hamilelik planı yapıyorsanız ya da hamile olduğunuzu öğrendiyseniz - Eğer HIV ile yaşayan bir kadın olarak hamilelik planı yapıyorsanız ya da hamile olduğunuzu öğrendiyseniz, hamilelik sürecinde ihtiyaç duyacağınız tüm bilgiler için #onlinehivdanismanligi servisimiz aracılığıyla Kırmızı Kurdele İstanbul 'a ulaşabilir ve doğru yönlendirmeleri alabilirsiniz. Fakat bu kararla ilgili tüm aşamalarda, en büyük belirleyici etkenin HIV tedavinizi sürdüren enfeksiyon uzmanı ile yapacağınız detaylı görüşmeler olduğunu ve tüm detayları birlikte değerlendirmeniz gerektiğini daima hatırlamanız, sürecin sorunsuz ilerlemesi açısından hayati önem taşımaktadır. (Bu sayfa Haziran 2025'te güncellenmiştir.) www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu #beşittirb

  • HIV ilk kez nerede ve ne zaman görüldü? | www.kirmizikurdele.org

    HIV AIDS'in kökeni nedir? HIV nereden geldi? I www.kirmizikurdele.org I herkes için #hivbilgisi Sıkça sorulan HIV soruları Sosyal yaşam - Soru 12 HIV AIDS'in kökenine ait bilgiler nelerdir. HIV nereden geldi, nasıl ortaya çıktı? HIV'in insanlara maymunlarda bulunan Simian Immunodeficiency Virus'ün (SIV) farklı türlerinin geçişi yoluyla ortaya çıktığı tespit edilmiş durumdadır. Özellikle HIV-1'in, Orta Afrika'da yaşayan şempanzelerden insanlara geçtiğine dair ikna edici bulgular vardır. Bu geçiş, muhtemelen avcılık ve et tüketimi sırasında şempanze kanının doğrudan ve sık tekrarlarla yoğun teması yoluyla gerçekleşmiş ve sonrasında virüs kendisini insan organizmasına adapte ederek SIV'den HIV'e dönüşmüştür. Bu yaklaşımı kanıtlayan bir başka bulgu da HIV'in (geriye dönük yapılan kan analizlerinde) ilk kez 1959 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin Kinşasa şehrinde alınan bir kan örneğinde görülmesi ve çok kapsamlı moleküler analizlerin, virüsün 1940'ların sonları ile 1950'lerin başlarında insan popülasyonu arasına karıştığını göstermesidir. HIV-2 ise Batı Afrika'da bulunan Mangabey cinsi maymunlarından insanlara geçmiştir. HIV-1'in aksine, HIV-2 daha az yaygın olup, özellikle Batı Afrika ile sınırlı kalmıştır. HIV'in insana geçişi ve yayılması, büyük ölçüde 20. yüzyılın ortalarındaki sosyo-ekonomik değişimlerden ve tıbbi uygulamalardan etkilenmiştir. Enfekte şempanzelerle temas, tıbbi enjeksiyonların yaygınlaşması ve cinsel yolla aktarım, virüsün insan popülasyonunda zamana yayılan bir biçimde ve kendi doğal hızında yaygınlaşmasında etkili olmuştur. HIV'in geniş insan popülasyonlarına nasıl yayıldığı ve neden 1980'lere kadar büyük salgınlar yapmadığı konusunda da çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bu kapsamda, virüsün başlangıçta çok dar bir alanda yayıldığına ve bu nedenle erken dönemlerde fark edilmediğine ilişkin yaklaşımları doğrulayan araştırmalar vardır. 1970'lerin sonları ve 1980'lerin başlarında HIV'in sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak daha geniş bir alanda görülmesinde ve daha bulaşıcı hale gelmesinde kırsal alanların kentleşmesi, doğal alanlarla kent sınırlarının yakınlaşması ve iç içe geçmesi ile değişen toplumsal dinamikler etkili olmuştur. Tüm bu temel ve eşlikçi diğer faktörler, 1980'lerin başında ABD'de yaşansa da etkileri tüm dünyada görülen büyük AIDS krizinin altında yatan sebepler olarak, HIV'in kaynağına ilişkin tartışmalarda sıkça duyulan ve hiçbir ciddi kanıt sunulamayan HIV'in laboratuvarda yaratıldığı tezlerini bilimsel olarak çürütmüştür. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV pozitif olduğunu paylaşmak I www.kirmizikurdele.org

    HIV pozitif ya da AIDS olduğunu söylemek I www.kirmizikurdele.org HIV Tanısını paylaşmak HIV pozitif olduğunuzu ne zaman öğrenmiş olursanız olun özellikle de en yakın çevrenizden alacağınız desteğe ihtiyaç duyduğunuz bir an mutlaka olacaktır. Fakat bu desteği sağlamak düşüncesiyle HIV statünüzü yani HIV pozitif olduğunuzu aile fertlerinizle, en yakın arkadaşlarınıza ya da iş arkadaşlarınızla hemen paylaşmak biraz korkutucu bir düşünce olabilir. HIV statünüzü eşinize söylemek ise sadece bu desteğin sağlanması açısından önemli ve gerekli değil, ayrıca kanuni mükellefiyettir . Biz bu #hivbilgisi yazısında her zaman tartışmalara sebep olan bu konunun eş dışındaki insanlar ile paylaşılması boyutunu ele alacağız. Pozitif HIV statünüzü eş dışındaki insanlara söylemek kanuni bir zorunluluk olmadığı gibi bu konuda herhangi bir son tarih, zaman sınırlaması vb. yoktur. Bu konuda referans olarak başvurulabilecek bir Anayasa Mahkemesi kararı dahi var. Anayasa Mahkemesi Baş. No: 2014/19081 ve 1/2/2017 tarihli kararında şöyle deniliyor; "Özel hayata saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal çıkarlardan biri de bireyin mahremiyet hakkıdır... Bireyin; kendisine ilişkin herhangi bir bilginin kendi rızası olmaksızın açıklanmaması, yayılmaması, bu bilgilere başkaları tarafından ulaşılamaması ve rızası hilafına kullanılamaması, kısaca bu bilgilerin mahrem kalması konusunda menfaati bulunmaktadır. Bu husus, bireyin kendisi hakkındaki bilgilerin geleceğini belirleme hakkına işaret etmektedir (Serap Tortuk, B. No: 2013/9660, 21/1/2015, § 32). Özel hayata saygı hakkının kapsamında olan bireylerin kişisel verilerinin korunması hakkı, Anayasa'nın 20. maddesinde açık olarak düzenlenmiştir. (Karar tam metni için buraya tıklayın) HIV tanısını yasal eş ile paylaşma konusuna dönersek; bazı HIV pozitifler bunu tanı alır almaz yapar, bazıları ise biraz daha zamana ihtiyaç duyabilir. Çünkü herkesin koşulları, aile ortamı, psikolojik durumu, çevre baskısı yükü vb. farklıdır ve bu önemli paylaşımın yapılacağı en uygun zamanı bulmak konusuna herkes farklı değerlendirmeler yapmak durumundadır. .: Pozitif HIV statünüzü açıklamaya karar vermeden önce mutlaka göz önünde bulundurmanız gereken 5 şey :. HIV statünüzü açıklamadan önce şu beş soruyu kendinize sorup, tatmin edici cevaplar bulduğunuzdan emin olun; -Kime? -Neyi (Hangi bilgiyi) ? -Ne zaman? -Nerede? -Niçin? Bu temel beş sorunun detaylı cevaplarını bulmadan harekete geçmek, sandığınız kadar iyi bir fikir olmayabilir. Detaylı ve içinize sinen yanıtlara ulaşmak için sorulara yeteri kadar zaman ayırın ve aşağıdaki ek sorulardan da mutlaka yararlanın. *Kim(ler) sizin HIV pozitif olduğunuz bilgisine gerçekten ihtiyaç duyuyor. Bu bilgi kimler için gerçekten gerekli? *İnsanlara HIV statünüzü söylemeniz onlarda başka soru işaretleri yaratacak mı? *Eğer yaratacaksa neyi, ne kadar söyleyeceksiniz? *Onlara pozitif HIV statünüzü ve diğer ek bilgileri verirken, onlardan beklentiniz nedir? *Onlar beklentilerinizin ne kadarını karşılayabilirler? *Size ne oranda destek olabilirler? *Bu konuşmayı ne zaman yapmalısınız? *HIV tanısı almış olmanın sizde yaratabileceği psikolojik problemleri aştınız mı? *Eğer tedaviye başladıysanız, karşılaşacağınız herhangi bir olumsuz tepki tedavi sürecinizi olumsuz etkiler mi? *Bu konuşmayı nerede yapmayı planlıyorsunuz? *Ortamın kalabalığı, ses düzeyi ve diğer yeterlilikler kendinizi rahat hissetmenizi sağlayacak düzeyde mi? *Sizce en uygun mekan eviniz, dış mekan ya da bir başkasının evi mi? *Bu bilgiyi (bilgileri) niçin o insan(lar)la paylaşıyorsunuz. Söyleyeceğiniz kişinin bu bilgiye sahip olması sizin için neden önemli. *Bu konuşma sizin hayatınızda ve tedavi sürecinde olumlu değişiklikler yaratacak mı? *Bu bilgiye sahip olmak onların önemseyeceği ya da taşıyabileceği bir yük mü? Unutmayın; HIV pozitif olmak sizin kimliğinizi tanımlayan ya da karakterinizi oluşturan bir şey değil. Bu virüs sizi tanımlamadığı, kimliğinizi oluşturmadığı gibi HIV pozitif olmak suçlu, lanetli, günahkar vb. olduğunuz anlamına gelmiyor. HIV pozitif olduğunuz için kimseden özür ya da af dilemeniz gerekmiyor. Pozitif HIV statüsünü paylaşmak konusunu sizin için tamamen kolaylaştıracak mükemmel yol haritası yoktur. Korkularınızı değil, içgüdülerinizi takip edin ve onlara güvenin. İnsanlarla hayat hikayenizi, tercih ya da yönelimlerinizi söylemek zorunda değilsiniz. Bunların HIV statünüzle hiçbir ilgisi yok. HIV tanısı almış olmanızla ilgili olan tek şey HIV tanısı almış olmanız. .: Elinizin altında, materyallerle besleyebileceğiniz bilgiler bulundurun :. Gerek duyduğunuzda arayabileceğiniz bir telefon numarası ya da kaynak olarak göstereceğiniz www.kirmizikurdele.org gibi güvenilir bir internet sitesi biliyor olmak her zaman yararlıdır. Bu aşamada www.kirmizikurdele.org 'deki #hivilgisi yazılarımızdan ve #hivhakkındahersey sayfalarımızdan ve #onlinehivdanismanligi servisimizden ücretsiz yararlanabilirsiniz. İnsanları güvenilir, bilimsel olarak ispatlanmış bilgiye ulaşmak konusunda cesaretlendirin ve onlara ilgili kaynakları gösterin. Bütün bu bilgiler konuyla ilk kez yüz yüze kalan insanların daha kolay anlamasına ve ön yargısız yaklaşabilmelerine yardımcı olacaktır. Eğer pozitif HIV statünüzü paylaşma girişiminiz umduğunuz gibi gitmez ve dilediğiniz sonucu alamazsanız unutmayın; herkesin bilgiyi edinme biçimi ve kabul etme süreçleri farklıdır. Bugüne kadar yüz binlerce HIV pozitif, statülerini paylaşmak konusunda birden çok deneyim yaşadılar ve bunu yapmak için kendilerine en uygun yolu buldular. Olumsuz bir ilk deneme, her deneyimin böyle sonuçlanacağı anlamına gelmez. Emin olun, siz de kendi yönteminizi geliştirecek ve pozitif HIV statünüzü paylaşmakta yarar gördüğünüz insanlarla en doğru zamanda paylaşabileceksiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu #beşittirb

