top of page

İngiltere ve Amerika HIV'i durdurmakta kararlı!

Güncelleme tarihi: 25 Ara 2019


Yayın tarihi: Şubat 2019 Yayına hazırlayan bilgisi sayfa sonunda


Geçtiğimiz hafta iki heyecan verici ve umut vaat eden taahhüde tanık olduk. İlk günlerden bu yana HIV araştırmalarının öncülerinden olan İngiltere ve Amerika’dan gelen açıklamalara göre iki ülke de, UNAIDS’in hedeflerine uyumlu olarak 2030 yılına kadar HIV yayılımını durdurmuş olmayı hedefliyorlar.


Birleşmiş Milletler ortak AIDS programı UNAIDS’in geçtiğimiz yıllarda duyurduğu ortak belge, 2020 yılına kadar 90-90-90 hedefine küresel çapta ulaşmayı ve 2030 yılına kadar dünya genelinde yayılımının en az %95 oranında durdurulmuş olmasını hedefliyor. UNAIDS’in küresel hedeflerini inceleyen ‘’iddialı ve istekli bir tedavi hedefi’’ başlıklı #hivbilgisi yazımızı buraya tıklayarak, UNAIDS'in ‘’End the AIDS epidemic by 2030’’ İngilizce basın bültenine ise buradan ulaşabilirsiniz.

İlk ülke İngiltere

Elton John AIDS Vakfı tarafından düzenlenen 'AIDSfree' şehirler küresel forumunda konuşan İngiltere Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanı Matt Hancock İngiltere’nin önümüzdeki on yıl içinde yayılımı tamamen durdurmasının çok yüksek bir olasılık olduğunu söyledi. İngiltere bu noktaya daha etkin ve akılcı, önleme, tarama ve tedavi stratejileri ile ulaşmayı ve dünya genelinde bu başarıyı gösteren ilk ülke olmayı hedefliyor.


İngiltere’nin yeni bulaşıları engellemedeki son bir kaç yıllık performansına baktığımızda bu hedefe ulaşmalarının oldukça mümkün göründüğünü söyleyebiliriz. Çünkü İngiltere’de yeni HIV bulaşısı oranları 2005 yılından bu yana düşüş halinde. 2016 yılında bir önceki yıla göre %28 oranında azalan yeni bulaşılar, 2017 yılında %17 oranında azaldı*.


İngiltere 90-90-90 hedefine ise beklenenden üç yıl önce 2017 yılında ulaşmıştı.


Amerika’nın taahhütü gerçekçi mi?

İngiltere’den gelen açıklamayı takip eden günlerde Amerika’dan, bizzat Devlet Başkanı Donald Trump’tan duyulan 2030’a kadar HIV yayılımını durdurma hedefi ise hem sürpriz, hem de inanılması güç bir taahhüt olarak değerlendiriyor.

Başkan Trump’ın çok yakın zamana kadar, HIV tedavisi ilaçlarını devlet programları ile alan bireylerin ilaç erişimlerini aksatacak kesintiler yapmak istemesi ve 2017 yılında Başkanlık HIV/AIDS danışma komitesi üyelerinin tamamını kovması bu şüphelerin başlıca sebeplerinden. ABD, HIV tedavi araştırmalarının lider ülkesi hatta günümüzde kullanılan çok etkin ilaçların pek çoğunun keşfedildiği ülke olmasına rağmen tedaviye erişim ve viral baskı oranları 90-90-90 hedefinin oldukça gerisinde.


Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) verilerine göre ABD genelindeki tedaviye erişim oranı %63, viral baskı oranı ise sadece %51!

Fakat tablo her açıdan kötü sayılmaz. Genel istatistikler böyleyken, ‘sıfıra ulaşmak’ isimli stratejiyi başarıyla uygulayan ve kesintisiz ilaç erişimi sorununu çözmüş görünen Chicago, Connecticut, San Francisco ve San Diego eyaletleri 90-90-90 hedefine eriştiler.


Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz, Yale Halk Sağlığı Okulu Epidemiyoloji Profesörü Gregg Gonsalves; ‘’Eğer bunun erişilebilecek bir hedef olup olmadığını sorarsanız cevabım; evet erişilebilir ya da çok yaklaşılabilir olur. Ancak bunun için öncelikle daha çok insana ilaç erişimi olanağı sunmalıyız.

Trump yönetiminin bugüne kadar yaptıkları ise bunun tam tersi yönünde. İlaç erişim programlarını zayıflatarak yayılımı durdurmamız mümkün değil. Yani eğer Trump yayılımı tamamen durdurmakla ilgileniyorsa, önceliğin neresi olduğu çok açık.’’ dedi.

Peki bizde durum ne?

Uzun yıllardır uluslararası HIV platformlarında da çalışan ve pek çok farklı ülkenin tedaviye erişim olanaklarını yerinde gözlemlemiş birisi olarak, Türkiye’nin HIV performansı hakkında konuşulduğunda söylemekten daima mutlu olduğum şey; tanı sonrası aşamalarda Avrupa’nın en iyi ülkelerinden biri olduğumuz. Yani HIV tanısı almış bireyleri tedaviye eriştirmekte ve belirlenemeyen seviyeye erişme oranlarında %90’ları görmüş durumdayız.

Fakat aynı şeyi tanı koyma aşaması için henüz söyleyemiyoruz. Her ne kadar elimizde resmi bir istatistik olmasa da çeşitli matematik modellemeler ve alanın duayeni hekimlerin gözlemlerine dayanarak tanı koyma oranımızın %50 dolaylarında olduğunu söylüyoruz.

Bir diğer sorun ise şu; Türkiye resmi verilere göre yeni HIV bulaşıları görülme sıklığının son 10 yılda %460 seviyesinde olduğu bir ülke. Yani vaka sayısı az ancak artış hızı çok yüksek. Ve bu da önleme çalışmaları, tedbir bilinci, Kırmızı Kurdele İstanbul’un en çok önemsediği konu olan doğru #hivbilgisi'nin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve ülke genelinde mahremiyet endişeleri duyulmadan test yaptırma imkanlarının arttırılması konularında daha yapacak çok işimiz var.


Ancak başta İngiltere ve Amerika’nın yayılımı tamamen durdurma yolunda atacağı kimi adımlar örnek alınır ve yerel uygulamamızın başarılı yanlarına eklenirse 2030 yılına kadar Türkiye’nin de bu hedefi yakalayacağı konusunda hiç de ümitsiz değiliz. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivcokdegisti *Yayına hazırlayan: Arda Karapınar. Aktivist. 2009 yılından bu yana aktivizm çalışmaları sürdürmekte. Bu süre zarfında yurt içi ve yurt dışında farklı STK’larda yöneticilik yaptı/yapıyor. 2016 yılında Kırmızı Kurdele İstanbul Derneğini kurdu. 2017, 2018 ve 2019 yıllarında Türkiye’nin Dünya AIDS günü bildirilerini yazdı. 2017 Paris Avrupa AIDS Kongresi ve 2018 Amsterdam Dünya AIDS Konferansında konuşmacı oldu. 2019 yılı Ocak ayında, Türkiye’nin 11 örnek STK’sından biri olarak belirlenen Kırmızı Kurdele İstanbul adına Avrupa Parlamentosu'nda konuşma yaptı. Halen Belçika Merkezli Avrupa AIDS Tedavi Topluluğu Bilim Çalışma Grubu (EATG) ve Cenevre Merkezli Dünya AIDS Topluluğu (IASociety) üyesi ve New York Merkezli Undetectable = Untransmittable (Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan) kampanyasının uluslararası sözcüsü. www.ardakarapinar.me

bottom of page