top of page

#hivbilgisi arama sonuçları

298 öge bulundu

  • Yoğun bir yaza hazırlanıyoruz!

    İlgiyle okunan ve beklenen #hivbilgisi yayınlarımıza bir süredir ara verdiğimizi fark eden takipçilerimizin sorularını tek seferde yanıtlamak istedik; yoğun bir yaza hazırlanıyoruz! Bu yoğunluğun en önemli faktörlerinden birisi ise Uluslararası AIDS 2018 konferansı. 22 - 27 Temmuz tarihleri arasında, Hollanda'da gerçekleşecek ve tüm zamanların en geniş katılımlı, en büyük konferansı olması planlanan AIDS2018'e katılacak olan Kırmızı Kurdele İstanbul ekibi, daha önceki konferanslarda da olduğu gibi sadece katılımcı olmanın ötesinde ses getirecek çalışmalar yapacak. Konferans dönüşünde ise ön duyurusunu yaptığımız günden bu yana merakla beklenen ve Türkiye'de bir ilk olacak olan 'Pozitif Akademi' ve geniş bir alanı kapsayan saha projemizle, Türkiye'deki negatif HIV algısı ve dilinin dönüştürülmesi hedefiyle sürdürğümüz çalışmalarımıza hız vereceğiz. Konferans yaklaştıkça duyuracağımız konferans haberleri ve tüm diğer projelerimizden detaylar için #kirmizikurdeleistanbul'u takipte kalın! www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu #hiv #aids #hivtesti #hivbelirtileri #AIDS2018 #kırmızıkurdele #pcr #elisatesti

  • Haydi HIV’e karşı birlikte mücadele edelim ve damgalamayı bitirelim

    Çalışmalarımıza başladığımız günden beri düzenli #hivbilgisi yayınları sürdürerek ve doğru bilgiyi, kolay anlaşılır bir dille dolaşıma sokarak, HIV hakkında üretilen ve inanmaya devam edilen efsanelerin sona ermesinde önemli bir rol üstlenmeye çalıştık. Çünkü damgalama ve ayrımcılığın şiddetine ve yarattığı sorunlara karşı yürütülecek mücadelede başvurulacak en büyük gücün bilgi olduğuna inandık ve bu inançla Dünya HIV çevresindeki bilimsel çalışmaları, güncel kaynakları, kampanyaları, yabancı dillerdeki kaynakları ve yazılan her şeyi takip ettik ve uluslararası işbirlikleri, partnerlikler geliştirdik. İki yılı aşkın zamandır kesintisiz sürdürdüğümüz bu çalışmalar boyunca başvuru kaynağı olarak takip ettiğimiz, partneri olmaktan ve logosunu anasayfamızda, diğer uluslararası partnerlermizle birlikte görmekten mutluluk duyduğumuz kaynakların başında ise NAM - AIDSmap geliyor. HIV bilgisi blogumuzda bu kez, NAM - AIDSmap yönetcisi, adı sayfalarımızda daha önce de geçen aktivist dostumuz Matthew'in hem kişisel deneyimleriyle, hem de uzun yılların birikimiyle kaleme aldığı harika bir damgalama yazısını, biraz da provakatif bir başlık atarak paylaşmak istedik. Matthew'ın bu duygusal yazısını seveceğinizi ve damgalamaya karşı mücacelemize katılmaya her zamankinden daha da gönüllü olacağınızı umuyoruz. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu Haydi HIV’e karşı birlikte mücadele edelim ve damgalamayı bitirelim Yazan: Matthew Hodson @Matthew_Hodson Çeviren: Kırmızı Kurdele İstanbul çeviri takımı Hatırlıyorum da, biri bana bir gün, HIV taşıdığını ve fazla zamanı kalmadığı için korktuğunu söylemişti. Sımsıkı sarılmış ve sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet etmiştik. Bir sonraki yıl, o kişi ne yazık ki savaşı kaybetmişti! Karşımdakinin HIV pozitif olduğunu bilerek cinsel ilişkiye girdiğim ilk zaman, kendisi hakkındaki bu gerçeği söylemiş olmasından dolayı içimde bir rahatlık hissi olduğunu hatırlıyorum. Aramızdaki ilişki güven üzerine kurulmuştu ve ben de cinsellikte korunmanın pazarlık konusu olmayacağını bilecek kadar aklı başındaydım. Korunmuştuk ve korkulacak bir durum yoktu! HIV pozitif biriyle bilerek çıkmaya başladığım ilk zamanlarda, o daha bana kendi sağlık durumu hakkında bilgi vermeden ben zaten durumu anlamıştım. Ve ben, ona bu durumun çok normal olduğunu, HIV pozitif olmasının aramızdaki duygulara engel olamayacağını söylemekte sabırsızlanıyordum. O günlere dönüp baktığımda, insanların HIV’e ilişkin damgalama hakkında konuştuklarını hiç hatırlamıyorum. Demek ki, kesin tedavisi mümkün olmayan ve çoğunlukla erken dönemde acı dolu bir ölümle sonuçlanan bir hastalığın korkusunun yanında damgalanma pek de önemli bir konu değilmiş. Zaten hepimiz hayatta kalma mücadelesi veriyorduk. Ben HIV pozitif olduğumu öğrendikten sonra, çevremdeki insanların buna tepkisi bazen nezaket, bazense tam bir saldırganlık oldu. Son zamanlarda bana, damgalamanın artıp artmadığına dair fikirlerim soruluyor, buna dürüst bir cevap vermem gerekirse: Bilmiyorum! Ancak açık olmak gerekirse, etkili bir HIV tedavisinin olmadığı eski zamanlara göre, mücadele ve merhamet duygumuzun kaybolduğunu söyleyebilirim. O günlerde AIDS, bizleri bir şekilde bir araya getiren ve birlikte omuz omuza mücadele etmemizi sağlayan, her gün bir arkadaşımızı yok eden bir hastalıktı. O dönemde, LGBTİ toplumundaki gay, lezbiyen, trans bireylerin ve hatta heteroseksüellerin de bir araya gelip, yanyana durup, birbirlerine nasıl destek olduklarını hatırlıyorum. Açıkcası, o günlerdeki bu dayanışmanın da hakkını vermem gerekir! Şimdiyse, ölüm korkusuyla tetiklenen yaşama ümidimizle yarattığımız o mükemmel dayanışma ve çaba, eski nesilden yeni nesile, yani yeni tanı alan bireylere anlatarak aktardığımız bir şehir efsanesi haline gelmiş durumda. Şunu unutmayalım: Eğer HIV ile yaşayan bir bireyseniz, o ya da bu şekilde, damgalamaya maruz kalmamanız mümkün değildir; er ya da geç bir gün buna maruz kalırsınız. Belki düşüncesiz bir arkadaşınız patavatsızlık yapar, belki bir arkadaşlık sitesinde konuştuğunuz kişiden blok yersiniz ya da okuduğunuz bir yazının altında HIV’le ilgili ağzından salyalar akan bir yorum okursunuz ve moraliniz bozulur. HIV’le yaşayan bireylerin sayısı artıyor olsa da, damgalama azalmıyor. Günümüzdeki tedavi HIV pozitif bireylerde, normal bir yaşam beklentisi yaratmasına rağmen, bu damgalanma azalmayacak da! Her ne kadar, ilaç kullanımı sayesinde viral yükümüz belirlenemeyen düzeye inip, artık virüs bulaştırma riskimiz sıfır olmuş olsa ve normal bir yaşam beklentisine sahip olsak da, içimizde hala HIV’le yaşayan diğer bireyler hakkında endişe ve korku bulunmaya devam ediyor. Eğer bir birey, HIV’le yaşayan bir bireyle cinsel ilişki yaşamayı reddediyorsa bu, kişinin HIV konusunda kendi kararı olmasının ötesinde daha çok cehalet ve önyargı ile ilişkilidir. Çünkü damgalama, sizi HIV’den korumayacağı gibi, aslında HIV için daha çok bulaşma ve hayatta kalma alanı yaratmaktadır. Yani damgalama ve ötekileştirmeyle, farkında olmadan, HIV’e destek olmuş olursunuz! HIV ile yaşayan bireyleri damgalayarak ve ötekileştirerek, çevrenizde yarattığınız korku ve çekince ortamı dolayısıyla insanların test yaptırmalarına, eğer HIV pozitiflerse, tedaviye başlayıp sağlıklı bir yaşam süremelerine ve hatta başkalarına bulaştırmalarını önlemelerine engel olursunuz. Damgalama ve ötekileştirme, bireylerin HIV taşıyıp taşımadıklarını anlamalarını ve geçmişte yaşadıkları şüpheli ilişkileri gözden geçirmeleri karşısında büyük bir engel. İşte tam da bu yüzden, altı üstü bir virus olan HIV’e yüklenmiş bunca ahlaki ve insanı anlamı bir yana koyup, cehaleti ve cehaletin yarattığı korku ortamını yok ederek, HIV’e ilişki damgalamayı sonlandırmamız gerekiyor. Damgalamayı sadece kendi zihninizden ve dilinizden kaldırmanız yeterli değil. Aynı zamanda, HIV statüsü ne olursa olsun, çevremizdekilerin doğru tutum ve davranış ile ortak dil geliştirmesi ve ortak hareket etmesini sağlamaktan da sorumluyuz. Cinsel yönelimi veya cinsel hayatındaki deneyimleri ne olursa olsun, herkesi bilinçlendirmek ve doğru olanı anlatmakla mükellefiz. Unutmamalıyız ki, HIV’e ilişkin damgalamaya karşı mücadele etmek demek, daha güçlü ve kucaklayıcı bir topluluğa sahip olmamız anlamına da gelecektir. Bu yüzden, sevgi ve dayanışmanın nefreti yeneceğine olan güçlü inanca bağlı kalmamız, her zamankinden çok ama çok daha önemli. #hıv #aids #NAM #aidsmapcom #matthewhodson #stigma #ücretsizhivtesti #hivbelirtileri

  • Kedilerin HIV ilaç direncini önlemede etkisi olabilir mi?

