top of page

EACS2025 Konferası'ndan notlar: Avrupa'da AIDS'e bağlı ölümler artıyor

Güncelleme tarihi: 26 dakika önce


Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü B.


AIDS’e bağlı ölümler son on yılda küresel çapta yarı yarıya azalırken, Avrupa'dan gelen veriler genel trendin dışında ve kaygı verici. 15-18 Ekim'de Paris'te gerçekleşen EACS2025 Konferansı'nda sunulan veriler Avrupa'nın AIDS'e bağlı ölümlerinin arttığı bir bölge olduğunu ortaya koydu. Peki bunun sebepleri nelerdir?


EACS2025'te bu verilerin paylaşıldığı - bizce önemli- sunumdan aldığımız notlar #hivbilgisi yazımızda.


Meraklısına iyi okumalar.




Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek ve bağlantı vermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı özellikle rica ediyoruz.





EACS2025: Avrupa'da AIDS'e bağlı ölümler
HIV hakkında her şey I www.kirmizikurdele.org

-AIDS’e bağlı önlenebilir ölümlerin arttığı bölge: *Avrupa

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yayınlanan veriler, AIDS ile mücadelede küresel bir başarıya gölge düşüren çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor. Dünya genelinde AIDS’e bağlı ölümler 2010 yılından bu yana yarı yarıya (%51) azalmışken, DSÖ Avrupa Bölgesi, bu önlenebilir ölümlerin arttığı dünyadaki tek bölge olarak kayıtlara geçti.


Özetle: AIDS'e bağlı önlenebilir ölümlerdeki endişe verici artış, esas olarak DSÖ Avrupa Bölgesi'nin doğu kanadından (Doğu Avrupa ve Orta Asya - EECA) kaynaklanmakta. Batı Avrupa'da (AB/AEA) ise bir düşüş olsa da, bu düşüş hedeflerin çok gerisinde.



(*DSÖ Avrupa Bölgesi (Geniş tanım): Sunumda "Avrupa'da ölümler artıyor" ifadesiyle kastedilen ana coğrafya Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) belirlediği idari bölgedir. Bölge, Atlantik kıyısındaki Portekiz ve İrlanda'dan başlayarak, tüm Avrupa kıtasını, Rusya Federasyonu'nu ve Orta Asya'daki (Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan gibi) ülkeleri de kapsayarak Pasifik'e kadar uzanır. Toplamda 53 ülkeyi içeren oldukça geniş bir alandır.



Avrupa Birliği / Avrupa Ekonomik Alanı (AB/AEA - Dar Tanım): Rapor, bu geniş bölge içinde "Batı ve Orta Avrupa" olarak adlandırılan daha dar bir alanı ayrıca inceliyor. Bu alan, AB üyesi ülkelerle birlikte İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'i (AEA) içerir. Sunum, bu dar bölgede AIDS'e bağlı ölümlerin (Doğu'nun aksine) 4.300'den 2.300'e düştüğünü, ancak bu azalmanın bile hedefleri karşılamak için yeterli olmadığını vurguluyor.)



-Veriler EACS2025 Konferansı’nda sunuldu



Bu çarpıcı veriler, HIV alanındaki en son bilimsel gelişmelerin ve tedavi yaklaşımlarının paylaşıldığı EACS Konferansı’nda (European AIDS Clinical Society - Avrupa AIDS Klinik Derneği) kamuoyu ile paylaşıldı. EACS Konferansı Avrupa'nın HIV alanında çalışan bilim insanlarının, doktorların, aktivistlerin, topluluk liderlerinin, araştırmacıların ve halk sağlığı uzmanlarının bir araya geldiği, kıtanın en prestijli bilimsel buluşmalarından biri olarak kabul ediliyor.



-Küresel trende karşı Avrupa'daki başarısızlık



Konferansta sunulan verilere göre, küresel tablo *bulaş önleyici HIV ilaç tedavisinin yani antiretroviral tedavinin (ART) yaygınlaşmasıyla büyük bir olumlu ilerleme kaydediyor. Buna bağlı olarak AIDS ile ilişkili ölümler 2010'daki 1.3 milyondan 2022'de 630.000'e geriledi.



Ancak bu olumlu tablo, Batı Avrupa'dan Orta Asya'ya uzanan geniş DSÖ Avrupa Bölgesi için geçerli değil. Bölgede AIDS’e bağlı ölümler 2010 yılında 37.000 olarak kaydedilmişken, bu sayı 2022'de 51.000 ila 52.000 arasına yükseldi. Bu, %37'lik endişe verici bir artış anlamına geliyor.