  • Kırmızı Kurdele İstanbul I All about HIV I Red Ribbon Istanbul I TurkeyAbout us https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/about-us

    Turkey's most trusted HIV information source I Online counselling I Red Ribbon Istanbul I UequalsU I About us Click here to download #RedRibbonIstanbul's summary brochure (English, Double sided, A4) -About Red Ribbon Istanbul- Red Ribbon Istanbul is a “civil society organization” that aims to raise awareness and provide information on HIV to be shared, focusing mainly on people living in İstanbul in various segments of the population. We strongly believe that the most effective tool to prevent the spread of HIV is knowledge that is scientifically-proven and data-supported. With the know-how of our members, who come from various fields, including law, health, entertainment, and politics, we aim to provide precise information about HIV to all segments of society. We aim to communicate scientifically-grounded HIV-related information to all parts of society, using clear and easy-to-understand language. www.kirmiziukurdele.org #hearpreventprotect #allabouthiv Click for our #onlinehivcounselling service

  • Devlet Hastanesinde HIV testi I www.kirmizikurdele.orgHIV testleri, Soru 4 https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/devlet-hastanesi-hiv-testi-guvenilir-mi

    Devlet hastanesinde HIV testi yaptırdım. Sonucuna güvenebilir miyim? Devlet hastanelerinde hangi test cihazları ve kaçıncı nesil HIV testleri kullanılıyor? I www.kirmizikurdele.org Sıkça sorulan HIV soruları HIV testleri - Soru 4 Devlet hastanesinde HIV testi yaptırdım, sonucuna güvenebilir miyim? Devlet hastanelerinde hangi test cihazları ve kaçıncı nesil HIV testleri kullanılıyor? Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan Devlet, Eğitim ve Araştırma, Tıp Fakültesi ve Şehir Hastaneleri gibi genel olarak kamu hastanesi sınıflaması içerisine alacağımız tüm hastaneler ve bunlara bağlı semt poliklinikleri, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde hizmet vermekte. Dolayısıyla bu hastanelerde kullanılan her türlü cihaz ve bu cihazlarda kullanılan tahlil kitleri yine Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı mevzuatına uygun olarak seçilerek ve temin edilmekte, güvenilirlik düzeyi yüksek araç ve kitlerle çalışılmakta. Dolayısıyla Kamu Hastanelerinde yapılan HIV testlerinin, hangi test yöntemi benimsemiş olursa olsun güvenilirlik açısından genel olarak sorunu yoktur . Zaman zaman tekil aksaklıklar olması elbette mümkündür fakat bu aksaklıklar söz konusu olduğunda, aksaklığın yine aynı bünyede giderilmesi ve çözüm üretilmesi mümkündür. Zaman zaman bize devlet hastanelerinde kaçıncı nesil testlerin yapıldığı ve/ya da testlerin hangi cihazlarla yapıldığını da soruyorsunuz. Bu sorulara kesin cevap vermek elbette mümkün değil. Fakat sağlık sistemimizin bu konudaki donanımının yeterli olduğunu, kullanılan cihazlar ve test kitlerinin seçiminde günün gereklerini karşılayan seçimlerin yapıldığını yani uluslararası standartlara uyulduğunu söylersek yanlış bir cevap vermiş olmayız. Bu cevap sizin için yeterli değilse, test yaptırdığınız merkezden ayrılmadan önce test cihazı ve test tipi ile ilgili tüm sorularınızı görevli personele mutlaka sormanızı tavsiye ederiz. HIV testleri ile ilgili diğer sorularınız için ilgili bağlantılar bölümündeki cevapları, Sıkça Sorulan HIV soruları bölümümüzün HIV testleri kısmını ve HIV hakkında her şey sayfalarımızı inceleyebilirsiniz. İlgili bağlantılar: Şüpheli temastan/cinsel ilişkiden ne kadar süre sonra HIV testi yaptırmalıyım? Süreler hakkındaki bilgiler niçin farklı? HIV testi sonucunu etkileyip, yanlış sonuç oluşmasını sağlayan faktörler var mı? HIV testinden ... günde aldığım sonuç ne kadar güvenilir? Sonuç pozitife döner mi? HIV bulaşı olasılıklarını anlamanın zorlukları www.kirmizikurdele.org/hiv-testleri www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV test sonucunun değerlendirilimesi I www.kirmizikurdele.org

    HIV test sonucu I www.kirmizikurdele.org Sıkça sorulan HIV soruları HIV testleri - Soru 6 Test sonucu değerlerini nasıl doğru okur, anlarım? Şu anda piyasada pek çok farklı test türü ve tüm bu farklı testlerin farklı referans aralıkları var. Test sonuçlarını değerlendirmekle ilgili kafa karışıklıklarını da bu farklı değerler oluşturuyor. Aslında mevcut pek çok testin sonuç belgesinde pozitif ya da negatif gibi net ifadeler olur ve bu ifadeler varsa sayıların pek de önemi yoktur. Ama pek çok insan sayıların yüksekliğini ya da belli aralıklarla yaptırdıkları iki test arasındaki değer farklılıklarını anlamsızca kafaya takar. Çok basit bir ifadeyle eğer referans aralığı 0 ile 1 ise 1'in üzerindeki her değer pozitif, altındaki her değer negatif sonuç anlamına gelir. Değer 1'in altındaysa pozitif değilsinizdir, konuyu uzatmayın. O noktada 0,80 ile 0,25 arasında sonucu etkileyecek bir fark yoktur. Ayrıca normal sonuç, temiz sonuç, kirli sonuç gibi sonuçlar da yoktur. Farklı insanlar, farklı testlerde, farklı sonuçlar alırlar. Testin yöntemi ne olursa olsun sonuç uzman tarafından değerlendirilmeli ve uzman tarafından sonucun gerektirdiği tüm bilginin aktarıldığı bir danışmanlık eşliğinde bildirilmelidir. Tüm bu bilgilere rağmen test sonucunu kendiniz yorumlamakta ısrarcıysanız. değer aralığı 0 ile 1 olan bir testin sonuçlarını şöyle değerlendirebilirsiniz; *Değer 1.0'dan yüksekse, pozitif olduğunuz anlamına gelir. *Değer 1.0'dan küçükse, negatif olduğunuz anlamına gelir. Değer 1.0'ın altında olduğu sürece oluşan sayının pek bir anlamı yoktur. Örneğin, 0,68 0,38'den daha kötü bir değer değildir. 1.0'ın altında olan daha yüksek herhangi bir sayı, HIV pozitif olma ihtimalinizin yüksek olduğunu göstermez. Sonuç negatifse negatiftir. *Sayı 1,0'a çok yakınsa, örneğin 0,9 ile 1,0 arasındaysa, uzman testin tekrarlanmasını isteyebilir ya da buna gerek görmez. Uzmanın bu kararında hikayeniz, belirti olup olmadığı, varsa ciddi olup olmadığı vb. faktörler etkili olurlar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Kırmızı Kurdele İstanbul I HIV ve EvlilikHIV ve Evlilik https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/hiv-ve-evlilik