    Yeni bir araştırma sonucuna göre kedi dostlarımız, HIV ile yaşayan bazı bireylerin karşılaştığı ilaç direnci sorununa çözüm olabilirler. Kedi severlerin çok iyi bildiği gibi, bu tüylü, şirin, oyuncu varlıklarla biz insanlar arasında sonsuz sevgiye dayalı bir dostluk ilişkisi vardır. Ancak yakın zamanda yayınlanan yeni bir araştırma sonucuna göre, kediler aynı zamanda HIV ile ilgili kritik bir konuda da önemli bir rol oynayabilirler. Medical News Today’de yayınlanan bu araştırma sonucuna göre kedi dostlarımız, HIV ilaç tedavisi (ART) gören bazı bireylerin karşılaştığı ilaç direnci sorununun çözümünde onlara destek olabilirler. Aslında araştırma sonucunun kedilerle olan ilişkisi biraz daha farklı olmakla birlikte, durum tam olarak şundan ibaret: Bir çoğunuzun bildiği üzere kediler, HIV (Human Immunodeficiency Virus – İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü)’e çok benzer bir enfeksiyon olan ve FIV olarak bilinen (feline immunodeficiency virus – kedigiller bağışıklık yetmezliği virüsü) bir viral enfeksiyon taşıyabiliyorlar. Bu ilginç #hivbilgisi yazımıza konu olan araştırmadan daha önceki bir dönemde bilim insanları, FIV’de bulunan protein zincirinin HIV’in protein zinciri ile tam olarak aynı olduğunu keşfettiler ve bu bulguyu HIV aşısı üretebilmek için laboratuvar çalışmalarında kullandılar. Bununla birlikte, son bulgulara göre, FIV’deki 3 boyutlu protein yapısı, HIV-1 tipi enfeksiyonda görülen ilaç direncine neden olan protein yapısı ile aynı özellikleri gösteriyor. HIV-1, bugüne kadar gerçekleşmiş kayıtlı tüm vakaların %95’ini kapsayan, en yaygın HIV tipidir. İsrail Haifa Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan bu araştırmayı yürüten Akram Alian ve Dr.Meytal Galilee, yaptıkları çalışmalar sonrasında, ART’ye karşı dirençli olan bir protein tespit ettiklerini belirttiler ve buna ilişkin çeşitli bulguları önemli bir tıp araştırmaları dergisi olan PLOS Pathogens’de yayınladılar. Bu ilginç çalışma ve sonuçlarının birçok araştırmacının ilaç direnci konusunda yapacağı yeni çalışmalara da ivme kazandırması bekleniyor. Günümüzde, HIV pozitif bireyler gelişmiş HIV ilaç tedavisi (ART) sayesinde tamamen sağlıklı ve herkes kadar uzun bir ömür sürebiliyorlar. Ancak bu bireylerden bazılarında, nadiren de olsa ilaç direnci görülebiliyor. Çoğu zaman kullanılan ilaç değiştirilerek direnç sorunu çözülebiliyor olsa da, direncin aşılamadığı durumlarla karşılaşmak da mümkün. Bu gibi araştırmalar ise araştırmacıların ilaç direncinin sebebi ve önlenmesi konusunda hala derin araştırmalar yaptıklarını göstermesi bakımından ayrıca önemli. Belki de, Akran ve Meytal’ın araştırmasında olduğu gibi, sevimli dostlarımız bize sadece sevgilerini sunmakla kalmayıp, aynı zamanda HIV ile yaşayan bazı bireylerin karşılaştığı bu sevimsiz sürece de destek olacaklar. Araştırma sonuçlarına ilişkin yayınlara aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz, http://journals.plos.org/plospathogens/article?id=10.1371/journal.ppat.1006849 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29364950 www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • Dr. Fauci’ye göre; ‘Risk sıfır!'

    Dünya'nın önde gelen bilim insanlarından Dr. Fauci; Objektif Bir Bakış Açısıyla, Risk SIFIR! Geçtiğimiz yıl CDC* ve Dünya çapında 500’ün üzerinde organizasyon, B = B kampanyasının üzerinde yükseldiği bilimsel gerçeğe sahip çıkarak desteklediler. Kampanyanın temelindeki güçlü, sarsıcı ancak bir o kadar da riskli mesaja cesaretle sahip çıkarak, negatif eleştirileri göğüsleme cesaretini gösteren imzacı organizasyonlar ve bilim insanları, bu konudaki fikirlerini coşkuyla beyan edip kamuoyu yarattılar. *Amerikan hastalık önleme ve kontrol merkezleri Kırmızı Kurdele İstanbul ise erken imzacılarından ve resmi partneri olarak başladığı çalışmalarına, 2017 yılının dünya çapında en önemli HIV olayı seçilen kampanyanın global sözcülerinden biri ve Türkiye’den imza koyan tek kurumu olarak devam ediyor. B = B hakkında detaylı bilgi için burayı tıklayın. Yine de eğer henüz duymadıysanız kısaca açıklayalım; B = B en az altı aydır belirlenemeyen viral yüke sahip HIV taşıyıcısı bireylerin (kondom kullanmasalar dahi) cinsel partnerlerine HIV bulaştırmayacanın bilimsel olarak ispatlandığı anlamına geliyor. ​ Fakat tüm kanıtlara rağmen bazıları bu bilimsel gerçeğe sırt dönmeye, risk olmadığı yönündeki sayısız bilimsel kanıtı, bilimsel olmayan sığ bir bakış açısıyla görmezden gelmeye, hatta reddetmeye devam ediyorlar. Oysa, Kırmızı Kurdele İstanbul’un düzenli #hivbilgisi yayınlarından aşina olduğunuz Dr. Anthony Fauci’nin, Amerikalı HIV blog yazarı ve aktivist dostumuz Josh Robbins’e verdiği röportajdaki mesajı çok açık ve net: “Çalışmaların sonuçları objektif olarak incelendiğinde görüyoruz ki bulaş riski sıfır. Endişlenmeyi bırakın artık!” Risk gerçekten sıfır mı yoksa tereddütlerin haklı bir sebebi var mı? Röportaj sırasında, son iki yıldır bazı ülkelerdeki kamu kuruluşlarının ve risk almayı sevmeyen uzmanların olaya yaklaşım biçimleri ve kafa karışıklığı yaratan söylemlerinden de bahsediliyor. Ortalıkta en çok dolaşan ifadelerden bazıları şöyle: neredeyse sıfır risk, gerçeğe yakın sıfır risk, kısmen sıfır risk, göz ardı edilebilir sıfıra yakın risk vs.vs. Bu söylemlerin bilimsel olmadığını ve bilimsel yaklaşımlarla aynı kefeye asla konulamayacağını belirten Fauci, bilim insanlarından her zaman duymayı umduğumuz netlik ve objektif bir yaklaşımla, kanıtlarla desteklediği bir cevap veriyor: ''RİSK SIFIR!'' Bu ifade Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan’ın net kanıtıdır. Dr. Fauci devam ediyor: “Umarım ne demek istediğimi anlatabiliyorumdur. Göreceli risk bağlamında, hayat kaliteniz ve tedaviye uyumunuzla doğru orantılı olarak, risk sıfırdır!” Dr. Fauci’nin kampanyayı ve arkasındaki bilimsel gerçekleri cesaretle sahiplenen bizim gibi aktivistler için cesaret verici bu sözleri elbette çok önemli. Fakat aynı paragraftaki bir başka önemli detayın altını çizmek de aynı oranda önemli; ‘’hayat kaliteniz ve tedaviye uyumunuzla doğru orantılı olarak...'' Yani tedavinin gereklerini harfiyen yerine getirmek, uzman hekiminizin tedavi yönerge ve tavsiyelerini takip etmek, ‘nasılsa tedavi işe yarıyor’ gibi boşvermeye yatkın bir anlayışı asla benimsememek gibi basit bir alışkanlık edinmek konusunda istekli değilseniz, B = B’nin sıfır risk daveti maalesef sizin için değil. Toplum sağlığına yönelik mesajlar Röportaj sırasında, B = B hakkında yazılmış yüksek etkileşimli tweetlerden biri de konuşuluyor. Tweet’de geçen ifade şöyle; “Eğer bir bireyde HIV belirlenemeyen seviyedeyse, bu bireyin başkalarına HIV bulaştırması riski sıfırdır.” Tweeti şu soru takip ediyor: “Eğer bu tweette belirtilen şey gerçeğe dayalı ise ve toplum sağlığını korumaya yönelik atılmışsa, tartışmasız kesinlikte bir bilgidir diyebilir miyiz?” Soruya Dr. Fauci’nin yanıtı; ‘’İspat noktasına defalarca geri dönmek istemiyorum. Söylediğim şeyin arkasındayım. Bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla, tekrar söylüyorum, bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla, o bilgi kesinlikle doğru bir bilgidir. Eğer toplum sağlığına yönelik bir mesaj oluşturuyorsanız ve bunu laf olsun diye yapıyorsanız, o mesaj ilgili topluma, hedef kitleye asla ulaşmaz. Bu sebeple, konuştuğumuz konuyu göreceli risk bağlamında değerlendirip, hayat kaliteniz ve tedavi uyumunuza doğru orantılı olarak, risk sıfırdır demeliyiz.” “Bilim insanları “risk sıfırdır” ya da vb. şeyler söylemek konusunda ketum davranırlar. Diğer bir deyişle hiçbir şey %100 etkili ve %100 risksiz değildir. Ancak bu noktada takılıp kalırsanız, işte tam orada kafa karışıklığı yaratmış olursunuz” “Riskin sıfır olduğu bir dünyada yaşamak imkansızdır, ancak bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla olaya yaklaştığımızda, eğer siz hayatınızı nasıl yaşadığınızı, neler yaptığınızı, ne kadar kaliteli ve kendinize değer vererek yaşadığınızı biliyor ve bunu aynı şekilde cinsel hayatınızda da uyguluyorsanız, pardon ama burdaki risk tam olarak nedir? Bu yüzden de, tekrar söylüyorum, çalışmaların sonuçları objektif olarak incelendiğinde görüyoruz ki bulaş riski sıfır. Endişlenmeyi bırakın artık!'' #BeşittirB sloganıyla, HIV alanında değişim ve dönüşümü yaratmayı hedefleyen Tedaviye Erişim Kampanyası 2016 yılında başladı ve kısa sürede global bir HIV harekete dönüşerek 2017 yılının en önemli HIV olayı seçildi. Kampanyaya ilk günlerinde dahil olan ve o günlerde aldığı eleştirileri tüm yayın ve sunumlarında olduğu gibi bilimsel kanıtlarla yanıtlayan Kırmızı Kurdele İstanbul ise, mesajın öncelikle Türkiye HIV çevresinde yaygınlaşması ve benimsenmesi için yaptığı çalışmalardan kısa sürede aldığı sonuçlarla, kampanyanın global sözcülerinden biri olmayı da başardı. 2017 yılının HIV bilimi alanındaki en büyük konferansı olan IAS 2017 Paris’te, 75 ülkeden 575 üye organizasyon adına ana sahneden dünya HIV çevresine hitaben bir konuşma yaptığımız kampanyanın direktörü Bruce Richman’ın Kırmızı Kurdele İstanbul hakkındaki görüşleri için aşağıdaki videoyu izleyin. Verilen mesaj çok net! Sonuç olarak, soru da , yanıt da, verilen mesaj da net. İlk günlerden bu yana HIV üzerinde çalışan, hatta virüsü keşfedenlerden biri olan, uluslararası saygınlığını bir de Nobel ödülüyle perçinleyen bir biliminsanı, risk nedir sorusuna yüzlerce keredir verdiği cevabı bu kez tartışılmayacak bir netlikte tekrarlıyor; RİSK SIFIR! Bu netliğe ve kanıtlara rağmen, HIV ile yaşayan bireyleri potansiyel tehlike olarak görmeye devam eden herkes ve HIV pozitiflerin maruz bırakıldığı ayrımcılığı bitirmeye olanak veren bu güçlü kampanyayı sahiplenmeyen kuruluşlar, gelecekte pek de iyi hatırlanmayacaklar. Fakat biz umutlıuyuz. Ulusal ve uluslararası düzeyde yapılacak ısrarlı çalışmaların devam etmesiyle, yanlış bilgiye dayanarak hareket edenlerin de bu güçlü kanıtlara ikna olması kaçınılmaz. Her ne kadar değişim zor, HIV pozitif bireyleri ötekileştirmek/suçlu ilan etmek kolaysa da, çok yakında onlar da HIV konusunda uluslararası bilinirliliğe, saygınlığa hatta nobele sahip bu bilim insanının ve diğerlerinin görüşlerine mutlaka kulak vereceklerdir. B = B hakkında detaylı bilgi için burayı, B = B önyargıyı ve ayrımcılığı da önler mi başlıklı inceleme yazımız için burayı, B = B broşürümüz burayı hemen tıklayın. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • HIV hakkında her şey ve HIV'in doğrusu için Kırmızı Kurdele İstanbul ile ''HIV söyleşileri''