-Artışın merkezi: Doğu Avrupa ve sistematik engeller



Bu olumsuz eğilimin coğrafyası ise Doğu Avrupa ve Orta Asya (EECA) bölgesi. Özellikle Rusya ve Ukrayna gibi, 2010 öncesinde de HIV prevalansının (yaygınlığının) yüksek olduğu ülkeler bu artışta başı çekiyor.



Uzmanlar, bu artışın kaynağının anahtar grupların/kilit popülasyonların kendileri değil, bu gruplara yönelik toplumsal dışlama ve yasal engeller olduğunu vurgulamakta. Damar içi madde kullananlar, seks çalışanları ve erkeklerle seks yapan erkekler (MSM) gibi anahtar gruplar, marjinalleştirildikleri ve kriminalize edildikleri için test, önleme ve hayat kurtaran tedavi hizmetlerine erişimde devasa engellerle karşılaşmakta. Epideminin bu bölgelerde kontrol altına alınamamasının ve ölümlerin artmasının temel nedeni, bu sistematik başarısızlıklar ve insan hakları ihlalleri olarak gösteriliyor.



Buna ek olarak, bölgede yaşanan savaş ve istikrarsızlıklar da HIV pozitiflerin hayat kurtaran ve yeni olguların oluşmasını yani bulaş önleyen antiretroviral tedaviye (ART) ve sağlık hizmetlerine kesintisiz erişimi ciddi şekilde sekteye uğratıyor.



Ancak odaklanılan coğrafya sadece Doğu Avrupa ile sınırlı değil. Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) ülkeleri (İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'i de kapsar) gibi görece daha "başarılı" kabul edilen Batı ve Orta Avrupa'da da alarm zilleri çalıyor.



Bu ülkelerde AIDS’e bağlı ölümler 2010'da 4.300 iken 2022'de 2.300'e düşmüş olsa da, bu olumlu görünen düşüş küresel hedefleri yakalamak için yeterli değil.



-En büyük sorun geç tanı

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) verileri, Batı Avrupa'daki temel sorunun "geç tanı" olduğunu gösteriyor. AB/AEA bölgesindeki HIV tanılarının yarısından fazlası (%52-53), bağışıklık sistemi halihazırda zayıflamışken, yani geç aşamada konulmakta. Geç tanı, bireylerin tedaviye geç başlaması, daha yüksek hastalık (morbidite) riski taşıması ve önlenebilir olmasına rağmen AIDS'e bağlı ölüm riskinin artması anlamına geliyor.



-Hedefler ve gerçekler: 95-95-95'in neresindeyiz?

UNAIDS, bu önlenebilir ölümleri durdurmak için 2025 yılına kadar 95-95-95 hedeflerine ulaşılması gerektiğini söylüyordu. Bu hedefler (HIV ile yaşayanların %95'inin tanı alması, tanı alanların %95'inin tedaviye erişmesi ve tedavi alanların %95'inin viral yükünün *belirlenemeyen -B=B- seviyeye baskılanması) epidemiyi kontrol altına almanın anahtarı olarak görülüyor.



Bu tedavi hedeflerine paralel olarak, 2010 yılına kıyasla 2025'e kadar AIDS’e bağlı ölümlerde %75, 2030'a kadar ise %90 azalma hedefleniyordu.



Ancak mevcut veriler bu hedeflerin çok uzağında. Geniş Avrupa bölgesindeki 51.000'lik ölüm sayısı, 2025 ölüm hedefi olan 9.250'nin 5,5 katı seviyesinde. Görece daha iyi durumdaki Batı Avrupa'nın 2.300'lük ölüm sayısı bile, kendi 2025 hedefinin iki katından fazla. Bu durum, 95-95-95 hedeflerinin ilk ayağı olan 'tanı' konusunda da çok ciddi eksiklikler olduğunu gösteriyor.



-Sonuç: sorumluluk ve eylem çağrısı

Bu veriler HIV ile mücadelede rehavete yer olmadığını açıkça gösteriyor. Özellikle anahtar grupları hedef alan damgalamayla, ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle ve kriminalizasyonla mücadele etmek, 95-95-95 hedeflerine ulaşmak için test hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak ve HIV ile yaşayan herkesin tedaviye kesintisiz erişimini güvence altına almak, bu endişe verici eğilimi tersine çevirmek için kritik önem taşıyor.



herkes için #hivbilgisi



Selim Badur hakkında bir röportaj yazısı
www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey



bottom of page