top of page

HIV’in kesin tedavisi hakkında güncel 4 soru, 4 cevap

Güncelleme tarihi: 8 Ağu 2019

*Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü Oğuzhan Yayın tarihi: Nisan 2019

Geçtiğimiz günlerde yayınladığımız bir başka #hivbilgisi yazımıza da konu olan ‘Londra Hastası‘ 40 yıla yaklaşan HIV/AIDS tarihindeki 2. kesin tedavi olarak tarihe geçti ve kesin tedavi konusunu belki de her zamankinden daha popüler bir hale getirdi. Biz de, #hivhakkindahersey temasıyla Türkiye'nin **en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı ve #hivbilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, 'Londra Hastası' başlığı etrafında en çok sorulan 4 soruya net ve anlaşılır cevaplar vermek istedik.

'Londra Hastası' konusunu daha iyi anlamak isteyenler, aşağıdaki görsele tıklayarak ilgili #hivbilgisi yazımızı da okuyabilirler.


Peki bu gelişme HIV ile yaşayan bireyler için bir şey değiştirecek mi ?


Ne yazık ki henüz değil.

'Londra hastası‘ üzerinde çalışılan konseptlerin başarısının bir kanıtı olsa da bilim insanları sonuçların dikkatli değerlendirilmesinin ve beklentileri buna göre oluşturmanın önemini vurguluyorlar.


En kısa ifadesiyle bu gelişme kesin tedavinin piyasaya sürülmesine çok az bir zaman kaldığı ve bu sebeple yeni tanı alan bireylerin şu an mevcut olan tedavilere başlamaması veya şu an HIV ilaç tedavisi sürdüren bireylerin tedavilerini bırakmaları anlamına gelmiyor!

Şu ana kadar yapılan tüm çalışmalarda sadece 2 bireyde başarılı olarak sonuçlanan bu yöntem, HIV ile yaşayan 37 milyon bireye uygulanabilecek bir yöntem değil. Bunu ‘Londra Hastası’ HIV kesin tedavisi yolunda iliklerimize kadar umutlanmaya değer mi?' başlıklı değerlendirme yazımızda da anlattık.

Şimdilik elimizdeki verilere baktığımızda şunu söyleyebiliriz; kesin tedaviye ulaşmamızı sağlayacak yol çok da kolay ve kısa bir yol değil.


Viral baskı/baskılanma, Remisyon ve Kesin tedavi (cure, şifa) arasındaki farklar neler?

Tedavilerine düzenli bir şekilde devam eden bireyler vücutlarındaki viral yükün belirli bir seviyenin altına düşerek belirlenemeyen seviyede olmasına viral baskılanma adı verilmektedir. Bu konu hakkında detaylı bilgiyi viral baskı hakkında bilinmesi gereken 10 şey başlıklı #hivbilgisi yazımızda bulabilirsiniz.

Geçtiğimiz yılların önemli araştırmalarından ve düzenli takipçilerimizin #hivbilgisi yayınlarımızdan bildiği PARTNER 1 ve 2 araştırmaları, viral yükleri en az 6 aydır belirlenemeyen seviyede olan bireylerin, kondom kullanmasalar dahi virüsü cinsel partnerlerine bulaştırmadıklarını kanıtladı.

Remisyon ise virüsün vücuttan temelli yok olmuş gibi görünmesi durumuna verilen addır. Bu durumda vücut virüsü kontrol altına alır fakat bu temelli olmayabilir ve virüs bir süreden sonra tekrar görülebilir.

Kesin tedavi ise bu remisyon durumunun temelli olması ve virüsün bir daha geri gelmemesi demek. Londra hastasına kadar kabul gören tek başarılı kesin tedavi vakası olan 52 yaşındaki Timothy Ray Brown’un (Berlin Hastası) vücudunda, kemik iliği nakli sonrası 12 yıl boyunca virüse rastlanılmamıştır. Bu vaka sonrası aynı yöntemin başka bireylere de uygulanması denenmiştir fakat ne yazık ki bu denemeler başarıya ulaşamamıştır. Bireyler kemik iliği nakli sonrası HIV tedavisi için kullandıkları ilaçları bıraktıklarında virüs geri gelmiştir.