    *Türkiye'nin en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı olan Kırmızı Kurdele İstanbul sizlerle HIV'e dair söyleşiyor, üretilen kent efsaneleri, dedikoduları 38 yıldır bitmek tükenmek bilmeyen HIV hakkında her şeyi konuşuyor ve HIV'in doğrusunu anlatıyor. 2017 yılında başladığımız ve sadece İstanbul'da değil, KKTC dahil 20'yi aşkın noktada 100'e yakın kez uyguladığımız HIV söyleşileri yoğun taleple devam ediyor. Fakat bunu tek taraflı aktarımlara dayanan ve sunucu-dinleyici gibi bir ayrım koyan formatlar yerine herkesin, her şeyi, her an rahatça sorabilmesine, bilginin aktarılmasına değil anlaşılmasına olanak tanıyan bir biçim ve dilde söyleşerek, yani hep 'birlikte' yapıyoruz. Kanıt temelli aktivizm anlayışıyla, Dünya'nın pek çok yerindeki konferansları ve bilimsel HIV çalışmalarını düzenli takip ederek kendini sürekli güncelleyen ve kısa sürede *Türkiye'nin en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı olan Kırmızı Kurdele İstanbul ile HIV hakkında söyleşmek, HIV'in doğrusunu konuşmak istiyorsanız ayrıntılı bilgi ve etkinlik talepleri için; events@kirmizikurdele.org adresine yazabilir, HIV söyleşileri afişini www.kirmizikurdele.org/posterler sayfasından indirebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu *2018 ve 2019 (Ocak -Eylül) karşılaştırmalı Alexa, SimilarWeb analizlerine göre

  • Pozitif Akademi yakında başlıyor! - Positive Academy is starting soon!

    -English below- Pozitif Akademi yakında başlıyor! Üzerinde bir yıla yakındır çalıştığımız ‘Kırmızı Kurdele İstanbul Pozitif Akademi’ yakında başlıyor. Kırmızı Kurdele İstanbul gibi projelerini durum ve ihtiyaç analizlerine göre oluşturan bir STK için tüm projeler önemlidir. Fakat üzerinde bir yıla yakındır çalıştığımız Pozitif Akademi, kendisini diğerlerinden farklı kılan özellikleriyle biraz daha önemli bir proje. Pozitif Akademi, farklı hedef grupları için oluşturulmuş farklı içeriklerin, bu grupların ihtiyaç ve bilgiyi benimseme alışkanlıklarına göre Kırmızı Kurdele İstanbul tarafından oluşturulmuş yeni bir model.Tüm hedef grupların HIV bilgisi, bilgiyi kullanma yetenekleri ve bilgi temelli aktivizm kapasitelerinin geliştirilmesini hedefleyen Pozitif Akademi, yurtiçi ve yurtdışından konunun uzmanlarını, deneyimli aktivistleri de ağırlayacak. HIV konusuna ilgi duyan herkesin dahil olabileceği Pozitif Akademi hakkında detaylar, gelişmeler ve katılım başvurusu için Kırmızı Kurdele İstanbul’u takipte kalın! www.kirmizikurdele.org www.pozitifakademi.tk #hivhakkindahersey #hivindogrusu Positive Academy is starting soon! After one year long study on the project, 'Red Ribbon Istanbul’s Positive Academy' is starting soon. Of course, all the projects are very important for an NGO like Red Ribbon Istanbul which produces its projects regarding the situation and needs analysis. But Positive Academy that we’ve been studying on for last a year is a bit more important than rest of the projects with its unique features. Positive Academy is a new model of education produced by Red Ribbon Istanbul with different contents for different target groups specifically according to the needs and the way of learning of those groups. Positive Academy targets on developing basic HIV information, ability of using information and information based activisim capacity of all the target groups and will be hosting local and international experienced experts in the sessions. Also anyone interested in HIV will be able to apply to join the session. Keep following Red Ribbon Istanbul for details about Positive Academy! www.redribbonistanbul.tk www.positiveacademy.tk #allabouthiv #hıv #aids #HIVhakkındaherşey #ücretsizhivtesti #pozitifakademi #KırmızıKurdeleİstanbul #HIVtedavisi2018 #hivbelitileri #aidsbelirtileri

  • Belirlenemeyen viral yük, B=B broşürümüz yayında

    Bir #hivbilgisi broşürü daha yayında! HIV ile mücadelede 2017’nin en önemli mesajı seçilen*,Türkiye resmi partneri ve sözcüsü olduğumuz U=U (B=B) kampanyasının temelini oluşturan bilimsel gerçekleri her zamanki gibi, uluslararası işbirliğiyle, kolay anlaşılır bir dille ve grafiklerle anlatan 'Temel bilgiler - Belirlenemeyen viral yük' isimli yeni #hivbilgisi broşürümüze www.kirmizikurdele.org/yayinlar adresinden erişebilirsiniz. Diğer tüm #hivbilgisi broşürlerimiz gibi 'Temel bilgiler - Belirlenemeyen viral yük' #hivbilgisi broşürü de kişisel imkanlarla baskıya uygun olarak hazırlandı. B=B hakkında daha fazla bilgi için www.kirmizikurdele.org/besittirb Belirlenemeyen=Bulaştırmayan önyargı ve ayrımcılığı da önler mi? başlıklı #hivbilgisi makalemiz için www.kirmizikurdele.org/single-post/besittirbayrimcilik diğer #hivbilgisi broşürlerimiz için www.kirmizikurdele.org/yayinlar adreslerini ziyaret edebilirsiniz. Kırmızı Kurdele İstanbul #hivhakkindahersey #hivindogrusu *The Lancet, Kasım 2017 #hıvhakkındaherşey #UequalsU #BesittirB #hivtesti #hivbelirtileri #HIVtedavisi2018 #PrEP #aids #hiv #cantpassiton

  • Harika bir #hivbilgisi broşürü daha

    Tabi ki Kırmızı Kurdele İstanbul'dan! Üzerine logomuzu koymasaydık bile kimin yaptığını hemen anlayacağınız yeni bir #hivbilgisi broşürü daha yayında. Çünkü hem pratik ve kolay anlaşılır, hem güzel tasarlanmış, hem de uluslararası işbirliğiyle. Yani tam Kırmızı Kurdele İstanbul'a göre! Dünyanın en saygın HIV bilgisi sağlayıcılarından olan ve uluslararası partnerlerimizden biri olmasıyla daima övündüğümüz, İngiltere merkezli HIV I-Base işbirliğiyle Türkçe'ye kazandırdığımız bu cep kitapçığı, HIV tedavisi (ART) kullanımıyla ilgili pratik ve kulanışlı bilgiler içeriyor. Yapmanız gereken tek şey www.kirmizikurdele.org/yayinlar sayfasına gitmek, ART cep kitapçığı broşürünü PDF olarak indirmek ve A4'e çıktısını alıp, katlayıp cebinize koymak. Gerçekten de bu kadar bu basit. Tam da ilk günden beri söz verdiğimiz gibi; güncel ve doğruluğu bilimsel olarak ispatlanmış #hivbilgisi'ni, kolay anlaşılır bir dille aktarmak! Yani Kırmızı Kurdele İstanbul tarzıyla! www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu #HIV #HIVtesti #hivbelirtileri #hivtedavisibulundumu #aids #elisatesti #IBase #KırmızıKurdeleİstanbul #hıvkitapçık #artbroşür

  • Yoksa siz hala sırf HIV pozitif olduğu için insan dışlayanlardan mısınız?

    Yayına hazırlayan: Arda Karapınar Ayrımcılık hakkındaki bu #hivbilgisi yazımıza HIV hakkında herkes duyana kadar tekrar etmekten bıkmayacağımız iki iyi haberlerle başlayalım; Bir; Günümüzde, eğer erken bir aşamada HIV tanısı aldıysanız, kesintisiz bir HIV tedavisine erişebiliyorsanız ve tedavi uyumunuz tam ise ömür beklentiniz HIV taşımayan birinin beklentisi ile tamamen aynı seviyededir. İki; HIV tedavisi sizi Belirlenemeyen seviyeye ulaştırdıysa (ki ulaştırır!) HIV’i cinsel yolla bu laş tır maz sı nız! 80’lerde HIV tanısı almak, yüzünüze ölüm fermanı okunması ve vasiyetinizi yazmaya davet edilmek demekti. Yukarıda ve her fırsatta tekrar tekrar hatırlattığımız bu gelişmeleri, 80’lerin karanlık tablosu ile kıyaslarsak, oldukça iç açıcı ve umut verici bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu herkes söyleyebilir. Peki tüm bunlara rağmen nasıl oluyor da neredeyse 40 yıldır ayrımcılık liginin açık ara şampiyon konusu olarak kalabiliyor? Yanlış kimde, nerede? HIV pozitif olduğunu arkadaş ortamında veya bir arkadaşlık sitesi/uygulamasında söyleyebilecek kadar cesur olan az sayıdaki HIV pozitif, sırf bu yüzden reddedilmekten ifşa edilmeye, dışlanmaktan, tehdit edilmeye kadar pek çok çirkin davranışa maruz kalıyorlar. Tıp bilimindeki aksini gerektiren tüm gelişmelere rağmen, HIV pozitifler bugüne kadar hiç karşı karşıya kalmadıkları sıklık ve sertlikte ayrımcılıkla muhatap durumdalar. Abarttığımızı mı düşünüyorsunuz? Bir arkadaşlık sitesinde profil açıp açıklamalar kısmına ‘Ben HIV pozitifim’ yazmayı ya da birkaç arkadaşınızla birlikteyken ''geçen gün test yaptırdım. HIV pozitif mişim’' demeyi deneyin. Sonuçları bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız. Damgalama (stigma) gerçekte kime zarar veriyor? HIV’e ilişkin damgalama ile mücadele etmek, sadece HIV pozitif arkadaşlarınızın sırtını sıvazlayıp ‘ilaçlarını alıyor musun’ türünden sorular sormakla olmuyor. Aklı başında ve HIV bilimindeki muazzam gelişmelerin farkında olan biri olarak ‘ben HIV hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü karamsar bir konu’ dediğinizde sadece HIV’i değil, önleme araçlarını ve yollarını da konuşmuyor oluyorsunuz. HIV’i bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olarak işaret ettiğimizde ise, hali hazırda HIV’le yaşamakta olan insanları hiç farkında olmadan kara bir deliğe göndermiş oluyoruz. HIV’in bir fobi olarak ele alındığı küçük topluluklarda ya da arkadaş çevrelerinde olan insanlar ‘ya testim pozitif çıkarsa’ korkusuyla test yaptırmayı sürekli erteliyorlar. Böyle olunca da (eğer pozitiflerse) etkili bir tedaviye erişmekten ve hayatlarına aynen devam etmek şansından mahrum kalıyorlar. Çözüm çok mu zor? Değil! Gerçekten değil. Yeni HIV enfeksiyonu sayılarını azaltmak için, hepimizin yapması gereken şeyler çok, çok çok, basit; damgalama ve ayrımcılıktan vazgeçerek, HIV’i rahatça konuşmaktan çekinmemek ve Kırmızı Kurdele İstanbul gibi güvenilir kaynaklardan öğrendiğiniz bilgileri kullanarak insanları test yaptırmaya cesaretlendirmek. HIV’le ilgili farkındalık kampanyalarının mezar taşları, tabutlar ve benzerleri ile yapıldığı günler çok geride kaldı. Bugünün kampanyaları aşktan, sağlıklı uzun ömürlerden bahsediyor ve aynı şeyi vurguluyor; HIV belirlenemiyorsa, bulaşmıyor! Bilimsel gerçekler bunları söylüyor. Cehalet, önyargı ve korku ise sadece bugün değil, muhtemelen bundan 30 yıl sonra bile aynı kırık plakları tekrar ediyor olacak. Önemli olan, sorumlu bir birey olarak sizin hangi yolu seçeceğiniz. Çünkü damgalama ve ayrımcılık, sadece HIV ile yaşayan insanlara değil hepimize, hatta bugün hiç çekinmeden bir başkasını damgalayanlara da zarar veriyor. www.kirmizikurdele.org #hivindogrusu *Yararlanılan yazı bağlantısı

