#hivbilgisi arama sonuçları
316 sonuç bulundu
- UNAIDS'in 2023 raporu neler söylüyor
Birleşmiş Milletler AIDS ile mücadele ortak programı UNAIDS'in "AIDS'i sonlandıracak yol" başlıklı kapsamlı raporu güncel duruma ilişkin veriler paylaşırken, AIDS'in nasıl sonlandırabileceğine dair öneriler sunuyor. Raporda Türkiye'ye doğrudan bir atıf yok ancak çeşitli ülke ve bölgeler için söylenen bazı şeylerle, Türkiye'nin HIV ve AIDS cevabı arasında kimi karakteristik benzerlikler bulunabilir. Aktivist Arda Karapınar 196 sayfalık UNAIDS 2023 raporunu #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org için özetledi. Detaylar #hivbilgisi yazısında. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı Yayın tarihi: Temmuz 14, 2023 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. UNAIDS'in 2023 raporu, HIV ve AIDS'e verilen ortak cevabın mümkün kıldığı ilerlemeyi verilerle kanıtlarken, AIDS yayılımını 2030 yılına kadar sona erdirmenin mümkün olduğunu da müjdeliyor. Bu hedefe ulaşmak için atılması gereken adımları net biçimde ortaya koyan rapor, çeşitli bölgelerin HIV epidemisi ile mücadelede karşılaştıkları zorlukları da gösteriyor. Raporda Türkiye'ye doğrudan bir atıf yok ancak çeşitli ülke ve bölgeler için söylenen bazı şeylerle, Türkiye'nin HIV ve AIDS cevabı arasında kimi karakteristik benzerlikler bulunabilir. Mesela ABD için söylenen "AIDS'i sona erdirme çabalarının ötekileştirilmiş, dışlanmış toplulukların sağlık ve refahına zarar veren sosyal ve diğer eşitsizlikler tarafından baltalandığı" cümlesini Türkiye için aynen kurabilmek mümkün. Türkiye'de, vatandaşların ve HIV tanısını Türkiye'de almış yabancıların HIV ilaçlarına ve standart tedavi hizmetlerine erişiminde genel olarak sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak iş önleme ve farkındalık çalışmalarına gelince, tutuculuk ve ayrımcılık temelinde şekillenen uygulamaların ve politikaların, ötekileştirilme hissini pekiştirerek bütüncül sağlık hizmetlerden yararlanmayı zorlaştırdığı da aynı rahatlıkla söylenebilir. UNAIDS İcra Direktörü Winnie Byanyima raporu "Bu rapor AIDS'i sona erdirecek bir yolun mümkün olduğunu veriler ve örneklerle kanıtlıyor. Bu yol gizemli ya da tesadüfi bir yol değil, bir seçim ve bazı ülkeler bu yolu izleyerek şimdiden başarıyorlar bile. Botswana, Ruanda, Tanzanya ve Zimbabwe'nin 95-95-95 hedeflerine şimdiden ulaşmış olması ve sekizi Sahra Altı Afrika'da olmak üzere on altı ülkenin daha bunu gerçekleştirmeye yakın olması ilham ve cesaret verici" cümleleriyle özetliyor. *95-95-95 hedeflerini bir kez daha hatırlamak gerekirse bu; HIV ile yaşayan insanların %95'inin bunu bilmeleri, HIV pozitif olduğunu bilenlerin %95'inin yaşam kalitesini arttıran ve HIV cinsel ilişki yoluyla yayılmasını engelleyen etkin HIV ilaç tedavisine erişmiş olmaları, ve HIV tedavisi ilaçları kullananların %95'inin viral baskı sağlamış, yani belirlenemeyen (B=B) seviyeye ulaşmaları, anlamlarına geliyor. Salgının yönetimine ayırılan kaynaklar düşüşte Rapor, şu anda salgının doğru yönetilmesine engel teşkil eden zorlukların birçoğunun arka planında, genişleyen finansman açığı olduğunu vurguluyor. 2022'de düşük ve orta gelirli ülkelerdeki HIV programları için toplam 20,8 milyar ABD Doları kaynak mevcuttu. Bu rakam 2021 yılına göre %2,6 oranında daha az ve 2025 yılına kadar ihtiyaç duyulacak olan 29,3 milyar ABD dolarının oldukça altındadır. Şu anda, en büyük fon açığına sahip bölgeler Doğu Avrupa ve Orta Asya (EECA) ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgeleri ki, bu iki bölge HIV salgınlarına karşı en az ilerleme kaydeden bölgeler. Oysa UNAIDS analizi gösteriyor ki salgının doğru yönetimini mümkün kılan yeterlilikte kaynak bulunduğunda, HIV insidansı küresel hedeflere uygun biçimde azalıyor. Yani maddi kaynakların azalması Raporda öne çıkan bazı veriler -İstatistiklere yansıyan yeni HIV enfeksiyonu sayısı 1.3 milyon ile son on yılların en düşük seviyesinde. -Dünya genelinde HIV ile yaşayan -ortalama- 39 milyon kişinin 29,8 milyonu HIV ilaç tedavisi alıyor. Bu tüm zamanların en yüksek ilaca erişim oranı ve oldukça önemli bir gelişme. -HIV ilaç tedavisi 1996 - 2022 yılları arasında yaklaşık 21 milyon ölümü engelledi. -2022 yılında dünya genelinde HIV ile yaşayanların neredeyse dörtte üçünün (%71) viral yükleri belirlenemeyen (B=B) seviyeye baskılandı (HIV ile yaşayan kadınların %76'sı ve erkeklerin %67'si). -2010-2022 yılları arasında küresel olarak çocuklarda yıllık yeni olgu sayısını %58 azalarak 1980'lerden bu yana en düşük seviye olan yaklaşık 130.000'e düştü. Raporda, başarıların yanı sıra HIV ile mücadelenin önündeki engeller de ayrıntılarıyla ele alınıyor. Raporun ilerleyen bölümlerinde ergenlik çağındaki kız çocukları ve genç kadınların yüksek HIV riski altında olduğu, anne ve çocuklara gereken önemin verilmediği, önleme ve tedavi hizmetlerinin milyonlarca kişiyi kapsamadığı ve pek çok yerdeki HIV yanıtının *kilit nüfusları hâlâ yeteri kadar kapsamadığı özellikle vurgulanıyor. (Seks işçileri, eşcinsel erkekler ve erkeklerle seks yapan diğer erkekler, transseksüeller, damar içi madde enjekte edenler ve cezaevleri ile diğer kapalı ortamlardaki kişiler) Raporun AIDS'i sona erdirmenin daha hızlı yolları için imkanları ve fırsatları özetleyen bir başka bölümünde ise; -HIV ile mücadelede finansman açığının genişlediğini yani ihtiyaç duyulduğu kadar kaynak bulunamadığının, -İnsanları önceliklendiren programların en büyük etkiye sahip olduğunun, -Daha fazla eşitliği teşvik etmenin salgınlarla mücadelede yeni imkanlar sağlayarak sürdürülebilir bir yanıt oluşturacağı ve daha büyük bir etki yaratacağının, altı çiziliyor. Sizler için kısa bir özetini yapmaya çalıştığım 196 sayfalık raporun tamamını buradan, özetini buradan ve UNAIDS'in raporla ilgili basın açıklamasını buradan okuyabilir ve indirebilirsiniz. HIV alanındaki tüm gelişmeleri yakından takip eden zaman zaman yazıya döken bir aktivist ve yazar olarak dünya HIV gündemini yakından takip etmeye, gelişmeleri paylaşmaya ilgileri ile paylaşmaya devam edeceğim. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yararlanılan yazı bağlantısı
- HIV ve küresel iklim değişikliği
Küresel iklim değişikliği ile HIV epidemisi arasında nasıl bir bağlantı var? Gönüllümüz, Aktivist Kağan Çavuşoğlu konuyu herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org için inceledi ve yazılaştırdı. İyi okumalar www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Yayın tarihi: Ağustos 12, 2023 (Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Dünya Sağlığını Tehdit Eden Kırılgan Bağlantı; HIV ve Küresel İklim Değişikliği Son yıllarda artan iklim değişikliği belirtileri, dünyanın dört bir yanında yaşanan doğal felaketler ve ekolojik dengenin bozulması gibi sonuçlarla, insanlık için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ancak, bu felaketlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri sadece doğrudan sonuçlarıyla sınırlı değil. Çeşitli araştırmalar, iklim değişikliği ve HIV arasında beklenmedik bir bağlantı olduğunu da gösteriyor. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; iklim değişikliğinin bulaşıcı hastalıklar üzerindeki doğrudan etkisi olduğu çok açık Artan sıcaklık ve nem, sivrisinek, kene gibi vektörlerin yayılım alanlarını genişletir ve böylece Sıtma, Batı Nil Humması, Deng humması, Zikavirüs ve Chikungunya gibi hastalıkların daha kuzey bölgelere taşınmasına neden olur. Ancak, sıkı durun; bazı araştırmalar iklim değişikliğinin yeni HIV olguları oranlarını da etkileyebileceğini ortaya koyuyor. Afrika ve Güneydoğu Asya'da yapılan araştırmalar, aşırı yağışlar ile HIV ve diğer cinsel yolla bulaşabilen enfeksiyonların (CYBE) arasında bir ilişki olduğunu gösterdi. Özellikle, Sahra Altı Afrika'da yapılan bir çalışmada, 21 ülkede 2005 ila 2017 yılları arasında 288.000'den fazla katılımcı üzerinde yapılan analizlerde, ağır yağışlarla HIV yaygınlığı arasında belirgin bir ilişki tespit edilmiş. Aynı şekilde, kuraklık dönemlerinin CYBE riskini artırdığı da gözlemlenmiş. Bahsettiğim bu araştırma dahilinde, iklim ve CYBE gibi iki farklı olgunun birbirleriyle ilişkilendiği bağlantının arkasındaki mekanizma karmaşık ve birden fazla farklı dış etken faktörün karakteristiğiyle açıklanabilir. Buradaki karmaşık mekanizmayı halk diline uyarlayabilmem için sanırım tüm topluma enfeksiyon ve meteoroloji 101 derslerini vermemiz, hatta göç kuramlarını anlatmamız gerekir. Ama, işi elimden geldiğince basitleştirerek şöyle örneklendirebilirim; Örneğin, ağır yağışlar ve kuraklık gibi aşırı hava olayları, insanları günlük yaşantılarında zorlayabilir ve bazıları için göç etmeyi, dolayısıyla yeni yerlerde iş aramayı, yeni yerleşkesinde yaşama tutunma ve hayatta kalma yöntemlerini keşfetmeyi ve dolayısıyla da cinsel ilişkiyi ticari amaçlarla yapmayı zaruri kılabilir (yanlış anlaşılmak istemem, amacımın hiç kimseyi damgalamak olmadığı açık. Ancak zorunlu göçün çeşitli son sonuçları vardır ve bu sonuçlardan biri de bahsettiğim bu davranış olabilir). Ayrıca, bu tür felaketler, gıda güvenliğini de tehdit eder, tıbbi hizmetlere erişimi kısıtlayabilir, bu da HIV ve CYBE riskini doğal olarak artırabilir. Bu bulgular, iklim değişikliğinin toplum sağlığı üzerindeki derin etkilerini göstermektedir. İklim değişikliği, sadece doğal çevre üzerinde değil, insan davranışları üzerinde de ölümcül etkileri olan karmaşık bir sorundur. Bu nedenle, liderlerin ve toplumun iklim değişikliğine karşı daha duyarlı ve önleyici adımlar atmaları büyük önem taşımaktadır. Ancak, tüm umutsuzluk içinde, bu durumun bir fırsat olduğunu da hatırlamak önemlidir. İklim değişikliğinin yarattığı tehlikeleri anlatmak için güçlü ve etkileyici hikayeler kullanmak insanların farkındalığını artırabilir ve eyleme geçmelerini sağlayabilir. İklim değişikliği ile mücadele etmek, sadece doğal çevreyi değil, aynı zamanda insan sağlığını korumak bakımından da hayati öneme sahiptir. Sonuç olarak, iklim değişikliği ve HIV arasındaki beklenmedik bağlantı, dünya genelindeki insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Aşırı hava olaylarının ve kuraklık dönemlerinin HIV ve CYBE olgularının oranlarını artırdığı göz önüne alındığında, karar vericilerin acil önlem alması gerektiği açık. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin yarattığı tehlikeleri anlamak ve farkındalığı artırmak için hepimizin sorumlulukları var. Çünkü ancak birlikte hareket edersek hem iklim değişikliğiyle mücadele edebilir hem de HIV ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadeleyi güçlendirebiliriz. Gelecek nesiller için daha sağlıklı ve güvenli bir dünya yaratmak için şimdi harekete geçmenin tam zamanı. Yazıda detayları verilen araştırmaların her birine buradan erişilebilir. Tüm #hivbilgisi yazılarımız için tıklayın. HIV hakkında her şey sayfalarımız için tıklayın. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey
- Klinik Plus Dergisi, 4. Sayı yayında
HIV Enfeksiyonu Derneği'nin "HIV enfeksiyonuna aktüel yaklaşım" sloganıyla hekimlere ve sağlık profesyonellerine yönelik olarak bilimsel, sanatsal ve güncel içeriklerle ''hem sağlığın tüm alanlarından uzmanlara HIV enfeksiyonuna yönelik güncel ve aktüel bilgileri ulaştırmak, hem de HIV’in üzerindeki negatif ve belirli bir toplum grubuna aitlik algısını yıkarak, HIV’i normalleştirmek'' hedefiyle hazırladığı ve Klinik Plus Dergisi'nin 4. sayısı yayında. Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul ilk 3 sayıda olduğu gibi 4. sayıya da #hivbilgisi içerikleri ile katkı sunuyor. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Yayın tarihi: Nisan 7, 2023 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Editörlüğünü HIV Enfeksiyonu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak'ın yaptığı dergide, *Prof. Dr. Selçuk Kaya, Her dönemin en kırılgan grubu: Dinamik genç nüfus, *Uzm. Mt. Özgür Salur, Müziğin iyileştirici gücü: "Müzik terapi" , *Prof. Dr. Meliha Meriç Koç, Çözüm arayan bir sorun: Tedaviye erişemeyenler, *Uzman Diyetisyen Hilal Doğan Güney, HIV ve AIDS için antioksidan moleküller, vitaminler ve mineraller, başlıklı uzman görüşleri ile yer alırken, Aktivist Yağmur Şenoğuz, Yıkıntılar arasında HIV ile yaşamak, Aktivist Kağan Çavuşoğlu, "Kalbin direnişi" ve "Orkestra durmadan çaldı" (film tanıtımı) Aktivist Arda Karapınar, HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılık hala büyük bir problem başlıklarında, doğrudan hekimler ve sağlık profesyonelleriyle konuşan #hivbilgisi yazılarına yer verdiler. Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul olarak, Türkiye'de bir ilk olan ve alandaki önemli bir eksikliği dolduran Klinik Plus dergisine #hivbilgisi içeriği sağlamaya gelecek sayılarda da devam edeceğiz. Klinik Plus Dergisinin 4.ve tüm sayılarını buraya ya da yukarıdaki görsele tıklayarak okuyabilirsiniz. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı
- Klinik Plus Dergisi, 2. Sayı yayında
HIV Enfeksiyonu Derneği'nin "HIV enfeksiyonuna aktüel yaklaşım" sloganıyla hekimlere ve sağlık profesyonellerine yönelik olarak, bilimsel, sanatsal ve güncel içeriklerle ''hem sağlığın tüm alanlarından uzmanlara HIV enfeksiyonuna yönelik güncel ve aktüel bilgileri ulaştırmak, hem de HIV’in üzerindeki negatif ve belirli bir toplum grubuna aitlik algısını yıkarak, HIV’i normalleştirmek'' hedefiyle hazırladığı ve Klinik Plus Dergisi'nin 2. Sayısı yayında. Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul ilk sayıda olduğu gibi 2. sayıya da #hivbilgisi içerikleri ile katkı sunuyor. Detaylar yazıda... www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Yayın tarihi: Ekim 1, 2022 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Editörlüğünü HIV Enfeksiyonu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak'ın yaptığı, *Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Altuntaş Aydın'ın HIV ile Yaşlananlar Tsunamisi, *Öğr.Gör. Kln.Psk. Eda Yardımcı'nın Tanı Sonrası Dilemma: Partneri Bilgilendirme, *Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı, Uzm. Dr. Esra Zerdali'nin Ön Yargı V.2.0: Maymun Çiçeği, *Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi, Gastronomi Mutfak Sanatları Bölümü, Öğr.Gör. Esra Zıvalı Bilgin'in Yaşlılık Dönemine Özel Beslenme başlıklarında uzman görüşleri paylaştığı ikinci sayıda, Gönüllümüz, Özel Hukuk ve Sağlık Hukuku Uzmanı, Avukat Fırat Can Güngör, Gereği Düşünüldü: Hekimin Tedaviyi Reddi, Gönüllümüz, Tedavi Aktivist, HIV Glasgow 2022 Bilim Kurulu Üyesi Arda Karapınar, Sıra dışı Bir Hekim: Muzaffer Fincancı, Gönüllümüz, Tedavi Aktivist, Terapist, Kağan Çavuşoğlu, AIDS2022’de Belirlenemeyen = Bulaştırmayan Rüzgarı, ve Dopdolu Bir Kasım başlıklarında, doğrudan hekimler ve sağlık profesyonelleriyle konuşan #hivbilgisi yazıları yazdılar. Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul olarak, Türkiye'de bir ilk olan ve alandaki önemli bir eksikliği dolduran Klinik Plus dergisine #hivbilgisi içeriği sağlamaya devam edeceğiz. Klinik Plus Dergisinin 2. Sayısını ve tüm sayılarını buraya ya da yukarıdaki görsele tıklayarak okuyabilirsiniz. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı
- HIV kesin tedavisi yolunda umut verici yeni bir gelişme; Cenevreli Hasta
23-26 Temmuz tarihleri arasında Brisbane, Avustralya’da gerçekleşen #IAS2023 12. HIV Bilimleri Konferansı öncesinde bir basın toplantısı ile duyurulan "Cenevreli Hasta/Cenevre Hastası" olgusunda bir kök hücre naklini takiben HIV tedavisi ilaçları kullanmayı bırakan bir hastada, operasyonun üzerinden yirmi ay geçmiş olmasına rağmen HIV görülmedi. Detaylar #hivbilgisi yazımızda. Cenevre hastası İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, U=U Global Community Board Üyesi Yayın tarihi: Temmuz 20, 2023 Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Araştırma belgelerine ve haberlere "Cenevreli Hasta/Cenevre Hastası" olarak geçen yeni bir olgu, HIV'den kesin olarak kurtulduğu söylenen kişi sayısının -şimdilik- altıya yükseldiğini müjdeliyor. Bu#hivbilgisi yazısında "Cenevreli Hasta" olgusu vesilesiyle diğer beş olguyu kısaca hatırlayıp, bu olgunun diğer olgulardan farkına bakacağız.. 23-26 Temmuz tarihleri arasında Brisbane, Avustralya’da gerçekleşen (ve yedi saat zaman farkına pek çok tüm oturumu takip ettiğim) #IAS2023 12. HIV Bilimleri Konferansı öncesinde bir basın toplantısı ile duyurulan "Cenevreli Hasta" olgusu bir kök hücre naklini takiben HIV tedavisi ilaçları kullanmayı bırakan bir hastada, operasyonun üzerinden yirmi ay geçmiş olmasına rağmen HIV görülmedi. Araştırma ekibinden Dr. Sáez‐Cirión “Hastada HIV enfeksiyonuna ilişkin tüm belirtiler nakil operasyonunu takip eden aylar içinde hızlıca ortadan kayboldu ve yirmi ay sonra şunu söyleyebiliyoruz; virüs tamamen kayboldu ve şu anda kadar geri gelmiş de değil. Bu kesin tedavi araştırmalarına dair heyecan verici bir gelişme” diyor. Diğer beş olgu neydi? Bundan önce Berlinli Hasta (2009), Londralı Hasta (2019), New Yorklu Hasta (2022), Umut Şehri Hastası (2022), Düsseldorflu Hasta (2023), isimleriyle anılan beş olgu daha görülmüştü. Tüm bu olguların temel mantığı hakkında kapsamlı fikir edinmek isterseniz, Londralı Hasta üzerinden genel bir anlatım yaptığım #hivbilgisi yazıma buraya tıklayarak erişebilirsiniz. Özete gereksinim duyanlar için izah edeyim; En önemli iki detay, bu olgularda kansere bağlı ilik nakli operasyonları söz konusu olması ve ilik bağışçılarından alınarak HIV pozitif kişilere -kanser sebebiyle- nakledilen iliklerin HIV’e doğal olarak dirençli olan CCR5 Delta 32 barındırması. Yani nakledilen ilikler bir şekilde HIV’e karşı doğal olarak dirençli. Bu bilgiye aşina olmayanlar ve doğal olarak heyecanlananlar için hemen ekleyeyim; Dünya genelinde mutasyona uğramış CCR5 Delta 32 mutasyonuna sahip insan sayısı oldukça az. İlik nakli operasyonları zaten bir hayli zorken, buna bir de CCR5 Delta 32 mutasyonu içeren ilikler bulmak ve bu iliklerin uyumlanmasını beklemek gibi zorluklar eklendiğinde işin zorluğu daha iyi anlaşılır. Cenevreli Hasta olgusunun diğer beş olgudan farkı ne? “Cenevreli Hasta” olgusunun diğer beş olgudan farkı ise nakledilen ilikte bu kez CCR5 Delta 32 mutasyonu olmaması. Yani bu nitelikte bir ilik bulunması diğer zor olasılığa göre daha az zor. Tabi bu yine de tüm HIV pozitiflere ilik nakli yapılabileceği anlamına gelen bir teselli değil. Bu olgunun umut verici olmasının temel sebebi CCR5 Delta 32 mutasyonuna sahip kök hücrelerin kullanılmasının uzun vadeli *HIV remisyonu elde etmek için ille de gerekli olmayabileceğini düşündürmesi. Eğer bu gerçekten böyleyse, acil nakil ihtiyacı olan HIV pozitif kanser hastaları için uygun donörlerin bulunması kolaylaşabilir. Ancak uzmanlar, bu tip kök hücrelerin kullanıldığı nakillerin geçmişte HIV'i ortadan kaldırmada başarısız olması nedeniyle sürekli izleme ve daha fazla test yapılması gerektiğinin altını ısrarla çiziyorlar. (*Remisyon en genel tanımıyla; kronik bir rahatsızlığın seyri sırasında duruma özgü belirtilerinin azaldığı ya da tamamen kaybolduğu ve hastalığın ilerlemediği bir dönemin adıdır. HIV remisyonu hakkında daha fazla #hivbilgisi için buraya tıklayın.) Günümüzde HIV’i baskılamada kullanılan ilaçlar (ART) HIV’in vücutta kendini kopyalamasını başarıyla durdurabiliyor olsalar da, virüs genetik planlarını (provirüs olarak bilinir) konak hücrelere eklemeye devam eder ve yok edilmesi son derece zor olan gizli bir viral rezervuar oluşturur. Virüsün bugüne kadar ki tüm kesin tedavi çalışmalarının kazanan tarafı olmasının en temel sebebi bu. İlik nakli operasyonları HIV’in kesin tedavisi (şifası) için bir yöntem olabilir mi? Bu soruya herkesin anlayabileceği dille yazılmış bir cevaba şuradan erişebilirsiniz. Devam eden HIV kesin tedavisi araştırmaları Araştırmacılar, diğer girişimler başarısız olurken neden bu hastaların kök hücre naklinden sonra iyileştiğini öğrenmek için yıllardır çalışıyorlar. Şimdiye kadar pek çok uzman, CCR5 Delta 32 mutasyonuna sahip bir donörden alınan kök hücrelerin kullanılmasının çok önemli olduğunu varsayıyordu. Bu yeni olgu virüsün 20 ay gibi uzun bir süre boyunca geri gelmememiş olmaması bakımından ezberleri bozdu. Doktorlar buna sebep olmuş olabilecek yaşam biçimi, başka hastalıklarla bağlı ilaçların kullanmı gibi tüm faktörleri araştırıyorlar. HIV’in kesin tedavisini araştırma yolunda başarılı ya da başarısız olan tüm olgular tam da bu yüzden değerli. Cenevreli Hasta olgusu üzerinden genel bir değerlendirme Kesin HIV tedavisi elbette üzerinde çalışılması gereken ve herkesi çok mutlu edecek bir şey. Bunu herkes istiyor. Ama en az kesin tedavi bulunması isteği kadar güçlü iki isteğimiz daha olmalı: HIV ile yaşayan herkesin ilaç tedavisine erişimini sağlamak ve yeni HIV bulaşlarını tamamen durdurmak. Bu hepimizin sorumluğu ve görevi. Çünkü HIV sadece hükümetleri ilgilendiren değil hepimizi ilgilendiren ve bir şeyler yapabileceğimiz bir konu. HIV hakkında konuşmaktan çekinmemek, onu ahlak eksikliği ya da ceza olarak görenlere karşı doğru #hivbilgisi ile sakin ama net ve açıklayıcı konuşmak, HIV’e dair pozitif mesajlar içeren sosyal medya içeriklerini kendi hesaplarımızda da paylaşmak, düzenli olarak HIV testi yaptırmak ve bunu yakın çevremizde de önermek, cesaretlendirmek, işyeri ya da okulda bilginin yayılmasını sağlayacak basit etkinlikler düzenlemek yapabileceklerinizden sadece birkaçı. HIV alanındaki tüm gelişmeleri yakından takip eden zaman zaman yazıya döken bir aktivist ve yazar olarak dünya HIV gündemini yakından takip etmeye, gelişmeleri paylaşmaya ilgileri ile paylaşmaya devam edeceğim. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey
- "Londralı Hasta" HIV kesin tedavisi yolunda iliklerimize kadar umutlanmaya değer mi?
Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, U=U Global Community Board Üyesi Yayın tarihi: Mart, 2019 Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. 1980’lerin başında, dünyaya duyurulduğu günden beri HIV ve AIDS hakkında üç şey, azalmak şöyle dursun yıldan yıla artmaya devam etti: Kesin tedavi (şifa) araştırmalarının sayısı, bu konu hakkında yapılan haberlerin sayısı ve dünya çapında milyonlarca insanın kesin tedavi (şifa) umudu. Seattle’da duyurulan ‘Londra Hastası’ çalışması kesin tedavi hakkında mı? Geçtiğimiz günlerde bu üç popüler başlığı da kapsayan çok önemli bir duyuru yapıldı. HIV ve AIDS’i de kapsayan önemli konferanslardan olan ve bu yıl Seattle’de gerçekleşen *CROI’den gelen haber, 40 yıla yaklaşan HIV ve AIDS tarihinde 2. kez kesin tedavi vakasından bahsediyordu. Çoğu zaman kullandıkları ayrımcı ve yanlışlarla dolu dil yüzünden HIV’in hala gulyabani olmasını sağlayan ana akım medya ise, konuya atlamakta gecikmedi ve bir kutlama havasında ‘AIDS’e kesin çare bulundu’ gibi abartılı, gereğinden fazla umut veren başlıklarla duyurdu. *Retovirusler ve Fırsatçı Enfeksiyonlar Konferansı Hal böyle olunca hem kişisel e-posta ve sosyal medya hesaplarım, hem de Kırmızı Kurdele İstanbul’un online HIV Danışmanlığı servisi üzerinden, sayısı 2 günde 300’ü aşan e-posta/mesaj aldık. Haber linkleri, videolar, sevinçler, şüpheler, hatta ‘çalışma ekibinden bir doktorun telefon numarası’ gibi istekler içeren tüm mesajları tek bir cümleye indirgemek mümkün: Bu sefer çare bulunmuş muydu? Kırmızı Kurdele İstanbul neden kanıt temelli aktivizmde ısrar ediyor? Bu önemli konuya ve sorulara gelmeden önce, konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm için paylaşmak istediğim kişisel şeyler var. Açıkça söylemek isterim ki bu ilgi ve Türkiye’de konuya ilgi duyan pek çok insanın, özellikle bilimsel gelişmeler ve konferanslardan haberler söz konusu olduğunda ‘onlar bilirler’ düşüncesiyle Kırmızı Kurdele İstanbul’a ve bana ulaşmaları mutluluk verici. Çünkü 11 yıl önce Pozitif Yaşam Derneği’nde başladığım günden bu yana kesintisiz sürdürdüğüm ve son 3 yıldır da Kırmızı Kurdele İstanbul ile devam eden HIV aktivizmi çabamın en çok önemsediğim boyutu bilimsel gelişmeler, araştırmalar ve bunların yoğun bir akış halinde paylaşıldığı üst düzey konferanslar, yani bilimsel kanıt! HIV bilimi, kişisel olarak çok ciddiye aldığım ve gerçekten sıkı çalıştığım bir alan. Bu bağlamda zaman ve kaynak denkleminin izin verdiği ölçüde tüm konferanslara gitmeye çalışıyorum yıllardır. Fakat maalesef bu sene hem Kırmızı Kurdele İstanbul’un devam eden ve hazırlanan projeleri hem de maddi olanaksızlıklar (ekonomik durum, kur yüksekliği vb.) sebebiyle CROI’de değildim. Amerika’da gerçekleşen ve en az bir hafta kalmanızı gerektiren bir konferansa gitmek için gereken minimum bütçe, hele de içinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda oldukça yüksek. Burs olanakları ise, iyi tanınan bir aktivist olsanız bile kısıtlı. Çünkü bursların dağıtımında ülkenizin politik durumu, bilimsel seviyesi, Dünya HIV bilimine katkısı vb. gibi pek çok şey göz önünde bulunduruluyor. Tam da bu noktada ‘coğrafyan kaderindir’ diyen İbn-i Haldun’u bir kez daha rahmetle anmak hepimize iyi gelebilir. Evet, yukarıda da bahsettiğim sebeplerden ötürü CROI’de değildim ancak konferansı takip etmenin tek yolu orada olmak değil. Ne mutlu ki internet çağındayız ve takip etmek zor, erişilebilecek bilgi biraz kısıtlı olsa da konferansı online takip etmek mümkün. Ayrıca konferansta bulunan pek çok arkadaşımla sürekli iletişimde kalarak bilgi akışını kaçırmamaya çalıştım. Tabi bunun için konferans günleri boyunca zamanı, İstanbul’dan 11 saat geride olan Seattle’a göre ayarlamak ve oradaymış gibi yatıp kalkmak gerekti ama bunu pek sorun etmedim. Sıkı çalışıyorum diyorsanız hakkını da vermek gerekir. Ben öyle yapmaya çalışıyorum. Çünkü Kırmızı Kurdele İstanbul için anahtar kavramlardan birisi kanıt temelli aktivizm. HIV ve AIDS’in en çok asparagas uydurulan konulardan olması, söylediğimiz her şeyin bilimsel kanıta dayalı olmasını tercih olmaktan çıkarıp, zorunlu kılıyor. Peki eldeki tedavi kötü mü ki şifa çalışmalarını daha çok önemsiyor ve daha çok okuyoruz? “Londralı Hasta’’ya ve ana soruya döneceğim ama dönmeden önce soruyla ilgili iki konudan daha bahsetmeyi gerekli görüyorum; o da mevcut HIV ilaç tedavisi seçenekleri ve sunduğu imkanlar... Konferansın ilk günü, açılış konuşmasını da yapan olan ve düzenli #hivbilgisi yayınlarımızdan aşina olduğunuz kahramanımız Dr. Fauci’nin HIV.gov'daki canlı video söyleşisini izliyordum. Geçtiğimiz yaz Amsterdam AIDS2018’de, Türkiye’nin HIV aktivizmi tarihinde bir ilk olarak aynı panelde konuşmacı olma şerefine de eriştiğim, HIV bilimi tarihinin tartışmasız en önemli isimlerinden olan Dr. Fauci’nin 15 dk.lık söyleşisi dolu doluydu. Dr. Fauci, şu anda elimizde olan (ve ne mutlu ki Türkiye’de kolaylıkla erişilebilen) ilaç tedavisini ve onun sunduğu yaşam süresi, kalitesi ve bulaş engelleme (Bkz. Belirleneyemen = Bulaştırmayan) gibi olanakları phenomenal – olağanüstü olarak tanımlarken, bir yakın gelecek zamanın tedavi yaklaşımı *depo ilaç çalışmalarının da çok iyi gittiğini söylüyor. (*Tedavinin her gün tablet almak yerine, 2 haftada 1, ayda 1 vb. sürelerde yapılacak tek bir iğne ile devam etmesi) -Depo ilaçlarla ilgili iki çalışmanın ilk sonuçlarını CROI 2019 konferansında bulunan bir aktivist arkadaşımın görüntülü WhatsApp araması ile izledim. Aldığım notları kapsayan #hivbilgisi yazısına aşağıdaki görsele tıklayarak ulaşabilirsiniz- Yani basit bir dille tekrarlarsam; Dr. Fauci henüz şifa (kesin tedavi) yoksa da, eldeki ilaç tedavisinin çok çok iyi olduğunu, bu tedavinin sunduğu olanakların alelade şeyler olmadığını bir kez daha tekrarlıyor. Peki tarihte, vücudundaki HIV tamamen yok edilen ilk insan olan ‘Berlin Hastası’ Timothy ne diyor? “Londralı Hasta’’ya gelmeden önce bahsetmek gereken diğer ve esas önemli konu ise tarihteki ilk HIV kesin tedavisi örneği olan, bilinen adıyla ‘Berlin Hastası’’ ya da Timothy Ray Brown. Tam da bu noktada, geçtiğimiz günlerde 12. şifa yıldönümünü kutlayan ve kendisiyle önümüzdeki haftalarda yayınlamak üzere uzun bir söyleşi yaptığım dostum Timothy’den bahsetmek şart. Çünkü Berlin ve Londra vakalarının süreçleri benzerlikler içeriyor ve bu benzerlikler, farklar ve iki olay arasındaki ilişkiyi doğru anlamak bizi, akılları kurcalayan “acaba bu sefer çare bulundu mu?” sorusunun cevabına götürebilir. 2003 yılında HIV tanısı alan Timothy sonraki yıllarda ise lenf kanseri olduğunu öğreniyor ve 2006 yılında iki ayrı ilik nakli operasyonuyla beraber, kanserli hücreleri yok etmek için iki tur kemoterapi ve yoğun bir radyoterapi süreci geçiriyor. İşte ne oluyorsa bu operasyonlardan sonra oluyor ve Timothy’nin vücudundaki HIV kayboluyor! Şimdi biraz detaya girip HIV’in hücreye girişini ve yaşam döngüsünü iyi anlamak gerekecek; çünkü hem Berlin, hem de Londra vakalarını anlamak için buna ihtiyaç duyacağız! Bu konu hakkında detaylı bilgiyi HIV yaşam döngüsü başlıklı #hivbilgisi yazımızda ve grafiklerde bulabilirsiniz (Bkz.1 Adım: Bağlanma) HIV vücuda girdikten sonra kendine kalıcı bir yer bulmak için, CD4 adıyla bilinen akyuvarlardaki, bir çeşit kapı olarak tanımlayabileceğimiz CCR5 reseptörlerine tutunuyor ve bu reseptörler aracılığıyla (konak) hücreye yerleşerek çoğalıyor. Yani asıl amacı vücuda giren zararlıları etkisiz hale getirmek olan CD4 hücrelerine sızarak, onları önce etkisiz, sonra zararlı hale getiriyor. Bir tür kaleyi içten fethetmek yani... Olağan süreç bu şekilde işliyor. Fakat bazı olağandışı şeyler de mümkün. Mesela bazı insanların CCR5 reseptörlerinin HIV’e doğal olarak dirençli olması gibi. Yani kapıdaki güvenlik ekibi kendisine güler yüzle ‘bir arkadaşa bakıp çıkacaktım’ diyen HIV’i hemen tanıyıp, ‘giremezsin’ diyorlar. HIV hakkındaki bu önemli bilgiye aşina olmayanlar ve doğal olarak heyecanlananlar için hemen ekleyeyim; Dünya genelinde mutasyona uğramış CCR5 sahibi insan sayısı oldukça az! Bu kafa karıştırıcı bilgiyi vermek zorundaydım çünkü hem Berlin, hem Londra vakalarının iki temel belirleyici noktası var; -Birincisi her iki kişinin de kanser olması, -İkincisi ise her ikisine de ilik bağışlayan kişilerin mutasyona uğramış CCR5 sahibi olması. Yukarıda bahsettiğim gibi kendisiyle tüm nakil süreci ve ‘kazara’ HIV kesin tedavisi sonrasında kendini HIV çalışmalarına adadığı 12 yıla dair uzun bir söyleşi yaptığım dostum Timothy, ‘’Londra Hastası’’ için ise şunları söyledi; ‘’Heyecanlıyım! Aslında olaydan bir süredir haberdardım ama konuşamazdım. Şu anda ortaya çıkmak isteyeceğini de sanmıyorum çünkü hem zorlu bir süreçten geçiyor hem de henüz her şey kesin değil. Ama kendisine destek olmak için elimden geleni yapacağım. Heyecanımın bir diğer sebebi ise harika HIV bilimi insanlarının, HIV’in şifasının bulunabileceğini bir kez daha kanıtlaması oldu. Bu olay bize gösterdi ki bu gerçekten mümkün. O günü görmek için sabırsızlanıyorum’’. Geçirdiği zorlu süreç ve kesin tedavi araştırmalarında kullanılmak üzere bedenini ‘yaşarken’ bilime bağışlayarak, muhtemelen üzerinde en çok bilimsel çalışma yapılmış insan olan Timothy’nin, bunca şeyden sonra hala bu kadar umutlu ve adanmış olması karşısında duyduğum hayranlığı gizleyemiyor ve sizlerin huzurunda bir kez daha minnet ve şükranlarımı iletiyorum. Peki ilik nakli HIV’in kesin tedavisi için kesin bir yöntem olabilir mi? Bu soruya verebilecek en kısa cevap şu olurdu: Olmaz öyle saçma şey! Fakat bunun teorik açıdan mümkün olmadığını da söyleyemem. Çünkü elimizde en azından iki örnek ve kanıt var. Ama elimizde başka şeylere dair güçlü kanıtlar da var: *İlik nakli operasyonun çok zor, çok zahmetli ve riskli olduğuna, *Doğru iliği bulmanın neredeyse imkânsız olduğuna, *Doğru iliği bulsanız bile vücudunuza uyum gösterme ihtimalinin çok düşük olduğuna, *İlik naklinin sadece kan kanseri olmuş kişiler için bir seçenek olduğuna dair kanıtlar vs. Yani ilik nakli HIV’in kesin tedavisi için bir seçenek olamaz. Benim yorumumu ikna edici ya da yeteri kadar bilimsel bulmayanlar için Londra Queen Mary Üniversitesi’nden, dünyaca tanınmış viral patoloji profesörü Aine McKnight’ın açıklamasından kısa bir alıntı yapayım; "Bu tedavi yaklaşımının tüm HIV pozitif bireyler için tedavi önerisi olması mümkün değil!" Tedavi konusunda yanlış yere odaklanıyor olabilir miyiz? Bilimin HIV konusunda aldığı mesafe ve tüm gelişmeler gerçekten muazzam. Bunun bir sonucu olarak AIDS ve HIV’i, tarihte ölümcül bir hastalığın kronik taşıyıcılık seviyesine en kısa sürede indirildiği başarı örneği olarak tanımlayabiliyoruz. Sadece ömür uzatmaya yarayan ilk ilaçların 1986, HIV’i kronik bir taşıyıcılık seviyesine indirgeyen ART’nin 1996’da kullanılmaya başladığını hatırlarsak, bu başarıyı takdir etmek kolaylaşır. 