top of page

Sıra dışı bir hekim; Muzaffer Fincancı

Güncelleme tarihi: 21 Ara 2023

Tanımayan mutlaka tanımalı, tanıyan daha iyi tanımalı!

Gönüllümüz Arda Karapınar'ın ilk olarak Klinik Plus Dergisi'nin 2. Sayısında yayımlanan bu yazısı, ismi pek çok insan tarafından duyulmuş olsa da hakkında pek az şey bilinen efsane hekim Muzaffer Fincancı hakkında.

Toplumun kendisine misyon biçmesini beklemeden kendi misyonlarını kendisi biçen, başkalarının yapmalısın dediklerini değil kendisinin yapmalıyım dediklerini yapan Muzaffer Fincancı'nın hikayesinde hepimize hitap eden noktalar, hepimiz için dersler var. Genç hekimlere tavsiyeleri sorulduğunda "sevmiyorlarsa yapmasınlar!" diyecek kadar doğal ve net konuşan Muzaffer Fincancı hakkındaki bu keyifli yazıyı herkes okumalı.

İyi okumalar.

www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey




 

Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow 2024 Bilim Kurulu Üyesi

Yayın tarihi: Aralık 14, 2023

Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.



 


Muzaffer Fincancı
Sıra dışı bir hekim; Muzaffer Fincancı

13 yılı aşan bir süredir HIV alanındayım ve bu süre zarfında tanıştığım, birlikte çalışma fırsatı bulduğum hekimler arasında hem işime yaklaşımımı, hem de aktivizm perspektifimi şekillendirmemde etkileri olan, karizmalarıyla dünya görüşümü de etkilemiş birkaç profil var. O hekimleri bu sayıdan itibaren belirli aralıklarla Klinik Plus’a konuk etmeye karar verdiğimde kendime bu röportajlara kiminle başlamam gerektiğini sordum ve cevap oldukça netti; Muzaffer Fincancı. Çünkü bence Muzaffer Fincancı’yı tanımayan mutlaka tanımalı, tanıyan daha iyi tanımalı.



Muzaffer Hoca kesinlikle sıra dışı, zihinde ilk anda beliren hekim imajlarıyla tarif edilemeyecek, kendisini ‘’toplumun bana misyon biçmesini beklemeyen, kendi misyonlarını kendisi biçen, ‘’yapmalısın’’ denilenleri değil ‘’yapmalıyım’’ dediklerimi yapan birisi’’ olarak ifade eden, ezber bozan bir profil.


2017 yılında Kırmızı Kurdele İstanbul için Türkiye’de bir ilk olarak düzenlediğimiz #RedRibbonGala’da, davulcusu olduğu Burcaz isimli jazz grubu ile sahne de alan Muzaffer Hoca’yı sakin bir Cumartesi günü aradım ve Klinik Plus okurlarının maalesef sadece bir kısmını okuyabilecekleri hayli keyifli ve eğlenceli bir röportaj kaydettim.





Aslında Muzaffer Hoca gibi özgün bir karakterle muhabbet ederken klişeye düşmekten çekinmek gerekir. Fakat gençlere tavsiyeler sormak bu tip röportajların şanından olduğu için kendimi bu klişeye kurban etmem zaruriydi. Neyse ki karşımda, sonda söylenecek şeyi başta söylemekten imtina etmeyen ve basit gibi görünen ama hayat boyu duyacağınız en iyi tavsiyelerden birini bir çırpıda söylemeye mahir birisi var; ‘’seviyorlarsa yapsınlar, sevmiyorlarsa yapmasınlar!’’.

‘’Zorla, sürekli şikâyet edilerek yapılacak bir iş değil bu iş. Şikâyet etmek ise zaten çok yanlış bir şey. Şikâyetlik bir durum varsa ya değiştirirsin ya da yapmazsın. Hekimlik zor ve fedakârlık gerektiren bir iş. Hele de ün bekleyerek, takdir bekleyerek yapılacak bir iş hiç değil. İnsanın her şeyden, herkesten önce kendisinden memnun olması gerekir hekimlik yaparken." Kadıköy Maarif Koleji'nin ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitiren Muzaffer Hoca ihtisasını Haydarpaşa Numune’de yapmış, ki kendisini birdenbire Türkiye’nin ilk AIDS olgularının içinde bulması tam olarak o döneme denk geliyor. O yılların Türkiyesi'nin AIDS ile ilgili sağlık hizmetleri sunumunu ise şöyle özetliyor Muzaffer Hoca; "Zaten sadece iki tane hastane, Haseki ve Haydarpaşa vardı AIDS olgularını kabul eden. Doğrusunu istersen hastaları yatırıyorduk ama ne yapacağımızı biz de pek bilmiyorduk. Çünkü virüs henüz tanımlanmıştı ve hastalık hakkında bilgi azdı. Fakat ben İngilizce bilmenin avantajı ile yabancı yayınları takip ettim, mümkün oldukça yurt dışına gidip oralardaki gelişmeleri izledim ve onları burada uygulamaya çalıştım. Dolayısıyla bu işle ilgilenen birkaç kişiden biri oldum."