  • Kırmızı Kurdele İstanbul Avrupa PrEP zirvesinde

    Uluslararası HIV gündemi için Kırmızı Kurdele İstanbul'u takip edin! Türkiye'nin en saygın HIV aktivizm kuruluşu Kırmızı Kurdele İstanbul Avrupa PrEP zirvesinde. 9 - 10 Şubat'ta Hollanda'da gerçekleşecek olan zirveyi, HiV gündemini Türkçe takip etmek isteyenler için izliyoruz. Zirveden haberler için @redribbon34 ve @PrEPinEurope Twitter hesaplarını ve #PrEPinEurope etiketini takip edebilirsiniz. #kirmizikurdeleistanbul #hivhakkindahersey #hiv #aids #hivtesti #aidstesti #hivbelirtileri #aidsbelirtileri #prep #hivtedavisi

  • B eşittir B, Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan önyargı ve ayrımcılığı da önler mi?

    Öncü imzacılarından ve sözcülerinden biri olduğumuzu söylemekten gurur duyduğumuz, 2017 yılının en önemli küresel HIV olayı olan B eşittir B kampanyası ve kampanyanın mesajı Türkiye'de geniş yankılar uyandırmaya devam ediyor. HIV bilimindeki bu muazzam gelişmenin etkilerini artık sadece HIV ile yaşayan bireyler arasında değil, kampanya bildirisini duyurduğumuz ilk günlerde çeşitli negatif geri bildirimler aldığımız doktor/uzman grupları üzerinde de görmek mümkün. Bu etkinin en elle tutulur göstergelerinden biri olarak Türkçe versiyonu Ege Üniversitesi HIV/AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi (EGEHAUM) tarafından tarafından yayınlanan HIV tedavi bülteni için hazırladığımız ve derginin Aralık 2017 sayısında yayınlanan bu #hivbilgisi yazısını paylaşmak istiyoruz.. Kampanyanın kısa tarihçesi, Kırmızı Kurdele İstanbul'un kampanyadaki öncü rolü ve 2017 etkilerinin yanı sıra, geleceğine ilişkin notlar da paylaşılan bu keyifli #hivbilgisi yazısını aşağıda, bültenin tamamını bu linkte okuyabilirsiniz. İyi okumalar. B eşittir B, Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (UequalsU) önyargı ve ayrımcılığı da önler mi? Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi Aktivisti Yayın tarihi: Ocak 2018 B=B temeline sağlam bilimsel delilleri alan basit fakat çok önemli bir kampanyadır. HIV ile yaşayan bireylerin uzun ve sağlıklı yaşayabileceklerini, çocuk sahibi olabileceklerini ve başkalarına HIV bulaştırmaktan asla endişelenmemeleri gerektiğini bildiren bu kampanya, hem HIV pozitif bireylerin hem de onların yakınlarının bu gerçekleri anlamalarını sağlayarak kamuoyunu etkilemekte başarılı olmuştur. CDC’nin resmi olarak kampanyanın temelindeki bilimsel gerçeklerin arkasında durması ise kampanyayı HIV ile mücadelede 2017’nin en önemli mesajı haline getirmiştir. The Lancet (Kasım, 2017) 2016 yılının ilk aylarında Amerikalı bir aktivist grup tarafından başlatılan bir kampanya olan Prevention Access Campaign [1], kısa sürede küresel bir aktivizm hareketine dönüşerek tarihi bir bilimsel gelişmenin altını çizerken, HIV pozitif bireylerin önyargısız ve eşit bir hayat sürdürebilme umutlarını da tazeledi. Geçtiğimiz yıl aralarında UNAIDS [2], CDC [3], ECDC [4] gibi kurumların da olduğu dünya çapında yüzlerce kurum, viral yük antiretroviral tedavi (ART) kullanımına bağlı olarak belirlenemeyen seviyeye indiğinde, HIV bulaşı gerçekleşmeyeceğini vurgulayan bu tarihi bildiriyi onayladılar. Düzenli ART kullanımının bulaş riskini azaltmaya yönelik etkisi çok uzun süredir tartışılıyordu; ancak geçişin tamamen durdurulabildiğinin bilimsel olarak vurgulanması yepyeni bir perspektif. HIV ve kanser araştırmaları ile 2008 yılında Nobel ödülü kazanan Dr. Anthony Fauci’nin [5] ‘’Bilim insanları, olası bir riskten bahsederken, “asla yoktur” gibi kelimeleri kullanmayı hiç sevmezler. Fakat bence bu sefer, düzenli ART kullanan ve belirlenemeyen viral yüke sahip olan bir HIV pozitif bireyden HIV bulaşı gerçekleşmesi riskinin ölçülemeyecek kadar düşük olduğunu ve bunun da onların bulaştırıcı olmadıkları anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Bu, bilimsel olarak çok kuvvetli kanıtlara dayanan ve bahsettiğimiz şeyin gerçek bir olgu olduğuna güvenmemizi sağlayan, alışılmadık bir durumdur’’ sözleriyle onayladığı bu bilimsel gerçek, küresel HIV gündeminin popüler konularından biri olmaya devam ediyor. Alışkın olmadığımız biçimde Türkiye HIV komünitesi ve aktivistlerin de ön saflarında etkin rol oynadıkları, uluslararası HIV aktivizminin en büyük başarılarından biri olan bu kampanya, 2017 yılının ‘HIV ile yaşayan bireylere yönelik en iyi medya kampanyası’[6] ödülünü de kazandı. -Peki Belirlenemeyen=Bulaştırmayan bildirisi tam olarak ne söylüyor? Bildiri HIV bilimi alanındaki muazzam gelişmelerin bulaşı önlemede eriştiği noktayı, saygınlığı tartışılmayacak dünya çapındaki hekimlerin onaylarıyla duyururken, geçmişin negatif ve kapalı dilinin doğurduğu sonuçlara da vurgu yaptı. Bu dile dayalı yanlış politik kararların sadece ayrımcılık ve önyargıyı körüklemeyip, ayrıca dünya üzerindeki pek çok insanın doğru HIV tedavisine ve dolayısıyla belirlenemeyen seviyeye erişmesini engellediğinin altını çizen bildiriye destek veren ilk kurumlardan biri olan NAM-AIDSmap’ın [7] üst düzey yöneticilerinden Matthew Hudson’ın açıklaması ise şöyle; ‘’Partnerinden HIV ‘kapacak’ olma korkusunun tek fonksiyonu HIV ayrımcılığını körüklemektir. Bu yüzden de ‘Belirlenemeyen = Bulaştırmayan’ mesajı, duyulması ve anlaşılması gereken önemli bir mesajdır. KONDOM KULLANIMI, cinsel yolla bulaşan tüm enfeksiyonlardan KORUNMA KONUSUNDA HALA ÖNEMLI BIR ROL OYNUYOR; fakat sadece HIV bakımından düşünüldüğünde, eğer viral yük belirlenemeyen düzeyde ise HIV bulaşının önlenmesi amacıyla kullanılmasına gerek olmadığı söylenebilir. Virüs ile yaşayanların birçoğu sadece cinsel değil aynı zamanda toplumsal ret ile de yüz yüze kalıyorlar. Hatta bazı ülkelerde, bulaş riskinin düşüklüğüne bakılmaksızın, HIV durumunu gizleyip cinsel ilişkiye girmek suç kabul ediliyor. Bulaş riski ve yolları konusundaki cehalet, bireyleri örneğin dövme yaptırmak ve hatta sağlık hizmetlerine erişimden bile mahrum bırakabiliyor. Cinsel yolla bulaşan başka hiçbir enfeksiyon, toplumda bu tarz bir korkuya neden olmadı.’’ Paris: Dönüm Noktası Bu yaz Paris’te gerçekleşen 9. Uluslararası AIDS Derneği HIV Bilimleri Konferansını (9th International AIDS Society Conference on HIV Science-IAS) [7] takip edenler, sadece HIV bilimi ve aktivizmi için değil aynı zamanda Türkiye HIV aktivizmi açısından da bir dönüm noktasına tanıklık ettiler. Konferansın son günü Dr. Anthony Fauci’nin Belirlenemeyen = Bulaştırmayan kampanyası hakkındaki basın toplantısının ardından ana sahneyi ‘işgal eden’ uluslararası HIV aktivistleri, kampanyanın temelinde yatan şeyin sadece güçlü bilimsel kanıtlar değil, en az o kanıtlar kadar güçlü karakterler ve hikayeleri olduğunu, dünyanın her yerinden Paris’e gelen katılımcılara duygusal bir biçimde gösterdiler. Kampanya adına konuşan ilk sözcü olan aktivist Arda Karapınar, EECA (Doğu Avrupa ve Merkez Asya) bölgesinde yaşayan bireylerin maruz kaldıkları eşitsizliklerden de bahsettiği konuşmasını ''Elimizde virüs yükü Belirlenemeyen düzeye baskılanmış bireylerin virüsü bulaştırmadıklarına dair yeteri kadar kanıt var. Bu kanıtlara göre ise, HIV pozitif bireyleri ayrımcılığa maruz bırakmanın akla uygun hiçbir yanı yok” sözleriyle tamamlayarak, bu noktadan sonra üzerinde durulması gereken temel noktanın ayrımcılık olduğunun altını çizdi. Bu konuşmadan sonra söz alan, kampanyanın yaratıcısı Bruce Richman ise, tüm güçlü bilimsel kanıtlara rağmen maruz bırakıldığı ayrımcı tutumların, bu çapta bir uluslararası kampanyaya dönüşmesinin hikayesini anlattığı konuşmasını çok basit, basit olduğu kadar da sarsıcı bir temel gerçeğe vurgu yaparak tamamladı; “HIV pozitif bireyleri suçlu ilan etmekten ve kontrol etmeye çalışmaktan vazgeçmeli ve artık onlara güvenmeye başlamalıyız”. Uluslararası HIV aktivizminin Paris’te yarattığı bu etkinin sadece duygusal bir zeminde ilerlemediğini, UNAIDS, IAS, CDC, ECDC gibi önemli kurumların kampanya bildirisine onaylarının yine Temmuz ayında geldiğini hatırlarsak, Paris’in neden bir dönüm noktası olduğunu daha iyi anlayabiliriz. -Türkiye’de B eşittir B Türkçe adıyla B eşittir B (Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan) kampanyası Türkiye’de , kampanyanın öncü imzacılarından ve uluslararası sözcülerinden olan Kırmızı Kurdele İstanbul’un öncülüğünde sürdürülüyor. Kampanyanın ilk imzacılarından ve sözcülerinden olan Kırmızı Kurdele İstanbul, sadece Türkiye’de yaptığı Türkçe yayınlarla ve sunumlarla değil, Kıbrıs, Ukrayna, Sırbistan gibi ülkelerde yaptığı sunumlarla da kampanyanın güçlü mesajının, bölgede daha çok insana ulaşması için çalışıyor. Kırmızı Kurdele İstanbul’un B=B kampanyasına imza koyarken yaptığı açıklama (8) şöyle; “Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, cinsellik hakkında konuşmanın dahi yüksek düzeyde tabu sayıldığı bir toplumda HIV aktivizmi yapıyoruz. Bu yüzden virüsü baskılanmış HIV pozitif bireylerin de normal bir cinsel yaşam sürdürebileceğine ilişkin tüm bilimsel kanıtlar bizim için çok önemli. Çünkü HIV pozitif bireylerin aldığı açık ya da üstü örtük tüm mesajlar, onların ötekiler için tehlikeli olduğu yönünde. Oysa özellikle son iki yılda gelen araştırma sonuçları, başarılı bir tedavinin bulaş riskini, yok düzeyine indirdiğine ilişkin güçlü kanıtlar sunuyorlar. Uluslararası güncel HIV bilgisinden hareketle yerel düzeyde aktivizm yapan bir sivil toplum kuruluşu olarak bu bilgileri paylaşıyor ve ekliyoruz; korunma eyleminin, tüm diğer olasılıklar göz önünde bulundurularak sürdürülmesi hala önemli! Fakat bir diğer önemli şey ise, korunma eyleminin iki taraflı bir karar gerektirdiği ve tüm sorumluluğun HIV pozitif bireye yüklenmesinin, HIV’e ilişkin bir başka önyargı olduğunun kabul edilmesidir. Bu yüzden, HIV pozitif bireyleri kendileri ve bedenleriyle barışık ve kendilerine daha güvenli hale getirecek bilimsel kanıtları mutlulukla karşılıyor, birlikte hareket çağrısı yapan tüm uluslararası bildirileri cesaretle imzalıyoruz.” -Kampanyanın bilimsel temelleri Belirlenemeyen=Bulaştırmayan kampanyasının temelinde Swiss Statement [9], HPTN052 [10], PARTNER [11] gibi önemli bilimsel çalışmalar bulunuyor. Virüsü ART kullanımına bağlı olarak belirlenemeyen düzeye baskılanmış HIV pozitif bireylerin virüsü bulaştırmadıklarını kanıtlayan çalışmaların geniş bir listesi HIV tedavi bülteni'nin aynı sayısının “Belirlenemeyen=Bulaştırmayan için kanıtlar: ihmal edilebilir düzeyde risk neden sıfır risktir?” makalesinde bulunmaktadır. -Kampanyanın geleceği Bir bildiri olarak başlayıp, iki yıldan kısa sürede küresel bir aktivizm hareketine dönüşerek tarihi bir başarıya imza atan B eşittir B kampanyasının işi elbette burada bitmiyor. Bildirinin ana mesajının saygın otoritelerce kabul edilmesinin ardından, mesajı yerelde çoğaltacak aktivistler için eğitim programları oluşturacak olan kampanya 2018’de Amsterdam’da gerçekleşecek AIDS konferansında yeni ve daha büyük bir etki için hazırlanıyor. HIV bilimi ve HIV aktivizminin eriştiği bu önemli eşiğin, HIV pozitif bireylerin hayatları boyunca maruz kaldığı anlamsız önyargı ve ayrımcılığı durdurmaya yetecek bir kapı açıp açmayacağı ise HIV alanında çalışan her bir bireyin destek ve çabalarına bağlı. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey 1- www.preventionaccess.com 2- Birleşmiş Milletler AIDS programı - www.unaids.org 3- ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri – www.cdc.gov 4- Avrupa Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi – www.ecdc.europa.eu 5- Anthony S. Fauci, Tıp Doktoru, Direktör, NIAID*, NIH** NAM Aidsmap (Temmuz, 2017) *NIAID: National Institute of Allergy and Infectious Diseases / Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü (ABD). NIH: National Insititute of Health / Ulusal Sağlık Enstitüsü (ABD). 6- https://www.poz.com/article/poz-awards-2017-winners 7- International AIDS Society – www.ias.org 8 - https://www.kirmizikurdele.org/besittirb