1996’dan sonrasının gelişmeleri ise uzun süre hayal dahi edilemeyen sonuçlar. O günlerde avuç avuç yutulan ve oldukça yüksek yan etkilere sebep olan ilaçlardan, bugün günde sadece bir tabletle sürdürülen tedaviye ulaşan bir yol. Üstelik bu standart ve kolay erişilebilir tedavi, HIV pozitif bireylerin uzun ve kaliteli bir ömür sürmelerini, HIV bulaştırma korkusu olmadan ebeveyn olabilmelerini, hatta *kondomsuz ilişkilerde dahi virüs bulaştırma endişesi taşımamalarını yani kendilerini bir tehlike, bir risk, bir sorun olarak görmemelerini sağlıyor. Yani sadece sağlık değil, psikolojik ve sosyal açıdan kazanımları da oldukça yüksek. *Detaylı bilgi için www.kirmizikurdele.org/besittirb Bu da şu anlama gelir: eğer bizler dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan tüm HIV pozitifleri ilaç tedavisi ile buluşturmayı ve sürekliliği başarabilirsek, yeni HIV bulaşıları oluşumunu tamamen engellemiş oluyoruz. Bu da AIDS’in ve HIV’in sonu demek. Fakat UNAIDS’in 2018 verilerine göre dünya genelinde düzenli tıbbi bakım ve HIV ilaç tedavisine erişebilme oranı sadece %60 dolaylarında. Yani an itibarıyla HIV ile yaşayan insanların neredeyse yarısı, onlara sağlıklı bir ömür sunacak, AIDS ve HIV durduracak bu tedaviden yoksun. Kırmızı Kurdele İstanbul’un partner kuruluşlarından, saygın HIV bilgisi sağlayıcısı NAM-AIDSmap’in yöneticisi arkadaşım Matthew Hodson da aynı önemli noktaya odaklanmayı tercih ediyor: ‘’Bilim insanları HIV'i etkili bir şekilde tedavi etmek için gerekli tıbbi araçlara sahip olduğumuzu duyurduktan 20 yıl sonra bile dünya çapında HIV ile yaşayan insanların yaklaşık yüzde 40'ı bu hayat kurtarıcı tedaviye erişemiyor. Üstelik sahip olduğumuz bu tedavi, HIV pozitif bireylerin herkesle aynı yaşam beklentisine sahip olabilirler demek. Ve bu mevcut popülasyonu tedavi etmeyi başarırsak, yeni enfeksiyonları da durdurabileceğimiz anlamına gelir. ‘Londra Hastası’ çalışması zaman içinde uygulaması kolay, risksiz ve HIV’i vücuttan tamamen atan ya da ilaç kullanmayı gerektirmeden sürekli baskılama başarısı yüksek tedavilerin gelişmesine yol açabilir. Bunun çok yakın zamanda gerçekleşmesini umuyorum. Fakat asıl odaklanmamız gereken şeyin, yirmi yıl sonra bile herkese ilaç tedavisi sunmayı başaramadığımız gerçeği olduğunu hatırlarsak, HIV'in kesin tedavisini bulmanın eşiğinde olduğumuzu düşünmek pek de akıllıca olmaz’’. Kesin tedaviyi ararken, neleri unutuyoruz? Dr. Ravindra Gundra’nın Londra Hastası çalışmasını sunduğu oturumun tamamını izledim. Ve bence bütün bu yaygarayı boşa çıkaran asıl önemli detay şuydu: Dr. Gundra sunumunda 'cure' (kesin tedavi – şifa) kelimesini hiç kullanmadı! Çünkü çalışma devam ediyor ve açıklanan şey kesin sonuç değil! Bence 2019’un Londra Hastası olayı, on iki yıl önceki Berlin Hastası olayından daha önemli değil. Daha net olmak gerekirse, pek önemli de değil. Üstelik aralarında bazı farklar ve Berlin’den alınacak çok büyük bir ders var. En belirgin fark şu: Timothy şifa bulduğunda, HIV ilaç tedavisi yüksek yan etkili ve daha pahalıydı. İlaç seçenekleri azdı, PrEP yoktu, B eşittir B yoktu. Daha az seçenek, daha çok sıkıntı vardı ve HIV’in tamamen tedavi edilebileceği fikri sadece varsayımdı. Yani Berlin olayı, başka bir tedavinin beklenmeyen bir sonucu olarak tarihi ve kazara da olsa devrimsel! ‘Londra Hastası’ ise kendisine uzun ve kaliteli bir ömür sunan, virüsü başkalarına bulaştırmayacağına bilimsel olarak ikna olduğu bir tedavi çağının insanı. Üstelik virüsün yok edildiği bir kaç laboratuvar çalışmasından, yani tedavinin teorik olarak mümkün olduğundan da haberdar. Ve ne şanslı ki önünde Timothy gibi bir örnek var. Muhtemelen Berlin’den alınması gereken dersi de almış olmalı ki kimliğini şimdilik gizli tutmayı tercih ediyor. Yukarıda da değinmeye çalıştım; Timothy tarihin ilk kesin HIV tedavisi örneği olmayı şanstan çok sorumluluk olarak gördü ve kendini bilime bağışladı. Türkiye’de kadavradan organ bağışı oranının sadece yüzde 25 olduğunu hatırlatırsam, bedenini yaşarken bağışlamayı daha iyi değerlendirebilirsiniz. Onun on iki yıl boyunca geçirdiği operasyonlar ve katıldığı bilimsel çalışmaların HIV araştırmalarına ve genel bilime yararları tartışılamayacak kadar çok. En basit örneği; eğer onun gönüllüğü olmasaydı, bugün Londralı Hastadan bahsetmek mümkün olmayacaktı. Ama bu on iki yılın, Timothy’nin yaşam kalitesine ve hayatına etkileri için aynı olumlu şeyleri söylemek zor. Kalıcı fiziksel hasarlar şöyle dursun, hayatının sadece ve sürekli olarak HIV’den, HIV konuşmaktan, HIV dinlemekten, HIV okumaktan ibaret olması bile bize bir şeyler söylüyor olmalı. Konuyu toparlarsam; kesin HIV tedavisi elbette üzerinde çalışılması gereken ve herkesi çok mutlu edecek bir şey. Bunu herkes istiyor. Ama en az kesin tedavi bulunması isteği kadar güçlü iki isteğimiz daha olmalı: HIV ile yaşayan herkesin ilaç tedavisine erişimini sağlamak ve yeni HIV bulaşlarını tamamen durdurmak. Bu hepimizin sorumluğu ve görevi! Bunu nerede söylersem söyleyeyim, mutlaka ‘ama biz birey olarak ne yapabiliriz ki; bunlar hükümetlerin yapabileceği şeyler’ diyen birileri mutlaka çıkar. Bu düşünceye katılanların ellerini kaldırmalarını rica ettiğimde ise ortamdakilerin en az yarısının elleri havada olur. Bu uzun yazıyı yukarıdaki cümleye verdiğim cevapla bitireyim; Önermeniz haklı ama eksik. Bu sadece hükümetleri ilgilendiren bir sorun değil, hepimizi ilgilendiren ve bir şeyler yapabileceğimiz bir sorun. HIV hakkında konuşmaktan çekinmemek, onu ahlak eksikliği olarak ya da ceza olarak görenlere karşı sakin ama net ve açıklayıcı konuşmak, HIV’e dair pozitif mesajlar içeren sosyal medya içeriklerini kendi hesaplarımızda da paylaşmak, düzenli olarak HIV testi yaptırmak ve bunu yakın çevremizde de önermek, cesaretlendirmek, işyeri ya da okulda bilginin yayılmasını sağlayacak basit etkinlikler düzenlemek bunlardan sadece birkaçı. Şimdi de son bir yılda yukarıda saydığım şeylerden en az ikisini yapanların ellerini kaldırmalarını rica edebilir miyim? www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey Herkes için #hivbilgisi
- Sıfır HIV Damgalaması Günü
HIV bilimi alanındaki tüm pozitif gelişmelere rağmen HIV sebepli damgalama ve ayrımcılık devam ediyor. Bu damgalama ve ayrımcılıklara dikkat çekmek için seçilen 21 Temmuz Sıfır HIV Damgalaması (#ZeroHIVStigmaDay) Gününe dair kısa bir #hivbilgisi yazısı yazarak bu senenin mesajını sizlerle paylaşmak istedik. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü S. Yayın tarihi: Temmuz 20, 2023 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. 21 Temmuz Sıfır HIV Damgalaması Günü, HIV yayılımı ve buna bağlı eşitsizlikleri pekiştiren ve güçlendiren HIV damgalamasına karşı farkındalık yaratmak ve birlikte aksiyon almak için bireyleri toplulukları, ilgili kuruluşları ve tüm ülkeleri bir araya getiren bir harekete öncülük eden değerli bir gün. Dünya AIDS Günü gibi günler genel olarak HIV konusunda gerekli farkındalığı sağlarken, HIV yayılımının durdurulması ve tedavi hizmetlerindeki tüm pozitif bilimsel ilerlemelere rağmen devam eden damgalama ve ayrımcılığın etkisine meydan okumak için özel olarak küresel bir farkındalık günü hiç olmamıştı. Bu noktada HIV damgalamasına özel bir güne ve HIV damgalamasının sonlandırılmasına neden ihtiyaç var diye sorulabilir. Aslında bu soruya sayısız cevap verilebilir ancak verilecek ilk cevap şu olabilir; Eğe insanlar HIV sebepli damgalanma ve ayrımcılık yaşamaktan korkarlarsa, bu onları HIV testi yaptırmaktan vazgeçirebilir. Bu da HIV'in yayılımındaki ve sıfır yeni olgu hedefine ulaşamamaktaki en temel sorun olarak karşımıza çıkar. Oysa 1 Aralık 2022 Dünya AIDS Günü için yazdığımız *bildiride de söylediğimiz gibi; "insanların ayıplanma ve dışlanma korkusu olmadan HIV hakkında konuşabildikleri bir dünya inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur." 21 Temmuz'da ayrıca, HIV statüsünü kamuoyu ile paylaşan ilk Siyah Güney Afrikalı kadın olan Prudence Mabele de anılıyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 75. Yıldönümüne denk gelen bu seneki Sıfır HIV Damgalaması Gününün teması; "Önce İnsan". Kırmızı Kurdele İstanbul olarak Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler vizyonumuz kapsamında birlikte çalıştığımız partner kuruluşumuz olan IAPAC (Uluslararası AIDS Bakımı Sağlayıcıları Derneği) tarafından başlatılan bu önemli girişimi destekliyor ve HIV sebepli damgalama ve ayrımcılığın sonlanarak dünyanın her yerindeki ve ülkemizdeki tüm insanların virüs, hastalık ya da risk olarak değil "önce insan" olarak görüldükleri bir ortak gelecek için, elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. #hivbilgisi blog yazılarımız için tıklayın #hivhakkindahersey sayfalarımız için tıklayın Kırmızı Kurdele İstanbul'u Instagram'da takip etmek için tıklayın www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey
- HIV hakkında herkesin bilmesi gereken beş #hivbilgisi
HIV hakkında herkesin bilmesi gereken beş #hivbilgisi başlıklı bu yazımızda, HIV hakkında mantıklı ve gerçekçi bir toplumsal tartışma yapılabilmesi için herkesçe bilinmesi gereken beş şeyi, yani #hivindogrusu’nu paylaşıyoruz. Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, (Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı) Yayın tarihi: Temmuz, 2021 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. İnsanlığın hayatına resmen girdiği ilk günden bu yana bitmeyen yoğun bir dedikodu, ön yargı ve damgalama kaynağı olan HIV'e dair en ciddi problemlerden biri de safsatalar ve bilimsel kanıtların zıttı yönünde yaygınlaşan yanlış bilgiler. Günümüzde tamamen kontrol altına alınabilinmiş ve bulaştırıcılığı tamamen durdurulabilinmiş olsa da dedikodusu bitmeyen bir konu olan HIV hakkında yanlış bilgilerden en yaygın olan 10 tanesini bir başka #hivbilgisi yazısı için seçmiş ve doğrularını HIV/AIDS ile ilgili 10 mit başlığıyla şurada anlatmıştık. HIV hakkında beş şey başlıklı bu #hivbilgisi yazımızda ise, HIV hakkında mantıklı ve gerçekçi bir toplumsal tartışma yapılabilmesi için herkesçe bilinmesi gereken şeyleri, yani #hivindogrusu’nu paylaşıyoruz. (Yazıda bahsedilen konulardan herhangi biri hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz HIV hakkında her şey sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz.) 1) HIV ilaç tedavisi vücuttaki virüsü tamamen kontrol altına alır ve B (belirlenemeyen) seviyeye baskılayarak –kondomsuz ilişkilerde bile- bulaştırılmasını engeller. Son yıllarda artan bir hızla devam eden çalışmalar ve Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan gibi HIV’i tamamen baskı altına alan ve HIV taşıyıcısı bireylere de hiç kimseye virüs bulaştırma kaygısı olmadan HIV taşımayan bireylerle aynı şartlarda, sağlıklı ve uzun bir ömür imkânı sunan ilaç seçenekleri var. Tüm bu ilaçlar sayesinde virüsü kimseye bulaştırmadan sağlıklı ve uzun bir ömür sürdürmek, çalışmak, HIV taşımayan çocuk sahibi olmak mümkün. Ve ne mutlu ki ülkemizde bu HIV tedavisi ilaçları tamamen ücretsiz ve erişilebilir durumda. --Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan nedir?-- 2) HIV gündelik temaslarla, sosyal ilişkilerle bulaşmaz. Endişelemeye gerek yok. HIV dokunmak, sarılmak, öpüşmek, tabak çanak paylaşmak gibi gündelik temaslar ve sosyal ilişkilerle bulaşmaz. HIV’in bulaşabilmesi kondomsuz cinsel (anal ya da vajinal) ilişki, enjektör-iğne paylaşımı, gerekli önlemler alınmadığı takdirde doğum esnasında anneden bebeğe ve/veya da bebeğe emzirme ile söz konusu olabilir. Fakat HIV taşıyan kişinin bunun farkında olması ve HIV’i baskılayan ilaç tedavisi sürdüyor olması durumunda bu senaryolara ilişkin bulaş oranları oldukça azalmaktadır. Yani yeni bulaşlar genellikle HIV taşıdıklarını bilmeyen yani düzenli test yaptırmayan insanlar kaynaklı olur. Bu yüzden tüm güvenilir rehberler her yıl en az bir kez test yaptırılmasını önermektedir. --HIV bulaş yolları-- 3) HIV herkesi etkileyebilir HIV resmi olarak 40 yıldır hayatımızda ve bu süre içinde dünyanın her yerinden pek çok insanı etkiledi. Buna rağmen bazı insanlar HIV’in sadece belli gruplarda görülen bir hastalık olduğunu, dolayısıyla kendi sorunları olmadığını düşünme eğilimindeler. Oysa küresel veriler gösteriyor ki HIV bazı bölgelerde/ülkelerde yetişkin heteroseksüel kadınları, bazılarında genç kadınları/çocukları, bazılarında yetişkin heteroseksüel erkekleri, bazılarında ise yetişkin eşcinsel bireyleri daha çok etkiliyor. Görülme sıklığını değiştiren ana etkenler ise yerel farklılıklar ya da yerel davranış alışkanlıkları. Yani HIV dil, din, milliyet, cinsiyet vb. ayırt etmeden tüm insanları etkileyebilir ve HIV’in sadece belli grupların sorunu, sadece belli gruplar için tehdit olduğu bilgisi yanlıştır. Bu yanlış bilgi sadece damgalama ve ötekileştirmeye sebep olduğu için değil, aynı zamanda HIV konusunda tedbirli davranmama eğilimini beslediği için de tehlikelidir. --HIV hakkında her şey sayfalarımız için tıklayın-- 4) HIV pozitif bireyler tamamen sağlıklı ve uzun bir ömür sürebilirler. Henüz HIV’i vücuttan tamamen atmayı, yani vücudu HIV’den tamamen arındırmayı sağlayan kesin bir tedavinin olmadığı doğru. Ancak günümüzdeki etkin HIV ilaç tedavisi sayesinde vücuttaki HIV tamamen kontrol altına altına alınabilir, HIV baskılanabilir, vücuttaki HIV B (belirlenemeyen) seviyeye indirilir ve vücutlarındaki HIV Belirlenemeyen (B) seviyede olan bireyler, kondomsuz cinsel ilişkilerde bile HIV bulaştırmazlar. Bu da, HIV pozitif bireylerin virüsü kimseye bulaştırma kaygısı taşımadan yaşayabilmelerine, çalışabilmelerine, evlenebilmelerine, seyahat edebilmelerine, HIV taşımayan çocuk sahibi olabilmelerine yani sosyal ve hukuksal olarak herkesle eşit şartlarda yaşayabilmelerine olanak tanır. Bu bilimsel gerçekler ışığında HIV ile yaşayan bireyleri, üstelik sadece bir virüs taşıdıkları için damgalamak, ötekileştirmek, suçlamak, aşağılamak son derece akıl ve çağ dışı ve vicdansızca bir davranıştır. --HIV tedavisi-- --Sıkça sorulan HIV soruları ve cevapları için tıklayın-- 5) HIV’den korunmak kolaydır ve HIV’den korunmanın birçok farklı yolu vardır. HIV çok kolay bulaşabilen bir virüs olmadığı gibi bulaş risklerini minimum düzeye indirecek oldukça etkili araçlar vardır. *Her zaman kondom bulundurup tüm cinsel ilişkilerinizde düzenli olarak kondom kullanarak ve bu konuda partnerlerinizi de teşvik ederek, *Yılda en az bir kez düzenli HIV testi yaptırarak ve bu konuda partnerlerinizi de teşvik ederek HIV taşıyıp taşımadığınızdan emin olarak, *Gerekli durumlarda temas öncesi (PrEP/TÖP) ya da temas sonrası (PeP/TSP) korunma tedavilerine başvurarak, *Eğer HIV taşıyorsanız HIV tedavisi ilaçlarınızı reçete edildikleri şekliyle aksatmadan kullanarak ve B seviyede olduğunuzdan emin olarak, *Güvenilir kaynaklardan edinilmiş ve doğrulanmış güncel #hivbilgisi’nin yaygınlaşmasına yani toplumun doğru bilgilenmesine katkı sunarak, HIV’den korunmak mümkündür. HIV gibi toplumda rahat konuşulamayan ve tabulaşmış konu/sorunlarla mücadelede tek sorumluluğumuzun kendimizi korumak olmadığını hatırlamak ve ortak sorumluluğumuzu reddetmemek çok önemli bir tutum. Çünkü *bizler birbirimizden kaçamayacağımız, iç içe geçmiş, bir arada olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz ve HIV konusunda vereceğimiz tepkiler de, bu birliktelikten ne anladığımıza bağlı. Bu yalnızca HIV ile yaşayanların değil, hepimizin sorunu. --PrEP nedir?-- --PeP nedir?-- --HIV'den korunma yolları-- --HIV hakkında her şey sayfalarımıza gitmek için tıklayın-- www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey *Bill Clinton