    HIV ve Evlilik I HIV hakkında her şey I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul -HIV ve Evlilik- Yayına hazırlayan: Av. Fırat Can Güngör Yayın tarihi: 10 Temmuz 2019 HIV ve Hukuk başlıklı #hivbilgisi yazı dizimizin bu bölümünde, giriş yazısında genel hatlarıyla bilgi berdiğimiz konulardan bir diğeri olan HIV ve evlilik işlemleri konusunda biraz daha bilgi vereceğiz. Öncelikle, HIV’le yaşayan bireylerin evliliklerine bir engel bulunmadığını gönül rahatlığıyla belirterek, izlenmesi gereken prosedür ile yapılması ve yapılmaması gerekenlerden bahsedelim. Ayrıca karşılaşılabilecek genel sorunlar ve çözümleri de ele almaya çalışacağız. Sağlık raporu her evlilik başvurusu için gereken evraklar arasında. Çiftler, nikah için tarih almak üzere başvuru yaparken yanlarında fotoğraf, nüfus cüzdanı ve sağlık belgelerini sunmak zorundalar. Bahsi geçen sağlık raporu alınırken bir dizi kan testi de uygulanmakta ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın uygulamasına göre bu testlerin Aile Sağlığı Merkezleri’nde yapılması gereklidir. Yani bu testleri, herhangi bir hastanede yaptırmak yeterli olmayacaktır. Bağlı bulunduğunuz Aile Sağlığı Merkezine başvurarak, evlilik işlemleri için test yaptırmanız gerektiğini söyleyebilirsiniz. Eğer HIV’le yaşıyor ve bu durumdan haberdar iseniz, test esnasında durumunuzu doktorunuz ile paylaşabilirsiniz. Hatta yanınızda doğrulama raporunuz ile birlikte başvurduğunuz takdirde, test sonuçlarının çıkması üzerine yapılacaklardan bahsetmeye bile başlayabilirsiniz. Test sonuçları üzerine yapılması gerekenleri birazdan izah edeceğiz. İkinci bir seçenek olarak durumunuzu önceden paylaşmadan sonucun gelmesini de bekleyebilirsiniz. B u durumda zaten çok geçmeden aile sağlığı merkezinden sizi arayacaklar ve kan testlerinde bir farklılığın olduğu için merkeze tekrar davet edilmeniz gerektiğinden bahsedeceklerdir. Bu noktada durumunuzu bildiğinizi, tedavi altında olduğunuzu bildirmeli ve bu andan itibaren yapılacaklar için tekrar merkeze gitmelisiniz. Bu aşamada yapılacaklar ise şöyledir; Her iki halde de size bir form gösterilerek, durumun bu form yoluyla Sağlık Bakanlığı’na bildirilmesi gerektiğini izah edebilirler. Bu noktada itiraz etmeniz gerekiyor. Çünkü zaten tedavi altındasınız ve durumunuz teşhis esnasında Sağlık Bakanlığı’na bildirilmişti. Haliyle o formun bu testler esnasında tanı alan kişilere uygulanması gerektiğini sizin için böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etmeniz yeterli olacaktır. Aksi halde sadece zaman kaybına değil, mükerrer bir bildirim olacağı için istatistiksel yanlışlara da sebep olunur. Hıfzısıhha Kanunu gereği evlilik yasakları kıyas kabul etmeyecek şekilde belirlenmiştir ve HIV taşıyıcılığı bu yasaklar arasında değildir Bu noktada size bir genelgeden bahsetmeleri mümkündür. Ancak unutmayalım ki kanunlar genelgelerden üstündür. Eğer ilgili doktor sizi İl Aile Sağlığı Müdürlüğü’ne yönlendirmek isterse yine itiraz etmeniz gereklidir. Kibarca bunun ayrımcılık olduğunu, kanun ile izin verilen bir evliliğe fiilen zorlayıcı muamele edildiğini, bu durumu kabul etmeyeceğinizi raporunuzu almak istediğinizi ifade edebilirsiniz. Aynı aşamada “Bu kavgayı vermeyeceğim. Gidip işlerimi İl Aile Sağlığı Müdürlüğü’nden halledeceğim” demek de isteyebilirsiniz. Bu da bir tercih olarak, hakkınızdır. Ancak muhtemelen işler İl Aile Sağlığı Müdürlüğü’nde daha kolay olmayabilir. Ayrıca işin aktivizm içeren bir boyutu da mevcuttur. Herkes sizin kadar bilinçli olmayabilir ve sağlık raporu alması gayri hukuku bir biçimde engellenen birey doktorun odasından çıktıktan sonra İl Aile Sağlık Müdürlüğü’ne asla gitmeyebilir, erteleyebilir, evlilikten vazgeçebilir ya da tüm bu kötü, karamsar düşüncelere düşebilir. Dolayısıyla bu uygulamanın angarya ve ayrımcılık olduğundan bahisle, raporumuzu orada almak en güzeli olacaktır. Sizin orada takınacağınız ısrarlı fakat, yumuşak, öğretici bir tavır belki de doktorun/ilgililerin bilgilerini güncelleyerek, davranışlarını değiştirmelerine ve sizden sonrakilerin benzeri sıkıntılar yaşamamalarına sebep olabilir. Kırmızı Kurdele İstanbul olarak her fırsatta vurguladığımız gibi HIV'e ilişkin ayrımcılık sadece STK'ların kısıtlı imkanlarıyla değil, konunun tüm muhtapalarının sorumluluk almasıyla bitirilebilir. Bu konudaki yaklaşım önerimiz, bu sorumluluk paylaşımına iyi bir örnek olabilir. Doktorunuza, yapılması gerekenin müstakbel eş için bir bilgilendirme formu tutulması gerektiğini, HIV’le yaşamanın tüm sonuçlarının izah edildiğini, müstakbel eşin durumu daha evvelden de bildiğini, konuya dair bir itirazı olmadığını içeren bir tutanak ile imza altına alınan evrakın başvuruculara ait özlük dosyasında muhafaza edilmesi olduğunu anlatmalısınız. Bu andan itibaren doktorunuzun hem hukuki ve mesleki sorumluluğunun kalmayacağını; ayrıca mesleğini layığı ile ifa etmiş olacağını, hasta- hekim gizliliğine itibar etmiş olacağını, ayrımcılık yasağını delmemiş olacağını ve gerekli dikkat ve özeni göstermiş olacağını da ekleyelim. Ve tüm bunlar aslında sizin sayenizde olmuş olacak çünkü doktorunuza öğretici ve yol gösterici olmuş olacaksınız. Tüm bu tutanakların tutulmasından sonra, sağlık raporunuz düzenlenecek ve rapor içeriğinde sadece “evlenmelerine engel bir durum yoktur” vb. ifadeler yer alacaktır. Sağlık durumunuz ile ilgili hiçbir bilgi ve belge 3. şahıslar ile paylaşılmayacaktır. Çok nadir karşılaşılan ancak uygulamalarda görülen bir durum daha mevcut. Doktorunuz sizden sadece HIV testi içeren bir tüp daha kan almak isteyebilir. Bunun da müdürlük uygulaması olduğunu ifade edebilir. Aslında bu uygulama bir çeşit işkencedir. Çünkü zaten raporlanmış ve takip edilen bir hastanın kanı yeniden neden muhafaza edilecektir ve vucudunuza ait 1 tüp kan sizden neden alıacaktır? Burada da bir itiraz etme hakkınız mevcuttur. Ancak yine “1 tüp kanın ne önemi var, verelim hayrını görsünler” diyebilir v e yolunuza devam edebilirsiniz. Tercih sizin… Asıl konu ise evlilik testleri esnasında tanı almaktır. Bu anda hastanın direkt olarak bir Üniversite Hastanesi’ne başvurmasını, destek alabilieceği bir STK ile iletişime geçmesini ve HIV ile ilgili bilgilenmeye başlamasını tavsiye ederiz. Bu halde HIV yine bir evlilik yasağı değildir. Ancak çiftin evlilik arifesinde karşılaştıkları bu yeni duruma alışmaları ve bilinçlenmeleri daha uygundur. Zaten yeni tanı alan şahıstan, 2. bir tüp kan alınacak sonuç değişmez ise Sağlık Bakanlığı’na 3. ve son bir test için kan gönderilecektir. Bu testin cevabının gelmesi 30 günü bulmaktadır. Bu süreci konuyla ilgili bilinçlenmeye ve çiftler arasında gelecekte bir sorun teşkil edip etmeyeceğine dair değerlendirmeye ayırmanız iyi olacaktır. Her fırsatta tekrar etmekte fayda var; HIV hiçbir durumda hukuken bir evlenme yasağı sebebi değildir. Yazıyı kısaca hukuki olmayan ancak yeni tanı alan bireyleri rahatlatıcı bir bilgi ile bitirelim. HIV’le yaşayan bireyler düzenli tedavi ile normal bir yaşam sürmekte ve çocuk sahibi olabilmektedirler. Türkiye'nin en sık başvurulan #hivbilgisi kaynağı olan Kırmızı Kurdele İstanbul'un websitesinin HIV hakkında her şey bölümündeki HIV ve hamilelik ve Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (B=B) sayfalarını ayrıca okumanızı öneririz. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın

  • HIV hakkında her şey | Maymun Çiçeği Hastalığı/Virüsü hakkında

    HIV hakkında her şey I Sıkça sorulan sorular I İlaç temini ve sosyal yaşam I Türkiye'nin güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Sıkça sorulan sorular Sosyal yaşam - Soru 10 Maymun Çiçeği Hastalığı/Virüsü hakkında HIV ile yaşayanların özellikle dikkat etmesi gereken şeyler var mı? Bu önemli soruyu halen farklı şehir ve hastanelerde HIV takibi ve tedavisi uygulayan pek çok enfeksiyon uzmanına sorduk. Tüm cevaplarda öne çıkan ortak noktalar ise şunlardı; *HIV ile yaşayan kişilerin paniğe kapılmalarını gerektirecek özel bir durum olmadığı, *HIV ve Koronavirüs ile mücadeleden öğrendiklerimiz ışığında, önerilen tedbirlere uymanın ve güvenilir kaynaklardan güncel bilgiler edinmenin çok önemli olduğu, *Herhangi bir sebeple hastalık şüphesi içinde olunan durumlarda, panik duygusu ya da kaygı içinde hareket etmek yerineen kısa zamanda doktora başvurmak ve görüş almak gerektiği, *Ve şartlar ne olursa olsun devam eden HIV ilaç tedavisini aksatılmaması gerektiği. -- İlgili bağlantılar; www.kirmizikurdele.org/maymun-cicegi-sikca-sorulan-sorular Tüm dikkatler onun üzerinde; Maymun Çiçeği Virüsü/Hastalığı www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu Sıkça sorulan sorular sayfasına dönmek için tıklayın

  • Kırmızı Kurdele İstanbul I HIV ve AskerlikHIV ve Askerlik https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/hiv-ve-askerlik

    HIV ve Askerlik I HIV hakkında her şey I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul -HIV ve askerlik- Ya yına hazırlayan: Av. Fırat Can Güngör Yayın tarihi: Haziran 2019 Güncelleme: Mart 2023 Bu yazıda, HIV ve Hukuk başlıklı #hivbilgisi yazı dizimizin giriş yazısında genel hatlarıyla bilgi verdiğimiz konulardan biri olan askerlik hizmeti konusunda biraz daha bilgi vereceğiz. Zorunu askerlik hizmeti konusunun ister bedelli, ister kısa dönem, ister uzun dönem olsun HIV ile yaşayan erkek bireyler için stres kaynağı ve bilinmezlerle dolu bir konu olduğunu, Kırmızı Kurdele İstanbul olarak ilk günden bu yana kesintisiz olarak sürdürdüğümüz #onlinehivdanismanligi servisimize ulaşan sorulardan biliyoruz. En kısa ve net ifadesiyle söylersek, HIV’le yaşayan bireylerin askerlik yapmaları mümkün değil. İlgili uygulamalar HIV ile yaşayan bireyleri askerlik hizmetinden muaf tutuyor. Bu bağlamda, eğer hali hazırda HIV tanısı almış durumda ve HIV ile yaşadığınızı biliyorsanız, yapmanız gereken işlemler şöyle; İşe, tarafınıza gönderilen askerlik çağrı kâğıdı üzerine veya kendiliğinizden askerlik şubenize başvurarak başlayacaksınız ve sizi herkese uygulandığı şekilde sağlık kontrolü için bir sağlık kuruluşuna sevk edecekler. İlgili doktora HIV durumunuzdan burada bahsedeceksiniz. Bunun üzerine doktor size bir sevk kâğıdı yazacak ve *yeni bir HIV tarama testi için kan vermeniz istenecek. (*Bize ulaşan bazı örneklerde, bireyin daha önce almış olduğu HIV tanısını belgeleyen, doktor onaylı bir doğrulama testi sonucu ya da raporun yeterli olduğu ve muayene sürecinde yeni bir kan testi yapılmadığı da görüldü. Ancak genel uygulamanın her halükârda yeni bir kan testi istendiği yönünde olduğunu ifade edebiliriz. Fakat daha önce aldığınız doğrulama testi sonucunu/raporu yanınızda bulundurmanız her ihtimale karşı yararlı olacaktır.) Burada dikkat edilmesi gereken temel husus hali hazırda HIV’le yaşıyor ve tedavi görüyorsanız dahi sizden yeniden kan alınabileceğidir. Tüm gerekli prosedür uygulandıktan sonra, HIV taşıdığınızın tespiti ile beraber, doktorlarınız tarafından size “askerliğe elverişli olmadığınıza” dair rapor verilecektir. Bu raporda, askerliğe neden elverişli olmadığınıza dair herhangi bir bilgi veya belge yer almamaktadır. Bu noktada #onlinehivdanismanligi servisimize "peki bana sorulduğunda ben muafiyet sebebi olarak ne söyleyebilirim" gibi sorular gelebiliyor. Herkesin sosyal ortamı ve koşulları kendine özgü olduğu için, bu sorulara net bir cevap vermemiz olanaksınız. Önerimiz askerlikten muaf olma sebeplerine dai r bir araştırma yapıp, kendi yaşam tarzınıza ve öykünüze en uygun sebebi cevap olarak paylaşmanız. Askerlikten muaf olma sebepleri hakkında bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz. Eğer doktor böyle bir rapor düzenlemişse müdahale edebilir ve içeriği düzeltmesini isteyebilirsiniz. Bu yasal hakkınızdır. Bu raporda sadece doktorların anlayacağı bir kod bulunması ise muhtemeldir. Bu andan sonra raporunuz askerlik şubenize teslim etmeniz ve işlemin sonlanmasını beklememiz gerekmektedir. Yani özetlersek muaf raporunda muafiyet sebebi olarak HIV yazmamalıdır, yazmayacaktır. Birkaç hafta içerisinde “askerlikle ilişiğinizin olmadığına” dair belgenizi posta yoluyla bildireceğiniz adrese gönderebilirler veya elden teslim almayı dilediğinizi ifade edebilirsiniz. Tekrarlarsak; askerlikle ilişiğinizin olmadığına dair raporunuzda HIV ile ilgili hiçbir ibare yer almayacaktır. Tüm bu yolları izlerken, yine doktorunuz harici kimseye bir şey anlatmak zorunda olmadığınız gibi, utanma veya sıkılma duygusuna kapılmamalısınız. Çünkü HIV’le yaşayan bireylerin askerlik yapması yasa yoluyla engellenmiştir ve kişinin rızasına bırakılmamıştır. Bu uygulama sadece HIV için geçerli değildir. Benzer şekilde pek çok kronik rahatsızlığı olan bireylerin askerlik yapması yasaktır. Bu durum eksiklik veya farklılık nedeniyle değil, tamamen askeri disiplin ve askeri kurumların işleyişine ilişkin düzenlemeleri ile ilgilidir. Benzer şekilde HIV statüsünü saklayarak askere giden her bireyin de aynı şekilde, askerliğin her hangi bir aşamasında statüsünü ilgili amir ile paylaşarak hastaneye sevk edilmesi ve askerlikle ilişiğinin kesilmesi mümkündür. Bu durumda herhangi bir hukuki yaptırımla karşılaşmazsınız. Konunun bir diğer önemli boyutu ise TSK ve rütbeli personellik/profesyonel personellik ilişkisi; HIV pozitiflik, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği ile düzenlenen profesyonel askerlik hizmetini engelleyen hastalıklar arasında yer alıyor. Bu yönetmeliğe bağlı olarak, görev süresi kapsamında HIV taşımakta olduğu anlaşılan personelin kurumdaki görevini sürmesine müsaade edilmez ve emekli edilir. Ancak bu aşamada elbette itiraz hakkı vardır ve birey emekli edilmek istemiyorsa, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanabilir. Konu hakkında hukuki yönlendirme almak isteyenler #onlinehivdanismanligi üzerinden #kirmizikurdeleistanbul'a ulaşabilir. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey HIV ve haklar, Hukuki boyutuyla HIV sayfalarımıza dönmek için tıklayın