  • Riskleri en aza indirmek - Daha güvenli seks

    Kırmızı Kurdele İstanbul'un ilgiyle takip edilen, her biri merakla beklenen #hivbilgisi yazılarında bu kez, HIV'e ilişkin tüm şüphelerin temelinde yatan faktörü ele almak, bazı basit bilgiler ve tavsiyeler paylaşmak istedik. Hangi koşullarda altında gerçekleşen temaslar daha az riskli ya da daha güvenli sayılır? Riskler nasıl en aza indirgenir? Daha güvenli seks nedir? Tamamlayıcı bilgiler olarak HIV bulaş ve korunma yolları ve çeşitli temas biçimlerine göre risk oranları için ise HIV hakkında her şey bölümümüzü ziyaret ederek, ilgili yazıları okuyabilir, aklınıza takılan tüm sorular içinse Türkiye'nin ilk ve en donanımlı Online HIV danışmanlığı servisimize danışabilirsiniz. Daha fazla insanın doğru ve güncel #hivbilgisi'ne ulaşması için yazılı ve görsel tüm içeriklerimizin paylaşıma açık olduğunu ve HIV'e ilişkin önyargı ve ayrımcılığın sizin desteğiniz olmadan bitmeyeceğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. İyi okumalar. Riskleri en aza indirmek - Daha güvenli seks Cinsel ilişki kaynaklı HIV bulaşısı risklerini en aza indirmek hakkında yapılan tüm önerileri “Daha güvenli seks” başlığı altında toplamak mümkündür. Daha Güvenli seks ise birçok anlama gelebilen bir terimdir; • İçeriğinde HIV bulundurması mümkün olan vücut sıvılarının paylaşımından/aktarımından kaçınmak. • Tedbir amaçlı vajina veya penis kondomu kullanmak. • HIV bulaşışını önlemede önerilen ilaçlardan kullanmak (PrEP-PEP) • Cinsel partnerlerin sayısını azaltmak. • Alkol ve kimyasal madde kullanımını azaltmak. Alkol ve kimyasal maddele sağlığa zararlarının yanı sıra, karar verme yetisini etkileyebilirler. Aslında daha güvenli seks, genellikle bu yaklaşımların birkaçının birlikte kullanımını içerir. Fakat düşük riskli olarak tanımlanan bir cinsel davranış sonrasında bile, HIV statünüzden emin olmanın tek yolu test olmaktır. Ayrıca eğer cinsel yolla bulaşan başka bir enfeksiyon geçiriyorsanız, HIV testi yaptırmanız da önerilir. Harici kondomlar (Penis kondomları) Yapılan çok çeşitli araştırmaların sonuçlarına göre lateks veya poliüretandan yapılmış kondomlar HIV’e karşı etkili korunma sağlarlar. Kondom kullanımının arkasındaki mantık oldukça açıktır: Kondom cinsel organı tam olarak örterek meni ve vajinal sıvı gibi cinsel sıvıların transferina karşı bariyer oluşturur ve HIV’in bulaşmasını önler. Laboratuvar çalışmaları ile bu yöntemin geçerliliği ve güvenilirliği desteklenmiştir. Bu çalışmalar, içeriğinde HIV bulunan solüsyonların kondomun içine yerleştirilmesi ile gerçekleştirilmiştir. Lateks ve poliüretandan üretilen kondomlarda HIV’in bu kondomlardan geçemediği gözlenmiştir. Benzer diğer çalışmalar ile lateks ve poliüretan kondomların, genital herpes (HSV) ve hepatit B (HBV) gibi cinsel yolla bulaşan diğer viral enfeksiyonlara karşı önlem sağladığı gözlenmiştir. Hayvan derisi gibi doğal maddelerden yapılmış kondomların ise birçok virüse karşı etkili önlem sağlamadığı görülmüştür. Bir laboratuvar çalışmasında HIV’in kuzu derisinde bulunan mikroskobik deliklerden geçtiği gözlenmiştir. Genital herpes (HSV) ve hepatit B (HBV) üzerinde yapılan çalışmalar da benzer sonuçlar ortaya koymuştur. Sonuç olarak hayvan derisinden üretilen kondomların geçirgenliğinin daha yüksek olduğu kanıtlanmıştır. Birçok epidemiolojik araştırma -partnerlerden birinin HIV ile yaşadığı ve diğer partnerin HIV negatif olduğu gözlemsel araştırmalar- kanıtlamıştır ki devamlı lateks veya poliüretan kondom kullanımı HIV’in aktarılmasına karşı yüksek koruma sağlamaktadır. Kondom kullanımında asıl dikkat edilmesi gereken nokta, kondomun doğru biçimde ve temas boyunca sürekli kullanılmasıdır. Kondomun doğru kullanılmaması, kondomun çıkmasına veya yırtılmasına sebep olarak virüse karşı koruma kapasitesine azaltabilir/yok edebilir. Düzensiz kullanımı (birkaç sefer dahi olsa vajinal veya anal birliktelikte kullanımının atlanması) virüsün aktarımı ile sonuçlanabilir. Poliüretan kondomlar, latekse karşı alerjisi olan kişiler için etkili ve güvenli alternatiflerdir. Poliüretan kondomları inceleyen altı çalışmadan üçü, poliüretan kondomların yırtılması ve çıkması durumunun lateks kondomlarla ayni oranda ve nadiren gerçekleştiği, diğer üç çalışma ise poliüretan kondomların yırtılma riskinin daha yüksek olduğu bulgusuna varmıştır. Bu bulguların yanında, bu çalışmaların hepsi göstermiştir ki, devamlı ve doğru kullanıldığında Poliüretan kondomlar HIV aktarımına karşı etkili koruma sağlamaktadırlar. Dahili kondomlar (Vajina kondomları) Vajina kondomların kullanımı ilk olarak 1993 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde onaylanmıştır. Vajina kondomları, iki ucunda esnek halkaların bulunduğu esnek bir kese biçimindedir. Kapalı uçta bulunan esnek halka kondomun kaymadan durması için diyaframlarda uygulanıldığı gibi vajinanın içine yerleştirilir. Açık uç ise vulvanın dışında vajina girişinde kalır. Doğru kullanıldığında hem gebelik hem de HIV dahil cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı etkili koruma sağlar. Vajina kondomlarının anal birlikteliklerde kullanımının onaylanmamasına rağmen, bazı eşcinsel ve biseksüel erkekler bu kondomları anal birliktelikte kullanıldıklarını açıklamışlardır. Fakat yapılan çalışmalar Vajina kondomlarının anal birliktelikte kullanımının rektal kanama, rahatsızlık verme ve yanlış kullanım gibi problemlere sebep olabileceğini ortaya koymuştur. Yapılan araştırmalar aynı zamanda vajina kondomlarının penis kondomlarıyla karşılaştırıldığında doğru kullanımının daha zor olmasından dolayı daha az etkili olduklarını belirtmiştir. Kayganlaştırıcılar Lateks kondomlarla birlikte yalnızca su bazlı veya silikon bazlı kayganlaştırıcılar kullanılmalıdır. Lateks kondomlar ile yağ bazlı kayganlaştırıcıların kullanılmaması gerekmektedir. Yağ bazlı kayganlaştırıcı kullanımı dışında el ve vücut losyonları, bebek yağı, zeytinyağ, masaj yağları ve vazelin kullanımının Latekse zarar verebileceği ve kondomun ve yırtılmasına yol açabileceği kanıtlanmıştır. Bazı kayganlaştırıcılı kondomlar ve ayrı satılan kayganlaştırıcılar nonoxynol-9 adı verilen bir kimyasal içermektedir. Nonoxynol-9 spermlerin hayatta kalma sürelerini kısaltarak gebelik oluşumu ihtimalini azaltırken aynı zamanda bazı cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların riskini de azaltmaktadır. Fakat bu kimyasala alerjik reaksiyon gösterilmesi durumunda vajina ve anüste tahriş gözlenebilir. Bu durum kondomun yırtılması durumunda HIV aktarımı riskinin yükselmesine yol açar. Antiretroviral (ART) Terapi HIV tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar aynı zamanda HIV’in cinsel yolla bulaşmasını önlemek amaçlı da kullanılmaktadır. Pre-Exposure Prophylaxis (PrEP), HIV negatif bireylerin Antiretroviral ilaç kullanımı ile HIV edinme risklerinin azaltılmasında kullanılan önleyici bir yöntemdir. Post-Exposure-Prophylaxis (PEP) ise HIV ile yüksek riskli bir temas sonrası bir ay süreyle Antiretroviral ilaç kullanımı ile virüsün vücuda yerleşmesini önlemek amaçlı uygulanan bir yöntemdir. Korunma Amaçlı Tedavi (TasP- Treatment as Prevention) ise HIV ile yaşayan bireylerin Antiretroviral ilaç kullanımı ile viral yüklerinin belirlenemeyen seviyelere çekilmesi ve 6 ay belirlenemeyen viral yük sonrası virüsün bulaşma riskinin ortadan kalkması anlamına gelmektedir. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • HIV pozitif bireylere yönelik tedavi hizmeti beklentileri anketi