- EKMUD 4. HIV Akademisi notları
Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi Aktivisti, Topluluk Yazarı Yayın tarihi: Haziran 20, 2023 Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. EKMUD 4. HIV Akademisi”nden Kırmızı Kurdele İstanbul notları EKMUD (Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği) tarafından düzenlenen 4. HIV Akademisi’ni sivil toplum temsilcisi olarak yerinde izledik, görüş ve katkılarımızla komünite perspektifi katmaya çalıştık, Twitter’da yerinden paylaşımlar yaptık ve bir #hivbilgisi yazısı haline getirerek sizlerle paylaştık. Türkiye’nin pek çok şehrinden 150’yi aşkın hekimin katıldığı EKMUD Türkiye 4. HIV Akademisi'nde iki günlük kapsamlı bir ajanda ile Temas Öncesi Profilaksi TÖP/PrEP, cinsel kimlik ve cinsel yönelim, HIV ve hematoloji, HIV ve göz, HIV ve doğum, yeni ilaçlarla direnç gibi önemli başlıklar ele alındı, kapsamlı olgu değerlendirmeleri ile tecrübe paylaşıldı. HIV Akademisi’nin amacı EKMUD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu EKMUD HIV Akademisi’nin amaçlarını ve hedeflerini şöyle özetledi; “4. EKMUD HIV Akademisi’ni pozitif HIV tanısını yakın zamanda almış kişiler için ilk andan itibaren neler yapmalıyız diye düşünerek kurguladık. Amacımız HIV pozitif kişilerin tedavi takibine yeni başlayan ve başlayacak olan hekim arkadaşlarımızla en güncel bilgileri paylaşmaya çalışmaktı. Toplantının hem bilimsel açıdan hem de sosyal açıdan çok verimli olduğunu düşünüyorum”. Sivil Toplum Kuruluşları’nın katılımı ve komünite temsilinin önemine vurgu 4. EKMUD HIV Akademisi’ne EKMUD Yönetim Kurulu’nun daveti ile HIV alanında çalışan üç STK olan Kırmızı Kurdele İstanbul, Pozitif Yaşam ve Pozitif-İz’den de temsilciler katıldı. Tüm oturumlarda aktif katılım sergileyen aktivistler, gerekli yerlerde söz alarak hekimlerin sorunlara bir de HIV pozitiflerin gözü ve STK perspektifinden bakmalarını sağlayamaya çalıştılar. EKMUD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu’nun sivil toplum katılımı ile ilgili yorumları şöyleydi; “STK’ların/aktivistlerin katılımı ve katkıları tartışılan tüm konulara daha kapsamlı bir perspektiften bakmamıza olanak sağladı. Komünite katılımı cinsel kimlik, cinsel yönelim, sadece ikili cinsiyet sistemi tanımlarıyla değil daha kapsayıcı bir bakış açısıyla ben olma-biz olmaya dair yaklaşımlar hakkında görüş alışverişinde bulunmamızı kolaylaştırarak hepimizi güçlendirdi. STK’lar ve aktivistlerle yakın çalışma ve diyalog içinde olmayı daima değerli ve önemli buluyorum”. Açılış oturumumun odağı; PrEP/TÖP Toplantının PrEP/TÖP’e odaklanmış bir oturumla başlaması, bu konuya verilen önemi göstermesi açısından çok değerliydi. “Epideminin sıcak tarafını yaşarken temas öncesi profilakside ne durumdayız?” başlıklı oturumda konuşan Prof. Dr. Deniz Gökengin’in sunumunun en dikkat çekici cümlelerinden birisi şöyleydi; “PrEP/TÖP Dünyada çok yoğun biçimde konuşuluyor ve kullanılıyor olmasına rağmen bizde hala o derece yoğun konuşulmuyor. Belki de önemi hala anlaşılmadı”. Bu cümle Dünya genelinde ve Türkiye’de PrEP/TÖP’e nasıl bakıldığını, genel durumu oldukça net özetleyen bir aktarım. Gökengin’in çeşitli çalışmalardan yararlanarak paylaştığı verilere göre PrEP/TÖP kullananlar cinsel yaşamlarında, kullanmayanlara göre daha mutlular. Sadece bu veri bile, PrEP’in sadece medikal değil sosyal açıdan da değerli ve mutlaka yararlanılması gereken bir halk sağlığı aracı olduğunu vurguluyor. Sunumdan bir diğer dikkat çekici veri ise PrEP/TÖP’ün pek yaygın olmadığı bölgelerdeki HIV enfeksiyonu sıkılığı artış oranları. Doğu Avrupa : %79 Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Avrupa Bölgesi: %113 Bu veriler/yorumlar ışığında PrEP/TÖP'ün HIV yayılımını önlemede oldukça etkili olduğunu görmek mümkün. Prof. Dr. Deniz Gökengin #PrEP #TÖP sunumunu “Biz bıkmadan usanmadan bu konunun önemini anlatmaya devem edeceğiz. Umalım ki bir gün birileri bizi duyar” sözleriyle bitirdi. Cinsel Kimlik, Cinsel Yönelim Nedir? Ne Değildir? Doç. Dr. Koray Başar'ın "Cinsel kimlik, cinsel yönelim nedir? Ne değildir?" başlıklı sunumu, yurdun her yerinden gelen ve her deneyim seviyesinden hekimin bulunduğu bilimsel bir toplantıda tartıştırdığı konular ve kattığı değerlerle oldukça verimli oldu. Kendilerini hangi cinsiyet kimliği ile ifade ediyor olurlarsa olsunlar, pek çok HIV pozitifin en çok ayrımcılık ve damgalanmaya maruz kaldıkları noktalar olarak hastaneleri işaret ettikleri düşünülürse, komünite perspektifinden bakıldığında bu oturumun ajandanın en işlevsel oturumlarından biri olduğunu söylersek abartmış olmayız. Oturum sonunda söz alarak Aralık ayında Antalya’da gerçekleştirilecek Ulusal HIV/AIDS Kongresi’nin ajandasına da alınmasını önerdiğim sunumun, sürekli olarak ayrımcılık tehdidine maruz kalan ve dışlanma riski ile yaşayan kişilere verilmekte olan tedavi hizmetinin toplam kalitesinin artmasına ve HIV ile yaşayanların iyilik hallerinin desteklenmesine katkı sunmasını umuyorum. Az konuştuklarımız; HIV ve Doğum, HIV ve Göz 4. HIV Akademisi’nin 2. Gününün önemli oturumlarından biri de “az konuştuklarımız” başlığıyla düzenlendi HIV ve Hematoloji, HIV ve Göz, HIV ve Doğum, Doğumdan Yenidoğana ve Adölesana HIV ile Yaşayan Çocuk konularında deneyimli uzmanların hazırladığı özenli sunumlarla zenginleşen oturumda bizim en çok odaklandığımız sunum Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük’ün HIV ve Doğum sunumu oldu. HIV ve doğum konusunda yaptığı tüm çalışmalarla HIV ile yaşayan kadınların bu konuda sıklıkla karşılaştığı ön yargıların azaltılmasına katkı sunan Serdar Hoca her zamanki gibi harika bir sunum yaparak, bu konudaki soru işaretlerini tereddüde yer kalmayacak bir biçimde giderdi; “HIV pozitif kadınların çocuk sahibi olmasında ve alışılagelmiş yollarla doğum yapmasında hiçbir sorun yok. Özel bir engel ya da spesifik bir durum yoksa alışılagelmiş yollarla doğum yapılmasına engel yok”. Sitemizin de konuk yazarlarından olan, çok sevdiğimizi her fırsatta söylediğimiz Serdar Hoca’ya hem sunumu hem de HIV ve Doğum konusundaki anlatıyı değiştiren ve ön yargıları kıran tüm çalışmaları için teşekkür ederiz. HIV ve göz 2. gün programının dikkatle dinlediğimiz bir diğer sunumu ise Prof. Dr. Didar Uçar’ın HIV ve göz başlıklı sunumuydu. Göz sağlığı rutin HIV takibi süreçlerinde genellikle ihmal edilen bir konu olduğu için ajanda da bu konunun kapsanması önemliydi. HIV'in görme yetisinde çok büyük tahribatlar yaratması beklenmiyor ancak kişiden kişiye değişen bazı olumsuz etkiler de ihtimal dahilinde. O yüzden tüm danışanlarımıza HIV tanısını takip eden süreçte ve mutlaka göz muayenesi talep etmeleriniz tavsiye ediyoruz. Kırmızı Kurdele İstanbul’un genel değerlendirmesi EKMUD HIV Akademisi gerçekten oldukça verimli bir toplantıydı. Akademinin kapsayıcılığı, sunumların doluluğu, deneyimli ve genç hekimlerin olgular üzerinde birlikte tartıştıkları oturumlar ve komünite temsilinin ihmal edilmemiş olması toplantının seviyesini yükselten öğelerdi ve toplantı sonrası konuştuğum tüm hekimler bu görüşü paylaştılar. EKMUD Yönetim Kurulu'na hem bu harika organizasyon hem de sivil toplum kuruluşlarını davetleri için teşekkür ediyorum. Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, Türkiye’de HIV alanında hizmet sunan tüm çalışma gruplarının, birbirlerini daha iyi tanıyarak yakın çalışma ve iş birliği geliştirme fırsatları bulmasını sağlayan bu tip toplantılara katkı vermeyi her zaman çok önemsiyoruz. İnanıyoruz ki; her türlü yapıcı diyalog ve tüm paydaşların uyumlu çalışması, başta HIV ilaç tedavisi almakta alan bireyler olmak üzere, toplumun tamamının faydalandığı kapsayıcı iş birlikleri yaratıyor. Türkiye’de HIV alanında hizmet sunan tüm çalışma gruplarının, birbirlerini daha iyi tanıyarak yakın çalışma ve iş birliği geliştirme fırsatları bulmasını sağlayan bu tip toplantılara katkı vermek ve tüm yararlanıcılarımıza daha iyi hizmetler sunmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey
- Yeni bir HIV aşısı çalışmasının ilk sonuçları umut verici
Aşı çalışmalarında henüz kesin bir başarıya ulaşılamamış olsa da bugüne kadar yapılan tüm çalışmalardan elde edilen veriler, yeni çalışmalar ve denemeler için gerekli zemini oluşturuyor. İlk sonuçları geçtiğimiz günlerde yayınlanan erken aşamadaki yeni bir çalışma, HIV aşısı konusunda heyecan ve umutları tazeledi. Detaylar #hivbilgisi kaynağı kirmizikurdele.org'de İyi okumalar. kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı Yayın tarihi: Haziran 25, 2023 Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Son yıllarda aşı geliştirme alanında gerçekten ilham verici gelişmelere tanık olduk, oluyoruz. COVID-19 pandemisinin yönetiminde çok kritik rol oynayan mRNA aşıları, *Solunum sinsityal virüsü için onaylanan ilk aşı ve gelişebilecek yeni influenza (halk arasında grip olarak da bilinen hastalık) virüslerinin sebep olabileceği olası salgınlarını önlemeye yardımcı olabilecek bir evrensel grip aşısı adayı bu gelişmelere dahil. (*Solunum sinsityal virüsü (RSV), genellikle kış mevsiminde tüm dünyada salgınlarına neden olabilen; burun, boğaz, akciğer dahil olmak üzere tüm solunum yollarını etkileyebilen bir RNA virüsüdür. Bütün bunlar olurken, her yıl dünya çapında yaklaşık 1,5 milyon yeni olguya sebep olan HIV için güvenli ve etkili bir aşı konusunda da ilerlemeler kaydedilmeye devam ediliyor. Bunun en yeni örneklerinden bir tanesi, bir metrenin sadece birkaç milyarda biri büyüklüğünde bir moleküler yapı olan benzersiz bir protein nanopartikülden yapılan bir HIV aşısının yakın zamanda insanlar üzerinde yapılan ilk denemesi oldu. Henüz yolun başlarında olan eOD-GT8 60-mer isimli önleyici aşıya dair bu klinik çalışmanın yakın zamanda Science Translational Medicine Dergisinde ve daha önce Science Dergisinde yayınlanan erken sonuçları, deneysel HIV nanopartikül aşısının insanlarda güvenli olduğunu gösterdi. Bu sonuçlara göre araştırmacılar aşının, çalışmanın bu kısmına katılan 36 sağlıklı yetişkin gönüllünün neredeyse tamamında, nadir görülen bir B hücresi türünün üretimini başarılı bir şekilde artırdığını belirlediler. Bu nadir B hücresi türünü bu kadar kritik yapan şey, çeşitli HIV varyantlarına karşı koruma üretebilen diğer B hücrelerinin öncüsü olması. Ayrıca aşının, yardımcı T hücrelerinden geniş yanıtlar ortaya çıkarması da bir başka iyi haber. Bu hücreler, temel B hücreleri için kritik bir destekleyici rol oynuyorlar. Yıllardır süren bir arayış; HIV aşısı Araştırmacılar on yıllardır güvenli ve etkili bir HIV aşısı geliştirmek için çok sayıda fikir ortaya attılar. Ancak henüz son aşamaya varan bir çalışma olmadı çünkü aşılması gereken çeşitli zorluklar var. .: #HIVbilgisi okuma önerisi: HIV kesin tedavisi neden yok, tedavi bulmak neden zor? :. En önemli zorluklardan biri, insan bağışıklık sisteminin HIV'i tanımak ve enfeksiyonla savaşan gerekli antikorları üretmek için yeterli donanıma sahip olmaması. Bunun da ötesinde, HIV kimlik değiştirip yeni varyantlar üretmek için hızla mutasyona uğrayabiliyor. Bir HIV aşının işe yaraması, HIV'in bir değil birçok farklı yüzünü tanıyan ve bunlara karşı savunma sağlayabilen bir yöntem geliştirilebilmesine bağlı. İşte eOD-GT8 60-mer isimli çalışma bunu deniyor. Enjeksiyon yoluyla uygulanan bu nanopartikül, virüsün insan hücrelerine bağlanmasını ve enfekte olmasını sağlayan bir HIV proteininin küçük bir bölümünü taklit etmek üzere tasarlandı ve insanlardaki ilk uygulama aşının sekiz hafta arayla iki kez uygulandığında güvenli olduğunu gösterdi. Katılımcılar bir ya da iki gün içinde kaybolan hafif ila orta şiddetli yan etkiler bildirdiler. Aşı biri hariç tüm gönüllülerde (36 kişiden 35'i) B hücrelerinin üretimini artırdı. Temel B hücrelerindeki bu artışın, bu hücreleri HIV'e karşı koruyacak gerekli ek adımlar için zemin hazırladığı düşünülüyor. Araştırma ekibi mRNA tabanlı COVID-19 aşılarından birinin geliştiricisi olan Moderna ile eOD-GT8 60-mer'in bir mRNA versiyonu üzerinde iş birliği yaptıklarını söylüyorlar. Bu önemli, çünkü mRNA aşılarının üretimi ve modifikasyonu çok daha hızlı ve kolay, bu da bu araştırmanın daha hızlı ilerlemesine yardımcı olabilir. Aşı çalışmalarında henüz kesin bir başarıya ulaşılamamış olsa da bugüne kadar yapılan tüm çalışmalardan elde edilen veriler, yeni çalışmalar ve denemeler için gerekli zemini oluşturuyor. HIV araştırmalarında geçen 40 yıla yakın süreye baktığımızda, HIV salgınını sona erdirme yolunda devam eden ilerlemeye tanık olmak gerçekten yüreklendirici. Ancak mevcut ilaç/tedavi seçenekleri dışındaki yeni arayışlar konusunda yolun uzun olduğunu ve önümüzde uzun bir mesafe olduğunu da tekrar tekrar vurgulamak gerekir. Bu bakımdan, gelen olumlu olumsuz tüm verilere sağduyulu ve temkinli yaklaşmanın, erken ve gereksiz heyecanlara kapılmaktan daha doğru ve gerekli olduğunun altını özellikle çizmek isterim. Dünyanın her yerinde, HIV bilimi alanındaki çalışmaları yakından takip eden zaman zaman yazıya döken bir aktivist ve topluluk yazarı olarak çalışmaları yakında takip etmeye, gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yararlanılan yazı