  • HIV testi güvenilirlik oranları I www.kirmizikurdele.org

    Anti HIV negatif değerleri kaç olmalı? I Pencere dönemi nedir? www.kirmizikurdele.org -HIV testleri hakkında en çok merak edilenler- HIV pozitif olup olmadığınızı anlamanın tek yolu HIV testleridir. Söz konusu testler ülkemizdeki bir çok hastane, özel laboratuvar ve gönüllü danışmanlık test merkezlerinde yaptırılabilir. Kimlik bilgilerinizi vermeden (anonim) ve ücretsiz HIV testi yaptırabileceğiniz merkezler (GDTM) listesi için buraya tıklayın. -HIV testleri ne zaman kesin sonuç verir?- Vücutta HIV’in belirlenebilmesi için temasın üzerinden belli bir süre geçmesi gerekir. Bu süreye “pencere dönemi’’ denir. Pencere dönemi olarak tarif edilen süre hakkında farklı kaynaklarda farklı zaman aralıkları belirtilebilir. Bunun sebebi, her bireyin bağışıklık sisteminin HIV’e farklı bir biçimde tepki vermesidir. Bir başka kişinin test süresi ve sonucu ile ilgili yaşadıkları, genel bir veri değil kişisel bir deneyimdir ve sizin test süreciniz okuduğunuz ya da duyduğunuz herhangi bir yorumdaki gibi olacak gibi bir beklenti yanlıştır. Yani "A kişisi x günde test yaptırmış. Benim doktorum bana neden ''x gün sonra yeniden test yaptır'' dedi?" gibi soruların hiçbir anlamı yoktur. Ülkemizin önde gelen saygın HIV uzmanlarınca hazırlanan HIV/AIDS Tanı İzlem ve Tedavi El Kitabı na göre temastan 45 gün sonra 4. kuşak test tekrar edilip negatif bulunduğunda, test sonucu %99 olasılıkla HIV negatif kabul edilebilir. (Yukarıdaki tabloyu inceleyiniz) -Yanlış pozitif sonuç/Yalancı pozitiflik- Yalancı pozitiflik endişe edilecek bir şey değildir. Tüm HIV testleri hassas seviyelerde ölçümler yapmak için geliştirilmiştir. Bu hassasiyetin sebep olabileceği olası sonuçlardan bir diğeri de, kanda HIV kaynaklı antikorlar oluşmuş olmasa bile bir başka antikor vb. bağlı olarak pozitif sonuç bildirilmesidir. Bu durum yalancı/yanlış pozitiflik olarak bilinir ve bu nedenle tüm pozitif sonuçların başka bir test ile mutlaka doğrulanması gerekir. İkinci test yönteminden elde edilen negatif sonuç kişinin HIV negatif olduğu, pozitif sonuç kişinin HIV pozitif olduğu anlamına gelir. Siz HIV pozitif olmanıza rağmen negatif sonuç verilmesi, HIV pozitif olmanıza rağmen vücuttaki HIV'in hiçbir cihaz ve test tarafından tespit edilememesi gibi durumlar yoktur. Bu bilgiler tamamen asparagastır. Bir başka kişinin kendi testinin sonucu genel bir veri değil, kişisel bir deneyimdir ve sizin test süreciniz okuduğunuz ya da duyduğunuz herhangi bir yorumdaki gibi olacak diye bir beklenti yanlıştır. Yani ilk kan örneğinin pozitif sonuç vermesi, kişinin HIV pozitif olduğu tanısını koymaya yetmez, İlk testte gelen pozitif sonuç, ikinci bir test ile mutlaka doğrulanmalıdır . Kişinin HIV pozitifliği sadece ve sadece doğrulama testinin de pozitif çıkması halinde söylenebilir. HIV'in kanda taranabilir hale gelmesi cihaz ve test tipine bağlı olarak, vücuda girişini takip eden 2-12 hafta içinde mümkün olur. Şüpheli bir temasın üzerinden en az 2 hafta geçmeden yapılan testte alınan negatif sonucu yeterli değildir. Pencere döneminde ya da hemen ertesinde yapılan test, test yaptırmanıza sebep olarak gördüğünüz teması takip eden gerekli süre sonunda tekrarlanmalıdır. -Pencere dönemi- HIV'in vücutta belirlenebilir hale gelmesi için gereken bu süre hakkında, farklı kaynaklarda farklı zaman aralıkları belirtilmiş olabilir. Bunun sebebi, her bireyin bağışıklık sisteminin HIV’e farklı bir biçimde tepki vermesidir. Bu tepki virüsün testler aracılığıyla tespit edilip, edilememesini de belirler. Test teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak pencere dönemi denilen bu süre 4. nesil anti-body/antigen testleri ile 14 güne kadar düşürmüşse de, en genel süre olarak 28 gün verilebilir . Pozitif HIV tanısı alan bireylerin %95’inin, en geç 28 güne kadar antikor geliştirdiği ve pozitifliğin tespit edildiği yani pozitif HIV tanısının bu sürede konulabildiği raporlanmıştır. Eğer temas sonrası yüksek düzeyde bir HIV endişesi içindeyseniz, ilk testi 14. günde yaptırmak ve sonrasında, burada verdiğimiz bilgilere dayanarak gereken süreye kendinizin karar verdiği bir zamanda testi tekrarlamak, şüphelerinizin giderilmesi konusunda iyi bir strateji olabilir. Bir başka ifadeyle; 28. günden sonra yapılan testin önemli ölçüde güvenilir olduğu, eğer bu testte aldığınız negatif sonuç içinize sinmediyse (bu süre içinde yeni bir riskli temasta bulunmadıysanız), gerekli sürenin sonunda yeni bir test yaptırarak alacağınız sonucun kesin olduğu söylenebilir. -Test öncesi ve sonrası danışmanlık- HIV testi ile ilgili en önemli konulardan bir tanesi test öncesi ve sonrasında, olası tüm senaryolar ve güncel tıbbi bilgileri içeren bir danışmanlık verilmesi gerekliliğidir. Test öncesi danışmanlık, testin pozitif çıkması sonrası gelişebilecek olası senaryoları, negatif çıkması durumunda kişinin negatif kalmak için nelere dikkat etmesi gerektiğini mutlaka kapsamalıdır. Ayrıca sonuçlar sadece test yaptıran kişiye ve doğrudan yüz yüze bildirilmelidir. Üçüncü şahıslara ya da üçüncü şahısların erişebileceği şekilde telefon, mesaj, eposta yoluyla yapılan bildirimler pek çok sorun yaratabilir. -HIV testinden aldığım sonuç ne kadar güvenilirdir? Sonucun pozitife dönme olasılığı nedir?- Bir bireyin HIV pozitif olduğu halde HIV testlerinde pozitifliğin tespit edilemediği vakalara çok az rastlanır. Bununla birlikte, HIV testleri herhangi bir enfeksiyon alanında kullanılan testler için tıbbi güvenilirliği en yüksek olan testlerdir. Özetlersek; HIV testi sonucunuz hakkında içinizi kemirip duran bir şüphe varsa test yaptırdığınız kurumdan ayrılmadan önce sonucunuzun kesin olup olmadığını ve bir başka teste gerek olup olmadığını sormanız ve oradan aklınızda hiçbir şüphe olmaksızın ayrılmanız gerekli ve önemlidir. Eğer test merkezi tarafından yeni bir teste gerek olmadığına dair bilgilendirildiyseniz, yeni bir teste gerek yoktur. Testinizi nerede yaptırdıysanız, cihaz modeli, testin markası ve kaçıncı nesil olduğu, test sonucunun kesin olup olmadığı gibi önemli sorulara en doğru yanıtı verecek kurum da orasıdır. -Test sonuçlarını okumak, değerleri anlamak- Şu anda piyasada pek çok farklı test türü ve tüm bu farklı testlerin farklı referans aralıkları var. Test sonuçlarını değerlendirmekle ilgili kafa karışıklıklarını da bu farklı değerler oluşturuyor. Aslında mevcut pek çok testin sonuç belgesinde pozitif ya da negatif gibi net ifadeler olur ve bu ifadeler varsa sayıların pek de önemi yoktur. Ama pek çok insan sayıların yüksekliğini ya da belli aralıklarla yaptırdıkları iki test arasındaki değer farklılıklarını kafaya takar. Çok basit bir ifadeyle eğer referans aralığı 0 ile 1 ise 1'in üzerindeki her değer pozitif, altındaki her değer negatif sonuç anlamına gelir. Değer 1'in altındaysa pozitif değilsinizdir, konuyu uzatmayın. O noktada 0,80 ile 0,25 arasında sonucu etkileyecek bir fark yoktur. Ayrıca normal sonuç, temiz sonuç, kirli sonuç gibi sonuçlar da yoktur. Farklı insanlar, farklı testlerde, farklı sonuçlar alırlar. Testin yöntemi ne olursa olsun sonuç uzman tarafından değerlendirilmeli ve uzman tarafından sonucun gerektirdiği tüm bilginin aktarıldığı bir danışmanlık eşliğinde bildirilmelidir. Tüm bu bilgilere rağmen test sonucunu kendiniz yorumlamakta ısrarcıysanız; değer aralığı 0 ile 1 olan bir testin sonuçlarını şöyle değerlendirebilirsiniz; *Değer 1.0'dan büyükse pozitif olduğunuz anlamına gelir. *Değer 1.0'dan küçükse negatif olduğunuz anlamına gelir. Değer 1.0'ın altında olduğu sürece oluşan sayının pek bir anlamı yoktur. Örneğin, 0,68 0,38'den daha kötü bir değer değildir. 1.0'ın altında olan daha yüksek herhangi bir sayı, HIV pozitif olma ihtimalinizin yüksek olduğunu göstermez. Sonuç negatifse negatiftir. *Sayı 1,0'a çok yakınsa, örneğin 0,9 ile 1,0 arasındaysa, uzman testin tekrarlanmasını isteyebilir ya da buna gerek görmez. Uzmanın bu kararında hikayeniz, belirti olup olmadığı, varsa ciddi olup olmadığı vb. faktörler etkili olurlar. -Nerede test yaptırabilirim?- Söz konusu testler enfeksiyon bölümü olan Devlet, Eğitim ve Araştırma, Üniversite hastaneleri dahil bir çok hastanede ve özel laboratuvarda yaptırılabilir. Ayrıca henüz az sayıda olmakla beraber, ülke genelinde bir kaç ilde tamamen ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden (anonim) HIV testi yaptırılabilecek bazı merkezler de (GDTM) bulunmaktadır. -HIV testi sonucunu etkileyip, yanlış sonuç oluşmasını sağlayan faktörler (Örn: başka ilaçlar, alkol vb.) var mıdır? HIV testlerinin sonuçları (başka ilaç kullanımı, alkol vb.) diğer durumlardan etkilenmez. Buna test yaptırdığınız esnada taşıdığınız başka enfeksiyonlar, onlara bağlı ilaçlar, aşılar, kilo alma, test yaptırmadan önce bir şey yemek içmek, alkol veya eğlence amaçlı ilaçlar, gargara ve testin gündüz mü yoksa gece mi yapıldığı yani saati dahildir. Test sonucunuz grip veya nezle olsanız veya herhangi bir ilaç kullanıyor olsanız bile doğrudur. Testinizden önce yeme içmeyi kesmenize gerek yoktur. Yiyecek ve içecekler test sonucunu etkilemez. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Kırmızı Kurdele İstanbul I PEP nedir? Nasıl kullanılır?