    Türkiye'de yaşayan HIV pozitif bireylerin daha kaliteli ve nitelikli tedavi hizmetlerine erişebilmeleri için bilimsel temelli çalışmalar yapmayı da hedefleyen KIrmızı Kurdele İstanbul'dan yeni ve önemli bir çalışma; HIV pozitif bireylere yönelik tedavi hizmeti beklentileri anketi Hiç bir şekilde kimliğinize ilişkin ad soyad vb. bilgi istenmeyecek olan bu kısa anketten elde edilecek veriler, Türkiye'de yaşayan tüm HIV pozitif bireylerin daha kaliteli ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişmesini amaçlıyor. Bu kısa anketten elde edilecek veriler uzman hekimlerin süpervizörlüğünde, Kırmızı Kurdele İstanbul Derneği tarafından bir rapor haline getirilerek, Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Müdürlüğü, sağlık hizmet sunucuları, sivil toplum kuruluşları ve diğer tüm paydaşlarla paylaşılacak ve HIV pozitif bireylerin tanı/tedavi aşamalarında yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik çalışmalarda kullanılacak. Ankete katılım için ad soyad vb. gerçek kimlik bilgilerinizi sormyoruz. Ayrıca, kimliğinizle ilgili başka hiçbir bilgi istenmeyecek veya kaydedilmeyecek. Türkiye'de yaşayan HIV pozitif bireylerin daha kaliteli ve nitelikli tedavi hizmetlerine erişebilmeleri için uzman hekimlerle birlikte sürdürülen bu kısa ankete hemen katılın; www.kirmizikurdele.org/anket ÖNEMSEdiğiniz için teşekkür ederiz! Kırmızı Kurdele İstanbul ekibi #hıv #wwwaidsmapcom #HIVtedavisi2018 #hivtesti #elisatesti #aidstesti #kırmızıkurdeleistanbul #hıvhakkındaherşey

  • What a year it was!

    We are about to come to the end of a year filled with the first times! Let’s have a quick look at it; It was a year that we made presentations at top-level HIV science conferences and got the international recognition and prestige, It was a year that we organized some events first time in Turkey like #redribbonweek, #redribbonparty, #redribbongala which will be well-known brands in the future, It was a year that we contributed on raising the awareness and #hivknowlegde in the society with the science based easy-to-understand pu blications and leaflets under the theme #allabouthiv, It was a year that we worked to try to give to those people a new point of view which doesn’t contain discrimination with the broadcasts, seminars and talk sessions, It was a year that we provided free and anonymous HIV testings to more than 600 people in a very short time with a smart model which its tech was used for the first time in Turkey, And it was a year that we already have started preparing innovative and creative, local and international projects. The year is ending, but the works we started with the aim of creating a more positive and more inclusive HIV language will continue accelerating. We wish a happy new year to all those counselees and followers who are the reason why we need to work harder and do better with their questions, feedbacks and support messages throughout the ending year, and wish them to keep on HEARing, PREVENTing and PROTECTing! Team Red Ribbon Istanbul www.redribbonistanbul.tk #allabouthiv

  • Ne yıldı ama!

    Türkiye’de ilklerle dolu uzun bir yılı bitirmek üzereyiz. Hızlıca bir göz atarsak; Üst düzey HIV bilimi konferanslarında Türkiye’yi temsilen konuşmalar ve sunumlar yaparak, uluslararası seviyede yüksek bilinirlik ve saygınlığa eriştiğimiz, #redribbonweek, #redribbonparty, #redribbongala gibi hepsi Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen marka etkinlikler düzenlediğimiz, #hivhakkindahersey temasıyla düzenli olarak sürdürdüğümüz, bilimsel temelli kolay anlaşılır yayınlar ve broşürlerle, toplumun genel #hivbilgisi seviyesinin yükselmesine önemli katkı sağladığımız, katıldığımız yayın, eğitim, sunum, söyleşilerle spesifik meslek grupları ve tüm bireylerin ayrımcılık içermeyen yeni ve pozitif bir bakış açısı kazanması için çalıştığımız, yine Türkiye’de ilk kez uygulanan akıllı bir modelle sürdürdüğümüz www.ücretsizhivtesti.com kampanyasıyla kısa sürede 600’den fazla bireye ücretsiz ve anonim HIV testi olanağı sağladığımız, ve daha yenilikçi, fark yaratacak yerel ve uluslararası projelere hazırlandığımız dolu dolu bir yıl geçirdik. Yıl bitiyor ama daha pozitif, daha kapsayıcı yeni bir HIV dili oluşturmak hedefiyle başladığımız çalışmalar hız kazanarak sürecek. Yıl boyunca soru, geri bildirim ve destek mesajlarıyla sürekli daha iyisini yapmak için çalışma sebebimiz olan tüm danışan ve takipçilerimize mutlu ve BİLmeye, ÖNEMSEmeye, KORUNmaya devam ettikleri bir yıl dileriz. Kırmızı Kurdele İstanbul Ekibi www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu #HIVhakkındaherşey #hivhakkindahersey #hiv #aids #KırmızıKurdeleİstanbul #HIVtesti #ücretsizhivtesti #aidstesti #PrEP #HIVtedavisi2018

  • Turkey's joint declaration for World AIDS day I 1 Aralık bildirisi; HIV çok değişti, peki ya biz?

    -English below- Bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede, HIV'e ilişkin negatif algı ve dilin iyileştirilmesi konusunda ciddi çalışmalar yapan Kırmızı Kurdele İstanbul'dan, bu yıl ilk kez duyurduğu Kırmızı Kurdele Haftasında yeni bir girişim; 1 Aralık 2017 Dünya AIDS günü ortak bildirisi. Geçtiğimiz aylarda, HIV alanında çalışan farklı kurum ve paydaşların, düzenli bir biçimde bir araya gelerek, ortak çalışmalar yapması hedefiyle 'HIV Danışma Kurulu (TKCAB)'in oluşmasına da öncülük eden Kırmızı Kurdele İstanbul'un kaleme aldığı bildiriyi aşağıda okuyabilirsiniz. Türkiye'de doğrudan ya da dolaylı olarak çalışan saygın hekim dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarının da görüş ve imzaları ile desteklediği bu bildiri, geniş katılım ve benzer hedefler doğrultusunda çalışan derneklerin güçlü ortak hedefler koymaları bakımından Türkiye'de bir ilk. Bildiride imzası olan ve Türkiye'de HIV'e ilişkin sorunların çözülmesi için katkı sunan tüm kurum ve bireylere teşekkür ediyor ve henüz imzası olmayan diğer kurumlar için bildirinin imzaya sürekli olarak açık olduğunu hatırlamak istiyoruz. 1 Aralık 2017 Dünya AIDS Günü Bildirisini okumak ve indirmek için tıklayınız (Yukarıdaki linkte sorun çıkması durumunda yedek link; bit.ly/1aralikbildirisi2017_ ) www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu Turkey's joint declaration for World AIDS day; HIV has changed; Have we? Red Ribbon Istanbul (Kirmizi Kurdele İstanbul) Association which has been strictly working on changing the negative perception of HIV and achieved improving a more positive language usage in such a short time of 1,5 years since it was found now has a new intervention on local HIV community: 1 December World AIDS Days Joint Declaration! Here you can find regarding declaration text which written by Red Ribbon Istanbul as the leading NGO which also organized the first “Turkish HIV Community Advisory Board (TKCAB)” structured from different NGOs and stakeholders working in HIV field to build cooperation in the community in previous months. This statement, signed by MD-NGOs and civil society organizations which directly or indirectly work in the field, has a unique importance to set powerful goals with wide acceptance in Turkey. Please click for Turkey's joint statement for World AIDS day 2017. Thanks to Simon Colins, I-Base for proofreading on english version www.redribbonistanbul.tk #allabouthiv #hearpreventprotect

  • Sadece bir gün yetmez ki!