- HIV ve seyahat; HIV pozitifler için seyahate hazırlık rehberi ve bazı ipuçları
HIV ile yaşamak keyifle seyahat etmeye elbette engel teşkil etmiyor, etmemeli. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı basit şeyler var. Seyahatinizi titizlikle planlamanız, olası sorunlarını daha oluşmadan, kolayca engellemenizi sağlar. Türkiye'nin güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı kaynağı ve #kirmizikurdeleistanbul olarak HIV ile yaşayan bireylerin seyahate çıkmadan önce dikkat etmelerinde fayda olan bu detayları sıraladık. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Güncelleme tarihi: Haziran 21, 2023 Yayın tarihi: Temmuz 5, 2022 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Seyahatleri ve tatil günlerini dört gözle bekliyoruz. Beklenen gün gelip çattığında da ise heyecanla ve keyifle yola çıkıyoruz. Peki seyahatinizi, sağlığınızı ve tedavinizin sürekliliğini etkileyebilecek faktörleri göz önünde bulundurarak planladığınızdan emin misiniz? --Seyahate çıkmadan önce eksiksiz hazırlanmak için yeterli bir süre ayırın-- Tüm yılın yorgunluğunu çıkarmak fikri hepimizi elbette ki çok heyecanlandırıyor. Ancak, bu heyecan bazen küçük unutkanlıklara ve hatta kazalara neden olabilir. HIV ile yaşayan bireylerin, başta düzenli ilaç kullanımı olmak üzere, bazı konuları düzenli ve titizlikle takip etmeleri gerekiyor. Bu sebeple, eğer bir seyahat planı yapıyorsanız, günlük alacağınız ilaçlar ya da günlük yapacağınız egzersizler gibi tüm detayları telefon ya da tabletinize yazmanızı ve tatil boyunca bu plana sadık kalmanızı öneririz... Yazının devamı için tıklayın
- HIV pozitiflik bir eşcinsel *hastalığı mı?
Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü S. Yayın tarihi: Haziran 10, 2023 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. (*Aslında HIV pozitiflik hastalık da değildir ama onu ayrıca konuşuruz!) HIV hakkındaki hâkim genel kanılardan birisi, bu virüsün yoğunlukla/sadece eşcinselleri/eşcinsel erkekleri etkilediği ve onların meselesi olduğu. Fakat bu bilgi dedikodudan ve safsatadan öteye geçemiyor. Dünyanın her yerinden yerel ve global veriler HIV taşıyıcılığının yalnızca LGBTI+'lara özel bir durum olmadığını, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, millet ve milliyetten insanın HIV'den etkilenebildiklerini doğruluyor. Örneğin; UNAIDS'e göre 2021 yılı itibarıyla dünya genelinde HIV ile yaşayan 38.4 milyon insanın %54'ü kadın. Daha kapsamlı bir başka UNAIDS raporuna göre ise 2021 yılında dünya genelinde bildirilen yeni HIV olgularının oransal dağılımı şöyle; -%12, Seks işçileri, -%10, Damar içi madde kullananlar, -%21, Eşcinsel erkekler ve onlarla ilişkiye giren (eşcinsel olmadıklarını bildiren) erkekler, -%2, Trans kadınlar, -%25, Seks işçilerinin müşterileri ve kilit gruplardan bireylerle cinsel ilişkiye giren ve heteroseksüel olduklarını bildirenler, -%30, Kendilerini bu sınıflandırma içinde tanımlamayan genel popülasyon Veriler açık. O yüzden HIV pozitifliğin sadece belirli kişilere özgü bir durum olduğunu söylediğinizde ise en kısa yoldan ifade edersek; sadece bu konudaki cehaletinizi sergilemekle kalmıyor, cehalette ısrar ettiğinizi ve kanıtlanmış bilimsel verileri manipüle ederek ayrımcılığa, damgalamaya ve toplumsal eşitsizliklere kolayca sebep olabileceğinizi de göstermiş oluyorsunuz. En az bunlar kadar, hatta daha da önemli bir diğer husus ise; HIV taşıyıcılığının sadece şu ya da bu gruplara özgü bir durum olduğunu söylediğinizde, kendini şu ya da bu gruplardan biri olarak tanımlamayan bireylerin Belirlenemeyen = Bulaştırmayan #BeşittirB, kondom, Temas Öncesi Profilaksi (PrEP/TÖP) gibi işe yarayan tedbirlere gerek duymadıkları ve düzenli olarak HIV testi yaptırmaya gerek görmedikleri bir ortam yaratıyor olduğunuz. Sadece bir virüs olan HIV hiç kimseyi ahlaken yargılamaz, onları kadın, erkek, heteroseksüel, eşcinsel siyah, beyaz vb. diye ayırmaz, kim ya da nereli olduğunuzla ilgilenmez. HIV'i eşcinsel veya LGBTI+ hastalığı olarak adlandırmak tıbben asla doğru olmadığı gibi HIV ile yaşayanlar ve LGBTI+ bireyler hakkında söylenen ayrımcı, damgalayıcı ifadeleri, safsataları, manipülasyonları ve yalan yanlış bilgileri yaygınlaştırır. Lütfen siz onlardan olmayın, BİLmeye, ÖNEMSEmeye, KORUNmaya ve yılda en az bir kez düzenli HIV testi yaptırmaya devam edin. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey
- Dünya AIDS Aşısı (ve Farkındalığı) Günü
Başlığı görünce akla gelen ilk cümlelerden biri ''aşısı mı var ki, özel günü var'' olabilir ama 18 Mayıs Dünya AIDS Aşısı ve Farkındalığı günü HIV ve AIDS açısından önemli bir gün. Günün tarihçesine, sebebine, anlamına HIV kesin tedavi çalışmalarında nerede olduğumuza dair bir #hivbilgisi yazısı. İyi okumalar. Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, (Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı) Güncelleme: Mayıs 18, 2023 Yayın tarihi: Mayıs 18 , 2022 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. HIV ve AIDS'e dair, en bilineni 1 Aralık Dünya AIDS Günü olmak üzere birkaç önemli anma günü var. 18 Mayıs Dünya AIDS Aşısı ve Farkındalığı Günü de bunlardan biri. Her yıl 18 Mayıs'ta hem 1981 yılından bugüne kadar AIDS'e bağlı çeşitli sebeplerle hayatlarını kaybeden insanlar anılıyor, hem de yıllardır -sayısız başarısızlığa rağmen- bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ve eforla nihai bir AIDS aşısı bulunması için çalışmalar sürdüren bilim insanları, bu çalışmaları destekleyen, fonlayan kişi ve kuruluşlar ve yaptıkları aktivizm çalışmaları, yazdıkları yazılar vb. işlerle yerelde ve globalde AIDS aşısı farkındalığı yaratarak konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan benim gibi tedavi aktivistlerine teşekkür ediliyor. -Dünya AIDS Aşısı Gününün ortaya çıkışı Günün fikrinin ortaya çıkış tarihi 18 Mayıs 1997. O gün Michigan Eyaleti Devlet Üniversitesinde bir konuşma yapan dönemin Amerikan Başkanı Bill Clinton ''sadece gerçekten işe yarayan önleyici bir AIDS (HIV) aşısının küresel AIDS tehdidini bertaraf etmeye ve AIDS ve HIV'i tamamen durdurabileceğine inandığını'' söyleyerek, konunun o düzeyde bir politikacı tarafından ilk kez bu ciddiyetle ele alınmasını sağlıyor, dikkatleri (ve daha önemlisi maddi kaynakları) aşı çalışmalarına çekmeyi başarıyor ve 18 Mayıs gününü bu açıdan önemli bir hale getiriyor. Ve böylelikle bu konuşmayı takip eden yıldan itibaren Michigan Eyaleti Devlet Üniversitesi'nin öncü olmasıyla 18 Mayıs günleri Dünya AIDS Aşısı ve Farkındalığı Günü olarak benimseniyor. -Dünya AIDS Aşısı Gününün anlamı Giriş paragrafında söylediğim gibi akla gelen ilk cümle ve ilk tepki ''aşı var mı ki, günü kutlayalım'' olabilir ama bu biraz haksızlık ve yanlış bir yaklaşım olur. Çünkü 90 yıllardan beri aralıksız sürdürülen önleyici aşı ve HIV kesin tedavisi çalışmaları sadece günümüzdeki çok etkili ve bulaş engelleyen (Bkz: Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan) HIV ilaç tedavisine erişmemizi sağlamadı, ayrıca sağladığı veriler ve bu süreçte geliştirilen teknolojilerle bazı başka alanlarda kesin tedavilere ulaşmamıza vesile oldu. Bunlardan en belirgini yakın zamanda bulunan Hepatit C kesin tedavisi ve yakın zamandaki Covid-19 aşısı. Yani gerek önleyici gerek HIV'i vücuttan atmayı hedefleyen aşı ve HIV kesin tedavisi çalışmaları pek çok açıdan önemli, değerli ve bu çalışmalara emek veren başta bilim insanları ve aktivistler olmak herkesi anmak, teşekkür etmek gerekir. -Aşı ve kesin tedavi çalışmalarında neredeyiz? Eğer siz, sadece kesin tedavi ve HIV'i vücuttan atmayı başarı ve gerçek bir bilimsel aşama sayanlardansanız pek de bir yerde değiliz, çünkü elimizde kesin bir tedavi yok! -şimdilik yok- Fakat benim gibi, HIV biliminin şu anda geldiği noktada HIV ile yaşayanlara sunduğu, günde tek tabletle, HIV taşımıyormuşcasına sağlıklı ve virüsü kondomsuz ilişkilerde bile cinsel partnerlerine bulaştırma riskinin SIFIRa indirildiği ömürlere odaklanıyorsanız, oldukça iyi bir noktada olduğumuzu gönül rahatlığıyla söyleyebilirsiniz. Ben, bu konuda olumlu noktalara odaklanmayı ve bilime, HIV ile yaşayanlara sunduğu efektif HIV ilaç tedavisi için müteşekkir olarak, çok değil 30 yıl önce insanlar ilaçsızlıktan ölürken hayal bile edilmeyen bu aşamayı, çok uzak olmayan olmayan bir gelecekte önleyici HIV aşısının ve HIV kesin tedavisinin müjdecisi olarak değerlendirmeyi tercih ediyorum. Yıllardır, nihai bir AIDS aşısı bulunması için yılmadan çalışan bilim insanlarına, bu çalışmaları destekleyen, fonlayan kişi ve kuruluşlara ve benim gibi, yaptıkları aktivizm çalışmaları, yazdıkları yazılar vb. işlerle yerelde ve globalde AIDS aşısı farkındalığı yaratarak konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan tüm tedavi aktivistlerine yürekten teşekkür ederim. HIV aşısı ve HIV kesin tedavisi yakın gelecekte bulunduğunda, bu insanlar sayesinde bulunmuş olacak. İyi ki varlar! Yeni ilaç, yeni tedaviler hakkındaki tüm HIV bilimi çalışmalarını düzenli olarak takibe ve kayda değer gelişmeleri Türkiye HIV topluluğuyla ve tüm ilgilileriyle paylaşmaya devam edeceğim. Takipte kalın. Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı #kirmizikurdeleistanbul #hivhakkindahersey
- Mikro Araştırma Fonu #MAF2023 için başvurular başladı
Yayına hazırlayan: Sivil Toplum HIV Konferansı #HIV2023İstanbul Hazırlık Ekibi Yayın tarihi: Mart 20, 2023 2016 yılından bu yana pek çok ilk ve yenilikçi projeyi hayata geçiren #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul'un, Türkiye’nin 40 yıla yaklaşan HIV (ve yarattığı sorunlar) ile mücadele tarihinde bir ilk olarak 2021 yılında hayata geçirdiği çok önemli bir aşama olan Sivil Toplum HIV Konferansı'nın üçüncü edisyonu #HIV2023İstanbul' için hazırlıklar sürüyor. Kırmızı Kurdele İstanbul #HIV2023İstanbul hazırlıkları kapsamında, geçen yıl olduğu gibi bir de mikro araştırma fonu duyuruyor. Sivil toplum HIV Konferansı #HIV2021İstanbul tüm oturumların videoları ve sonuç bildirgesi için tıklayın "Mikro Araştırma Fonu #MAF2023" ile bu yıl ikinci defa sosyal araştırmalar desteklenecek ve sivil toplum kuruluşlarına, sivil toplum girişimleri/inisiyatiflere ve araştırmacılar/akademisyenlere açık olan fon kapsamında 9 projeye 7.500'er TL destek sağlanacak. Amaçları; *farklı sorun alanlarında çalışmalar yürüten kurumların/kişilerin bu alanların HIV ile kesiştiği açılardan durum okuması ve saha araştırması yaparak veri üretmesi, *HIV olgusunun bu verilerin sağladığı imkanlar ile daha geniş ve kapsayıcı bir çerçevede hep birlikte tartışılması, ve *Türkiye HIV sivil toplumunun daha olgun bir yanıt üretmesi olarak özetlenenen "Mikro Araştırma Fonu #MAF2023"un proje takvimi ise şöyle; Son başvuru tarihi: 14 Nisan 2023 Kazananlar duyurusu: 21 Nisan 2023 Dokümantasyon & Finansman: 22 - 30 Nisan 2023 Proje sunum ve bildirge teslim tarihi: 15 Eylül 2023 Mikro Araştırma Fonu #MAF2023 başvuru kitapçığı için buraya, başvuru formu için buraya tıklayabilir, Mikro Araştırma Fonu #MAF2022 bildirilerini de içeren Sivil Toplum HIV Konferansı #HIV2022İstanbul Konferans Kitapçığını buradan indirebilirsiniz.