    HIV hakkında her şey I PEP nedir? Temas Sonrası Profilaksi nedir? I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Bu #hivbilgisi sayfasında PEP nedir?, PEP neden ve ne zaman kullanılmaktadır?, HIV pozitif arkadaşımın HIV tedavisi ilaçlarını PEP olarak kullanabilir miyim?, PEP yan etkilere neden olur mu?, Mesleki ve Gayri-Mesleki Maruziyetler nelerdir?, Riskli olarak ifade edilen temas türleri nelerdir?, Türkiye'de PEP var mı? sorularına #verilmiş cevapları bulabilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey -PEP nedir?- - Post Exposure Prophylaxis. Temas Sonrası Profilaksi- PEP, mevcut HIV tedavisi ilaçlarından bazılarının HIV’e karşı önleme tedavisi olarak kullanılmasıdır. PEP’in amacı virüse (HIV) maruz kalmış bireyde, HIV enfeksiyonunun oluşmasını önlemektir. PEP her koşulda uygun olmadığı gibi, bazı durumlarda kişiye zarar da verebilir. Bu sebeple PEP mutlaka uzman bir doktorun vereceği karar doğrultusunda kullanılmalı ve kullanım süreci uzman tarafından izlenmelidir. Eğer güçlü bir ihtimalle HIV’e maruz kaldığını düşündüğünüz eylem bir cinsel ilişki ise bu durumda PEP, sonuna SE yani “after sexual exposure” (cinsel ilişki sonrası) takısını alarak PEPSE de denilmektedir. Eğer bulaşı ihtimali olabileceğini düşündüğünüz riskli temasın üzerinden 72 saatten fazla bir zaman geçtiyse, PEP artık sizin için bir çözüm olmayacaktır. Ancak şu da unutulmamalıdır, her riskli temas ile HIV bulaşacak diye bir kaide yoktur; bu nedenle paranoya yapmanız da yersizdir. -PEP neden/ne zaman ve ne süre ile kullanılmaktadır?- HIV tedavisi kullanarak olası HIV bulaşısı riskini ortadan kaldırmaya çalışmak, temelinde üç ayrı bilimsel gözlem sonucunda ortaya çıkmış bir uygulamadır. PEP kesintisiz olarak 28 gün kullanılmalıdır. Birinci gözlemde, İngiltere’deki bir sağlık çalışanının başına gelen bir mesleki kaza sonrasında, HIV’i bloke etmek için hemen HIV tedavisine başlanmış ve sonrasında yapılan testlerde HIV tespit edilmemiştir. Ancak bu sağlık çalışanına başlangıçta HIV bulaştığına dair kesin bir kanıt olmadığı için PEP'in bu olgudaki rolü hakkında net konuşmak da olanaksız. Diğer gözlemler ise hamileliği süresince baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları kullanan HIV-pozitif anne ve doğum sonrasındaki ilk 6 hafta süresince HIV tedavisi alan bebekte, HIV bulaşı riskinin %25 - %8 seviyesinde seyretmesinden oluşmakta ve bu 2 gözlem ise PEP kullanımı için en kuvvetli argümanları oluşturmaktadır. Bunlarında dışında, yapılan hayvan testlerinde de olası HIV bulaşısının önüne geçildiğine dair bazı raporlar dikkat çekmektedir. Bu kısıtlı çalışmalar ve gözlemler, PEP’in olası HIV bulaşını önlediğine dair net bilgiler vermemekle birlikte, argüman olarak kullanılan bu vakaların örnek olarak tüm olası HIV bulaşı vakalarını temsil edip etmediği de net olarak bilinmemektedir. HIVin bulaş riski oranı bakımından, bir iğne kazası ile cinsel yolla bulaşı arasında farklılık vardır (Detaylı HIV bulaş yolları ve riskleri tablosu için tıklayın ). Cinsel yolla bulaşıda, HIV’in bulaşma hedefi olarak karşısına çıkan hücre çeşitleri farklı olabilir. Böylece, HIV’in vajinal ya da anal hücre duvarlarına yapışarak kendini HIV tedavisi ilaçlarından koruması söz konusu olabilir. Dolayısıyla PEP'in etkiliği açısından HIV riskinin cinsel ilişki kaynaklı ya da iğne batması ile olması arasında yüzdesel farklar olabilir. Aynı şekilde, HIV’in hayvan hücrelerine gösterdiği tepki ile insan hücrelerine gösterdiği tepki de farklılıklar gösterebilir. Dolayısıyla hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalardan alınan sonuçların insanlarda da aynı oranda görülebilir olduğunu savunmak doğru değildir. PEP reçete edildiği gibi tutarlı ve doğru bir şekilde kullanılırsa etkililik oranı ortalama %80 olarak belirtilmiştir. PEP kullanırken, cinsel partnerlerle sürekli ve uygun şekilde prezervatif kullanmak vb. diğer HIV önleme yöntemlerini kullanmaya devam et mek önemlidir. -PEP yan etkilere neden olur mu?- PEP için kullanılan HIV ilaçları bazı kişilerde yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler yönetilebilen ve yaşamsal riskler oluşturmayan yan etkilerdir. PEP alıyorsanız, sizi rahatsız eden veya geçmeyen herhangi bir yan etkiniz olursa hiç zaman kaybetmeden size PEP yazan hekimle konuşmanız önerilir. -HIV pozitif arkadaşımın HIV tedavisi ilaçlarını PEP olarak kullanabilir miyim?- Uzun bir cevaptan önce kısa cevap; Bunu asla yapmamalısınız. Çünkü o ilaçlar sayılı ve eksilmeleri arkadaşınızın sağlığını doğrudan olumsuz etkileyebilir. Detaylı yanıta gelirsek; başkasına ait herhangi bir ilacın, her ne sebeple olursa olsun kullanılması tavsiye edilmediği gibi çok da risklidir. Bu durum HIV ilaçları için de geçerlidir. Günümüzde, piyasada mevcut bazı etken maddeleri içeren ilaçların PEP olarak kullanılıp kullanılamayacağına dair çalışmalar mevcut. Yani her etken madde PEP için uygun olmayabilir. Dolayısıyla arkadaşınızın ilaçlarını, kendi görüşlerinizi dikkate alarak PEP olarak kullanmanız faydadan çok (ikinize de) zarar verebilir. PEP olarak kullanılamayacak HIV tedavisi etken maddeleri aşağıdakilerdir: · NNRTI olarak anılan ilaç sınıfının tüm çeşitleri (nevirapine, efavirenz, etravirine ya da rilpivirine), · Atripla ya da Eviplera (her ikisi de NNRTI içerir), · Abacavir (ya da içeriğinde Abacavir bulunan Kivexa ve Trizivir). Bahsettiğimiz bu etken maddeler, bilinçsiz ve tıbbi bir öneri dışında kullanılması halinde zarar verebilirler. Bu sebeple herhangi etken maddeli herhangi bir HIV ilacını kendi kafanıza göre PEP olarak kullanmanız kesinlikle önerilmez. -Mesleki ve Gayri-Mesleki Maruziyetler nelerdir?