    Kurulduğumuz günden beri; 'Ahlaki bir konu olarak sıkışan HIV olgusunu, toplumsal hayatın tüm alanlarında konuşulur hale getirmek ve negatif algıyı değiştirmek istiyoruz' diyoruz. İşin doğrusu, sadece bir buçuk yılda kat ettiğimiz yolun az buz bir yol olduğu da söylenemez. İlk günden beri kesintisiz sürdürdüğümüz doğru, güncel ve bilimsel temelli #hivbilgisi yayınlarının ve Türkiye'nin en donanımlı #onlinehivdanismanligi'nin ulaştığı kitle binlerle ölçülecek durumda. Yine ilk günden beri 'Türkiye HIV komunitesini Uluslararası HIV gündeminin önemli bir parçası yapmak' amacı doğrultusunda, bu alanda çalışan tüm STK'lar ve kamunun yaptığı işlerin iyi örneklerini sayısız konferans, toplantı, çalıştay vb. ortamlarda aktararak, Uluslararası görünürlük ve temsil konusunda önemli katkılar sağladık. Ve sıra, geçtiğimiz yıl Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek uyguladığımız #redribbonparty'den sonra başka bir yeniliğe geldi. HIV'i sadece bir gün konuşulan bir mesele olmaktan çıkarıp, toplumsal hayatın tüm alanlarında konuşulur hale getirmek ve negatif algıyı değiştirmek hedefimizin bir başka aracı olarak; Kırmızı Kurdele Haftası! 1 Aralık gününden başlayarak, 7 Aralık gününe kadar süren hafta boyunca sunumlar, sosyal medya etkinlikleri, çok değerli hekimlerimizin desteği ve şahsi katılımlarıyla, herkesi çok şaşırtacak ve 'Dünya'da bir benzeri hiç yapılmamış' bir etkinlik ve elbette artık gelenekselleşen, merakla beklediğiniz #redribbonparty! Çünkü 'sadece bir gün yetmez ki!' Kırmızı Kurdele Haftası ile ilgili tüm detaylar için Türkiye'nin en saygın HIV aktivizmi kuruluşu #kirmizikurdeleistanbul'u takipte kalın! Tüm sosyal medya hesaplarımız için; Facebook, Instagram, Twitter, Linkedin #bilonemsekorun #redribbonweek #redribbonweek #redribbonistanbul #hiv #aids #hivbelirtileri #hivtesti #ücretsizhivtesti #bilonemsekorun #kırmızıkurdeleistanbul #UequalU

  • ‘Acaba HIV pozitif miyim?’ sorusunun en popüler 10 konu başlığı

    Kırmızı Kurdele İstanbul kurulduğu günden bu yana, Türkiye’nin en çok başvurulan online HIV danışmanlığı aracılığıyla, HIV’in olası bulaş ve korunma yolları hakkında binlerce soru aldı. Bütün bu sorularsa size HIV bulaşıp bulaşmadığına dair endişelerinizin ne kadar da ürkütücü ve can sıkıcı olabileceğini, bize her defasında yeniden hatırlattı. Ancak gerçek şu ki; HIV, günlük hayatınızı sürdürürken yaptığınız işler ya da ilişki biçimlerinizle bulaşma ihtimali 1000’de 1 düzeylerinde olan bir virüs. Fakat bu bilimsel veriler ve güçlü kanıtlara rağmen, içinizden bazılarınızı ikna etmek hayli güç (imkansız da diyebiliriz). Yani bugüne kadar yayınladığımız tüm yazılar, sitemizin sıkça sorulan sorular bölümü, HIV hakkında her şey bölümü ya da tamamı gönüllülerden oluşan danışman ekibimizin uzman yanıtları içinize sinmiyorsa ve HIV tam olarak nasıl bulaşmazmış onu öğrenmek ve konuyu kapatmak istiyorsanız, bu harika #hivbilgisi makalemizi okumanızı ve korkularınızı sonlandırmanın en net yolu olarak HIV testi yaptırmanızı öneriyoruz. Yayına hazırlayan: Arda Karapınar 1. Öpüşmek Bize gelen soruların en popüler konularının başında, herkesin çok sevdiği ama bir o kadar da “acaba riskli bir eylem mi?” diye düşünmekten de geri durmadığı, öpüşmek geliyor. Sorunun cevabı kısa ve net; öpüşmenin yanaktan yanağa ya da dudaktan dudağa olmasından bağımsız olarak, öpüşme eylemi tek başına bir HIV riski taşımıyor (Ve hatta kapalı yaralar, yani kanaması olmayan yaralar dahi HIV bulaşısına sebep olmazlar). Öpüşmekle HIV bulaşısının mümkün olabileceği en korkutucu senaryo, ağız ya da yanak yoluyla, kan alışverişinin olduğu durumdur. Ancak bu sadece, ağzı yüzü kan-revan içerisinde olan biriyle ya da bir vampirle öpüşmekle mümkün olabilir. Ağzı yüzü kan içinde olan biriyle, HIV’e konu olacak biçimde öpüşmek isteyecek insanlar olduğunu sanmıyoruz ama bir vampirle öpüşmek isteği konusunda emin değiliz. Zira bugünlerde çok pöpülerler! 2. El sıkışmak (tokalaşmak) El sıkışmak sosyal ilişki olarak değerlendirilir ve kesinlikle HIV riski yoktur. Sizin ya da başkalarının ya da her iki tarafın da ellerinin terli ya da kirli olması ya da el derisinin soyuluyor olması veya elde kesik bulunması bu durumu değiştirmiyor. El sıkışmakta HIV riski yok. Benzeri durum, sarılmak ya da birinin sizi tırmalaması, ısırması ya da tırnaklaması için de geçerlidir. Isırık ya da tırmalama çok derinse ve kanamalı bir yara oluşturursa, küçük de olsa bir riskten bahsetmek mümkün. Böyle bir durumda, kişinin HIV pozitif olduğundan da eminseniz ilk fırsatta hastaneye ve enfeksiyon servisine giderek olası riskler hakkında hekim bilgisine başvurmanız yararınıza olacaktır. 3. Fiziksel temas Eğer bu yolla HIV ile enfekte olmak o kadar kolay olsaydı, şimdiye kadar herkes HIV pozitif olmuş olurdu! Fiziksel temas sırasında kan ya da semen (sperm) gibi vücut sıvılarının alışverişi söz konusu değilse, ortada HIV bulaşısı için bir risk de söz konusu değildir. Eğer siz ten teması sırasında karşınızdaki birey ile terinizin birbirine temas etmesinden dolayı HIV bulaşabileceğinden korkuyorsanız, size müthiş bir haberimiz var: HIV ter ile bu laş maz! Fakat geçmişi 35 yılı bulan bu kesin bilginin size nasıl olup da hala ulaşamadığı konusundaki merakımızı nasıl gideririz onu bilemiyoruz. Yani diyoruz ki; kan ya da semen (sperm) gibi vücut sıvıları dışındaki sıvılarda HIV olmadığı için korkulacak da bir şey yok! 4. Dışarıda yemek yemek Bazılarına göre dışarıda yemek yediğimiz büfeler ve restoranlar HIV saçıyorlar! Bazı insanlar, yanlışlıkla elini kesen bir aşcının ya da hijyene dikkat etmeyen bir garsonun HIV saçtığı gibi saçma bir düşünceden yola çıkan ve sonu gelmeyen korku senaryolar yazıyorlar. Hatta bununla da yetinmeyip masada bulunan kürdanların HIV taşıdığına dair fantazilerle senaryoyu genişletiyorlar. Yaratıcı işler yaptığı iddiasında bir kurum olarak itiraf etmeliyiz ki, biz bu seviyede bir yaratıcılığa erişemeyiz! Bunların hepsi hayal ürünü arkadaşlar. Bahsedilen ve korkulan bu senaryoların hiçbiri HIV bulaşısına neden olabilecek etkiye sahip değil. Ek olarak, HIV insan vücudundan dışarı çıktığında öyle sanıldığı gibi saatlerce, günlerce canlı kalabilen bir virus değil. HIV insan vücudundan çıktığı andan sonra uzun süre varlık göstermiyor ve saniyeler içinde yok oluyor. Not: Bu bilgi de aşağı yukarı 35 yıllık. 5. Banyo ve tuvalet Tuvaleti kullanmadan önce klozetin üzerine tuvalet kağıdı koymadınız mı? Ya da banyodan önce küveti dezenfekte etmediniz mi? Panik yapmayın. HIV’lik bir ortam yok! Diyelim ki banyo ya da tuvalet klozetinde, sizden önce orayı kullanan kişinin vücut sıvısı kaldı ve o da sizin bedeninize bulaştı (ki öyle olsa bile o vücut sıvısının sizin kan dolaşımı sisteminize girmesi gerekir), HIV insan vücudu dışında uzun süre yaşayamayacağı için HIV riski filan söz konusu değil. 6. Mastürbasyon Çevremizde büyüklerimiz, öğretmenlerimiz vb. gibi mastürbasyonu ayıp, yanlış, sakıncalı vb nitelendiren insanlar var ve daima olacaklar.. Tüm bu nev-i şahsına münhasır insanlar yüzünden de, mastürbasyon aracılığıyla kendimize HIV ya da cinsel yolla bulaşan başka bir enfeksiyon bulaştırabileceğimiz gibi mantıksız bir düşünceye kapılmak mümkün olabiliyor. (Yok artık’ diyenleri duyar gibiyiz fakat maalesef var artık! Geliyor böyle sorular.) Sevinçle belirtmek isteriz ki, insanlık tarihi boyunca kendisinden kendisine herhangi bir enfeksiyon ya da hastalık bulaştıran tek bir insan olmadı! Bakın biz HIV hakkında konuşurken hangi terimleri kullanıyoruz: “bulaşmak”, “cinsel yolla bulaşmak”… Sahip olmadığınız bir şeyi bulaştıramazsınız! Hele hele kendinize hiç bulaştıramazsınız! 7. Sivrisinek ısırığı Bu minik arkadaşları seven insan sayısı pek de fazla değil. Bu sevgisizlik onları HIV konusunda olağan şüpheli haline getiriyor. Eğer bir sinek önce HIV pozitif bir bireyi ısırır ve sonra da gelir sizi ısırırsa ne olur? Eğer sinek sıtma enfeksiyonunu bulaştırabiliyorsa HIV’i de bulaştırabilir diyorsunuz değil mi? Ama o konu öyle değil! Sıtma HIV’den çok ama çok farklı bir enfeksiyondur. Eğer HIV, sinek tarafından emilmiş kanın içerisinde yaşabilecek bir enfeksiyon olsa bile (ki değil), sineğin sonraki kurbanı olarak sizi HIV ile enfekte edecek derecede bir risk söz konusu olmayacaktır. Kaldı ki, HIV sinekleri sevmiyor. HIV sadece insandan insana aktarılabilen bir virus. Doğasının gereği olarak tuzağına düşürdüğü herkesi ısıran sivrisinek, sizden önce bir HIV pozitifi ısırmış olsa bile HIV, sineğin bünyesinde yaşayamaz. Sivrisinek ile HIV arasında böyle bir ilişki yok! Gerçekten yok! 8. Birlikte yemek yemek ve yemek paylaşmak HIV pozitif olduğunu bildiğiniz bir arkadaşınızla aynı tabaktan yemek yemeniz ve hatta aynı hamburgerden ya da sandviçten ısırmanız, yani kısaca aynı kaptan yemek yemek ya da yemeğinizi paylaşmak HIV bulaşı riski oluşturmaz. HIV tükürük yolu ile bulaşmaz. Ve lütfen artık bunu konuşmayalım. 38 sene oldu! Bu ancak ağzı yüzü kan içinde olan birini, kendinize de kan revan içinde bırakacak bir biçimde öperseniz mümkün ama HIV pozitif olsun ya da olmasın, eğer arkadaşınızın ağzı-yüzü, kan-revan içindeyse onu öpmeyi ya da yemek yemeği falan düşünmeniz çok ayıp; tutun elinden hastaneye götürün, siz onun arkadaşısınız! Dolayısıyla kap-kacak paylaşmak, aynı bardağı kullanmak, aynı lokmayı paylaşmak, HIV bulaşısı için yeterli ortamı yaratmaz ve sizden ricamız lütfen bu konuda durup durup kafanızda bir şeyler uydurup kendinizi bunaltmayınız. Saçma çünkü. 9. İç çamaşırları İnsan hangi durumlarda ve neden bir başkasına ait üstelik temiz olmayan bir iç çamaşrını kullanır bilmiyoruz. Gelen soruladan bazılarına göre böyle bir gerçeklik var. Sonra bir bakılıyor ki, o başkasına ait olan ama sizin üzerinizde olaniç çamaşırında bazı kalıntılar var. Tabi görünce mide kalkıyor, acaba bu neyin kalıntısı falan diye düşünülüyor. Sonra kafamızda binlerce olasılığı sıralayıp, kendimizi o endişeden bu endişeye savurup duruyoruz (tüm bunları okurken gözünüzde canlandı, değil mi?) Öncelikle bir sakin olun. Her nasıl olmuş olursa olsun, bir kumaş parçasının yani o giydiğiniz başkasına ait olan iç çamaşırının üzerinde kurumuş bir kalıntı varsa dahi, HIV insan vücudu dışında uzun süre yaşayamayacağı için bir risk de yok. Yani bu şekilde HIV BU LAŞ MAZ! Ayrıca hiç üstümüze vazife olmadığını biliyoruz ama yine de sadece kendinize ait iç çamaşırları giymenizi tavsiye ederiz (: 10. Öksürmek ve hapşırmak Yıl 2019. HIV bilimi aldı başını gitti ve yeni ilaçlar HIV pozitif bireyden, HIV negatif bireye cinsel ilişki yoluyla HIV geçişini durdurdu. Fakat sayısı milyonlarla ölçülecek sayıda insan HIV pozitif bireylerle aynı ortamda bulunarak kendilerini tehlikeye attıklarını düşünüyorlar. HIV hava yolu ile bulaşabilen bir enfeksiyon değildir ve eğer bir HIV pozitif birey öksürürse ya da hapşırırsa, o HIV pozitif bireydeki virüsler öksürmek ve hapşırma ile havaya saçılıp sonra da gelip sizin kan dolaşımınıza girmezler. Eğer HIV bu kadar basit bir yolla bulaşabiliyor olsaydı, dünyadaki HIV pozitif birey sayısıyla, dünya nüfusu aşağı yukarı aynı olurdu. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #bilonemsekorun