Tabi Muzaffer Hoca’nın evrensel doğruyu arayan ve ettiği Hipokrat yemini ile uyumlu tutumu, konuyu sansasyonel boyutuyla ele alarak hastayı damgalamayı tercih eden meslektaşlarının primitif tutumlarıyla sürekli olarak çatışıp durmuş.  Muzaffer Hoca’nın, AIDS’e pejoratif anlamlar yükleyenlerin çoğunlukta olduğu bir dönemde, hasta bakıcıların bile dokunmak istemediği bir hastayı kucaklayarak banyo yaptıran bir hekim olduğunu öğrendiğinizde, onu farklı yapan şeyin kurgulanmış bir orijinal ya da karizmatik olma girişimi değil, hekimliğe yaklaşımı, yüksek öz saygısı ve en çok da ‘’insan’’lığı olduğunu teyit etmek hiç de zor değil.

Muzaffer Hoca’nın hasta/insan haklarını meslek pratiği önceliği olarak benimseyen su sızdırmaz karakterinden, dönemin bazı basın mensupları da nasiplerini almış. Öyle ki, bütün tembih ve ikazlara rağmen yatan hastaların odalarına girip, onların isimlerini ve yüzlerini ifşa edecek şekilde haber yapmakta ısrar eden birkaç kişiyi yaka paça hastaneden atmışlığı bile var Muzaffer Hoca’nın. Umarım bu hızlandırılmış meslek etiği ve insanlık dersini iyi anlamıştır o basın mensupları! Bugünlerde emekliliğin keyfini süren Muzaffer Hoca’ya emeklilik hayatının nasıl geçtiğini de soruyorum. ‘’Emekli olmaktan ötürü mutluyum. Çünkü hekim olarak yapacağımı yaptığımı inandığım bir noktada, iyi hekimlerin yetişmesine de katkım olduğunu görünce gönül rahatlığıyla bıraktım. Üstelik onlar sadece iyi hekim değil, iyi insanlar oldular. Benim hekimlik yaptığım dönemle, bugün arasında HIV açısından bir kıyas yaptığımda hem tedavi olanaklarının hem de hekimlik hizmet sunumunun olumlu yönde geliştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Arkamızdan güzel insanlar yetişti. Bunda katkım olmasından ötürü sevinçliyim. Gözüm arkada değil’’. Emeklilik kararından sonra, yaptığı diğer şeylerin yanında yazı çalışmalarına özel bir ilgi ve zaman ayıran Muzaffer Hoca ‘’Bir Zaman Meselesi’’ ve ‘’Çok Uzakta, Dünya’da’ isimli iki de roman yayınladı. Özellikle kurgu/ütopya türünde okumayı sevenlerin kesinlikle okuması gerektiğine inandığım romanlara exispress.com adresinden erişilebilir.



Muzaffer Fincancı, Volkan Korten, Burcaz Jazz Band
Muzaffer Fincancı, Kırmızı Kurdele İstanbul’un Türkiye’de bir ilk olarak düzenlediği “#RedRibbonGala Hekimler HIV Pozitifler için sahnede etkinliğinde Burcaz isimli jazz band için davul çalarken. Gitarda ise Volkan Korten(2017)



Yazıyı Muzaffer Hoca’dan bir başka tavsiye ise bitireyim;

‘’Hayat hekimlikten ibaret değil! Başka şeylerle de ilgilenmek, ilgi alanlarını bulmak gerekir. Hayatı hekimlikten ibaret saydığınızda tek yönlü bir bakış açınız olacağı için isteseniz de iyi hekim olamazsınız zaten’’.

Bence başka söze hacet yok.






bottom of page