- Mesleki maruziyet, bir sağlık çalışanının iğne ya da kesici bir alet aracılığıyla, tesadüfen HIV’e maruz kalmasını ifade etmektedir. Bu tarz vakalara genellikle sağlık kuruluşlarında rastlanır. Özellikle düzenli kan testi yapılması sırasında, kan alma işlemini gerçekleştiren sağlık çalışanının eline iğne batması şeklinde oluşması sık karşılaşılan mesleki maruziyetlerdendir. Gayri-Mesleki maruziyet ise, mesleki olarak maruz kalınan bulaşı dışındaki her türlü HIV bulaşısı şeklini ifade etmektedir. Bunları sıralayacak olursak: · Sağlık personeli dışındaki bireylerin kazara ya da bilinçli kesici delici alet maruz kalması, · Uyuşturucu madde ya da ilaç enjekte etmek için ortak iğne kullanımı/paylaşımı, · Kondomsuz cinsel ilişki, · Verici ya da alıcı olarak anal ya da vajinal cinsel ilişkide kondom yırtılması, · Cinsel ilişkide kullanılan oyuncakların paylaşımı, -Riskli olarak ifade edilen temas türleri nelerdir?- HIV sosyal temaslar ile bulaşmaz. Birazdan okuyacağınız temas biçimleri, HIV bulaşısının gerçekleşeceği yollardan değildir. Eğer aşağıda sayacağımız eylemlerden birinden bahsediyorsanız, size HIV bulaşma riski söz konusu olmayacağı için PEP kullanımına da gerek duymayacaksınız: · Elele tutuşmak, dokunmak, sarılmak, tokalaşmak, · HIV ile yaşayan birinin öksürdüğü odada bulunmak (solunum yolu), · HIV ile yaşayan birini ile aynı havuzu, banyoyu, hamamı, tuvaleti kullanmak, · HIV pozitif bir bireyin kullandığı tabak, bardak, çatal-kaşık gibi yemek yeme araçlarını kullanmak, · HIV pozitif bir bireyin kullandığı telefonu, bilgisayarı vb. kullanmak HIV sadece kan ya da kan ürünlerinin sizin kan yolunuza (damarınıza) verilmesiyle, vajinal sıvı veya semenin cinsel yollarla size aktarılmasıyla bulaşabilir. Aynı zamanda henüz HIV tedavisi ilaçları (ART ) kullanmayan HIV pozitif anneden gebelik sürecinde ya da emzirme yoluyla bebeğe HIV bulaşması olasılığı vardır. Konu hakkında daha fazla bilgi için HIV ve hamilelik başlıklı sayfamızı inceleyebilirsiniz Bahsettiğimiz tüm bu durumlarda, olası bulaşının gerçekleşebileceği kişinin “kaynak” yani HIV pozitif olması gerekmektedir (Yani bu üç bulaş yolları dışındaki bulaşı senaryoları sadece hayal ürünüdür). Aşağıda sayacağımız faktörler HIV bulaşısının da niteliği ya da riskin seviyesini belirleyebilir: · Kan yolunuza, yani damar yolunuza verilen kan ya da kan ürünü miktarı, · Açık yara ve kanamalara yol açan yaralama ya da kesiklerin tehlike düzeyi (yani yara ne kadar açık ve bu yara nasıl gerçekleşti, ve karşıdaki kişinin HIV durumu nedir), · Cinsel yolla oluşabilecek bulaşılarda, cinsel eylemlerin seviyesi, karşılıklı cinsel sıvı alış verişinin niteliği ve miktarı, · Cinsel bölgelerdeki olası mantar, sivilce vb hastalıkların varlığı, · Bulaşı kaynağı olarak görülen bireyin HIV ilaç tedavisi altında olup olmadığı, viral yük seviyesi, B (belirlenemeyen) seviyede olup olmadığı. Bu saydığımız yollarla HIV bulaşısı mümkün olabileceği gibi, bazı durumlarda bireye özel hikayeleri tüm detaylarıyla bilmek, risk grubunda olup olmadığını anlamak ve risk değerlendirmesi yapmak mutlaka gereklidir ve tıpkı PEP uygulanmasına ilişkin nihai karar gibi bu risk değerlendirmesi de uzman hekim ile birlikte yapılmalıdır. Temas türlerine göre risk oranları için buraya tıklayabilirsiniz. -Türkiye'de PEP var mı?- Kullanım talepleri her geçen gün hızla artıyor olsa da, ülkemizde tüm bireysel kullanıcılar için uygulanmakta olan düzenli bir PEP programı yoktur. 2019'un ilk aylarında yapılan bir düzenlemeye bağlı olarak, sağlık personellerinin operasyon, acil müdahale vb. durumlarda karşı karşıya kalabilecekleri maruz kalmaları kapsayan bir uygulama sürmekte ve sağlık personelleri için PEP temin edilebilmekte. Ancak aynı hız ve netlik bireysel kullanıcılar için henüz geçerli değil. Hekimlerden aldığımız geri bildirimlere göre bunun sebebi, PEP talebiyle hastaneye/doktoraya yapılan başvuruların büyük çoğunluğunun, gerçek bir aciliyet ya da yüksek bir risk içermemesi, yani yaşanan paniğin abartılı olması. Elbette bu noktada risk değerlendirmesi yaparak, PEP gerekip gerekmediğine karar verecek olan kişi enfeksiyon uzmanı. Yani eğer yüksek riskli bir temas kurduğunuzu düşünüyorsanız ve hala 72 saat içindeyseniz, 72 saati aşmamak koşuluyla ve hiç zaman kaybetmeden enfeksiyon bölümü olan -tercihen merkezi- bir hastaneye giderek -tercihen HIV takibi yapan- bir enfeksiyon uzmanıyla konuşmalı ve durumunuzu PEP gerektirip gerektirmediğinden emin olmalısınız. Buna karşın, ilaç bedelini kendi bütçelerinden karşılayarak PEP kullanan bireyler olabilir. Bu karar tamamen kişinin tercihine bağlı olsa da, PEP uygulaması öncesinde ve süresince uzman hekim görüşü ve onayı almak ve uygulama boyunca düzenli hekim ziyaretleri yaparak, gerekli testleri yaptırmak genel sağlığınız açısından şarttır. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • Kırmızı Kurdele İstanbul I Koronavirüs hakkında sıkça sorulan sorularCOVID-19 Sıkça Sorulan Sorular https://redribbonistanbul.wixsite.com/hivhakkindahersey/covid19-sss