- HIV ve kadınlar hakkında 9 yanlış bilgi
Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü S. Yayın tarihi: Ağustos 2018 Son güncelleme: Mart 2023 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Birleşmiş Milletler AIDS'le Mücadele Ortak Programı UNAIDS'in yayınladığı bir belgeye göre dünya genelinde 20.2 milyon kadın HIV ile yaşıyor. Yani 37.7 milyon olarak bildiren toplam sayının yarısından fazlası oranında. Yine UNAIDS tarafından yayınlanan bir başka belgeye göre genç kadınların HIV ile karşılaşma riski yaşıtları erkeklerin 2 katı. Yani kısaca özetlersek, kadınlar pek çok konuda olduğu gibi HIV konusunda da dezavantajlılar ve eşit hizmetlere erişimlerinin önünde toplumsal, çevresel, geleneksel pek çok engel ve *mit var. (*Mit: Doğruluğuna dair hiçbir bilimsel kanıt olmadığı, tam aksine yanlış oldukları kanıtlandığı halde, halk arasında söylene söylene yaygınlaşmış yalan yanlış bilgiler, safsatalar ve kötü niyetle uydurulmuş palavralar.) Bu tip mitler bazen inanılmayacak derecede saçma olabilirler. Üstelik bunlar yanlış bilginin hızla yayılmasına ve gerçeklerden giderek uzaklaşılmasına da neden olurlar. Konu HIV, hele de kadınlar ve HIV olunca ise, basit bir yanlış bilgi giderek daha çok dedikodu ve ön yargıya sebep olarak daha tehlikeli hale gelebilir, insanların maruz kaldıkları bireysel, sosyal ya da hukuki mağduriyetlerin meşru kabul edilmesine sebep olabilirler. Türkiye'nin en çok başvurulan, güvenilir #hivbilgisi kaynağı olarak #hivhakkindahersey temasıyla ilk günden bu yana kesintisiz sürdürdüğümüz ve ilgiyle takip edilen yayınlarımızda bu kez, 'HIV ve kadınlar hakkında 9 yanlış bilgi’ başlığını seçiyor ve safsataları bir çırpıda savuşturup, doğruluğu bilimsel verilerle ispatlanmış gerçekleri aktarıyor ve daha fazla insana ulaşması için paylaşmanızı rica ediyoruz! Keyifli okumalar. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #bilönemsekorun 1- "Bir kadın, hangi erkeğin HIV-pozitif olduğunu kolayca tahmin edebilir” Bir erkeğin ya da kadının HIV pozitif olup olmadığını tahmin edebilmek diye bir şey yoktur. HIV belirtilerinin ortaya çıkması yıllar alabilir ve hatta bu belirtiler mutlaka HIV’e ilişkin olmayabilirler. HIV'den korunmanın yolu dedikodu ya da tahmin üretmek değil, bilmek. önemsemek korunmaktır. HIV hakkında her şey bölümümüzdeki HIV belirtileri başlıklı #hivbilgisi yazımızı okumak için buraya tıklayın. 2- “Eğer bir kadın HIV pozitif ise ve bebeği olursa, o bebek de HIV pozitif olarak doğar” Eğer bir kadın gebeliği sırasında HIV pozitifliği hakkında bilgi sahibiyse ve tedaviye başlarsa ya da zaten tedavi görmekte olan bir HIV pozitif ise bebeğinin de HIV pozitif olma olasılığı sıfıra yakındır. Bu mucizevi gelişmeyi Belirlenemeyen=Bulaştırmayan B=B konseptine borçluyuz. Yani; hamileyseniz, test yaptırın! Hatta daha iyisi; değilseniz de yılda en az bir kez HIV testi yaptırın! HIV hakkında her şey bölümümüzdeki HIV ve Hamilelik başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayın. 3: “Kadından erkeğe HIV bulaşmaz” Doğrusu, diğer olasılıklara göre düşük bir ihtimalden bahsettiğimiz doğru. Ama olmaz diye bir şey yok, olabilir. Cinsel ilişki sırasında HIV, erkeğin penis ucu yoluyla ya da vücutta bulunan bir kesik, yara ya da diğer açık organ bölgelerinden vücuda girebilir. Hatta eğer kadın henüz tanı almadıysa ve viral yükü yüksekse ya da erkekte tedavi altına alınmamış cinsel yolla bulaşan herhangi bir enfeksiyon söz konusuysa, bu durumda kadından erkeğe bulaşı olasılığı yükselecektir. HIV hakkında her şey bölümümüzdeki HIV bulaş yolları başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayın. 4 “Eğer bir kadına HIV tanısı konulursa, tüm arkadaşlarını ve ailesini kaybeder” Bazı ailelerin ve arkadaşların, HIV olgusu ile baş etmelerinin zor olduğu bir gerçek. Ancak hayatınızdaki varlıkları önemli olan insanlar, biraz zaman alsa da, bu durumu anlayışla karşılayacaklardır. Mevcut sağlık durumunuzu gizlemek ve bununla tek başınıza mücadele etmek sizin için büyük bir yük olabilir. Şunu bilin ki, aile içinde yeni bir dönem ya da yeni arkadaşlar edinmek anlamına gelse de, sizi seven ve size destek olmak isteyecek insanlar daima olacaktır. HIV bilgisi blogumuzdaki HIV pozitiflerin asla unutmaması gereken 11 şey başlıklı yazımızı okumak için burayı tıklayın 5 “Eğer bir kadına HIV tanısı konulursa, herkes onu bir şekilde suçlayacaktır” Ne zaman HIV ya da AIDS’ten bahsetsek, aslında cehaletten de bahsediyor oluyoruz, ki sadece bu konuda değil her konuda en büyük tehlike cehalettir. Bazı insanlar HIV tanısı almanızdan dolayı sizi çeşitli konularda suçlayabilirler. Ama bu onların cehaleti ve onların sorunu, sizin değil! Eğer birisi bir kadını/bir başkasını sırf kondom kullanmadığı/kondom kullanmakta ısrarcı olmadığı ve/ya da partneri kondom kullanmak istemediğinde cinsel ilişkiden hemen o anda vazgeçmediği için suçlayacaksa, önce kendisi böyle bir durumda kaldığında ne yaptığını, neler yapacağını, neler hissedeceğini bir düşünsün. Yani başkalarından kolayca beklediği dürüstlüğü kendisi kendisine karşı göstermiş mi ona bir baksın lütfen. Lütfen! HIV bilgisi blogumuzdaki HIV’e dair damgalama ve ayrımcılıkla başa çıkmanın 7 yolu başlıklı yazımızı okumak için burayı tıklayın 6: “Evli ya da tek eşli bir ilişki yaşayan kadınlar için HIV riski yoktur” Rastgele tek eşlilik ile tek bir bireyle devamlı tek eşlilik aynı şey değildir. Tek bir kadınla tek eşli ilişki içerisindeyken, başka bireylerle de cinsel ilişki yaşayan birçok erkek olabileceği gibi bunun tersi de mümkündür. Başlıkta yer verdiğimiz inanç kadın ya da erkek fark etmeksizin herkesi korunma tedbirlerinin iki tarafça da benimsendiği cinsel ilişki koşullarının gerekli olmadığına inanırken, HIV riskini önemli ölçüde arttırmaktadır. Dolayısıyla bizim önerimiz kondom, PrEP/TÖP gibi tedbirlerin açık bir biçimde sürekli olarak yeniden değerlendirilmesidir. HIV hakkında her şey bölümümüzdeki risk oranları tablosu için buraya tıklayın. 7: “Eşcinsel kadınlarda HIV riski yoktur” Lezbiyenler ya da başka kadınlarla cinsel temas kuran kadınlarda da HIV, hatta diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların bulaşı da söz konusu olabilir. Genellikle risk daha az ama imkânsız değildir. Bu yüzden tüm cinsel ilişkilerinizde korunmanızı önermeye devam ediyoruz. HIV hakkında her şey bölümümüzdeki risk tablosu için buraya tıklayın. 8: “Yaş almış kadınların HIV riski yoktur” İleri yaşta olmasına rağmen aktif bir cinsel yaşamı olan kadınların varlığı bilinen bir olgu. Bu gruptaki esas problem bilgisizlikten dolayı, kendilerini daha da yüksek oranda risk altına sokacak şekilde, kondom kullanımının daha az görülmesidir. Dolayısıyla basit bir davranış değişikliği ile kolayca yönetilebilecek riskler, ciddi bir sorun haline dönüşebilir. Dolayısıyla biz, yukarıda da tekrarladığımız gibi kondom, PrEP/TÖP gibi tedbirlerin açık bir biçimde sürekli olarak yeniden değerlendirilmesini öneriyoruz. HIV hakkında her şey bölümümüzdeki risk tablosu için buraya tıklayın. 9: “Eğer bir kadına HIV bulaşırsa, yeni bir ilişki yaşama şansı kalmaz” Duygusal ya da cinsel ilişkiler söz konusu olduğunda, HIV pozitif olmak bir engel gibi görülebilir. Ancak tanı almış olmak, asla duygusal ya da cinsel hayatınızın bitmiş olduğu anlamına gelmez. Nitekim HIV pozitif olduğunu yıllardır bilen ve HIV negatiflerden farksız bir aşk/gönül hayatları olan sayısız kadın vardır. Bu noktada en önemli şey, sizi doğru ilişkilere yönlendirecek şekilde dürüst ve açık yürekli olmanızdır. Sizi anlayacak ve destek olacak doğru kişiyi bulduğunuzda, doğru yerde olduğunuzu kalbiniz size söyleyecektir. #HIVbilgisi blogumuzdaki HIV pozitif bir bireyle flört ya da ilişki başlıklı yazımızı okumak için burayı tıklayın. www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı *Görsel. prepdaily.org
- 2nd update from Red Ribbon Istanbul on the natural disasters in Türkiye and donation options
(Feb 9, 2023) Dear international followers, colleagues, and friends. (Please share this update widely with your international community -Share this on Twitter -Share this on Facebook -Share this on Instagram) After the first update we posted, we received many support messages. It's so nice to know that we're not alone. Thanks to everyone. The picture becomes more apparent as days go by, and unfortunately, the situation is not cheering. As of the moment we share this post, the situation is as follows; -The number of cities affected by the EQs: 10 (The affected area is almost equal to the surface area of England in the UK.) -The number of deaths (by Feb 9 at 9:30 pm): 17.134 -The number of injured/rescued (by Feb 9 at 9:30 pm): 70.347 -The number of buildings damaged/demolished (by Feb 9 at 9:30 pm): 6.444 Our priority after the earthquakes was PLHIV and possible treatment interruptions they might have. We have done our best on the issue and still keep doing it. In addition, there is no problem with accessing the medication at the moment, as the social security agency in Türkiye has announced that they will re-supply medicines for those who cannot access their medication on a one-time basis with no questions asked (this information is valid for anyone with chronic diseases with the most recent medication report registered in the pharmacy system). In most of the messages that have reached us, you have said that you all want to help. There are a lot of needs right now, including heating and housing. Humanitarian aid groups and NGOs in the region are working with their superhuman efforts. God bless them! For those who want to donate to the region, there are USD/EURO account numbers below. These bank accounts belong to trustworthy NGOs now in the field to provide humanitarian aid and needing financial support for sustainable operations. Those friends of ours who want to donate to support us/our country may use these accounts. And if you wish, you can share with us where and how much you donated with a private massage, and later we can make a list of donations to announce to the public. As we mentioned above, there is no medication-related problem. But if such a need occurs, we will inform you with another announcement. Thank you for all your support messages and prayers. P.S. Please send us the links of your institutions'/NGOs' social media posts about the earthquakes. We want to share them on our social media accounts&website. Bank Accounts: Ahbap Association https://ahbap.org/disasters-turkey Ministry of Interior, Disaster and Emergency Management Presidency (AFAD) https://en.afad.gov.tr/earthquake-humanitarian-aid-campaign Cryptocurrency Accounts BEP20 address 0xB67705398fEd380a1CE02e77095fed64f8aCe463 ERC20 address 0xe1935271D1993434A1a59fE08f24891Dc5F398Cd Avalanche address 0x868D27c361682462536DfE361f2e20B3A6f4dDD8 (Attention: No ETH net) #RedRibbonIstanbul Team #AllAboutHIV
- An important update from Red Ribbon Istanbul on the natural disasters in Türkiye
(Feb 6, 2023) Dear international followers, colleagues, and friends. As you follow from the international press, there have been significant earthquakes in a row on the same day affecting several cities in Türkiye. We don’t yet know the damage caused by these earthquakes, and we follow the information channels provided by the state to understand the situation better. However, as an NGO working in the field of HIV, we have already received a large number of calls for support, even on the first day of the disaster. We keep on working non-stop to gather all the updated information to inform you about the situation and to ask for your international support when assistance is needed. From the very first moment of the news, state institutions and NGOs have been trying to provide support services by going to disaster areas. As an NGO working in the field of HIV, we are trying to list all the demands and understand the real needs. All we can say at this moment is that we need your prayers because the picture is bad and getting worse. After we are clear about what we need with the requests we receive, we will issue a second announcement and ask for your support if we have to deal with demands beyond our capacity. Please keep sending your prayers and love to Türkiye in these difficult days. #RedRibbonIstanbul Team #AllAboutHIV
- Diyarbakır'da kimlik bilgilerinizi vermeden (anonim) ve ücretsiz HIV testi projesi başladı
Yayına hazırlayan: www.kirmizikurdele.org #onlinehivdanismanligi ekibi #hivbilgisi notu yayın tarihi: 28 Ocak 2023 (Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) Ülke genelinde çok önemli bir ihtiyaç olan anonim (kimlik bilgisi paylaşmadan) ve ücretsiz HIV testi yaptırma olanaklarına bir yenisi daha eklendi. Diyarbakır Dicle Üniversitesi bünyesinde bulunan merkez kimlik bilgilerinizi sormadan ve ücret talep etmeden HIV testi imkânı sunuyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Mersin'in ardından Diyarbakır'da da başlayan hizmet Dicle Üniversitesi'nin başladığı 1 yıllık bir proje kapsamında sunuluyor. Ocak 2023'de hizmete açılan merkezde, yetkili sağlık personelleri tarafından ücretsiz ve anonim olarak HIV hakkında danışmanlık veriliyor ve hızlı (kendin yap modeli) HIV testi hizmeti sağlanıyor. Dicle Üniversitesi Yaşam Merkezi -1. katta hizmet veren merkezin güncel çalışma saatleri 11:30 - 13:30 ve randevu gerekmiyor. Kendin yap/kendi kendine/evde HIV testleri güvenilir mi? Cevabı #hivbilgisi kaynağı #kirmizikurdeleistanbul'dan almak için buraya tıklayın. Kimlik bilgilerinizi vermeden HIV testi yaptırabileceğiniz tüm merkezleri ve iletişim bilgilerini içeren tam listeye www.ucretsizhivtesti.com adresinde ya da buraya tıklayarak açılan sayfada bulabilirsiniz
- İzmir'de HIV ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma polikliniği açıldı.