Londra hastası olarak bilinen bu yeni başarılı vakada ise bireyin vücudunda HIV tedavisini bıraktıktan sonra 18 ay boyunca virüse rastlanılmamıştır. Kontrollerde kullanılan aşırı hassasiyete sahip testler virüsü vücutta saptayamamıştır. Bazı araştırmacılar buradan kesin tedavinin başarılı olduğu sonucunu, bazıları ise gözlenmeye devam edilmesi gerektiği anlamını çıkarıyorlar.


Bu gelişmelerin yanı sıra kemik iliği nakli olmadan da remisyon yaşayan vakalar gözlenmiştir. Bu bireylerde bağışıklık sistemi, virüsü sıkı bir kontrol altında tutmayı başararak ilaç kullanımına gerek kalmadan etkisiz hale getirmektedir. Bu kontrolün nasıl yaşandığını anlamak üzere uzmanlar çalışmalarına uzun yıllardır devam ediyorlar.


Bir sonraki adım ne ?


Delta 32 genetik mutasyonuna sahip bireylerden alınan kemik iliğinin nakli, HIV e karşı dayanıksız/korunmasız olan bağışıklık sistemi hücrelerin yerini direnç sahibi yeni hücrelerin almasını sağlar. Günümüzde bir çok bilim insanı bu konu üzerine çalışmaktadır. Delta 32 mutasyonu bu dayanıksız/korunmasız hücrelerin yüzeyinde bulunan ve bazı HIV tiplerinin bağışıklık hücrelerinin içine girmek için kullandığı proteinlerden biri olan CCR5 proteininin üretimini önler.

Konuyu daha iyi anlamak isteyenler Londra Hastası hakkında yazdığımız değerlendirme yazısına görsele tıklayarak ulaşabilirler.


Bu CCR5 proteinin üretiminde etkin olan genetik kod üzerinde, hemofili ve orak hücreli anemi tedavisinde de kullanıldığı gibi gen terapileri ile değişiklikler yapılabilir. Araştırmacılar bu gen terapileri sonrası değişime uğramış yeni hücreleri vücuda geri enjekte ederek bu proteinin üretimini önlemeye çalışmışlardır. Fakat transferi yapılan hücrelerin HIV’e direnç geliştirilmesi için yeteri sayıda olmaması sebebi ile denemeler başarılı olmamıştır. Yine de bazı çalışma sonuçlarında direnç gelişimi görülmesine rağmen virüs miktarında büyük düşüşler gözlendiğini de belirtmiştir.


Kesin tedavinin piyasaya sürülmesi ne kadar sürer?


En iyi ihtimalle 5-10 yıl arası.


Ve bu öngörü -şimdilik- yalnızca bağışıklık hücrelerine CCR5 proteini üzerinden giriş yapan HIV tipleri için geçerli olan yöntem içindir. HIV’in farktı tipleri farklı proteinler üzerinde hücrelere giriş sağlamaktadır bu da her bir HIV alt tipi için ayrı çalışmalar yapılması, ayrı yaklaşımlar gerektiği anlamına gelir.


Alanda çalışmaya devam eden uzmanlar kesin tedaviye şu an üzerinde çalışılan veya başka bir yöntem ile elbet ulaşılacağını ama bunun henüz çok yakın tarihte mümkün olmadığını tekrar tekrar ifade ediyorlar.


HIV biliminden ve güncel araştırmalardan, gelişmelerden haberdar olmak için Kırmızı Kurdele İstanbul’u takipte kalın! www.kirmizikurdele.org/sosyal


*Bu #hivbilgisi yazısı New York Times'ın 5 Mart 2019 tarihli yazısından yararlanılarak hazırlanmıştır.

** Ocak, Şubat, Mart 2019 karşılaştırmalı, Google, Alexa, SimilarWeb analizlerine göre

bottom of page