    HIV ve insan hakları hakkında her şey I HIV hakkında her şey I Ücretsiz HIV testi I Türkiye'nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul Viral sıçrama (blips) nedir Koronavirüs, COVID-19 hakkında diğer yazılarımız; *COVID-19 (Koronavirüs) pandemisinde, HIV ile yaşayan bireylerin yaşadığı endişe ve tutuma yönelik değerlendirme anketi sonuçları *COVID-19 hakkında en güncel bilimsel bilgiler - Boston, CROI2020 notları *Koronavirüs günlerinde psikoloji. Psikolojimizi korumak için neler yapabiliriz? *COVID-19, Aşı ve tedavi çalışmalarından, bilimsel araştırmalardan güncel notlar *HIV ile yaşayan bireylerin Koronavirüs, COVID-19 hakkında bilmesi gerekenler *HIV ilaçları Koronavirüs'ü tedavi edebilir mi? *Koronavirüs' ile HIV'i kıyaslamaktan vazgeçin. Hemen! *Virüs bilimci, Prof. Dr. Selim Badur ile COVID 19 özel yayını (Nisan) *İkinci dalga ve aşılar özel yayın. Prof. Dr. Selim Badur -COVID-19 hakkında sıkça sorulan sorular- COVID-19 nedir? COVID-19, yeni tip koronavirüs olan SARS-CoV-2 neden olduğu bir solunum yolu hastalığıdır. İlk kez Çin’in Wuhan şehrinde Aralık 2019’da görülen virüs, kısa sürede tüm dünyaya yayılarak pandemi olarak adlandırılmıştır. ----------- Koronavirüs nasıl yayılır? Ambalaj, kıyafet ya da gıda ürünlerinden virüs ulaşır mı? Bilimsel çalışmalar, koronavirüsün hapşırma, öksürme ya da aksırma sırasında havada yayılan damlacıklar aracılığıyla bulaştığını gösteriyor. Aynı zamanda yeni tip koronavirüsün materyaller üzerinde belirli bir süre, damlacıklarla yayılmak suretiyle kaldığı da biliniyor. Materyalin cinsine göre birkaç saatten birkaç güne kadar virüsün varlık sürdürdüğü bilinmektedir. Ancak Haziran ayı ortasında yapılan en son açıklamalarda,yüzeylerden bulaş ihtimalinin, (düzenli el temizliğine uyum koşuluyla) çok düşük olduğu belirtilmiştir. Ancak bir materyal üzerinde virüsün var olması demek, size bulaşıp hasta yapacağı anlamına gelmemektedir. Çünkü virüsün sizi hasta edebilmesi için, bunu yapabilecek miktarda olması gerekmektedir. Eğer bir eşyanın ya da ürünün COVID-19 hastası bir bireyle temas ettiğinden şüpheleniyorsanız ya da aldığınız gıda ürünlerinde virüs olabilmesi ihtimalinden endişe ediyorsanız, yapabileceğiniz en doğru şey, onları yıkamaktır. ----------- COVID-19 belirtileri nelerdir? En yaygın COVID-19 belirtileri şunlardır: Yüksek ateş Halsizlik Kuru öksürük Ek olarak bazı vakalarda aşağıdaki belirtiler de görülmüştür: Eklemler başta olmak üzere bölgesel ya da yaygın vücut ağrısı Baş ağrısı Geniz ve burun akıntısı Boğaz ağrısı Tat ya da koklama duyusu kaybı İshal Mevcut bilgiler ışığında, virüsün bulaşmasından sonra belirtiler kişiden kişiye göre değişerek, 3 ila 14 gün arasında görülmeye başlanmaktadır. ----------- Yeni tip Koronavirüs ne kadar tehlikeli? Virüs bulaşan bireylerin %80’i hastalığı hafif olarak atlatmakta, Hastaların %20’sinde hastaneye yatış yapılmakta, Hastaneye yatışı yapılan hastaların %5’i yoğum bakımda tedavi görmekte, Yoğum bakımda tedavi gören hastaların %2,5’i solunum cihazına bağlanmaktadır (yüzdelik veriler ortalamadır). Mevcut hesaplamalara göre COVID-19’un ölüm oranı yaklaşık olarak %3-4 seviyelerindedir. Bu oran SARS’ta yaklaşık %11, MERS’te %35 ve mevsimsel soğuk algınlığında da yaklaşık olarak %0.1’dir. ----------- Kimler COVID-19 risk grubundadır? 65 yaş üzeri tüm bireyler, Astım, KOAH gibi kronik akciğer hastalığı olanlar, Koroner arter hastalığı, doğumsal kalp hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kalp hastalığı olanlar, Diyabet hastaları, Ve kanser tedavisi, doku ya da organ nakli, tedavi altına alınmamış HIV ya da 200’ün altındaki CD4 sayısı gibi nedenlerle bağışıklığı düşük olan bireyler COVID-19 risk grubunda görülmektedir. ----------- HIV ile yaşayan bireyler, yeni tip koronavirüsün neden olduğu COVID-19’un risk grubunda mıdır? Bahsi geçen virüs ve hastalık, henüz yeni ortaya çıkmış ve zaman içerisinde tam olarak özelliklerini tanımlayacağımız bir virüstür. Bir önceki sorunun cevabında da belirtildiği üzere, CD4 sayısı 200’ün altında olan ya da HIV ile yaşayan fakat henüz ilaç tedavisine başlamadığı için viral baskılamanın gerçekleşmediği bireylerin risk grubunda olduğu düşünülmektedir. Eğer siz HIV ile yaşıyor ve düzenli ilaç tedavisi alarak Belirlenemeyen = Bulaştırmayan kuralına uyuyorsanız, yüksek risk grubunda yer aldığınız düşünülmemektedir. ----------- HIV ile yaşayan bireyler COVID-19’u daha zor mu atlatıyor? Bununla ilgili olarak tıbbi bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Bu durum daha çok kişinin yaşam kalitesi, alışkanlıkları ve genel sağlık durumuna göre değişmektedir. Ancak ABD, İngiltere ve İspanya’da kayıt altına alınmış olan bazı HIV ile yaşayan COVID-19 hastası vakaların hepsinin ayaktan tedavi ile hastalığı atlattığı raporlanmıştır. Fakat bu bilgi sizin kişisel sağlık durumunuza göre geçerli olmayabilir. Bu sebeple HIV ile yaşadığınız için COVID-19’u daha ağır ya da daha hafif geçireceğinize dair bir genelleme yapılamaz. Dolayısıyla yapmanız gereken tek şey kişisel hijyen ve sosyal mesafe kurallarına uyarak virüs bulaşmasına imkan vermeyecek şekilde dikkatle yaşamanızdır. ----------- Kendimi yeni tip koronavirüsten nasıl korurum? Yeni tip Koronavirüsün size bulaşmasını önlemek için yapmanız gereken temel şeyler, kişisel hijyeninize dikkat etmek ve başkalarıyla sosyal mesafenizi korumaktadır. Elleriniz sık sık en az 20 saniye, usulüne uygun olarak sabunla yıkayın. Eğer sabun yoksa, el dezenfektanı veya yüksek alkollü kolonya ile ellerinizi temizlemeniz yeterli olacaktır. www.youtube.com/watch?v=Nx7PHxVdZzY Ellerinizle yüzünüze temas etmekten kaçının. Öksürürken ya da hapşırırken, ağzınızı kapatın. Ağzınızla kapatırken ellerinizi kullanmak yerine, başınızı eğerek kolunuzun iç kısmı ile ağzınızı kapatın. www.youtube.com/watch?v=3Z7MrCQHO-k&feature=emb_logo Evde kalın! Kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durun. Eğer herhangi bir sebeple kapalı ve kalabalık bir ortama girecekseniz, mutlaka maske takın sosyal mesafenize dikkat edin ve diğer kişilerle aranızda en az 1,5 metre fiziksel mesafe bırakmaya özel gösterin. COVID-19 belirtileri gösterdiğini düşündüğünüz bireylerle yakın temasa girmekten sakının. Eğer HIV ile yaşayan bir bireyseniz, diğer hastalıklara karşı aşılarınızın tam olduğundan emin olun. Eğer HIV ile yaşayan bir bireyseniz, HIV tedavisi ilaçlarınızı düzenli olarak kullanmaya devam edin! ----------- Eğer Koronavirüsle enfekte olursam ne yapmalıyım? Virüsün ortaya çıkmasından bu yana geçen sürede, her geçen gün artan oranla, yeni tip koronavirüsün davranış şeklini daha iyi öğreniyor ve bilgilerimizi güncelliyoruz. Bilinen bir gerçek var ki o da, birçok hasta COVID-19’u hafif bir şekilde ayakta geçirmektedir. Hatta birçok birey, yeni tip koronavirüsle enfekte olduğunun farkına bile varmamaktadır. Eğer kendinizde COVID-19 belirtileri olduğunu düşünüyorsanız, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekmektedir. ----------- HIV tedavisi ilaçları COVID-19’a iyi gelir mi? Bu konuda güçlü bir bilimsel kanıt yok Dünyanın çeşitli yerlerinde, ticari adı Kaletra olan bir HIV tedavi ilacı, bazı hastalarda kullanılmıştır. Ancak bunun sebebi, özellikle düşük bağışıklığı olan ve koronavirüsle enfekte olan bazı hastalarda, bağışıklık yükseltmeye destek olmak amacıyla kullanılmış olmasıdır. Dolayısıyla, ilgili ilacın koronavirüs tedavisine iyi geldiği gibi bir bilimsel kanıt söz konusu değildir. ----------- HIV ile yaşayan bir bireyim. Düzenli HIVi ilaç tedavisi (ART) alarak koronavirüsten korunmuş olur muyuz? Hayır. Düzenli HIV tedavisini almanın amacı, vücudunuzdaki virüs miktarını belirlenemeyen seviyeye düşürerek, CD4 sayınızı yükselterek bağışıklığınızı güçlendirmektir. Ancak bu tedavi direk olarak sizin koronavirüsle enfekte olmanızı engellemez ya da enfekte olursanız COVID-19’u hafif atlatacağınıza dair bir güvence vermez! Dolayısıyla eğer HIV ile yaşıyorsanız, düzenli HIV tedavinizi almaya ve koronavirüsten korunmak için de kişisel hijyeninize ve maske kullanımına ve fiziksel mesafe kurallarına dikkat etmeniz gerekmektekdir. ----------- HIV hakkında her şey sayfalarımıza dönmek için tıklayın

bottom of page