İzmir'de, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı'nda, HIV'den korunma ve Temas Öncesi Profilaksi Polikliniği açıldı. Detaylar aşağıda. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Can, Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü Yayın tarihi: Ekim 11, 2022 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Ülkemizde henüz geri ödeme sisteminde olmasa da, yavaş yavaş çeşitli olumlu gelişmeler görülen Temas Öncesi Profilaksi (TÖP-PrEP) konusunda bir adım da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden geldi ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde HIV ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma polikliniği açıldı. Haftada bir gün, Çarşamba günleri hizmet verecek olan Poliklinik hakkında bilgi için 0 (232) 390 44 42 ve 0(232) 390 44 03'ü arayabilir, randevu için hastanem.ege.edu.tr'yi ziyaret edebilirsiniz ya da yukarıdaki görsele tıklayabilirsiniz.
- Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B) nedir? Ve neden önemlidir?
- Belirlenemeyen = Bulaştırmayan, B eşittir B nedir? Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan ya da kısa adıyla B eşittir B, düzenli HIV ilaç tedavisi kullanımı ile virüs yükleri (viral yük/viral baskı) Belirlenemeyen düzeyinde olan HIV taşıyıcısı bireylerin (kondom kullanmasalar dahi) cinsel ilişki yoluyla HIV bulaştırmayacaklarının bilimsel olarak ispatlandığı anlamına geliyor. HIV ile yaşayan bireylerin uzun ve sağlıklı yaşayabileceklerini, çocuk sahibi olabileceklerini ve başkalarına HIV bulaştırmaktan asla endişelenmemeleri gerektiğini duyuran bu kampanya, hem HIV pozitif bireylerin hem de onların yakınlarının bu gerçekleri anlamalarını sağlayarak kamuoyunu etkilemekte oldukça başarılı olmuştur. 100'den fazla ülkede uygulanan, dünya çapındaki ilk imzacılarından ve uluslararası öncülerinden olan Kırmızı Kurdele İstanbul, Türkiye’de ve dünya genelinde yaptığı çalışmalarla kampanyanın güçlü mesajını daha çok insana ulaşması için çalışıyor. - Belirlenemeyen = Bulaştırmayan neden önemlidir? Kanada’da faaliyet gösteren BC-CfE (Center for Excellence on HIV/AIDS - British Colombia HIV/AIDS Tedavisi Mükemmellik Merkezi) Direktörü Dr. Julio Montaner tarafından birkaç yıl önce başlatılan TasP kampanyası (Treatment as Prevention – Bulaş Önleme Yöntemi Olarak HIV Tedavisi), Prevention Access Campaign (PAC- Tedaviye Erişim Kampanyası) tarafından yürütülen ve Türkiye'ye öncü imzacı ve kampanya küresel sözcülerinden biri olan Kırmızı Kurdele İstanbul tarafından getirilerek, kesintisiz bir ısrarla uygulanan uluslararası Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B bildirisinin de çıkış noktası sayılabilir. Her fırsatta duyurduğumuz önemli bir detayı tekrarlamak gerekirse; Belirlenemeyen = Bulaştırmayan'ı kabul eden, onaylayan ve yaygınlaştıran kurumlar arasında CDC, ECDC, WHO ve UNAIDS gibi önemli kamu otoritelerini gösterebiliriz. B=B'den bahsederken, neden SIFIR RİSK ve BULAŞTIRMAYAN gibi net betimlemeler tercih edilmeli? Dr. Montanier, 2006 yılında Kanada Vancouver’da düzenlenen Uluslararası AIDS Konferansı’nda TasP hakkında etkili bir sunum yaparak tüm dünyaya içeriği hakkında bilgi verdi ve bu da global Belirlenemeyen = Bulaştırmayan hareketinin dayandığı bilimsel gerçeklerin ana başlıklarından biri oldu. Geniş çerçevede TasP, HIV pozitif tanısı alan bir bireyin, tanı konulmasını takiben derhal HIV ilaç tedavisine (ART) başlamasının gerekliliği ve bu gerekliliğin tüm dünyada kabul edilip buna uygun tedavi protokelleri izlenmesi sonucu, HIV enfeksiyonunun artış hızının önemli derecede azalacağı anlamına gelmektedir. Dünya'da pek çok ülke 2013’ten bu yana, ulusal bir strateji olarak TasP’ı, yani HIV tedavisine koşulsuz erişim hakkını savunmakta ve uygulamaktadır. Ülkemizde uygulanan HIV tedavi protokolü de aynı evrensel yaklaşıma uygun olarak sürdürülmektedir ve bu yaklaşım Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından duyurulan HIV/AIDS Tanı Kılavuzu'nda da yerini almıştır. Bireysel anlamda TasP, HIV pozitif bireylerin yaşam kalitesini arttırırken, aynı zamanda enfeksiyonu başkalarına bulaştırabilme riskini de ortadan kaldırmaktadır. -Peki *TasP tam olarak nasıl bir süreçtir? (Bulaş önleme yöntemi olarak HIV tedavisi) Düzenli ve kararlı bir tedavi planıyla, bir HIV pozitif bireyin kanındaki virüs miktarı, belirlenemeyen seviyeye düşmektedir. Bu noktada, virüsü cinsel yolla başkasına bulaştırmak, teorik olarak mümkün değildir. Uluslararası düzeyde yapılmış olan “PARTNER Çalışmaları”nda (PARTNER-1 ve PARTNER-2), sero-different olan çiftlerde (yani birinin HIV pozitif ve diğerinin negatif olan çiftlerde) gözlenen korunmasız anal ve vajinal ilişkilerde, gözlem süresinde HIV pozitif olan bireylerin viral yükleri belirlenemeyen seviyede tutulmuş ve gözlem sürecinin sonunda HIV pozitif bireylerden HIV negatif bireylere virüs bulaşmadığı esin olarak ispatlanmıştır. PARTNER çalışmalarının sonuçları 2016 ve 2018’de Uluslararası AIDS konferanslarında açıklanmıştır. TasP kavramı, daha geniş kesimler tarafından daha da bilinir hale gelmeye başladıktan sonra BC-CfE’nin düzenlediği bir internet seminerine konuşan Dr. Montaner “Söz konusu bilimsel çıktılar olunca, sonuçların güvenilirliği ve yayılımı daha kolay artmaktadır” diyerek aslında TasP ve sonraki sürecin ne kadar da önemli bir gelişmeler içerdiğini ifade etmiştir. Ve zaman içerisinde Belirlenemeyen = Bulaştırmayan üzerinde güçlü ve bilimsel bir fikir birliği oluşmuş, düzenli kullanılan tedavi ile sürdürülebilir belirlenemeyen viral yüke sahip HIV pozitif bireylerin cinsel yolla virüsü başkalarına bulaştıramayacaklarına dair su götürmez, bilimsel temelli bir kampanya başlamıştır. 2017 yılı sonbaharında, ABD Hastalık Kontrol Merkezi CDC'nin, sürdürülebilir belirlenemeyen viral yüke sahip olan bireylerin, cinsel yolla ya da kan yoluyla virüsü başkalarına bulaştıramayacaklarını kabul ve beyan etmesi ise sadece kampanya sürecinde değil, HIV/AIDS tarihinde de çok önemli bir dönüm noktası olmuştur. Denilebilir ki; tedavisine düzenli olarak devam eden ve belirlenemeyen seviyede viral yüke sahip olan HIV-pozitif bireylerin virüsü bulaştırabilme riski sıfırdır. Bu söylem aslında onların bulaştırıcı olmadıkları anlamına gelmektedir. Bu durum, güvenilir kanıtlara dayalı bilimsel gerçeklerin ezici üstünlüğüne çok iyi bir örnektir. -Dr. Anthony Fauci, ABD Sağlık Bakanlığı, Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü, Bilimin ötesinde, Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B hareketi HIV konusundaki negatif ve ayrımcı söylemlerin değişmesi yönünde oyun değiştirici bir faktör olmayı ve HIV pozitif bir bireyin yaşamını derinden etkileyen damgalamayı sonlandırmayı amaçlamaktadır. HIV hakkındaki yanlış bilgiler ve beraberinde gelen damgalama, bireylerin HIV tedavisine erişimini engellemekte ve tedaviye başlama isteklerini de azaltmakta. Bu engellere, sağlık sigortasına sahip olmama, yoksulluk, ırkçılık ve suçluluk psikolojisi vb. etkenler de eklenince, iş iyice içinden çıkılamaz bir hale geliyor. Tüm bu etkenlerin, HIV pozitif bireylerin tedaviye ve tedavi sürecine karşı direnç göstermesine ve hatta tedaviden vazgeçmesine dahi neden olabildiği bilinen bir gerçek. Bu sebeplerle TasP ve Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B hareketinin toplumsal düzeyde bilinirliliğinin arttırılması ve doğru, güncel #hivbilgisi'nin yaygınlaştırılması hayati önem taşıyor. Bu iki önemli olgunun arkasındaki bilimsel gerçeklere ilişkin bilinirliğinin artması, HIV pozitif bireylerin ve HIV’den etkilenen toplumsal çevrelerinin, yani aslında herkesin hayatını kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda TasP ve Belirlenemeyen = Bulaştırmayan hareketine duyulan güven, beraberinde bireylerin HIV’den korunmaları bakımından da fayda sağlayacaktır. Bu sebeple dünya genelinde HIV tedavisine erişmin koşulsuz ve sürdürülebilir olmasının önündeki engeller işbirliğiyle kaldırılmalı; HIV’e karşı negatif algının bertaraf edilmesi için devlet yönetimlerinin ülkeler özelinde özel çalışmalar yapması ve risk grupları için kondom, PreP ve PEP gibi korunma ve erken müdahale yöntemlerine erişimin kolaylaştırılması önemli unsurlardır. Dünya'da birkaç ülkede ve TasP yaklaşımının geliştiği Kanada’nın British Colombia bölgesinde bireylerin PrEP’e erişimleri yasal olarak kabul edildi. Buna bağlı olarak BC-CfE tarafından yapılan ve sonuçları bu yıl açıklanan matematik modellemeye göre, TasP ve PrEP önümüzdeki 10 yılda British Colombia bölgesindeki HIV yayılımını ve gelişen AIDS vakalarını tamamen sona erdirecek. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Belirlenemeyen = Bulaştırmayan'ın temelinde yatan TasP (Bulaş Önleme Yöntemi Olarak HIV Tedavisi) yaklaşımı ülkemizde de benimsenmiştir ve Türkiye'de HIV tedavisi, hiçbir katkı payı gerektirmeksizin GSS şemsiyesi altındaki her birey için tamamen ücretsizdir. B=B hakkında en çok sorulan 9 soru, 9 cevap için tıklayın www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi kaynağı #hivhakkindahersey