  • İtalya'dan bildiriyoruz!

    Türkiye'yi Uluslararası seviyede, üst düzey temsil etmek ve gündemin etkin bir parçası haline getirmek vizyonuyla aktivizm yapmayı sürdüren Kırmızı Kurdele İstanbul, HIV bilimi alanında en önemli otoritelerden olan European AIDS Clinical Society'nin düzenlediği konferansa Türkiye'den katılan tek sivil toplum kuruluşu! HIV bilimini yakından takip ederek, kolay anlaşılır bir dille #hivbilgisi 'ne dönüştüren ekibimiz bu üst düzey konferansta Türkiye'deki güncel durum ve gelişmeleri ve Kırmızı Kurdele İstanbul'un çalışmalarını aktaran bir de sunum yapacak. Konferanstan bildirimler için @redribbon34 kullanıcı adıyla twitter hesabımızı ve #EACS2017 etiketini ve tüm genel güncel bilgiler, haberler için Facebook sayfamızı takip edebilirsiniz. Konferans web sitesi için; www.eacs-conference2017.com #kirmizikurdeleistanbul #bilonemsekorun #hivbilgisi #kırmızıkurdeleistanbul #ücretsizhivtesti #aids #hivtesti #hivtedavisi #hivbilgisi #hivbilimi #elisatesti #elizatesti #wwwkirmizikurdeleorg #wwwucretsizhivtesticom #redribbonistanbul #eacs

  • HIV pozitif ve hamile olmak? Hiç sorun değil!

    Araştırmalar HIV pozitif kadınların da mutlu ve başarılı bir hamilelik geçirdiklerini kanıtlıyor. Günümüzdeki etkin ilaçlar (ART), HIV ile yaşayan bireylerde virüsü tamamen baskılamakla kalmıyor, bir çok bireyin de bu durumu kendi ailelerini kurmak için bir fırsat olarak değerlendirmelerini sağlıyor. Son araştırmalar, HIV pozitif kadınların hamilelik süresince bir komplikasyonla (ani gelişen tıbbi sorun) karşılaşmadığını sayısız kez kanıtladı. Sağlıklı HIV pozitif anneler, sağlıklı bebekler doğuruyor Kanada’da yapılan bir araştırma olan Chiwos Study’e göre, gelişmiş HIV tedavileri sayesinde HIV’le yaşayan kadınların hamilelik sürecinde herhangi bir sorun yaşanmıyor. Asıl adı “The Canadian HIV Women’s Sexual and Reproductive Health Cohort Study (Kanadalı HIV Pozitif Kadınların Cinsel ve Üreme Sağlığı Grup Çalışması)” olan ve BC HIV/AIDS’le Yaşam Merkezi tarafından desteklenen çalışmaya göre, kadınların %25’inde HIV tanısı aldıktan hemen sonra gebelik teşhis edildi. Araştırmanın yapıldığı yer olan British Colombia’da son 20 yıldır anneden bebeğe HIV bulaşısı tespit edilmedi. Araştırmaya katılan 1.165 HIV ile yaşayan kadından 492’sinde, HIV tanısı aldıktan sonra gebelik teşhis edildi. Araştırma yetkililerinden Angela Kaida, Kanada’da yayın yapan The Star adlı haber kanalına verdiği demeçte “HIV tanısı almış olmak sizi annelikten mahrum edemez. Artık her şey değişti, artık sağklık, mutlu ve mükemmel bir gebelik yaşayabiliyorsunuz. Bu durumu, salgının ilk zamanlarında aklımıza bile getiremezdik” diye belirtti. Lisa’nın hikayesi British Colombia’da yaşayan Lisa Partridge için tüm yukarıda bahsettiklerimiz sadece istatistiklerden ibaret. Lisa, Henüz 14 yaşındayken, bebekken Romanya’da yapılan bir kan transfüzyonu sırasında kendisine HIV bulaştığını öğrenmişti. Daha bir yaşındayken, Lisa çok hastalanmış ve bunun sebebini bulmak için yorucu bir süreçten geçtikten sonra, doktorunun tavsiyesi üzerine HIV testi yapılmıştı. Test sonucu pozitif çıkan Lisa, sonraki 13 yıl boyunca her gün kullandığı bir dizi ilaçların, doğuştan gelen bir kalp rahatsızlığı nedeniyle olduğunu sanıyordu, çünkü ona bu şekilde bilgi verilmişti. 14 yaşında geldiğinde ailesi ona gerçekleri söylediğinde adeta bir şok geçirdiğini söylüyor Lisa: “Geçirdiğim şokun etkisiyle çıldırdığımı ve ‘Tanrım, neden ben?’ diye bağrındığımı hatırlıyorum. Ancak zaman ilerledikçe ve sağlık durumum hakkında daha doğru ve net bilgiler edindikçe, aslında durumumum korktuğum kadar kötü olmadığını anladım.” Lisa’nın HIV ile ilgili yaşadıkları, 1980’lerden bu yana HIV alanındaki gelişmelerin kısa bir özeti gibi. Günümüz HIV tedavilerinin başarısıyla Lisa artık viral yükü belirlenemeyen seviyede. Bu da onun ve onun gibilerin, başkalarına HIV bulaştırma riski olmadığını ve sağlıklı bir yaşam sürebileceği, hatta bir çocuk sahibi olabileceği anlamına geliyor. “Tabi HIV ile yaşayan herkes benim kadar şanslı olmayabilir, çünkü bana çok değer veren ebeveynlerim ve beni çok seven bir eşim var” diyen Lisa, hayatı boyunca herkesten farklı olarak, sosyal çevresinden ve ilişkilerinde tanıştığı insanlardan hiç ötekileştirmeye ve damgalamaya maruz kalmamış. “Eşimle, kaç tane çocuk yapmak istediğimizi karar veremiyorduk” diye ilişkisinde yaşadıklarından örnekler veren Lisa’nın konuşurken yüzündeki gülümsemede, günümüz HIV tedavilerinin de katkısı bulunuyor. Lisa ve eşinin 4 yaşındaki neşe kaynağı kızları Adriana, sağlıklı ve HIV negatif olarak dünyaya gelmiş. “Aslında eşimle, iki tane çocuk istediğimize karar verdik ancak bir tanesi bile tüm zamanımı alıyor. Sanırım bir tane ile yetineceğiz” diye belirtiyor. Hamilelikte viral yük sıçraması riski var mı? Obstetrics and Gynecology (Gebelik ve Kadın Hastalıkları) isimli tıp dergisinde yayınlanan son araştırmaya göre, baskılanmış ve belirlenemeyen seviyede viral yüke sahip olan bir HIV pozitif hamile kadının, doğumdan bir süre önce viral yükünde oluşması mümkün küçük artışlara “viral yük sıçraması” deniliyor. Kanada Vancouver’daki British Colombia Üniversitesi’nde yürütülen araştırmanın yetkilisi “Her ne kadar HIV ile yaşayan hamile kadınlar, düzenli HIV tedavilerini almaya devam etse de, doğum öncesinde viral yük sıçraması dediğimiz şey gelişebiliyor” dedi. Bununla birlikte, viral yük sıçraması ile karşılaşılan örneklerdeki sıçrama seviyesi çok düşüktü ve araştırmaya katılan kadınların çoğunda viral yük sıçraması kaydedilmedi. Araştırma yetkililerinden Dr. Isabelle Boucoiran, MedPageToday‘e verdiği röportajda, katılımcıların sadece %6’sında sıçrama gerçekleştiğini ve bu sayının yarısında kaydedilen sıçramaların, doğum gerçekleştiği gün oluştuğunu belirtti. Araştırmada bulunan bir diğer umut verici nokta ise, viral yük sıçraması gerçekleşen hamile katılımcılar da dahil olmak üzere, araştırmayan katılan hiçbir hamile kadının bebeğinde, direk bulaşı yani anneden bebeğe oluşan HIV bulaşısının tespit edilmemesidir. Hamilelik planı yapıyorsanız ya da hamile olduğunuzu öğrendiyseniz Eğer HIV ile yaşayan bir birey olarak hamilelik planı yapıyorsanız ya da hamile olduğunuzu öğrendiyseniz, hamilelik sürecinde ihtiyaç duyacağınız tüm bilgiler için Kırmızı Kurdele İstanbul'a ulaşabilir ve doğru yönlendirmeleri alabilirsiniz. Fakat bu kararla ilgili tüm aşamalarda, en büyük belirleyici etkenin HIV tedavinizi sürdüren enfeksiyon uzmanı ile yapacağınız detaylı görüşmeler olduğunu ve tüm detayları birlikte değerlendirmeniz gerektiğini daima hatırlamanız, sürecin sorunsuz ilerlemesi açısından hayati önem taşımaktadır. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu

bottom of page